Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ARAL1K 2002. SAY1 871 ki bir yerde oynayayım diye bir hırsım yoktu, 98 'de TRT'nin bir projesi geldi; "Çiçeği Büyütmek" diye 13 bölümlük bir dizi. Kadroda Selçuk Yöntem, Ülkü Duru gibi isimler vardı. Bir karakteri canlandırırken sizi zorlayan, ters diişen taraflar oluyor mu? lnsan yaşarken kendi özüyle, kendi karakteriyle kavga ediyor. Başka birinin üzerinize giydiği elbise pat diye oturmuyor zaten. Bu adam niye böyle yaptı diye düşündüğum oluyor ele alınan karakter için. Ama oyunculuk böyle bir şey herhalde. Hikâye kendiliğinden çözülüyor ve sizin yapacağınız artı bir şey yok. Biraz da öngörü ile alakalı. Canlandırdığınız karakterler için ne diyorsunuz? Hepsinde çok eğlendim ve çok keyif aldım. Oynadığım bazı karakterlerde kendimden çok ipucu buldum. Bu herhalde benim biraz da şansımdı. Ama en zorlandığım karakterlerden birisi " 9 " filmindeki Kaya oldu. Çünkü iki ucu çok açık ve insanları neye inandırmak istiyorsam Kaya'yı öylc düşündüm. Film olarakdabütünlükiçerisindebircinayet filmi olmasına rağmen ben kendi adıma katilin kim olduğuyla çok fazla ilgilenmedim. Peki Ozan Güven'in uçuk kaçık halleri var ınıdır? Vardır, vardır Oluramabunları açıklayacak kadar uçuk kaçık değildir! Canlandırmak istediğiniz bir karakter var nıı? Bu ülkede seçme şansımız yok. Ama hiç konuşmadan oynayabileceğim bir karakteri canlandırmak isterim. Ruh hastası, deliyadasapkınolabilir. Sözolnıadan, vücut diliylc, yalnızca bakarak oynamay ı çok arzu ediyorum. Kendıni çok beğenmiş bir aklörü de oynamak ıstiyorunı. Etkilendiğiniz karakterler, filmler... Kdvvard Norton'ın oynadığı her karakter beni etkiliyor ve ınandırıyor. JohnLennon'ınbirkaç filmındcn çok etkilendim. Marlon Brando, özellikle Al Pacino beni her zaman etkiler. Nasıl bir şey popüler olmak? Hayatımdabırşeydegişmedi. Benim dışımda gelişen olaylar beni ilgilendirmiyor. Şöhret olduğumu hissetnıiyorum. Genç kızların sevgilisi misiniz? Genç kızların sevgilisi değilim, 60 yaşında karı koca beni seyredip yeteneklı bulursa çok hoşuma gider. Yoksa idol filan değilim. Belirli bir kitleye hitap etmiyorum. Bak, beni genç kızlar izliyor, iyi oynayayım diye bir şey yok. Biraz da "9"fîlmindenbahsedelim. Ümit Ünal'ın senaryosunu yazıp yönettiği, bir kenar mahallede yaşayan insanlann hikâyesi; bir cinayet üzerine karakterlerin tek tek sorgulanması. Ali Poyrazoğlu, Fikret Kuşkan, Serra Yılmaz, Cezmi Baskın kadroyu oluşruruyor. Böyle bir Fılmde oynamak çok hoşuma gitti. Çok güzel bir hikâye, senaryoyu okurken çok etkilendim. Böyle birşey denemem gerektiğini düşündüm. Çünkü elınizde sadece bir senaryo, bir sandalye, bir kameranız ve söylenecek çok lafınız var. Oyunculuk sınavı gibiydi. Ama geçmek ya da kalmak benim çok ilgilendiğim birşey değil. Zaten her defusmda kendimi seyrettikten sonra yapılacak daha çok şey olduğunu hissediyorum. Ayakkabıcılık maceramzdan söz eder misiniz? Boş zamanlarımda çalışmak istiyordum. Ünivcrsite sınavlannahazırlanırken... Buaradaannem kendine kadın iç çamaşırı mağazası açmaya karar verdi. Ben de annemin yanında çalışmayabaşladım. Beşiktaş Büyük Çarşı 'da annemin yanında kadın iç çamaşın satıyordum. Karşımızda kadın ayakkabı mağazası vardı.Bu pasajda çok popülerdim ve ayakkabıcı benimle çalışmak istedi. Dört sene boyunca oradaçahştım. Hayatımınengüzel yıllaııydı. Kadın ayakkabısı satmak bana çok şey kazandırdı. Beni çok yonttıı. Ozan Güven'in hedefleri ne? Buradan kalkıp yemege gitmek kadar kısasüreli hedefleriın var. Çok fazla hayal kurmanın doğruolmadığını düşüniiyorum. Her zaman bunusöylüyorum. Hayattan beklentiniz? Ömrümün sonıına kadar oyunculuk yapmak istiyorum. Bu kadar beklentim var hayatla ilgili. Hayatın da umurunda değil Ozan Giiven. Ne isterse onu yaşatıyor. Şimdiye kadar beklentim hiç olnıadı. isyankâr bir tutum seziyorum? Hayır, isyankar tutum değil, hayatla mücadele etmenin, onu tırtıklamanın birşey kazandırdığına inanmıyorum. Aksine yıprattığına inanıyorum. Ben sahneye şunda oynayayım diye hedefler koyup oynayamazsam çok üzülüriim. O yüzden hiç öyle hedeflerim yok, önüme bir şeyler gelirse yapacağım. Ozan Güven'in 24 saati nasıl geçer? Yirmi saat uyuyup dört saat aktifolabilsem... Amayok.okula gidiyorum, arkadaşlanmla buluşuyorum, uçak maketi yapıyorum. Kısacası hayatımdan arta kalan vakıtte oyunculuk yapıyorum. Şimdi setten çıktım, bak şimdi diğer sete gidiyorum diye bir şey yok. ^ HAFTANINNOTLARI Yolculuğum sürüyor... 1972'de başladım gazeteciliğe. Hürriyet camiasında. Kelebek gazetesi çıkacaktı ve fotoğraflı bir köşe planlanmıştı. Ben o köşenın fotoğraflarındaki "cici kız" olacaktım. Yazılan bir başkası yazabilirdi. Başka adaylar da vardı ama ben seçildim. Şirin'den Sevgilerle adh köşede fotoğratlanm çıkmaya başladı, yazıları ise Yazı tşleri Müdürü Zeynep Avcı yazıyordu. Birkaç hafta sonra gidip de yaşadığım bir olayı oturup yazınca Nczih Demirkent bunıı beğendi ve o günden sonra tam üç buçuk yıl, hiç durmadan (annemin ölünıü sırasındaki üç gün dışında) o köşeyi yazdım. Aynı zaınanda kendi adım ve o zamanki evlilik soyadımla (Duygu Gürgen) söyleşiler yapıyor, psikoloji okuduğum için korkusuyla olacak, 'hiç çalışmazdı, işe yaramazdı' diye aleyhime yalancı tanıklık yaptılar. Sonra onlardan bazılanyla aynı kurumda çalıştım. Utanmadan sanlıp öptüler Duygucum diye. Sonra Günaydın'ın bünyesinde çıkan Aynntılı Haber'de muhabirlik... Burası kapanıp hepimiz sokakta kalınca birkaç yıllık bir reklam metin yazarlığı deneyimi Man Ajans'ta. Sonra herhalde iş yaşamımın en mutlu on beş yılı, Gelişim Yayınları... Kadınca dergisı, Onyedi... Nokta... dergiler, dergiler. özgürce yeni yayınlar üretmenin, Söz gibi yeni bir gazetede çahşmanın heyecanı... Söz'ün başarısızlığı. Gelişim'deki işlerim sürerken Sabah'ta ve sonra Asil Nadir'ın dasena@turk.net dergileri. Milliyet'te köşe yazarlığı ve diziler, röportajlar ve hiç vazgeçemediğim muhabirlik. Dokuz yıl sonra Milliyet'te 'bana yazacak yer bulunmadığı için' bu gazeteden aynlış... Yanıtı alınamayan bir soru; neden? Bundan da şaşırtıcısı, nyrıldıktan sonra, gazetedeki en yakın arkadaşımın, Genel Yayın Yönetmenine, defalarca ve ısrarla arkamdan yaptığı olumsuz konuşmaları, kötülemeleri duymam... 30 yıl sonra yazamamanın getirdiği iç sıkınhsı. Sanki yazamazsam dünya farklı olacak duygusu!... Sonra 'gel' diyen Cumhuriyet ve burada geçen bir buçuk yıl. İpek ve Oral Çalışlar ile birlikte olmanın keyfi. Onca güzellikler, keyifler içinde, bir başkasının başma gelse. 1970'liydlar... Kelebek ekihi vepatronumuz Zeynep Avcı, ben, ErolSimavi ve sağda Şadun Yolaşan. de Aysel Doğan takma adıyla rulı sağlığı yazıları yazıyor, bir de sayfa yönetiyordum. O gazeteden, o kadar çok çalışırken, yaşadığım bir aşk macerası nedenıyle 17. madde ile yanı tazminatsız kovuldum. Aşk maceralan yaşamak üst düzey yöneticilerin, patroııların hakkıydı. En yakın arkadaşlanm, açtığım davada, kovulnıa Güneş'indeki haHalık röportajlar, köşeler, futbol yazılan. Aynı zamanlarda Star'da konulu ve konuklu bırprogranı... Sonra TRT 2'de Ondan Sonra programı. Birkaç filmde oyunculuk yapma hevesi... Altı adet kitap... llk kez internette yayımlanan bir roman... 1992'de Milliyet'e transfer. Tüm ekibimle... ICim ve Negatif yıkılıp da bir daha ayağa kalkamayacağı olaylar, haksızlıklar... Kendi ılkelerıme olan sarsılmaz güveninı sayesinde hiç yara almadan, hırpalanmadan, gülümseyerek yola devam ediş... Bundan daha kısa yazamazdım bu oruz yılı. Onca 'korkunç acı' ve 'korkunç güzel' olaylan çok yakın bir gelecekte sizlere anlatmak niyetindeyım. Şu nıedya dediğinıiz topluluk içindeki, nice 'abideleşmiş, saygın' ismin, aslında nasıl insanlar olduğunu görmeniz için en azından. Ve çok önemli, çok doğru kışılere bırteşekkür için... Hiç merak etmeyin, aslında eğlenceli bir kıtap olacak. Yolculuğum sürüyor sevgili, dikkatlı, samimi Cumhuriyet okurları... Aşk, hcyecansız olmamalı. Heyecan olnıazsa aşk da biter. Gazetecilik de benim ıçın bir aşk... Yeni heyecanlarda buluşabilmek dileğıyle... lloşçakalın... Sevgiler saygılar.^ Kelebek başanlı oldu. Şirin de... Çuvallurla mektupgeliyor (1973).,.