Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 K.ASIM 2002. SAYI 867 ortalaması yüzde 60' ı geçmez, Amerika da öylc... Yüksek ama organik olmayan bir katılım... Bu neyi gösteriyor? ^Aöz«r:Vatandaşın,ülkeningeleceğinde etkili olabilmek için dörtbeş yılda bir gıdıp oyunu kul lanmaktan başka bir aracının olmadığını, sıvil toplum örgütlerüıin de devletle toplum arasında bir köprü olma işlevini yerine getirmedığinı... Ortaç: Sıyasete katılımı sadeceparliler siyaseti sınırları ıçinde düşünürseniz bu doğru... Anıa Istanbul ıçın şunu hatırlatmalıyım. Bu yaz Istanbul'da yaptığımız büyük biraraştırmasonucundagördükkı,formel olmayan kalılım yolları bızım umduğumuzdan daha etkili bir biçimde işlıyor. Buyollarneler? Ortaç: Bu, bir sorunun çözümü için yerel makamlara başvuru da olabilir. tstanbul'da benı şaşırtan şey, heryedi kişidenbirininbır gösterıyürüyüşünekatılmışolması.Bubir türban gösterisı, ekonomık ya da siy asi nedenlerle yapılmış bır yürüyüş olabilir. Bizım araştırmamız 18 yaşın üstündekileri kapsıyordu, bu sınır kaldırıldıgında oran dahadayükselebilır. Sanırım sıyası katılınıın bu yöniuıü de ıfade etmek gerekir. Yine araştırmalarınız gösteriyor ki. M Ü L K İ Y E T {ev, otomobıl, bilgisayar...) Iklncl bir ev Otomobıl Bulaşık makinası | Bilgisayar | 10.3 Internet bağlantısı Kredikartı Ceplelefonu [ 10 20 30 40 50 % G O 70 80 lYok 90 100 • Var bir biçimde de anlatılabılir, çok basıt bır ıkı gerçek söylenerek de. Ekonominin gıderek kücüldüğü, okuryazarhğın gerı olduğu dikkate ahndığında, köklü geleneksel bır sıyasal kültüre dayanmayan, "kitle ruhu"nun daha etkili olduğu bir toplumda bu türpartılercıddı bır güç olabilir. Ayrıcatoplumda etnık nıtelıkte bır iç göçten kaynaklanan genlımler olduğunu da dikkate almak gerekir. Yoksulluğun gerilimi mi? ürpertici birdurum, ınsanlarkurallarışliyor olsabile... Ortaç: Işlemediği kanısında. Herankendı hakkının gasp edilebileceği kanısında. Bu bütünüyle, cski kuralların, gitgıde büyüyen toplumsal havuz içinde artık yön tayinetmeye ımkan vermediğini gösteriyor. Ya da ınsanlar öyle algılıyor. Bu algılamanın nedeni bu tür modcllerin ç oğalması mı? Ortaç: Kendı çıkan ıçın kuralları çiğne yenler, soru kendi yaşamlarına yöneldığınde "ben iy iyim" diyebiliyorlar... Nuhrat: Yurttaş, kişisel olarak kendisıne ve ailesine baktığında, ülkeniıı durumuna göre daha iyi olacağı kanısındadır, anıa bu umut onluk bır ölçeğe vurulduğunda kesinlıkle 45'i geçmez. Aközer: Türkıye gibi, toplumsal yaşamda dalgalanmalar olsa da zaman içinde belirlibirgelişmenınsağlandığıbirçokülkedeböyleolmah. insanlarkendi koşullarını ailelerinin geçmişlenyle karşılaştırdıklarında bugünü daha ıyı görüyor ve bu deney imin etkisiyle geleceğın de daha ıyı olacagını düşünüyorlar. Bana göre, kişisel düşüncemi söylüyorum, son on küsur yıl ıçınde de ondan önce de bütün dalgalanmalara rağmen Türkiye'de yaşam koşullarında bir gelişme var ve ortalama kötüye değıl, iyiye gıdıyor. Bu algılamalar, değerlendirmeler ve umut, onca dalgalanmaya rağmen topluınu csnetiyor, yumuşatıyor nıu? Nuhrat: Şunu vurgulamak gerek, ülkedeki genış seçmen nürusun önemlı bir bölünıü hâlâmerkezde yoğunlaşmış durumda. Son çeyrek yüzyılda merkezın ıdeolojik olarak bir yana kaymasından daha çok, uçlardaki partilerın merkeze yaklaşmasına ta İŞ / MESLEĞE GÖRE DAĞILIM (Bizim mesleğimiz ne?) Ev Kadını %37.3 !' l lu Kıtap okumak Tatıl amacıyla seyahate çıkmak Konsere, gostenye gıtmek KÜLTÜREL ETKİNÜKLERDE BULUNMA SIKLIĞI (kıtap, sinema, konser.) Çıftçı %9.5 Esnaf, zanaatkar, küçük tüccar %12.2 Yuksek ögrenımlı serbest meslek çalışanı (avukat, doktor vb.) %0.6 Kamu ya da özel sektörde ışçı %9.9 özel sektörde buro Devlet memuru çalışanı %3.2 %2.5 Dlğer Sınemaya gıtmek Internete bağlanmak Düzensiz işler %3.3 Işsiz %4.2 Tıyatroya gıtmek • Hç l I Çok sayrak • Fırsatı buldukça C J Düzenli olarak kentlcrdcyaşayannüfusunoranı yüzde 64. Oysa yetmişli yıllarda bu oran köylerden yana y üksckti. Bu siyasete katılımı ne kadar etkiliyor? Aközer: Kentlcşme Türkiye'de taşranın kente taşınması biçimindc gerçekleşti ve bu kentın ortalama pol itik kültüriinü etkiledi. 197O'lı yıllarda kentler sadece ekononıik ve sınaı bakımdan değil enlelektüel bakımdan da gelışmenın sürükleyici gücüyken toplumun merkezını temsıl ediyordu ve iddialıbirpolitiketkınlikvardı.Kentlileşmeyenbirnüfusunkentlenışgaliyleaynıanda politik bilinç ve katılım diizeyınin yükselmesini beklemek doğru olamaz. Nuhrut: Mehmet'in söylediği gıbı kentlerc nüfus yığılımı var, ama kentlileşme yok. Yapılan "siyasal ve toplumsal değerler" araştırrnalarında da köyle şehır arasında büyük, belirgin farklar olnıadığı görülüyor. Bu, bütün ülke düzeyinde kasaba kültürünün yaygınlaştığını gösteriyor. Kimı buna arabesk der, kimi başka bir tanım bulur. Aközer: Postmodern. Bu oylara nasıl yansıyor? Nuhrat: Çeşitlı açılardan bakıldığında barajı aşıp aşamayacağı tartışılan yeni kurulmuş bir partinin öyküsü çok heyecanlı Ortaç: Ekononıik kriz, yaşam koşul lannın zorlaması, işsizlik, kişisel hayatlan bu kadar sıkıntılı hale getiren etkenler olmasa, yani ortada bölüşülecek bir pasta bulunsa gerilimhafifleyebilir.Amabugününkoşullannda bundan söz etmek mümkün değıl. Aközer: Biraraştırmada sosyal kaynaşma açısından çok önemli şöy le bir sonuç elde ettık. Görüştüğümüz kişilerin yarısından fazlası Türkiye'de ınsanlann kendi çıkarları için ortak kuralları çiğnemeye her an hazır olduğu kanaatıni taşıyordu. Bu çok yenlerin oranını; yüzde beş mi, yüzde üç mü, elli mi, bilmiyoruz. Ama toplumun yansından fazlası "Çoğunluğun böyle olduğu bır toplumda yaşıyoruz" diyor. Belki kendısı de başı sıkıştığında bunu gerekçe olarak kullanaeak, "Bir de ben yapmışım, ne olacak" diyecek. A közer: Bu artık vatandaşlık diye bir ortak paydanın toplumu bağlayıcı gücünün kalmadığı kanaatıni doğuruyor. Araştırmalarınız gösteriyor ki, yine de bir umut var... Ülkenin durumu çok kötü di GELİR DURUMUNA GÖRE DAĞILIM (Gelirımiz ne?) 175mllyonTL'denaz %23.4 751 milyon 1 milyar TL. Cevap yok %0.6 1.5 milyar TL.'den çok 1 1.5 milyar TL. Grafikler CNN Türk'teyayımlanan SAMaraştırmasından almmışlır. nıkolduk. Seçmeni merkeze toplayan nedir? Nuhrat: Türkiye'de "Bütün mılleti birleştiren özellik nedir" diye sorduğunuz zaman, çoğunlukla"Türkiye Cumhunyetı vatandaşlığı"yanıtınıalırsınız.Bunakarşılık büyük çoğunluk kendisini "Müslümanmı" diye tanımlar. Demek ki insanlar, kendılerım öncelıkle tanımlayan özellik ile toplumu öncelikle bırleştıren özelliği ayırt ediyorlar. Bu da başlı başına "merkezcil" bir tutumdur, toplumsal ve siyasal merkezde buluşmayıözendırir. Bu "Kurumlara güvenim var" diyen seçmenin hatayı insanda aramasının nedenini de açıklıyor mu? Nuhrat: Bu söy ledığinız, yüzde doksan oranında "Siyasal partıler demokrasınin vazgeçilmez unsurudur" dıyen toplumun enazgüvendiğiinsanlarınpolıtıkacılarolmasinda belirginleşiyor. Dolayısıyla esas olarak kurumlarlaçok l'azla sorunlan yok, elli yıldır uygulanmaya çahşılan "parlamenterdemokrasi"yle sorunlan yok. Şunu da söyleyeyim, seçmenin laiklikle de bır sorunuyok. Türban üzerindcn yapılan tartışmalar seçmene rağmen mi yürütülüyor? Nuhrat:"Türkiye'nin temelli sorun • • »