10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C'UMHURlVr.TDF.RGİ lann bırlıkte ve mutlu yaşadıkları dönemlerdc.Türkmüş, RummuşNiko'nunhıçumrunda olmamış. O sadece ınsan olana bakmış. KızlarınınbileTürkçocuklan ileevlenmesıne hiç ses etmemiş, damatlannı da ha Yorgo ha Memet diyerek sevmiş, bağrına basmış. Gözlerinin yeşili ışığını kaybetmiş. Ama o bastonu ile yorgun gövdesini taşımaya devam ediyor. 100 yıllık yaşam serüvenini anlatmaya başlıyor... "Tevellüt 1330, yani 1902. Anlayacağın 99'ubitirdim 100 yaşına girdim. 11 torunum ve 5 kızım var. 15 yıl önce çok sevdiğim eşimi kaybettim. 12 yıldan bu yana huzurevinde yaşıyorunı." Laternalardan söz ederken sözler bir su gibi akıyor ağzından "Bu işler Rum, Ermeni işi idı. AradaTürklerde vardı tabii. Mesela Kurtuluş'ta beraber çaldığımız bir Kamil vardı. Gündüz küfesi ile sokak sokak dolaşıp tabak satar, işi olmadığı zamanlar da laternasını kapıpbızlepanayırlaragclirdi. Laternalarda Türkçe ve Rumca 9 parça vardı. Hava değiştirmemiz istcndiğinde laternanın çemberini çıkarır, başka şarkıların kazılı olduğu çembcri takardık. Silindirlere Türkçe havalan Ortaköy'de yaşayan Stamati Usta 'çakıyordu', aynı zamanda laterna tamiri ile de uğraşıyordu. Günümüzde artık laterna kalmadı. LATERNA NEDIR? Ihlamur ağacından bir silindir© çiviler saplayarak programlanmış şarkıları tekrarlayan mekanik bir müzik aleti. Laternayı Istanbul'da ilk defa 19. yüzyılda bir levanten olan Giusseppe Turconi, Galata Bankalar Caddesi'nde satmaya başladı. Laternalarda genelde zeybek, kasap ve sirtaki havalan bulunurdu. Laternalarda bir silindire 60 70 saniye kadar süren 9 ayrı ezgi sığdınlıyordu. 1940'tan sonra unutuldu.^ Ah nerde o yılbaşılar... Yılbaşıgecelerinınhalı bir başkaydı. Sokak sokak dolaşır, hem biz eğlenir, hem de ınsanlan eğlendirırdik. Ah nerde o yılbaşılar! O zamanlar bahşişler de boldu. Herkes gönlüne göre bir şeyler veriyordu bize. Bu meslekte önemli olan laternanın süsüdür. Herkesin kendine göre bir laternası vardı, ama benimki varya benim ki bambaşkaydı. Laternamın arka kısmında güzcl bir kız resmi bulunurdu, sağda ve solda da aynalar. Bayağı süslüydü. Gencllikle arkadaşım Rondi ile çalardık. Birimiz tef çalarken diğerimiz Niko Temizis, tutku ile bağlandığı laternasını tam 25 yıl önce terk etmek zorunda kalmış... de laternanın kolunu çevirirdi." Yalnızlığının tek dostunun mavi tesbihi olduğunu her fırsatta dile getirirken küçük yaşta başladığı vctutku ile bağlandığı mesleğini 25 yıl önce bırakmak zorunda kalmıştı. Göksu, Kurtuluş, Feriköy ve Balıkpazannın içindeki meyhanelerde çalan Niko için laterna ikincibiryaşamdı. tnsanın kanını kaynatan ve yaşama sevinci aşılayan bu alet, tstanbul'a 19. yüzyılda Italyan kökenli Turconi tarafından getirilmişti. Bu işi yapan pek çok kişi de laternayı Turconi'den öğrenmişti. " Turconi'nin dükkânı Galatasaray'dabuNENA ÇALtDtS lunuyordu. Yunan Konsolosluğu'nun yanındaki dükkânında montajını yapıyordu. Turir zamanlar yollarda çalınan hatta coni kendi adını laternalara vermişti. Benim filmlere konu olan laternalargülaternam da Turconi markaydı. tki tane laternümüzde neredeysc unutuldu. nam vardı. Kımi zaman birini kimi zaman da Unutulan laternalar olduğu gibi diğcrini kullanırdım. Onlarla dolaşır, insanonlan kul lananlar da birer birer bu dünyadan laneğlendirirdim." göç ettiler. Niko Temizis Istanbul'un son seyyar laternacısı. Yaşamını huzurevinde Niko Usta'yı çoğu yaşlılar gibi uzen tek sürdürüyor. Onu dinlerken eski Istanbul'u, şey çocuklannın onu gelip görmemesi. Yalbirbirinikarşılıksızseveninsanlannvarolnızlıktan sıkılmasına rağmen gene de Tandugunu bir kez daha anhyorsunuz. n'yaşükrediyor. "Kurtuluş'ta doğdum ama yaşamımım Niko Usta ile kaldığı huzurevinde biraz eski lstanbul 'dan biraz da eğlencedcn söz ettik. büyuk bir bölümü Arnavutköy'de geçti. Arkadaşlanm, kanm, her şeyim ordaydı. O zaYılların yorgunluğu ve yalnızlığı yeşil manlar hepimiz mutlu yaşıyorduk. tnsanlar gözlerine ve yüzüne kazındıysa da yaşama düşman değildi birbirlerine, ama şimdi her sevincini hiçbir zaman yitirmemiş. Gönlu şey değişti. Artık paran varsa yaşıyorsun hâlâ tstanbul sokaklannı ve meyhanelerini yoksa öleceğin günü bekliyorsun. çınlatan laternasında. TurklerleHıristiyan Latemacıların sonuncusu B Kanmı kaybettiğimden beri huzurevinde tek başıma yaşıyorum. Nc gelenim var ne gidenim. Çocuklanmın hepsi bir yerlere dağıldı. tki kızım Almanya'ya,birkızımBolu'ya, biri Atina'ya gitti, dığeri de Tarlabaşı'nda yaşıyor. Ne torunlar anyor ne çocuklar... Burada gün dolduruyorum." Her şartta yaşama sevincini elinden bırakmayanNikoUsta,uzunyaşamasınınsırnnı iki kelime ile özetledi: "Sigara içmiyorum ve yaşamayı çok seviyorum." Niko Usta'nın tek özlediği şey laternası ve Arnavutköy. Tutku ile bağlandığı Arnavutköy'e artık gidemiyor. Gözleri katarakt nedeniyle neredeyse görmüyor, ayaklan da çok ağnyor. Zor yürüyor. Niko Temizis laternasının kolunu en son 25 yıl önce bir eylül geccsinde Galatasaray Adası'nda çevirmiş. tki sevgilinin el lerı bir daha hiç bırleşmcmek üzere ayrıldı. Niko mesleği bırakınca laternalarını Kurtuluş'ta bulunan Ayios Dimitrios Kilisesi 'ne bağışladığını söylüyor. Niko için huzurevi günleri başlayınca laterna da tamamen çıktı yaşamından. Onu huzurevinın yüksek tavanlı beyaz duvarlan arasında bırakırken bana bu yerdcyalnızlığınıpaylaştığıtcsbihini vcrdi, ama tek bir şartla onu sık sık ziyaret etme sözünüalınca...^ 99'unu bitirmiş, tam 100 yaşına girmiş îstanbullu Niko Temizis. 11 torunu ve 5 kızı var. Çok sevdiği eşini 15 yıl önce yitirmiş. 12yıldanbuyana huzurevinde. Tek istediği birkaç ziyaretçi. Gönlü hâlâ tstanbul sokaklannı neşelendiren laternasında. TurcoHİ'dat tsianbulyapımı bir laterna».
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle