Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Midyat'ı ve benzeri değerleri kurtarmak için yöreyeyönelik kültürel erozyonu görmek ve kültürel tekleştirmepolitikalarına evrensel değerlerle karşı çıkntak gerekiyor... zenmiş büyük bir evde yaşıyorduk.Evimiz, Süryani ustalartarafından Midyat kalkerinden yontma taştan ınşa edilmiş. Eski Midyat'ın tüm evlerinde olduğu gibi aile büyüktü. Yaşam dışakapalı biravludageçiyordu. Dikdörtgcn bir avlu etrafınasıralanmışbüyüklü küçüklü on bir odası iki eyvanı birbüyük sofası, iki büyük ahın, hamam ve tuvalet müştemilatı olan bir komplcks. Avluda, kayaya oyulmuş suyunda küçük kırmızı kurtçuklar yüzen içme ve kullanma su gereksinimini sağlayan iki adet kuyu da vardı. Avlu, yalnızca bulgurhazırlanmasına değil üzümlerin çıplak ayakla ezilmesiyle clde edılen şıranın kaynatılmasına, pestil, kesme ve cevizli ya da bademli sucuk, et kavurma ve sucuk yapılmasına da hizmet edıyordu. Kışın yağan karlann düz ve toprak damlardan kürenmesiyle avluda yığılankar tepeleriyazaylanna kadar kalırdı. Avlu çocuklar içın de oyun yeriydi. Yazlan teraslarda etrafı cibınlıklerle çevrili tahtlarda yatardık. Kayalık zeminde, avluda sokakta, çıplak ayakla dolaştığımızdan ayaklarımız yıkanmadan tahta çıkmamıza izin verilmezdi. Geceleri gökyüzünü, yıldızlan seyretmek hayal gücümüzü beslerdi. Kırlangıçlardaevimizinmisafiriydilcr. Yuvalannı eyvan vesofalara kurarlardı. Evimizın teraslarında yazlan yetıştırilen, binanın cephclcrini sararak taştan nakışlara eşlik cden akşamsafalan,çeşitli reyhanlarçocukluğumuzun renkleri ve kokularıydı. nifatura vctuhafiyemağazası vardı. Buticariilişkilerözelliklelstanbul'lasosyal kültürel alış verişlere de olanak sağlıyordu. Ağabeylerım ünivcrsiteye gidiyordu. O dönem evimizde akü ile çalışanMarkonımarka radyodan başka bir de clle kurulan, borulu bir gramofon da vardı. Ibrahımağabcy Müzeyyen yengemle o dönemin ünlü tangolarını taş plaklardan bize dinletir ve dans ederlerdi. Yenıbirkültürlekarşılaşıyorduk.Birsabah bu 'alafranga'lığa tepki olarak Kemal ağabeyimin plakları kırdığını gördük. Midyat, eski Midyat ve Estel'den oluşuyordu. Estcl, Midyat'ın üçkilometre batısında bir mahalle. Midyat'a hükümet de denirdi. Tüm resmi yapılar, kaymakamhk, adliye, belediye vediğcrleri hepsı Estel'deydi. Arapça konuşan ve iki yüz yıl kadar önce Müslüman olmuş, Araplaşmış Süryaniler, Mıhalmileryaşardı bu mahallcde. Eski Midyat'ta ise Süryaniler, Kürtler, birkaç da Eımeni ailesı otururdu. Ilçeninbukesiminde askeri birlikolarakbiralayyerleşikti.Ozamanlar eski Midyat'la Estel arası boştu. Bu aradaki bir tcpede yalnızca tanınmış Nuri Aziz ailesinin taştan bir evi vardı. (Nuri Aziz'in eşi Zekiye Midyat, Türkiye'de belediye başkanlığıyapanilk kadın idi.) Babam belediye başkanlığı yaptığı (1943 1950) yıllarda atla gider gelirdi Estel'e. O dönemınde evimiz Ankara'dan ve Mardin'den gelen resmi konukların konaklama yeri işlevini de görürdü. Bu ziyaretler sırasında evimizde kurulan yemek sofraları birşöleni andınrdı. Misafirlcrağırlandıktan sonra kendilerine Midyat'ın telkâri denen gümüş süs cşyasından dahediyelervcrilirdi. Amcamın vebabamın arkadaşları Nehrozailcsinden ŞenfYcnigün, Mu 1. Sayfanın devamı Bu izlencenin en öncmli mekânı, çocukluğumuyaşadığım görkemli bir evdi. 1938yılındaMidyat'ta doğdum. Babam Mehmet Selim, Anncm Ayşe. Babatarafindan dedem Melle tbrahim Botan yöresinden, Siirt ili Eruh ilçcsi Fındıkköyünden göçmüş Midyat'a. Babatarafi Boti. Annem, Mardin iliGercüşilçesi Kefreköyünden Melle Abdülkerim'inkızı. Kurmanç. Dokuz kardeştik. Anlatacağım dönem 19401950 yıllannı kapsıyor. Eski Midyat'ın Akçakaya Mahallesi 'nde set üzcrine ve tamamen kaya bir zemine oturtulmuş, cepheleri nakışlarla be "Dokuz kardeştik. Sedo evimizde yaşayan dul bir Süryani kadındı. Birimizi çağınrken dokuzumuzun adını da söylerdi. Sonra da uuuuu mışavışono, ooo şaşırdım derdi. Minyondu ama hepimizi omzunda taşımıştı. Her pazar Sedo ile kiliseye gider, ayini dinler, peksimetlerimizle Ağabeyim Aziz ve babam Mehmet Selim... Evl Süryani alleden almışız Bizim aile bu evi, eskiden bir Süryani köyü olan ve Nusaybin Cizre yolu üzerindebulunan Kınnık köyüyle birlikte bir Süryani aıleden satınalmış. Evimizin çarşıya bakan cephesi, yontmaları vc süslemeleriyle taş ustalannın maharetini ve bir dönemin yüksek mimari düzeyini anlatıyordu. Aynı cephedeki kurşun izleri bir dönem yaşanan MüslümanHıristiyançatışmasına tanık lık ediyordu. Evimiz bir dönem Mahfel yani askeri karargâh olarakkullanılmış. Dokuz kardeşten en küçük iki kız kardeşimiz doğmuştu bu evde. Ben 1938 yılında, Illo Elo'lann Estel'den gelen yolun, Midyat girişi üzerindeki bir evde doğmuşum. Ben doğduktan kısa bir süre sonra Mahfel'etaşınmışız. BabamlaamcamUrfa ve Diyarbakır bağlantılı ticaretle uğraşırlardı. Ülke dışında Halep ve Şam'laülkeiçindelstanbul'laalışverişiçındeydiler. Ayrıca Midyat'tama geri dönerdik..."