Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 CUMHURİYF.I DERCl olduğunabcnıkimseınandıramadı.Bizcanlıydı, değildi diye tartışırken oradan 56 asker geldi. Törenle askeri aldılar. Canlı olduğunainandim. Amacansızgibiydi.gözünü bilekırpıştırmıyordu." Dolmabahee Sarayı 'na hayran kalmış. Incclcrken mcrakettiği şcylcrolmuş. "Eski zamanlardakiınsanlarbizdendahalüksiçinde yaüiyorlarmi!j"diyor: "Ne kaclar büy üktü. Her salonun bir tarafındabiryatakodası var. Gezerkenhergirdiğiınizyerdedikkatcttimneycmı^. Buranın mutfagıyok. Hocamızasordum. Mcğeryemeklerayrıbırycrdcpi.'jipgclıyormu^" DivanOtelıdeçokhoijiınagıtmı.'j. Hayranlığını aktarırken zorlandığı zamanlar mimikleri.el hareketleri yardımcı oluyor. Anlatırken gözlerini kocaman açıyor. Sesi bir alealıyor,biryükseliyor: "Yatakodalarınınhepsininiçindebanyosu, tuvaleti... Ne bıleyim işte odanın içinde hcrşey var. Dolaplanndaçekirdckjeblebi, fistiklı çikolata. Yok,yok. Banyosundatelefbnıı bile vardı. Daha önce hiç öyle bir >ey görmemİ!>tim. Bi/imevlerdcbunlann hiçbiri yok. O kadar güzel ki, hayatta görülmez. Daha doğrusu biz göremeyiz." Belki biraz içi burkulmuş o lüksü görünce. Yine de orayı gördüğü için çok mutlu. "Parasıolanyaşıyor"diyor. "Lobide otururken, arkadaşlara oturmuşken şurada bir şampanya patlatalım dedim. Hepberabergülüştük. D.I.,'Hiçparasızpatlattınrlarmı?'dedi. Doğru şampanyayı bize bedavapatlattınrlarmıhiç,hevesimizkursağımızdakaldı." Programakatılan D.l. lafıalıyorFeride'nin ağzından. O, Divan Oteli'ne duyduğu hayranlığıdilegetirirkendahadabirheyecanlı: "Tuvaletine girdik n»ıl \ş\\. 'Komş.u bak yüzün ışıldıyor' dedi. Gerçekten de yüzümüzışıldadı.Çeijmesindensıcaksuakıyordu. Sabunlan da ışıl ışıldı şampıyon (şampuan)gibi.Çok lüküstü. Birdedönerkapıları çok güzeldi. Birkere şöyle bir döneyim dedim dearkadaşlarbırakmadı." D.i. 37 yaşmdaamayaşjndan büyük görünüyor. "Köyde laf ederler" diyor ve adının kullanılmasını istemiyor. Çok acı çekmiş.. lki çocuğudoğusjtansakatmış. Kocasıdatrafik kazası geçirince felç olmuş: "Bugüne kadar eocuklarımı evc bırakıp hiç dışaıı çıkmazdım. Bu gezilcre de önce katılmayacaktım. Anıa gczmenin yanı sıra bir anlamdakursdediler. Kocamdakalıl dedi. İyi ki katıldım benim için dedeğışıklik oldu. I Ik dcfa bu kadar mutlu oldum." D.l.,gezilerinhiçbirini kaçınnamış. Her gittiği yere de hayran olmus. Özellikle de okullara. Haydarpa^aTrenGan'ndaise,yataklı vagonlardaaklı kalmış."()ylebirseyim olsaydı, alırdım çocuklarımı doğru yay laya çıkardım. Ne güzeldi. Bir oda, ıki ranzalı, içinde tuvaleti dc var." Gezilerden en büyük kazancı kcndine güvenduyması. Artıkkendinegüveniyormuij vehiçbirşcydenkorkmuyormuş. "Beyimkazayaptığındabirşeybilmiyordum. Adliyedeyincekorkuyordum. Hiçadliyeye gitmemiştim ki O zaman kocamın hakkını arayamamıştım. Geçen gün adliyeyi gezmeycgittigimizdebeyimindavasınabakan hakimi gördüm. Ona, 'Şimdi olsaydı hakkımı arardım' dcdim." Ferideise,gezilersonucuçocuklarınakar§ı daha bilinçli yaklaijiyormuş. Eskiden en uf'ak şeye kı/armış. Şimdi ise, iy ilikle heı^eyionlaraanlatıyormu^. "Gczilersırasında Mılli Hğıtım Müdürlü« gü'ne.okullaragıttık. Kiiltürlüınsanlartanıdık. Onlardan çocuk lara nasıl yakla^ılacağını da öğrenclik. (,'ocuklaıı a/arlamak la, onları cezalandırmakla değil, onlaıa anlayı^la yakla^ırsak daha iyi yetistirebileceğimizi öğrendik." t'eride, Seriye, Fatma, Behiye... Semtlerinden ötesini bilmedikleri istanhul'u keşfe çıkınca Havaalanı'na da uğradılar... tstanbul onları da tanıdı îstanbul, korkutucu bir kcntti onlar için... Malatya'dan, Antep'ten, Mardin'den gelmişlerdi, iş bulacak, çocuk okutacaklardı... Onlar yaklaştıkça kent uzaklaşıyordu... "Kente Uyum Projesi" açtı bu gizi... Sinema, müze, fabrika, otel, saray... Gezdiler. Kimileri ilk kez geçti Köprü'den... Şehir biraz da olsa yakınlaştı... YAZI VK FOTOĞRAFI.AR: AYSKL BOZAN |eride, Seriye, Fatma, Behiye... Daha iyi biryaşam umuduyla farklı mekanlardan, farklı zamanlarda Istanbul'agöçetmişler. Malatya'dan, Antep'ten, Mardin'den... Geçim sıkmtısı biikmüs.bcllcrini. lş.yok,aşyok.Üççocukbırde kcndileribeşboğaz. Aşister,giyımistcr. Üç çocuk okumak ister. Yolculuk kaçıntlmaz, onları bekler... sıladanayrılırkcn. Birokadardahcyecanlı. Büyük şehirdcyaşayacaklardı. Şehirli gibi giyinccek, şehirli gibi konuşacaklardı. Çocuklan okuyaeak, büyük adam olacaktı. Amalstanburagclincehiçbirşeydeğiş.mcdi. Dünyalarıyinedörtduvarlasınırlıydı. Geldiklerikentitanıyamadılar.gezemediler. Tanınıay ı çok istiyorlardı anıa ınaddi imkânsı/lıklar engelleriydi. Birdckentinbüyüklüğü korktıtuyordu onları. îstanbul ne kadarbüyüktü.nasılbirkenttibilmiyorlardı "Kente Uyum Projc!>i"nckatılanakadar. Kente Uyum Projesi,isminden deanlasjlacağıgibi varoijlardayaşayan Anadoluhalkının, kent yaşamina uyum göstermesini sağlamak.yaşadıklarışehrinkorkulacakbir yanıolmadıgınıgöstcrmekiçinbaşlatılanpilot birpro)c. Proje Marmara lJniversitesi Kadın l'jgiicü lstihdamı Araştırma ve Uygulaına Merkezi tarafından Kadıköy Belediyesi ve Kadıköy Kadın Platformu'nundesteğiylcyürütülüyor. Amacınaulaşırsa, yerelyönetımler uygulamayı gerçekleştirccck. l'erıde Bümen, Antep'ten gclmiş. Üstüne bastıra bastıra söylüyor "Gaziantep"ten. Kerıdisinilstanbulluolarakgörmüyor.göremiyor. Istanbııl'u tanımıyorda. Bugün köyündcolsa tstanbul'agclmcyi istcmczmiş.. (îöçcttiktcnsonragcçiminde büyük birdeğişjklik olmamış. Şimdi tek beklentisi, çocuklannınokuması, okuyupadamolması. Yasadığı kenti daha örıee pek gcımemiş. îstanbul denılınce aklına sadece kalabalık geliyor. Boğaz'ıbilmiyor.Taksim'ihiçgörnıemis. Hatta köprüyü bile geçmemiij. O yü/den bu gezilerden en eok memnun kalanlardan. Cîördügü ycrlerden en eok Dolmabahçeve Yerebatan saray ları hos.unagitmış.. F*smcr, kısa boylıı, topluca tipik bir Anadolukadını.Çokneşeli.CJezilersırasındane•jc.si eevresindekilcrc deyansımış. Hcrge/iyleilgili ilgineanıları var: "Dolmabahee Sarayı'nı ge/erken orada bekleyen askercanlı mı dcğil mi mcrak ettını Onaciokunucamdiyetutturdıım.C'anlı