24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 AĞUSrOS 1998. SAY1 649 olarak tanımlanmaya ve dolayısıyla'ikinci sınıf vatandaş' konumunda tutmaya yarayan bir sınıflandırma. Yaşadıklan ülkelerde "arada kalmış" ya da "kendi toplumlarının gelenekselliğiyle yaşadıkları toplumun modernliği arasında parçalanmış" bir kuşak olarak görül üyorlar. Avrupa'daki yeni etnik kimliklerle ilgilı araştırmalarda bulunan Harvard Üniversitesi araştırma görevlisi Levent Soysal, Kopenhag'taki birkonferansta, Berlin'deki Etnografi müzesinin, "Komşulanmızı tanıyahm" başlıklı sergısindenresimlergöstermişti.AImanya'daki Türkiyeli göçmenlerin "kültürünü" tanıtmaya yönelik bu sergiyi gezenler, rı. tslamcı gençlik gruplan kendilerini "UnitedColoursof tslam" diye renk ve ırk ayırımını önemsemeyen bir söylemle tanıtırkep, hiphop gruplarının birçoğu zaten, farklı etnik kökenlere sahip gençlerdenoluşuyor. BuCartel için olduğu kadar, Aziza A için de geçerli. Kendisi sahnede şarkı söylerken arkasında danseden çikolata kızlardan Meryl Amerikalı, Menora ise ismındcn anlaşıldığı kadanyla Arapkökenli. 3 DERGIDEN Merhaba, Cumartesi günleri öğle sulannda yolunuz Galatasaray 'a düşerse karşılaşırsımz kayıp yakınlarıyla. Sessizce biraruya gelip yere otururlar. Kaybedilen yakınlarımn fotoğraflarını sankiyaşayan birer insan gibi yanlannda getirirler. Bu buluşma onların yaşamlarının en anlamlı saatleridir. Yakınlannı yokeden devlete "unutmayacağız" derken herkese Türkiye 'nin bir "utanç ülkesi" olduğunu hatırlatırlar. Haftalar birbihm kovalarken gelenler arasına yeni katılan yüzler gözlersiniz. 171 haftadır her Cumartesi saat 12:00de Galatasaray Lisesi 'nin önündedir kayıp yakınları, ya da basının onlara verdiği ısımle Cumartesi Anneleri. Kimı zaman başka ülkelerden gelen kayıp yakınları eşlik eder onlara. 15 dakika için Galatasaray'da kaldırıma oturup yanımzdayız demek için dünyanın bir ucundan gelmiş • annelere, anneannelere rastlarsınız bu kaldmmda. Her hafta kısa bir bildiri okunur. Kayıplarm bulunması istenir devletten. Sadece geçmiş yıllann kaybedilmişleri için değil, bir hafta önce gözaltma alımp bir daha haber ahnamayanlar içindir de bu buluşmalar. Ve her pazar günii Türkiye 'nin gazetelerinde benzer bir fotoğraf yayınlanır. Kimi zaman bırinci sayfadan, kımı zaman iç sayfalardan verilen bu fotoğraflar Pazar keyfi yapanlara ve vurdumduymaz devlet yctkililerine aynı şeyi hatırlatır. Türkiye nin hâlâ bir kayıplar ülkesi olduğunu. Kimi haftalar polis kayıp yakınlarımn Galatasaray daki sessiz oturuşuna tahammül edemez. Üstlerine saldırır, onları gözaltına alır. Çünkü, kaybedilenleri bulmak görevini kendisine ve devlete hatırlatan bu acılı insanlar "kaybetme düzeninin " düşmanlarıdır. Kayıp yakını olmadıkian halde 171 haftadır kayıp yakınlarıyla birlikte, her Cumartesi "nöbet tutan " dört kadınla konuştuk. Filiz Karakuş, Filiz Koçali, Nadire Mater ve Nimet Tanrıkulu, Galatasaray 'ın tarihi kaldırımlannda yaşama hakkını savunurken yaşadıklarını anlattılar. Kapak konumuz ise barış ve insan haklarının artık aramızda olmayan bir başka kararlı savunucusu Paul Robeson. M. Halim Spatar yakından tanımadığımız bu ünsüz siyahı tamtıyor bizlere... Önümüzdeki hafta yeni bir dergide buluşmak umuduyla... * tpek Çalışlar CUMHURİYETOERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN YENİ GÜN HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIKA.Ş.1GENELYAYINYÖNETMENİ.ORHANERİNÇ1GENELYAYINKOORDİNATÖRÜ: HİKMET ÇETİNKAYA • YAZIİŞLERİ MÜDÜRÜ: İBRAHİM YILDIZB SORUMLU MUDÜR: FİKRET İLKİZB YAYIN YÖNETMENİ: İPEKÇALIŞLAR • GÖRSELYÖNETMEN:AYNURÇOLAK1 REKLAM.MEDYAC Irkçılık karşıtı söylem Avrupa'da doğup büyüdükleri haldehâlâ 'yabancı' damgasını yiy ip, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeleri bu gençleri,zorunlu olarak ırkçılık karşıtı söylem içine itiyor. Ne var ki işler burada biraz karışıyor. Irkçılık karşıtı söylem içindeyeralmaları, ırkçılık konusunda bilinçli birtavıriçinde olmaları anlamına gelmiyor. örneğin Cartel, Alman ırBayraklar barış için havaya kaldırıldu kının üstünlüğüne karşı, Türk ırkını, yani kana karşı kanı çıkarabiliyor, ırkçılığa karşı ırkçı söy lemle çıkabiliyor ve Türkiye'de faşıstler tarafından omuzlarda karşılanabiliyor. lşte bu yüzden AzizaA, egzotik cazibe uğruna, üzerindeki 'yabancı' damgasını simgesel anlamda iyicc güçlendirccek olmasına rağmen, müziğine "oryantal hiphop" etiketini yapıştırmaktan geri kalmıyor. Ama yine Avrupa'da doğup büyüyen gençlerden oluşan bir grup var ki, ırkçılığa karşı başka ırklan ya da kültürleri değil, kültürlerinmelezliğini, değişebilirliğini, DoğuBatı ayrımına karşı OoğuBatı sentezini çıkarıyor. Bob Dylan fesüvalin ünlülerindendi. Türkiye'deki bir köydecekilmiştipikköyresimlerinebakıyor, müzeninortasınakurulmuş bir köy evinde minderlere oturup bir Türkailcsinemisafiroluyorlardı.Uzunsözünkısası, Almanya'dakiTürkıycliler30yıla yakındır orada olmalarına ve genç kuşak orada doğup büyümesine rağmen Almanlar,"komşularını" bir Anadolu köyündeki kültürle tanıtmayı tercih ediyorlar. Bu kültürleri değişmez, mutlak vc neredeyse ırsi özellikler gösteren bir 'benlik olarak gören yaygın kültüranlayışından kaynaklamyor. Doğal olarak da bu söylemde, Türkiyeli annebabalann çocukları olarak Almanya'da doğup büyüyen gençler, "arada kalmış", kimlik sorunu yaşayan bir kuşak olarak görülüyorlar. Levent Soysal, Etnografi müzesinde çektiği resimlerin dışında, gençlerin kendilerini tanıttıkları resimler de göstermişti.Bures>imlerde gençler, ulusalkimliklerden çok, "hiphopçu" veya "tslamcı" kimliklerini ön plana çıkarıyorlardı. Hem "hiphop" hem de Islamcı gençlık gruplarının 'ortak' özelliği, kimlik konusunda vurguyu etnik köken üzerinde yoğunlaştırmala HintkökenliADF Londra'da doğup büyüyen beş Hint kökenli gençten oluşan Asian Dub Foundation (ADF), beş bin kişilik çadırı gümdür gümbür yerinden oyDileyen uluorta seksyaptu natıyor. Bütünbusesleridebiri bas iki elektrogitar, biri elektronik mixolog Basçı Ani Das, "Biz burada sizlere atalanmı(sahnede önceden kayıtlı seslcrle canlı seslc zın müzik geleneğıni sunuyoruz. Geleneksel ri harmanlayan demek), biri DJ, biri de rapçı enstrümanlarımızı çalıyoruz. Bu bas gitar beş Hint kökenli lngiliz genç çıkarıyor. Mü benim geleneksel müziğim. Bizgelenekleriziklerinde, tamamen elektroniğe bulanmış mizielektriğebağlıyoruz.Elektrikbizimgeda olsa Hint ezgilerini duymak mümkün. leneğimiz, kökenimiz, kültürümüz, çün * • çıkmalarından kaynaklamyor. Görünüşte çokkültürlülüğe değer veren ve hoşgörülü olan bu liberal yaklaşım, temelde farklı etnik kültürleri sadece egzotik özellikleri nedeniyle sempatlk bulan, ama aynı zamanda da alttan alta tam da bu egzotik özelliklerinden dolayı aşağılayan bir yaklaşım. AzızaA, Es ist Zeit'da oryantal hiphop yaparken, ADF, Rafi's Revenge'den bir önceki albümlerinde yer alan Jehcho adlı parçada şöyle diyordu: . We ain't ethnic, exotic or eclectic The only E we use is electric... But this militant vibe ain't what you expected Wıth your liberal minds, patronise our culture Skimming the surface like vultures With your tourist mentality, we're still the natives You're multicultural, vve're antiracist. Ani Das, müzik araştırmacısı David Hesmondhalgh'la yaptığı bir söyleşıde, "Hint kökenli olduğumuz için sahnede bağdaş kurup, tabla ve sitar çalmamızı bekliyorlar. Bizse bu beklentilere, 'hey o sizin dediğiniz hippi müziği, biz başka şey yapmak istiyoruz' dıye cevap veriyoruz örneğin ben bas gitar çalıyorum, Steve de, "distortion" gitar, ama çalma tarzımız Asyalı. Benim bas çahşımı dikkatli dinlersen, çocukken halamdan öğrendığim sesleri çıkardığımı duyarsın" diyor. Tabii hiçbir söylem saf ve tek başına değil. ADF'in ırkçılık karşıtı, liberal çokkültüriülüğün eleştiıisı, zaman zaman, "kendimizi eğitelim, iktidan elimize alalım" gibi 'saf politik manifestolara dönüşüyor. Ama bütün bu 'saf'lığına karşın ADF, tanışmaya değer bir tanışıkhk.^ uzansa da, ADF'nin kökenleri aslında Londra'nın Doğu yakasında, 1993'te East End'de kendileri gibi farklı etnik kökenli gençlere teknolojik müzık kursları düzenlerken bir araya gelmişler. Grup elemanları daha önce Londra'nın ürılü dans şölenlerinde (rave) çalıyoıiardı, ama dans müziğinin ecstasy gıbi kımyasal uyarıcı (esrar, eroın uyuşturucu etkisi yaparken bu tür haplar uyarıcı etkide bulunuyorlar) kültürü uzerıne kurulu apolıtık yapısına dayanamadıkları bu tür partilerde çalmayı bırakmışlar. ADF'yi Almanya'daki Cartel ve AzizaA gibi, kendi doğası gereğı ırkçılık karşıtı hiphop kültürü içinde saymak bu anlamda mümkün ama, ADF'nin ırkçılık karşıtı tavrıyla, Cartel ve AzizaA'nın tavrı arasında daglar kadar fark var. Fark, sadece ırkçılığa karşı olmalannın da ötesinde, lıberal 'çokkültüıiülük' söylemıne de karşı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle