Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I2MAYIS 19%. SAYIS29 YAKAD'duki kaybolanlar listesinin yü/.de I5'ini zeka özürlü insanlartnoluşturdugunukaydcdcn Özbilici, "Bulıınun zihinscl özürlüler. götürüldüklcri karakollardlı. konuşmaktan korkuyor. Karakol görcvlilcri dc. onları bize gönık'riyor. Konıı.'jmayı bile zor bcccren bıı insanlann ısmini vcailelerinin nerede olduğunu öğrenmek içiıı, onkırla lürlii oyunlar oynuyoruz" diye konuşuyor. Sokaklardaki bcyinselözgürlü insanlarımızın horlandığını ve onlarlaalayedildiğini ıfudccdcn lsmetözbilici,"Unutmayalımki, onlarda insan. Birdcfasında. bi/e getirilen 17yaşındaki birgenci bir haftamisafirettik. Hiçkonuşmuyordu." diyor "Ailcsinin nerede olduğunu öğrenmek için orıunla tiyatroculuk oynadık. Sonıında, ailcsinin Tunccli'dc olduğunu söyledi. Bir süre sonra ailesi geleUmut Otobüsü, şimdi foförsüz rekçocuklarınıaldı." Yardima muhtaç kişilcr, dcrncğin iki yatarafındankaçmlmıs,. 9 ay önce bulunan Sertaklı küçük odasında yakınlarına kavuşana pil. s.imdi I2yas,ında. Hergündcrnegcgelikadar misafirediliyor. Bir süre önccbulunan yor. llkokulun iiçüncü sınıfından ayrılmak BosnaHersekli zihinscl özürlü bir kız, ailcsi zorundakalmış.. Bütüngününüderncktegegelipalıncaya kadar, burdaüçaymisafiredilçiriyor. "Yakınları kaybolmui> insanlan dinmiş. lemektenhoşlanıyorum."diyor Serpil. Gülmeyiçokscviyor. Dcrnektekiler için sıradan birgün. Öğle saatlcri... Ziya Öğrenen isc, en sıkı çalışan gönüllü. Erdal Bcy'in, "Bakın.sizekimigetirdim" Derneginba^kanyardımcısı. Gülcrck, 'her sözleri ile herkes kapıya yığılıyor. Oldukça gün buradayım. Yakında, aileın beniın için kilolu birkadın, mcraklı bakıs,lararasında. kayıpilanı verecckdiyor."diyor"Beniın,4() nıerdivenleri binbir güçiükleçıkıyor. O altı binyakıniınkayıp." güıı önce kaybolan zckaüzürlü Vasfiyc GüIsmct Özbilici. Yusuf ile Serpil için adeta ncr. Kendisini bulan Erdal Bcy'inarkasında bir baba. Ismet Baba. Anadolu'ya yapılan agır adınılarla içcri giriyor. Erdal Bcy onu, umut yolculuklarında. kcndilerini memnun Büyükşehir Belediyesi'nin parkında bulcdecek sürprizlerle karşilaştıklarım anlatımuş.. yor. Halktanazdaolsagördiikleridestekten menınunanlatıyor: 37 yaş.ındakizcka özürlü Vasfiye'nin bu"Kaybolan bir kis.i için Edirnc'yc doğru lunmasiyla.dernektekihavabirandadeğişjyola koyulduk. Istanbul'u geride bıraktik. yor. Hcrkcsin yüzünde birtebcssüm. Vasf'iUmut Otobüsü 'nügörenyardımsever bir vayc'dcn yayılan kötii kokuyaaldırmadanetratandas.. yolda bi/i durdurarak. üç milyon lira fını sarıvcriyorlar. Üzerındcki şaşkınlıgı bir bagısjladı. Yincbirdcfasındakayıpbirkı/ın tiirlü atanıayan Vasfiye'nin. soğuklan kıpkırTarsus'taolduğunuöğrendik. Düijtükyollanıızıolmuşçocuksuyüzünübirgülünıscnıc ra. Konyayakınlarmda.birTIR^otorü.bizi kaplıyor. Vasfiye'nin üzcrindcki toz içindeki durdurarak. bir miktaryakıt vcrdi." clbısc,ayaklarına kadar uzuyor. Kardakışta onu soguktan koruyaınayacak incc elbisesi YAKAD'a birgurbclçı tarafından alınan ycr ycr yırtılmıs,. Vasfiyc. baş.kan ÖzbiliUmut Otobüsü, artıkyürümüyor. Kayıpların ci'nin küçiik yardımcısi Serpil'i, kucağına bulunması içınbcslcncnumutlar. bağı^larııı alıyor. Kcndisinegöstcrilcn ilgidenoldukça azalmasıylagidcrcktükcniyor. Dcrnek.Zirameınnun. Sorularasadccc, "lıc"diyekısaceat Bankası'nın Istanbııl Fatih Şubcsı'ndcki vaplar vcrcbiliyor. Su istiyor. Bclli ki çok su304405008S9 2 No.'lu hcsaba vc Fatıh I laliç samış. Verilen üç bardak suyu nef'es alnıamaCaddcsi23 No.'luadreslerineyapılacakbacasına birbiri ardı sıra içiyor. ğiijlarıbcklıyor. Amahayallcri, Özbilici 'yiayaktatutmaya Kısa bir süre sonra gelen Vasfiye'nin karıles.i. "Bizim cv Bahçclievlcr'de. Altı gündür yetiyor. "Bir kişiotobüsaldı, 60 milyon insan y ürütcmiyor." diyor "Imkânsızl ıkların içinkardesjmi anyorum. Çok sağolun."dediklen de, düşekalka geride bırakılan 2 yıl vebulusonra, Vasfiye'yi alıp gidıyor. nanlarsadece l56kişi.BulunmayıbckleyenBuis.ten,"Küçükyardımcı" Serpil Şims.ek lcrise,4()bininüzerinde. Halkınvedevlctin veZiyaögrenençokmutluoluyorlar. Serpil, yardımını bekliyoruz." ^| 3.5 yıl önce babasından ayrı yaşayan anncsi 19 PAZARIN PENCERESİNDEN Foto Sabah Resimleri SELÇUK EREZ nneannern Oernek Buşkanı Ismet Özbilici, bulunan Vasfıye Güner 'le hirlikte.. • & Mk İ 1 sırma saçlarını beline j y t (< a c j a r döktügu, dekoltesinı K^w cömertçe açtığı kahverengi kalın fotoğraflarında hep çok alımlı, çok güzel ve çok masum gözükuyordu. Sankı onun gerçekten de ayaklarından başka hiçbir yerı öpülmemıştı. Dudaklarına, tenine, boynuna bir erkeğin eli bile değmemişti. Hırpalanmamıştı, örselenmemişti? Sanki değil sevışmek, sevişmeyi hayal dahi etmemişti. Teninin saydamlığını bu yaşına dek koruyabildiğine göre gerçekten de öyle miydi acaba? Onca hoyratlığa maruz kalan benim kuşağımın bir hesabı olmalıydı sorulacak. Biz sevgiden cinsellık boyutlarıyla almıştık nasibımizı. Kadın erkek, noroz dövüşüne çıkmış hasımlar gibi, birbırimize gücümüzü göstermeye soyunurduk, bırakın ayaklarımızı, o acelede dudaklarımızı öpene şaşarak... Şefkati, yumuşak ince bir sevgiyi bulabilmek, duyarlı aşkları yaşayabilmek için, ilerı yaşları beklememiz gerekecekti." Ayşe Kulin, kendisıne 1995 Haldun Taner öykü ödülü'nu kazandıran Foto Sabah Resimleri adlı hikâyesinde yaşlı bir kadını böyle tantmlamaktaydı: Kısa, yalın cümlelerle yansıtılan gözlemler, bu gözlemlerin yol açtığı ince düşünceler, gözlerden kolayca kaçabileceklerı yakalayabılmek, değişik bir şekilde sunabilmek, okuyana. öykü konusunda bir hayli kafa yormuş, sıradan olmayan bir yazar karşısında olduğunu duşundüruyor. Orhun Yazıtları'nı ılk çözenler. "Bunlar bılinen ilk Türkçe yazılı belgeler... ama bunun bir oncesı, bir geçmişı olmalı; bir kavim bu yazıtlarda gözlenen gelişmişlik düzeyine ilk adımında varamaz, muhakkak bunun uzun yılları kapsayan bir olgunlaşma eyresi bulunmalı. Nerede o evrenın ürünlerı?" diye sormuşlardı. Ayşe Kulın'ın öykülerini okurken Orhun Yazıtları'nı ilk sökenlerin kafalarında oluşan düşüncelerin benzerleri geçti aklımdan: "Buraya nasıl vardınız? Bunun bir oncesı Ayşe Kulin'in ilk öykü kitubı !9S4'teyayımlannıif. olmalı!" diye sordum. Cumhuriyet oncesı ressamlarımızdan Avni Kulin: Bunlar ılk öykulerim değiller. İlk öykü Lifij bir Türk değil de bir Fransız ya da bir kıtabım 1984'te Yazko tarafından Hollandalı ressam olsaydı bugün adını yayımlanmıştı: "Güneşe Dön Yüzünü" bilmeyen kalmamış olurdu. Bu çok yetenekli başlığını taşıyordu. Iç kapağından öykü ressamımız yaptığı resimlerın çoğuna başlıklarına kadar o kadar çarpuk çurpuk 'nasılsa satamam' düşüncesiyle imza bile dizildi ve basıldı ki kendimi hilkat garibesi atmamıştır. O çağda resim alansatan yok doğurmuş gibi hıssettim. Bir öykünün gibiydi. Avni Lifij'ın babası Galata paragrafları başka birının içine girmiş, biriden Köprüsü'nde yayalara bilet satan cahıl ve de bir sayfa eksik... Düzeltilmişıni yeniden aşırı müteassıp bir insandı: Eve götürdüğü basılı görmezsem gözlerım açık gider.. kibrit kutularının üstündeki resimleri kazırmış Bu kıtaptaki öykülerden birini, Gülizar'ı 'günahtır' diye. Avni'nın resim dersleri senaryolaştırdım. Nisan Akman yönetti, aldığını duyduğunda onu nasıl dövdüğünü Hülya Avşar oynadı... 1985'te bu film, Kültür eşi Harika Hanım'dan dinlemıştim. Bakanlığı'nın ödülünü almıştı. Bir konuda insanın ıçinden gelen dürtü Çevırilerim de var: Altemur Kılıç Bey, Milliyet bunca güçlü olduğunda çevrenin onu Yayınlan'nın başındaydı. Politik ve tarihi yüreklendirmesi, alkışlara boğması konuları kapsayan kitaplardan oluşan bir seri gerekmez; bunlar olmadığında da iyı şeyler için çevirmen arıyorlardı. Başvurdum. Bana üretmişler vardır. Ayşe Kulin de yazacak içinde bir de şifr bulunan bir kitap bölümü neden yokken yazıp durmuş, öyküyü ciddiye verip "Çevir de görelim!" dedı. Söylediği gün almış, kalburüstü öykücüleri alıcı gözle ve saatte gidip çevirisini verince şaşmasına ıncelemiş böylece iyi bir yere varmış.. öyle şaşırmıştım kı... Bana, "Kusura bakma, Böylesine güçlü bir içgüdüye, derinden ben seni playgırl'lerden biri sanırdım... laf ola gelen itmeye bir de Haldun Taner ödülü gibi vermiştim. özür dilerim demişti.." Türkiye'nin en önemli Edebiyat Ödüllerinden Sonra Cumhurıyet'te, Güneş gazetesinde, biri de eklenirse gelecekte Kulin'den çok iyi Gelişim Yaytnları'nda yayımlanmış röporta] şeyler beklemek gerek... ^ ve araştırmalarım da vardır. Bazıları imzalı yayımlanmıştır, çoğu imzasız.. Bunları hazırlarken de, yazarken de ucu öykücülüğe varan yararlı bırikimler edindiğimi düşünüyorum. Reklam yazarlığını ve televizyon serilerinin yapımcılığını da ekleyebilırim. Sanat yönetmenliğini yaptığım "Ayaşlı ve Kiracılan" ıçın 198889 Tıyatro ve Televizyon Yazarları Derneği ödülü'nu vermişlerdi bana.. Birkaç yıldır bir de "Biyografıroman" yazmaktayım: Aylin Radomisli'nin yaşamöyküsünden hareket eden bir kurgusu var. Aylın Radomisli benim kuşağımdan.. Koleji bitirdikten sonra Parıs'te bir Arap şeyhi ile evlenmıştı. Sonra ondan ayrılıp psikolojı okudu.. Ardından bir atom fizikçisıyle evlenip "hippy" oldu. Sonra psikolojide doktorasını verdi ve Amerikan ordusunda albay rütbeli psikolog olarak çalıştıktan sonra New York'ta esrarengiz bir şekilde öldü.. Aylin'in romanını da bitirmek üzereyim. Gördüğünüz gibi kitabımı basacak basımevi, benden televizyon serisi yönetmemi isteyecek kimse yokken bile ben oturur kendi kendime yazar dururum. Benı mutlu eden tuhaf bir içgüdüdür bu..