Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 NİSAN 19%. SAYI526 rukbulıınucaktı. Mahsun. Istanburudolaştıotomobillc. Bir sükak köpeğineçarptı.onuotomobilealdı ve nöbetçi hayvan hastancsınc götürdü. î>afak sökerkcıı de köpeğın kaıııyla kırloncn olomobili temi/leyip. bıılduğu ycre. Rıımelihisarı'nubıraktı. Polısın kendi siniaradığından habeıdardıamayınedekatıldıSarı'nıncenazesinc vc yakalandi. Sorgulamadan sonra komiser, Mahsıın'un sözünüdmlediği tck kiş,i olan, balıkçı tekııcsinin Reis'ini çagırdı karakola. Mahsun. Reis'e/iınmeilenecekti. Reis, "Benonu bunu yapmaktan alıkoyamam"dedi " O yinc çalacaktır." Yıne do Mahsun'la konuştu Reis. ona kah veye olan çay borcunu ödemesözüvcrdi. Onlarkoıius.urken,Rumelihısankalesinin önündebirtelevi/yonekıbiçekimyapmaya basjadı. Ekibinyanınagiden Mahsun, spikerinsöylediklerinidinledi: "... Osmanlı padis,ahı Fatih Sultan Mehmet, Istanbul' unfcthincgiris.meden öncc bu kaleyi yaptırmış ve içinc tran'dan getirttigi tavuskuşlarınıkoyımıştu. Çünkü odöncmin Osmanlısı içintavuskıışu.bolluğun.bereketin, kötülüklere karşı iyiligin simgesiydi. Cumhurbaşkanı Sülcyman Demirel de, bu gclcncği sembolik dü/eyde de olsa sürdürebilmek için Iran C'uinhurbas,kanı'nıri kendisinehediyeettigiellitavuskuş.unuRumelihisarı Kalesi'ncbağışjadı..." Mahsun, kaleye girrnck.tavuskuşlarını görmek istedi. Bekçi, engelledi, nc hali vctavırları nedekıyafeti uygunduMalısun'un. Amaogizlideolsagirdi kaleye vegördütavuskus.larını. Aynı gün, çay borcunuödenıediği için kahvedenkovuldu Mahsun. Birinşaatasigındı. Bir süre sonra polislergelip karakolagötürdüler. Yakınlardabiryerdebirotoınobil çalınmıştı ve ilk akla gelcn oydu. Kahveciyle yüzleştirmeden sonra suçsuzoldugıı anlaşılıpsahverildiamaöfkeliydi.Ogecebirbelediyeotobüsünüçalıpbütiinlstanburudolaştı. Yakalandı veyinesahverildi.Çünkühiebir savcı yüzünü görmek istemiyordu artık. cczaevlerindedeonayeryoktu. Anladı ki, bu kışıatlatabilecegisıcakbirmekanıolmayaeak! 13 YONETMEN DERVIS ZAİM sildiğim anlamına gelmemeli. Farklı akımlar içinde farklı yaratıcılıkları olan insanlar oldu. Bizim sinemamızda ne yar ki, sizi farklı bir film, bir underground yapmaya itti? Bugün, butün üçüncü dünya sinemalarını bekleyen bir tehlıke var, standardızasyon. Amerıkan sınemasının bize dayattığı standardızasyon bu. Her anlamda kalıplar var. On dakikada bir gerilimi arttırmak zorundasınız, bir eksen karekter ve onun karşılığını bulacaksınız. Film, buna göre yapıldı mı başarılı oluyorsunuz ya da fılminız yatırılan parayı çıkarıyor. Ama bu sahicılık problemıni getirıyor ortaya. Türk sinemasının en büyük problemi de gerçekçilik değıl, sahıcilik. Bizim yaptığımız fılmler sahicı değil. Bunun sinema ya da sanattaki karşılığı ne? Kendinizi ifade edemez, kendi ruhunuzu aktaramazsanız siz kısır kalırsınız. Iğdış edilirsiniz. Amerikalı, Rus gıbi düşünmeye başlarsınız. Siz, siz gıbi hareket edemezsiniz. Sinema çok daha geniş kitlelere yayılan, çok daha fazla insanı etkileyen bir sanat. Tehlike burada başlıyor. Siz kendi ruhunuzu beyaz perdeye aktaramazsanız, başkaları gelir, sizin ruhunuzun nasıl olması gerektiğıni size öğretir. Mahsun bize, bizim ruhumuzu mu anlatıyor? Bizim sokağa attığımız insanlardan bıri olduğu için, en azından, bize ait birşeyi bize söyleyecek. Bizim nelere duyarlılık gösterip göstermediğimiz hakkında bir şeyi bize gösterecek. Bu önemlidir, sanatın da görevlerinden birisi budur. Bu ilk filminiz. Ekip nasıl oluştu, umduğunuz gibi mi gitti herşey? Filmde, kırk sekize yakın figürasyon vardı. Bunun herhalde kırkı amatör oyuncudur. Yani hayatlarında bir kere ya da hiç kameranın karşısına veya beyazperdeye çıkmamış ınsanlardır. Umduğumu buldum diyebilirim. Hava, ekibin anlaşması mükemmeldi. Gövde gösterilerinin olmadığı, güle oynaya bir çekim yapıldı. Bundan sonrası? Roman yazacağım ve film çekeceğim.^ Somn, sahicifılm yapmakta.* Derviş Zaim kim? Boğazıçı ve Warwıck üniversitelerinde Işletme ve Ingılız kültürü okudurn. Televızyon yönetmenliğı yaptım. İlk romanım, "Ales Harikalar Dıyarında" 1992 Yunus Nadi Roman Ödülü'ne değer görüldü. Neden Dursun? Dursun çok dışarda ve çok altta bir ınsandı. Bir adam ısınmak. zevk ya da teknolojiye duyduğu şehvet için araba çalıyorsa, bunun için de herşeyini ortaya koyuyorsa, ertesi gün bir okka dayak yemeyi göze alıyorsa birçok şeyi aşmış demektir. Dursun, Türkiye'de yaşanan çokşeyın hem içinde hem dışındaydı ve bu yüzden bulunmaz bir karekterdı. Bu, yazacağım senaryoya ilk basamak teşkil etti, ondan etkılenerek Mahsun tiplemesini kaleme aldım. Onu açtım, çok başka yerlere gitti. Yanı, bire bir beyaz perdeye aktarma diye bir problemim yoktu. Tavuşkuşu neyi simgeliyor? Tavuskuşu, Batı edebiyatında, erkek güzelliğiyle, her zaman insanları büyülemesiyle alımlanıyor. Bir anlamda, çöküşün, çöküş sırasındaki güzelliğin simgesi olarak da tanımlanıyor. Mahsun da dış dünyayla ilışkisinı tavuskuşuyla kurdu, dış dünyaya kendisini onunla anlatabildi. Herşeye sıkıştığı zamanda gizlice kaleye girıp tavuskuşuyla konuştu ve sonunda da kesip yedi onu. Bir anlamda, Habıl Kabıl hikâyesı de denebilir. Dursun sınırlarını nereye kadar zorladı? Bu, benım yanıt veremeyeceğım bir soru. Çünkü bu ona saygısızlık olur. Sınırlarını nereye kadar zorladı bılemeyiz. Ama dışardan gördüğümüz kadarıyla bizden birı değildi. Siz bu filmle sınırlarınızı ne kadar zorladınız? Yapım anlamında epey sınır zorladığımıza inanıyorum. Çünkü, verili üretim koşullarının bütünüyle dışında bir filmdi. Para bulunamadı, imece usulüyle yapıldı. Türkiye'de daha önce böyle bir film yapıldı mı, bilmıyorum. Galiba, ilk underground fılm uretımı. Bir kere yapımcı, Yeşılçam, sponsor desteğı yoktu. Istanbul Ünıversıtesi lletışim Fakültesı Öğretim Görevlısı Süha Arın kamera ve ışık, bir caterıng şirketı de yemek verdı. Amatör tutkuyla, profesyonel bir ış yapıldı. Yaratıcılık anlamında ne kadar zorladınız sınıriarımzı? Yeterliydim. Herkes mükemmeldi, ben de yeterliydim. Yönetmen Derviş Zaim. Filmi çekerken, Dursun'dan başka nelerden etkilendiniz? Akım olarak etkilendiğim, herşeyiyle neorealızmdı. Bir kere eldeki koşullara göre fılm yapmayı öngörürler. Rossellini, Naziler Roma'dayken Roma Açık Şehir'i çekmeye başladı. Filme başlarken beni motıve eden tek şey bu oldu. O adamlar böyle yaptıysa, biz neden yapmayalım? Ama bu neorealizm sonrasında üretim yapan insanlardan etkilenmediğım, onları Mahsun'un aşkı eroinman Fulya Reis, otobüshırsı/lıgından sonra birdoktora götürdü Mahsun'u. Hastaydı vedurumu pek içaçıcı değildi. Reis daha önce verdigi sözü tutarak kahveye olan borcunıı ödcdt. Dursun. kalnenin tuvaletını tcmizlcyccck bunakarşılıkdagecelcrıgarsonlarlabirliktc yukardaki odada uyuyabilecekti. () sıralarda yakınlıkduydu, kahveye sıksıkgelen. genellikledetekbaşınaoturan Fulya'ya. Fulya'nın da yeri yurdu yoktu. beş. parası? bırcroinmandı. Eroinalabilnıek içinbcdcninisatıyordu. Mahsıın'un ilgisinı kullannıaya kalkıştı, onun kaldığı oday ı erkeklerle bırlıktcolabileceği birnıekanhalinegelirdı. Dursun bunu farkettiğı gün köıkütük sarhoşolana kadar ieip otomobil çaldı. Kaleden aldığı tavuskuşu yanındaydı. üöndüğünde Fulya croin krizindeydi. Bir başka arabaçalıp Fulya'yıuy u$turucubulabileceğiyere götürdü. Dönüşte.kahvedekiler Fulya'yıkrızhalindegörmesındiyeReis'in teknesine bindirdi. Boğazdaydılar şımdi. Mahsun dünıeni bırakıp Fıılya'yı öpüpokşamayabaşladı. Kontroldeneıkanteknebir fencreearpıpbattı. Bu Mahsun'un felaketiydi. Çünkü hem kendisineyardım eden tck insanın ekınck teknesıni yok ctmiijti hem de bir giindeikiotomobil calnıı>lı. Kahvedeki isjndcn kovuldu, yinc sokaklaydı... Hava soğuktıı, Mahsun da ag. Kaleyegirip tavusku^larından birini yakaladı ve kesti. Bir ateş. yaktı. Tam tavuskıışunu pi^ireeckti ki bekeilere yakalandı. Bu ke/ görmcmezlik edemeyeccktı savcı. C'e/aevi de kapılarını açacaktı, çünkü Mahsun, resmimakamların arnıağanı bir kus,u kesip yeme eiiretini göstermi^ti. Artık sıcak birmckanı vardı Mahsun'un, sıeakyemeği de... Derviij Zaim'in senaryosıınıı ya/makla kalmayıpyönctmcnliginideyaptıgı"Ta«" Mahsun (Altmet Lğıırlıı) vı> h'ulyu (Ayşen Aydemir) yönetmen Derviş Zaim 'le birlikte, Rumelihisart Kalesi'ıule...