Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 YAŞAM CUMHURİYET DERGİ Kendisinden on bir yaş küçük Fransız taşralısını, Gustave Flaubert'i, en çok onu sevmişti Louise Colet. Onu istemiş, onu izlemiş, ama aşkın kapısı kapanmıştı yüzüne. Yıllar sonra yaşamı kaleme alındığında bile anlatılan bu aşkın acısıydı. Oysa bir şairdi, bir kadındı... Yalnızdı. Sevmeye mecbur bir kadın: Colet O her şeyin kadınıydı, Gustave Courbet onun resimlerini yapmış, model durduğu heykeltıraş James Pradier, bugün hâlâ Concorde tneydanını süsleycn heykellerini yontmuştu. Ve o kcndinden on bir yaş küçük, Fransız taşralısını 1845 yılında Pradier' in atölyesinde tanidı. Gustave Flaubert Normandiyahydı, 24 yaşındaydı. Fransız yasalarına göre o tarihte »eşit bile sayılmıyordu ve bu tanışmanın tarihi ikisinin de yaşamlarının dönüm noktası oldu. O tarihte henüz Flaubert'e ait tek bir sözcük bile yayımlanmamıştı. Belki de Sartre'ın birkitabında iddia cttiği gibi "özellikle" geçirdiği sara krizleri sayesinde, bu yaşta erken bir emekligibievinekapanıpgelecekteki çalışmalanm planlıyordu. Louise onun sevgilisi oldu... Hatta ilham perisi... Ve Flaubert'in hayatında o güne değin var olmayan bir unsurdu ilham. Flaubert'in öfkesl... Louise, belirli aralıklarla sevişmek üzere Paris'te ziyaret edildi ya da yakındaki otellerden birine çağrıldı. Flaubert'in onunlaarasına bir mesate, bir sımr koyduğu iddia edilemez ancak onu yakınında da istemedi Mcktuplarla ulaştı ona hep, mcktuplarla yakın oldu. Louise meşhur olmuştu, Flaubert isehenü/değil. Flaubert onun şiirlerinden, daha dogrusu şiirleri kâğıda dökmekteki hızındanrahatsızdı. Louise Colet, katıldığı üç giinlük bir müzeler gezisi sonunda üstelik müzeleri de doğru dürüst gczmeden epik bir izlenim kaleme alıp, bunun Colet, biiyük tutkusu Flaubert ile Madam Bovury 'deki aşklardan bir perdeyi aynı atınosfer içinde, bir at arubasında yaşamıştı. içindeikibinfranklıkbirödüllemükafatlandırılınca, Flaubert kendini bir hayli buruk hissetmiş bunu da sevgilisineçok aşağılayıcıbirtarzda söylemişti. Flaubert ise Madame Bovary 'nin sözcükleri üzerinde oynuyor, yoksul Emma'nın ya!>amını dilin zerafetiy le süslüyor ve yeni lakonik stilini törpülüyor, parlatıyordu. Louise kızınm ve kendi geçimini temin etmek adına yılda en az bir kitapçıkarmakzorundaydı.Çokzorda kaldıgında moda yazıları ya da sosyete haberleri dahi derliyordu. Kuafbrde oturup o dedikodularını yazdığı kadınlarla beraber saçlarını kıvırtırken bile elinde kalemkâğıt görmek mümkündü. Bazen sadece yaşamda kalabilmek kaygısıy la yaşlı zengin ve onun ilerleyebilmesine yardımcı olabileceğini düşündügü erkeklerlc beraber oluyordu. Ve hırslı, bencil Flaubert'e çok ama çok kızıyordu. Louise herhalde onu çalışırken rahatsız ediyordu ve Flaubert bu nedenle onunla böyle seyrek görii!>üyordu... Ya da Flaubert'in evde beraber oturduğu yaşlı, hasta ve bu ilişkiden haberdar olmaması gereken annesi görüsebilmclerine engel oluyordu... Louise acı çekiyor ama susuyordu. Sonra onu birkaç saatliğine annesindcn ve çaliijmalarından ayırıyor ve onunla Paris ile Rouen arasında küçük bir otelde çalıntı bir mutluluk yaşıyordu. "Biraz aklıın başına alıp da düsün" dıye yazmıştı son mektuplarındanbirinde Flaubert. "Kendini değil beni düşün. Yakında 33 yaşında olacakolanbenim. 1617yıllıkbun