Katalog

23EKİM1994.SAYI448 çıkarılaraksıkıştırılmış. Upuzunmasada; kırmızı zarlı haşlanmış patates, havuç, yeşil karnıbahar, küçücük domates ve taptaze pazı tabaklan dizilmiş. Servisyapanlar.yerliyöntemiyle hazırlanmış yemekleri pişirenler; çekik ve yumuk gözleri, toprak rengi yüzleriyle Kızılderililer. Üzerlerine, Kızılderili şallan giymiş, kafalanna tavşan derisinden bantlar bağlamışlar. Içeriyc, yemek salonunabuyurediyorlar. Sıra; beyaz adamın, tıka basa doyup Kızılderili dansı izlemesinegeldi. Sahnedeki dekor; orman, ormanın ortasındaki Kızılderili köyünden oluşuyor. Ortada, ateş yanıyor. Holywood fılmlerine bakılırsa insanlann bağlandığı "işkence aracı" kutsal totcmler, geri planı süslüyor. En arkada da yukanda asılı duran yuvarlak gerilmiş deri, ayı ve güneşi simgeliyor. 'Shovv'un adı: "Rüzgarda dans." Salon karanrken sahne ışıyor. Beyaz adamlar, ellerindeki siyah ekmcklcri bırakıp oyunu izlemeye hazırlanıyorlar. Yerli dilinden bir Kızılderiağıdıyadatürküsüyükseliyor mikrofondan. "Yaşlı şefin sandığından çıkan ışıkla insanlann güneşi, ayı ve yıldızları oldu" diye basjıyor, öykü. Inanışa göre şef Seattle, Tillicum KöMasklar 500 dolar. Kızılderililer, ülkelerini incik boncuğa satın alan beyaz adamdan öfkelerini çıkarıyor. yü'nde doğmuş. Onun torunları, tahtadan sandalla giriyorlar sahneye. Danslarla hareketlenen gizemli hava, yinc Tahta barakadan içeri giriyoruz. Köşedeki tahtadan yapılmış kuş masklarının çıkardığı büyükckrantelcvizyonda, Kızıldcrililcrinyaküt seslerle süriiyor. Izlence bittiğinde, oyunşamına ilişkin siyahbeyaz bclgcsel gösterilicular dışanya çıkıyor. Köyü ziyaret edenler ayor. Etrafta hediyelik eşyalar sergileniyor. rasında, Kızılderili soyundan gelenlerdc var. Ayrıca, bcyaz adamın bugünkü en büyük şefi, Bunlardan biri, oyuncuların omuzlarına dayaHaiti'den Kuveyt'c dünya imparatorluğunun nıpgözyaşlarınısiliyor. biricik lideri Bill Clinton'in fotoğrafları süslüyor duvarları. Başkan Clinton, TİIIicum KöDışarıya.geceninserinliğineçıkıyoruz.Keyü'nü, 1993 yılında AsyaPasifık Ekonomik silmİ!), eğri büğrü agacın üstüne oturuyoruz. Işbirliği Örgütü liderleriyle birliktc ziyarct etGözlerimiz, karanlığa alışıyor. Orman ileride. miş. Rüzgarla gelen çam koktısu, baş döndürücü. Yukarıda yıldızlar parlıyor. Şu ileride, çok Misgibiycmekkokusuyayılıyorgenişsaloparlak olanı, belki yaşlı şefın sandığından çıkna. Yere daire biçiminde büyük birdclik açılmıştır. mış. Deliğintamortasındaki çatılmışodunlar, Bizi köye getiren gemide, bol yıldızlı Ameiçin için yanıyor. Ateşin az uzağına sediragarikanbayrağıdalgalanıyor. Kızılderililere.tek cından yapılmış ızgaralara cn azından bir kol yıldızıbileçokgörenbayrak... ^ boyundaki somon balıkları, kılçıkları tümüyle BAŞKENT GUNLERİ Güzel bir selam MÜŞERREF HEKİMOĞLU I TEL: 512 05 05TEN (20 HAT) 475 Ogzala ) 30 EKİM1994 YEDİGÖLLERDE KAMPİ Ulaşım, yemek ve ikramlar dahfl 1.250.000.TL OGZALA TURİZM TANITİM LİMİTED İBEKAR SOK. NO.16/4 BEYOÖLU/İSTANBUL TEL: (0 2 1 2 ) 2 5 2 3 0 3 9 DOĞANIN KEYFİNİ ÇIKARINL * EASTON E9 Aluminyum direkli "dome" çadır * Kaztüyü uyku tulumu * Sentetik uyku tulumu * Kaztüyü giysi * Panço, yağmurluk * VVaterproofbreathables * Sırt çantası Tel: 0312 3101341 Fax: 3110898 KKarcfcekir Cad. 120 / 75 Anlcra da tepelerinden Çankaya tepesine gelince her şey değişiyor, mavi de yeşil de gerilerde, başkent kadınlarınn renkleh dalgalanıyor salonda. Kimı çok çarpıcı, kimi çok parlak, ama siyahın egemenliği var. Nerdeyse üç ay sonra ilk kez geljyorum Çankaya Köşkü'ne, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Asker Akayev ve eşini selamlamaya. Genelkurmay Başkanı Ismail Hakkı Karadayı ile eşini de ilk kez gördüm göreve başladıktan sonra. Dışişleri Bakanı Profesör Mümtaz Soysal, Paris'ten o akşam dönüyor, yemeğe Moğultay katılıyor. Ama Mümtaz Soysal'ın adı çok geçiyor konuklar arasında. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın gazetecilerin soru yağmurunda yine. Sanırım ıslanmadı, soruların amacını biliyor galiba. SHP'yi koalisyon dışı bırakmak için hayli oyun var, ama SHP liderinin direnme gücüne dıyecek yok. Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin de konuklar arasında, Karayalçın ile gözgöze gelmiyorlar. Şaşılası şey, nasıl bu duruma geldiler! Politikacıların öz güveni çok önemli bence, yoksa duygusallığa saplanıyorlar, oysa aşmaları gerekir. Başbakan Tansu Çiller siyah tayyörü, beyaz bluzüyle sade şiklığı içinde, her zamanki gıbi gülüyor, ama neye ve kime zarar veremiyor insan. Giderek rahatlıyor Tansu Çiller, rahatlatanlara gülüyor belki de. Onur masasında Genekurmay Başkanı ile konuştu uzun uzun, ben de o gün gazemizde yayımlanan bir yazıyı anımsadım. Profesör Nermin Abadan Unat'ın yazısı şöyle sona eriyor: "21. yüzyıla koşar adımlaria yaklaşan Türkiye'nin beklentisi ilk kadın başbakanının laiklik ve demokrasi konularında hiçbir ödün tanımayan bir lider olarak tarihe adını yazmasıdır, diyor ve bekliyoruz." Demokratikleşme paketinin içeriği bu beklentiyi gerçekleştirebilir mi? Salonun bir köşesinde Türk müziği, değişik fasıllardan bir demet sunuluyor konuklara. Kımbılır kaç kez dinlediler, Başkan Akayev'ı dinlerken gülümsüyorum, çevırıye gerek yok Ankara ve Türk cumhuriyetleri arasındaki yoğun trafikte dil sorunu ortadan kalkıyor artık. Başkan Akayev'i Bişkek Büyükelçimiz Metin Göker'den dinledim biraz, kökeninde bilim var, politikadan değil Bilim Akademisi'nden gelıyor başkanlığa, iyi bir BerliozFestivali'ndebir Türk arpisl fizikçi, Türk büyükelçisıyle iyi ilişkileri var. ve bir Fransız kemancı; Şirin Pancaroğlu ve Galiba Kırgızca konuşuyorlar, Metin Göker Ignace Jang. Kırgızca'yı iyice öğrenmiş artık. Köşk mutfağı ya da ev sahipleri hamur işlerini çok sevıyor galiba. Su böregi, kuzu başarısı nedeniyle. Kore asıllı Fransız kemancı ıncıkpilavsebze buketi, salata, Zeytinyağlı Ignace Jang ile birlikte verdikleri kemanarp sarma ve dolmalar, sonra da Türk tatlılarıyla resltali büyük ilgi görüyor. Yeni konserler için rejım yapanların direnme gücü hayli zorlandı. öneriler alıyor Fransızlar'dan. Venezuellalı Yeseler bir türlü, yemeseler dayanılır gibi değil! besteci Ricardo Lorenz'ın 1989 yılında Ev sahibesı Nazmiye Demirel elini sıkarken bestelediği "Jaromiluna" adlı yapıtı ilk kez elbıse değışmeye vakit bulamadığını söyledı, sesleniyor Avrupa'da. AB'ye dönük sıyasal Anadolu Uygarlıkları Müzesi'nden doğru çabalar tıkanırken genç bir sanatçımız Fransa yemeğe gelmışler. Değiştirse ne giyecekti başkentini ne güzel selamlıyor değil mi? Şirin bilmem, ama siyah tayyörünü parlak Pancaroğlu şubat ayında da VVashington'da ceketlerinden daha çok yakıştıranlar var. Bana Kennedy Center'de Amerikalı müzikseverleri sorarsanız, ne giyerse giysin içinde hep aynı selamlayacak. Kennedy Center ABD'nin en kadın, göğsündekı kırmızı gül de Isparta'dan önemli üç müzik merkezinden biri. Mozart'ın besbelli, başka gül takmıyor! flüt ve arp konçertosunu seslendirecek o Yanımdaki masada Dışişleri ve MİT merkezde. Beş konser veriyor. Tüm biletler Müsteşarları oturuyor. Başka bir masada da satılmış bulunuyor. Karar verdim, kuş olup Büyükelçı Volkan Vural. Büyükelçi özdem VVashington'a uçacağım, Kennedy Center'e Sanberk'in Londra'ya gıdeceği belli oldu ama konacağım. Şirin Pancaroğlu'nun arpiyle Büyükelçi Volkan Vural'ın durumu belli değil, Mozart'ın konçertosunu dinleyeceğim. diyorlar. Belki de belli. Filiz Köksal akşamın en Kanatlarım nasıl güçlenir, flüt ve arp ne güzel hoş kadınlarından biri yine. Sade çizgıleriyle şık şarkılar söyler, o şarkılarla ne güzel bir dostluk ve zarif bir kadın, zarif bir ınsan. Başkentin oluşur kimbilir. yaşamına yenı girdi ama yıllar geçmiş gibi Sevgili Nadir Bey ile dostu Mozart'ın ve yerleşmişliği var. Içtenlik güzel şey. hepimizın dostluğu gibi... ^ Toplumumuzda da az rastlanan bir özellik giderek. Bilkent Rektörü Profesör Ali Doğramacı, Profesör Tosun Terzioğlu da konuklar arasında. Baba Doğramacı da Bakü'de galiba. Sonra Paris ama yeni konser salonunun açılışında Ankara'da olacak. Müzik ve Görsel Sanatlar Fakültesi Dekanı Profesör Ersin Onay da yürümüyor uçuşuyor şu günlerde. Bilkent'in yeni konser salonu açılıyor. Fuzuli'nin Leyla ve Mecnun'undan esinlenen bir opera ile açıyor sahneyi. Rekor diye buna denir, temeli geçen mevsim atıldı, bu mevsim açılıyor. Bu rekorun itici gücü sanat sevgisi hiç kuşkusuz. UNICEF Başkanı Mr. Grand onuruna Doğramacı evinde verilen yemek öncesi BASO sanatçılarının yaylı sazlar konserini izleyenler hâlâ hayranlıkla söz ediyor. CSO'nun Hipodrom konseri de teksesliliğe bir uyarı diye yorumlanıyor. Başkentlilere de bu yaraşıyor elbet. Direnme gücünü çirkinliklere karşı güzellikler üreterek kanıtlıyorlar. Bilkent Üniversitesi'nde müzik tepesi oluşuyor, ODTÜ'de başka tepeler. Sıradağları geride bırakmak için daha güzel yöntem var mı? Başkentten Şirin Pancaroğlu'na uzanıyorum şimdi. Okyanus'un ötesıne, ABD'de yaşayan güzel arpistimize. Içtenlikle kutluyorum onu. Fransa'da düzenlenen Berlioz Festivali'ndeki