Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y D A S A A M K S A K A L E V R I Zonguldak'ın çöpçü Gece olup da insanlar birer birer uykuya dalarken çöpçü katırlann öyküsü başlar Zonguldak'ta. ağlann ötesindeki şehirde bir yaşam var; geccnin derinliklerinden gündönümüne uzanan. Çöpçü kaürlann ve suskun insanlann yaşamı... Her gece saat 04.30'da haraket ederler "saraçhane"den. Önce gruplar halindedirler, sonra teker teker dağılırlar şehrin karanlık ve sessiz sokaklanna... Osman Aga, onbeş yıldır bu sokaklarda: "Aslında 1952'den beri bu işteyim. Birkaç kez ara verdim. Süpürgecilik yapardım o zamanlar. Daha sonra sürekli çalışmaya başladım. Fiili olarak on beş yıldır katırlarla çalışıyorum" diyor Osman Aga ve ekliyor: "Çöpçü katırlar diğer hayvanlara bcnzemez. Çok akıllıdır onlar. Her lafı D anlarlar. Bazen moralim bozuk olur, bağınnm. Bir garip olur hayvan, üzülür ve hemen anlarsın yüzünün hüznünden, kınhp küstüğünü. Sonra gönlünü alınm, birkaç iltifat ederim, onu da anlar. Gel gör o zaman keyfımizi. Zevkle çalışınz. Kimse tutamaz bizi bu karanbk sokaklarda. Gel derim gelir, gjt derim gider. lki bidon var sırtında garibin. Biri doluysa döner boş olanı çevirir bana. Ben de oraya atanm topladığım çöpleri. Canım dedim ya bir başka bu çöpçü katırlan." Osman Aga uzak bir köyden, katır ise gün yüzü gönnez kömür ocağından kalkıp gelmiş bu kente. Ama yine de yabancısı olduklan bu sokaklann mistik figürleri gizli; yüzlerindeki çizgilerde, konuştuklan kelimelerde, aldıklan her solukta... Neden bu işi seçtin? "Ne bileyim, fark etmiyor işte. Nasıl olsa yerin altı da, üstü de karanlık Zonguldak'ta" diyor Osman Aga ve devam ediyor sohbete: "Bakma böyle neşeli olduğumuza. Keyfımiz yok aslında. Yevmiyeme baksan ancak bir ekmek parası. Yani bir ekmek için çalışıyorum saatlerce. Ah bir de ekmeği alabilsem. 92'nin parasıyla 2030 milyon alacağım var belediyeden. Ne yaptık, ne ettik alamadık. Direnişe gittik, bir ay çalışmadık; şehri leş götürdü. Şehrin insanlan hiç düşünmüyor, belediyeye baskı yapsalar; hem biz paramızı alınz, hem de onlar leş içinde kalmazlar. Kınk bir madalyonun birer parçası gıbi birbirini bütünler çöpçü katın ve temizlik işçisi. Yabancısı değildir, çöpçü katın Osman Aga'ya. Dostudur, adeta ailesinin bir parçasıdır. Onunla tutkulannı, korkulannı, özlemlerini paylaşır, sohbet eder; "Gecenin öteki Yüzüne" doğru adım adım ilerlerken. Onunla yakalar yeni gelcn günü ve günün getirdiği umutlan... Kuru ayaz bir gecenin ardından; insanın alnını birdenbire ısıtan güneş özlemiyle; günün doğduğu yöne doğıu ilerlerken, birdenbire denız beliriveriyor ufukta. Sabahın gökmavisi ve denizin buluştuğu ufka çeviriyor gözlerini Osman Aga. Ve bir an sonsuzluğu yaşıyoruz. Ya da "denizin ardındaki özgürlüğü". Bir anlık suskunluğun ardından sıcak bir çay molası. Ve sohbet devam ediyor: "Akıllı makıllı ama bu garip de 3040 yaşında. Hâlâ bu sokaklann kahnru çekiyor. önceleri TTK'nın maden ocaklarında, yerin yedi kat böğründe kömür çekmiş, gün yüzü görmemiş yıllarca. Sonra ihaleyle belediye almış katırlan. Sevinmiştir garip; sonunda günyüzü görecem diye. Ama nerdeee... Bak hâlâ karanlıktan kurtulamadı garip. Ne yapsın, o da benim gibi emekliliği bekliyor herhalde. O emekli olunca saraçhaneye, ben emekli olunca köye. Aslında şimdiye çoktan emekliydim. Yaş meselesinden iki yıl attı. Ne yaparsın? Baba işi dc ğil ki "yoruldum artık" deyıp, çekip gıdesin kendi diyanna. Hem bıktım artık bu şehirden. Bu karanlık ve daracık sokaklardan. Köyde bambaşkadır şimdi hayat. Gözümde tüter oldu son zamanlarda..." Zonguldak'ta yaşlanan çöpçü katırlan vurmazlar. Ne de olsa tüm yaşamlan boyunca aldıklan her soluk bu şehir içindir. Ve onlar da bu şehrin emekçileridir. Tıpkı yerin altındakiler ve üstündekiler gibi. Çöpçü katırlar yaşlanınca emekli olurlar, Zonguldak'ta. Bu onlann yaşamının, en çok özlemini çektikleri kesitidir. Saraçhanede yaşarlar i§ görmez hale gelince. Bütün gün dinlenirler ve diledikleri kadar saman yerler ölene dek... Ama Aga da yıllannı vermiş bu sokaklara, " 6 1 " numaralı damgayı taşıyan katınyla. "tş dönüşü görmelisiniz katırlan. Saatlerce çalışmış, acıkmış olurlar. Ve geri döndüğümüzü anlayınca; öyle bir koşarlar ki saraçhaneye doğru, yetişene aşkoisun... Yaptığımız işe gelince; her şey ortada. Ama bütün bunlara rağmen rahat değiliz. Bir kere çöpün, her türlü mikrobun, hastahğın içinde çalışıyoruz. Sağlığımıtehlikede. Bize eldiven, maske vb. gib hiçbir sağlık koruma malzemesi verilrnıyor. Bütün hastalıklarla iç içeyiz. Hiçbirimizin görev emri yok. Yanlışbkla biı kaza olsa; merdivenleri çıkarken katınn ayağı kayıp üstümüze düşse, yaralan . sak, sakat kalsak ne olacak? Doğrusunu istersen kimse bilmiyor. Bütün bunlann üstüne bir de paramızı alamıyoruz. Içerde adamı olanlar, biraz da para yedirip aldı parasını. Bir biz kaldık, sesi çikmayanlar..." diyor Ahmet Aga. Yerin altında ve üstünde hiç nefes almadan; bu şehir için çalışan katırlan artık belediye de , istemiyor. Geçenlerde onlan satmak i' çin ihaleye çıkardı. Fakat satın alan yok • Kimbilir..? Belki de satılamayan sadece katırlar değil, bir yaşamdı; "Geceniı. ötesi"nden gelip gündönümüne uzanan..? < 4IE Fotoğrallar: DEVRİM AKSAKAL C U M H U R İ Y E T DEROİ 2 O C A K 1 9 9 4 S A Y I