16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Baba, amacinın ne denli saygın, faşistlenn ne denli kötü ve tehlikeli olduğu, sosyalistlerin de kazanmak için güçlü ve cesur olmalan gerektiği hakkında konuşmanın hiçbir anlamı yok. Afrikalılar'ın dediği gibi, fıller dövüştüğünde bunun ceremesini otlar çeker. tlahiler yazdıklan için insanlan hapse atan, korkunç bir durumda dışan salan, onlara casusluk eden bir sisteme kimin ihtiyacı var ki?" "Ama unuttuğun bir şey var," diye bağınyor babam, "Ben her zaman Stalinist baskılara, kabul edilmiş doktrinlere karşı çıktım." "Beni aptal mı sanıyorsun?" diyor babam; çok öfkeli. "Kitaplanm on ,on iki kere basıldı, uluslararası ün kazandı, sinema ve televizyon için film haline getirilerek Doğu'da ve Batı'da gösterildi". "Bu da scnın kendini ne denli kandırdığını gösteriyor. Yayıncılığın nasıl idare edildiğini, baskılann sayısının yetkililerlc arandaki ilişkilere göre düzen llendiğini ve satışlarla alakası olmadığıInı bilmediğimi mi sanıyorsun? Uyan |baba, eski oyunlar sona erdi artık." Patlamamdan dolayı utanıyorum. |Tavnmın profesyonel olmayışmın yanı "ihtiyar adam"a da haksızlık ettiğini düşünüyorum. Kimseyi ahlaksal yönden yargılayabilecek durumda bir |insan değilim. Bu sırada kaset bitiyor ve babam buu kalkmak için bahane yapıyor. Giderken,"Sen buna casusluk diyorsun. |Bense partinin sadık bir üyesi olarak görevimi yaptıtn diyorum." "STASI'nın elde ettiğin bilgileri neden istediğini ve bunlarla ne yaptığını tıiç düşündün mü?" "Hayır. O, onlann işiydi. Yaşamımbugüne kadar gerçekten utanç duyIUMHURİYET DEROİ 1 2E Y L Ü L duğum tek şey olduğunu eklememe izin ver." "Ne o?" "Alternatif liderliği desteklediğim için partıden geçici olarak uzaklaştınlmam." Babam devam ediyor. "1933 senesinde Prag'daydık, faşistler gitgide çevremizi sanyordu. Yönetici kongre sürülmüştü ve bizim de tüm yoldaşlann ülkeden çıkartılmalannı idare edecek yeni yönetime gereksinimimiz vardı. Yoksa hepsi öldürülecekti..." "Hıristiyanlara ve meslcktaşlanna muhbirlik etmekten dolayı hiç utanmadın mı ?" "Neden utanacakmışım? Müzisyenlerle çalışmalanmdan gurur duyuyorum." Gurur duymak bir cellatın kurbanlannı merhametle öldürdüğünü öne sürerek böbürlenmesine benziyor. Casusluğun ahlaksal boyullan beni saatlerce meşgul ediyor. Bu arada kapı aniden açılıyor ve babam yanında esmer bir adamla içeri giriyor. Yazdıklanmı okumasmı engellemek için ekranı temizliyorum. Yabancıyı kendi odasına yöneltiyor. On dakika sonra aralannda yüksek sesle konuşarak çıkıyorlar. Esmer adamın elinde babamın kitaplanndan biri var. Açık kapının ortasında durup gülümseyerck "Sahildc rastladığım bir yoldaş. Almanya'da kömür madeni işçisiydi" diyor. Merdivenlerden yabancının sesi işitiliyor. "VVarum Herr Koplovvitz?" (Neden Herr Koplowilz?) Babamın STASl'yla işbirliği yapmasının nedeni çok derınlere yerleşmiş bir sarsıntı etkisiyle kendisini yetkililere sevdirme gereksınimi ya da STASI'nın isteklerini reddedemek olabilir mi? Birkaç saat sözcükleri yeniden düzcnlemekle uğraştıktan sonra kesin bir yanıt olmadığı sonucuna vanyorum. Üstünde çalışmakta olduğum dosyayı buluyorum ve yeniden casusluk konusuna dönüyorum. "Yazarların ahlaksal yönden lekelenmemiş olmak ve devletin gi/li servislerinden bağımsız kalmak gibi özel bir sorumluluklan olduğunu mu düşünüyorsun?" "Tabii ki." Ses katı ve kararlı. "Ama sen gene STASl'ya CIA gibi bir örgütle kanştınyorsun. Unutma, STASI Partinin kılıç , kalkanıydı." Hep "sevgili parti". Babamı aralanna almaya kim karar vermişti? Tüm kitaplanna, oyunlanna ve fılmlerine rağrnen babamın faşistlerce zihinsel olarak yaralandığına, artık sadece Jan KoplowKz, •. Hon*ck*r (gttzlUMU) v* Ikl If çlyl* (Uatta). Koplowlu komünlat partldan bir arkadayıyla (yanda). Danlal D« Souza w« babası TUrfclya'da (altta). kendisine "yoldaş" diyenlere güvendığinden eminim. Bu onun kalbinin kilidini açan büyülü sözcük. "Kaç tane STASIajanı vardı?" "150 civannda diyebilirim, ancak iki milyon parti üyesini de hesaplamalısınız. Bu insanlann hepsi aktif olarak çalışmak için can atıyordu ve önemli olduğunu düşündükleri tüm bilgileri STASI'ya aktarıyorlardı." On dört küsur milyonluk bir nüfusun iki milyonu! Her ailede bir casus olmalı. "Bu kadar insanın arasından neden seni seçtiler?" "Ben ihbar edildim." "Kim tarafından." "Joachim Seypell adında ikinci dü/ey bir yazar tarafından. Reklama gereksinim duyan, başansı/ bir insan." "Seypell denilen bu adam elinde sana karşı kullanabileceği kanıt var mı?" "Kendisi ve başka yazarlar hakkında STASI'ya yolladığım bir raporun arşiv kopyasmı ortaya çıkartmış. "Berlin'e döndüğünde neler olacağını tahmın ediyorsun?" "Sorguya çekileceğim." "Polis tarafından mı?" "Hayır, bir komite tarafından." Sesinde çok belirgin bir heyecan seziliyor. ''Bu bir cadı avı. Faşistler de I933'te aynı şeyi yapmışlardı. Ancak suçsuzluğum kesinlikle ortaya çıkacak. Ben sadece görevimi yapıyordum." "Suçsuz bulunmazsan ne olacak?" "Duruşma yapılması gerekecek." "Peki, suçlu olduğuna karar verilirse?" "En iyi olasılıkla emekli aylığımı keserler" diye karşılık veriyor. "En kötü olasılıkla beni hapse gönderirler." "O /aman neden dönüyorsun? Istanbul'da kal." "Eğlenceyi kaçırayım öyle mi?" Keyifle kıkırdıyor: "Mahkemeyi heyecanla bekliyorum." "tyi ama, hapishanede ölebilirsin." "Olabilir" diye yanıtlıyor. "Soruşturulmanın benim yaşımda birisi için büyük iltifat olduğunu anlamalısın." "Açıklayacak çok şey var." Sakin bir biçimde devam ediyor, "Bak, savunmamın 15 sayfasını hazırladım bile, sana bir kısmını okuyayım. 1984 yılında..." Babam kendini mahkemede sanıyor galiba. Demokratik Almanya'nın doğruluğu ve Batı'nın doğasında var olan kötülükle ilgili uzun bir konuşmaya girişiyor. Hiçbir şey değişmemiş. "Hepsi bu" diyerek sona eriyor kaset. "Elinde makale değil kitap yazacak denli çok malzeme toplamış olmalı." M 1993 SAYI 390 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle