Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C A S D E U S S O U Z A D A N I E L an Kopkmitz, 84 yaşında Yahudi asıtlı bir Alman yazarı. 60 yıl boyunca Komünist Parti'ye üye olmaycm yqzar, II. Dünya Savaşı sırasmda Ingiltere'ye kaçmak zorunda kalır. 1947'de Avusturyalı kansı ve üç çocuğunu Londrada bırakarak, Demokratik Almanyanın kuruluşunda politîk yönden aktif rol ovnadığı Berlin'e döner. Koplon'itz'in yazınsal yapıtlan 11 kitap. 8 oyun ve birçok makaleden oluşuvor. Daniel De Souza ise Jan fcoplowitz'in 47 vaşındaki oglu. Londrada büyüyen De Souza, bir dönem ısveç'le matematik öğretmenliği yaptıktan sonra, Türkiye'de uyuşturucu kaçakçıhğmdan ömür boyu hapis cezasına çarptınlana kadar ulustararası bir gezgin okırak yasamış. 12 yıl Türk cezuevlcrinde yattıktan sonra 87'de serbest bırakılmış. Şu anda İstanbuida yaşayan De Souza, yazarlık, çevirmenlik, öğretmenlik yapıyor. Yapıtlan, "Under a Crescent Moon" (Büyüyen Bir Ayın Altında) adlı kitap ile makale, oyun ve kitap çevirilerinden oluşuyor. Karadeniz'i tepeden gören bir apartmanın en üst katında oturmuş babamJan Koplowitz'ın bana STASI ajanı oluşunun öyküsünü anlattığı kaseti dinliyorum.Türkiye'nin "öteki dünya" atmosferi babamı etkilemiş olmalı, anımsadığımdan daha konuşkan. "Yeter ki kendini burada öldürme. Seni gömmeye param yetmez." "Merak etmc, evdeki yazı masamda gizli bir intihar hapım var"... " özgür Alman Kültür Rirliği'nin öykünle ne ilgisi var?" " O, 1973'teydi. Brandsman, hükümet karşıtı ilahı yazdığı için STASI cezaevinde tutuklu kalmıştı. Çıktığında çok kötü durumdaydı. Katolik yazar Dr. Rcnart beni arayarak onunla ve diğer ycdi devletkarşıtı kilise eylemcisiyle ügilenmemi istemişti. Böylece ben de onlar için bir müzik atölyesi kurdum." Konuştukça Kafkavari gerçekler ve karşıtlıklardan oluşan bir labirentte gitgidc kaybolduğumu hissediyorum. Öykünün aynntılanm anlamak için çabalarken bile yoidan uzaklaştığima, aynntıların esas noktayı gizlediğine dağir güçlü bir his var içimde. "Bu Dr. Rcnart STASI üyesi miydi?" "Kim bilir? Belki de." "Demek kı bu birliği devletkarşıtı dındar gençler için kurdun, sonra da STASİ'yü onlar hakkında raporlar yazdın. Bu işin karşılığında hiç para al J BİR STASIAJANININ PORTRESİ 84 yatmdakl Alman yazarı v* STASI ajanı Jan KoplowlU karısı Babette II* (üstta). Yazar J. Saypcll Koplowltz'« çiçak «unarkan (attta). dın mı?" % 'Para mı? Tek kuruş bile almadım" "İnançlanm için yaptım." "Kimlere? STASI'ya mı?" "Hayır müzisyenlere." "Müzisyenler senin bir STASI muhbiri olduğunu biliyorlar mıydı?" "Tabii ki hayır. tsteseydim de onlara söyleyemezdim. Yemin etmiştim." "Ya onlara söylemiş olsaydın?" "Asla inanmazlardı. Dcvleti eleştirmesiyle tanınan bir yazar olduğum için bana güveniyorlardı; hiç kimse bilmiyordu. Babette bile." (jvey annemi bile kandır"Şimdi biliyor mu?" "Ah, tabii." Duraksıyor. "Berlins Morgenpost'taki mektubu okudu. Mektupta STASI bağlantısı suçlamalanndan sö/. ediliyordu. Aynca 1953'te 'Halkın Ordusu'nun oluşturulması onuruna yazdığım şiire Stalinist olduğumu kamtlamak içm yer veriliyordu." "Bunca yıl ondan gizlemeyi nasıl başardın?" "Zor olmadı. Babette partiye üye değildi. Bu yüzdcn tabii onunla açık açık konuşamıyordum." Başka bir muamma daha ortaya çıkıyor.Zeki ve duyarlı bir ya/ar, kansından nasıl bu denli uzak olur ve bunca yıl onunla yüzeysel bir ilişki sürdürür?" "Demek bir grup Hıristiyan protest sarkıcısına casusluk cttin. Başkalan da var mı?" "Sadece Yazarlar Birliği'ndeki meslektaşlanm. Aramızdaki STASI karşıtı sohbetler hakkında birkaç rapordu hepsi. Hiçbiri birliktcn ihraf edccek ya da hapse atacak şeyler değildi." Meslektaşlar, ihraç, hapis! Yazılann da ahlaksal doğruluğun tımsali Jan, dostlanna bile ihanet etmişti. "Onlara çalışan tek yazar sen miydin?" "Büyük olasılıkla başkalan da vardı. Yazarlar Birliği kadar önemli bir yerde birden fazla muhbir bulunması olasılığı fazlaydı. Bu yüzden raporlanmı yazarken çok dikkatli olmalıydım. STASFnin eline geçen diğer raporlara uygun olduğundan emin olmalıydım." "İyi ama bu işe nasıl bulaştın?" "Biz sosyalist bir devletin kurulmasını sağlamaya çalışıyorduk. Demokratik Almanya kurulunca, aralannda Batı Almanya'nın da bulunduğu düşmanlara karşı onu korumamız gerektiği de anlaşılmıştı. Böylece STASI doğdu ve 'partinin kılıç ve kalkanı' olarak görülmcye başlandı. Tüm parti üyelerinin, aktif olarak eylemlerine kanşmayanlar da dahil olmak ü/ere ona güveni tamdı. Bir antifaşist olarak demokrasiye adanmış yeni bir Almanya'nın yaratılması için bir şeyler yapmayı kişisel görevim olarak gördüğümü biliyorlardı. Anlamalısın , bu işçilerin mücadelesi". OEROİ 12 E Y L U L 1993 SAYI SIO C U M H U R İ Y E T •' q r