Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y T O M R A İ S S A M A L P A Y GENC SIK VE HOPTRİ 93 dımımı kaldırımdan aşağı attığımda, yaya ışığı ycşilden kırmızıya dönmemişti. Solunıda, son ınodcl Honda, BMW, Mazda, başkaları da sıralanmış. Direksiyonlardaki gençler vc yanlarındaki kız arkadaşlannın yaş ortalaması yirmi beşin altında. Boş vitestcki motorları gaz vcrerek homurdatıyorlar. Kızgın boğaların önünden geçiyormuşum gibi bir duyguya kapıldım. Bir ayağımı karşı kaldırımın üstünc koymuştum ki: Haydi gel gcl bcninıle İkiye taktım gazladım. AKM'nin önünden geçcrken Gerçekleri anladım. Şarkı sözlerinc uygun start vercn otomobiller, ışığın yeşilc döndüğünü algılamamda yardımcı oldular. Lastiklerinin tiz pcrdcdcn çıkardıkları kulak tırmalayan seste, sanki yaya czcmemiş olmanın hüznü gizliymiş gibi geldi. Aynı anda ise savaşı kazanmumn hafifliğini yaşadım. Ayakkabıdan, giysi vc spor gereçlerc yabancı marka satan dükkanlar kaplamıştı hcr yeri. Ycrli iirün pazarlayanlarda bir köşeyi, yabancı markalara ayırarak, bu yarışta geri kalmak istemediklerini gösteriyorlardı. Az ama öz ürünlc süslcnen vitrinlerde ürküntü vermesin diye fıyat görülmüyordu. Içeri girer gir A mcz, soluk almanıza i/.in vcmıeyen satış sorumlusu, ycrli ürctimlcrin de dolara, marka cndeksli olduğu konusunda sizi bilgilendiriyordu. Kaldırımlarda, oniki yaş ve üstü bir genç seli akıp gidiyordu. Saçını uzatıp kuyruk yapmış. Jölclcyip arkaya taramış crkeklerlc, uz.un saçlarını omu/larından aşağı bırakınış kızların tümünün blucinlcrinin markalarını arkalarından tcker tckcr okuyorum. Karşıdan gclcnlcrin ise cinsiyet ayrımını yapmadan gömleklerinin markalarını belirleyen şekillerden deşifre etmeye çalışıyorum. Oldukça eğlenceli bir uğraş. Marka öncm kazanmakla kalmamış hayatlarının bir parçası olmuş. Biraz daha da ileri "Beniın markam, senin markanı dövcr" yarışmasına kadar gitmiş. Mor ötesi ışınlardan koruyan, koyu renkli camlı, altın kaplama çerçeveli gözlüklerin hepsi RayBan. Bir sürc sonra, gözlerimin önünde her yerde görtnekten ötürii Boss, Fred Perry, Bally, Divarese, Benetton, Jordache Polo, Levis yazılı kelebekler uçuşmaya başladı. Burnuma önce hafiften, sonra dalgalar halinde gelen parfüm karmaşasından, gençlerin toplandığı bir yere yaklaşığımı anladım. Bu kcz hangi genç hangi parfümü sürnıüş ayırdına varamıyorum. Hepsi birbirine İcanşmış. Yürürkcn düşünmemi sürdürüyorum, gençler gözümiin önünden gitmiyor ki onlan, yaz aylarında güncy ve batı kıyılarımızda, gözde yerlcrde el cepte, marka giysiler, mayolar içinde birbirlerini süzürken görüyorum. Oysa Batı ülkelerindeki yaşıtlan, yüksek öğrcnim görüyorsa küçümsemeden garson, tezgahtar olarak bir yaz işinde çalışmakta, hem ailesine olan yükiinü azallmakta, hem de ilcriye dönük öğrenim ve seyahat projeleri için para biriktirmektedir. Tüketici olmadan önce üretici olmayı, alın teriyle kazanılan paranın kolayca marka uğruna boşa harcanmayacağını öğrenmişler. Gönül, gençlerimizi dc aynı konumda görmeyi arzuluyor. Onlann üretici olmadan tükcticilik özelliğindcn sıynlmalan için kaç yıl beklememiz gcrekeccğini, gerçekten çok mcrak ediyorum. Karşı yönden gelcn genç, koltuğunun allına, kuşe kağıdına basılı, içinde bazen bir yazı olan geri kalan sayfalan blucin başta olmak üzere çeşitli tüketim araçlarının yoğun reklamlanna aynlmi!}, aylık dergilerden birini sıkıştırmış. Birlikte yürüdügü arkadaşına cebindcn çıkardığı Amerikan dolarlannı uzattı. Alması için ısrar etti. Ailesinin gelir düzeyini giyiminden kestirmeye çalıştım ama başarabildim mi bilemiyorum? Or ta gelirli bir ailenin de bir yolıınu bulup, çocuğuııa pahalı giysiler alabilmesinin altında yatan önemli neden, kuşkusuz yaratılmakla olan tck boyullu tüketim toplumu. Görsel ve yazılı medya, anne babalar başta olmak üzere saltlmya geçiyor, bankalar da istemeyene bile verdikleri krcdilerle bunu körüklüyorlar. • "Çalışan renkli lelevizyonıınuzu getirin, yenisini alın." Her yıl artış gösteren, dolar üzerinden hcsaplanan gayri safı milli gelire karşın, ülkemizde, çalışan renkli telcvizyonun bir başkasıyla değiştirilmesi erken değil mi? Alınan dış borçlarla desteklcnen harcamaların bir gün çocuklarımız tarafından ödcneccğinin zaman zaman hatırlanmasının yararlı olacağı geçiyor içimden. Günlcrin uzadığını en iyi anlatan, parlak güneş altında izlenen akşam haber programla'i oluyor. Böyle bir tanesine, ayaktaatıştır yerlerinden birinin önünden geçerken tanık oldum. Yeşil kravatını, kırmızı mendiliyle eşleştirmiş, bakan bey kurdele keserken yanında nıiniminicik eteğiyle manken kızımız duruyor. Birkaç saniye sonra ekran, açılış töreninden başka bir bölümü yansıtıyor. Yeni özgürlüklerine kavuşmuş, Türk Cumhuriyctleri'ndcn birinin dansını kıvrak müzik eşliğinde oynayan bir başka genç kızımız. Geçmiş yıllarda turist gruplarına oynanan yerel danslar günümüzde Cumhurbaşkanı dahil lüm karşılamalara yaygınlaştınlmış. Eğlenmeyi bilmcdiğimizi söylcyenleri yadsıyan bir görüntü. Eğlence sürüp gidiyor. Kimin nerede kiminle ne kadar iyi vakit geçirdiğini izlemek renkli basının sayesinde oldukça kolaylaştı. Televizyon da eğlence kervanına katılmış, çeşitli özel kanallar benzer program akışı içinde izleyiciye gerçek kolaylık sağlıyorlar. Akşam haberleri ve reklam fırtınasından sonra bir kanalda bol milyonlu, diğerinde bol hediyeli bir çckiliş olduğunu hiçbir yere başvıırmadan öğrenebiliyorsunuz. Tabii hemen arkasından eğlence geliyor. TV programları kesinlikle seçeneksiz değil. Amerika'daıı birkaç yıl geri, Almanya'dan bir o kadar ileri, sabah vc öğleden sonra olmak üzere yayımlanan siiresiz aşk dizilerinin hakkını yemcmek gerckiyor, Bir gün gelecek caddcde yürüyen gençler, kalıplaşmış tüketim modellerirtc "hayır" diyecekler. Tek boyutluluktan kurtulup akıllarının ve sağ duyularıflin gücüyle doğruyu bulacaklar. Yaz işlerinde çalışarak para biriktirip, seyahat cdccekler. Televizyonda eğitici program izleyebilecekler. Kolunun altında dosyası, elinde kalemi ile görevlerinin başında gördükleri devlct büyüklerini kendilcrine örnek alacaklar. Ve o zaman, gençler tek boyutluluk barajını aşıp demokrasi, çok scslilik, insanca yaşam yolunda dev adımlar atmış olacaklardır. •< C U M H U R İ Y E T D E R 0 İ 2 0 H A Z İ R A N 1993 SAYI S 7 I 16