Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Fotoğraf: TÜLAY DİVİTÇİOĞLU İlk horultu Çatalhöyük'te duyuldu Konya yakınlarındaki Çatalhöyük yerleşim merkezi insanoğlunun toplu yaşadığı yer kabul edilmekte. Karbon 14 yöntemı ile l.ö. 6500 yılında kurulduğu saptanan Çatalhöyük'te ınsanın ilk kez horlalnaya başladığını var sayabılıriz böylelikle Çatalhöyuk'ten önce aslan, ayı, gergedan gibi vahşi hayvanlardan korktukları için insanlann mağaralarda yüzükoyun yattıkları biliniyor. İnsanoğlunun sırtüstu yatış pozisyonuna alışması neolitik dönemde oluyor Bu dönemde insanlar yüz yuze çıftleşmeyi öğrenip sırtüstu yatma alışkanlığı kazanıyor Bir görüşe göre ınsan sırtüstu yatmaya başladığında ilk kez horluyor. Araştırmalardan ortaya çıkan bir başka sav da şu: Tüm canlılar tehlike anında yerlerini bellı etmemek için ses çıkarmıyorlar. hele hele hıç horlamıyorlar. Ancak aslan, kaplan gibi doğada avına çok sessiz yaklaşan, yerini kesinlikle belli etmeyen vahşi hayvanlar yakalanıp hayvanat bahçelerıne konduklarında bir süre sonra horlamaya başlıyorlar İnsanlar da tıpkı bu hayvanlar gıbı mağaralarda yaşarlarken horlamıyorlardı İlk yerleşık merkezi kurup, guvenlı yaşama geçtıkten sonra horlamaya başladılar Horlama konusıında en büyük araştırmacı şüphesi/ ABD'li ses ve koınışma u/manı Bay Marcus Boulware. Bu kişi komşularmı rahatsı/ odecek ölçiidc horluyormuş. Araştınnalara girişmiş; bulgularını kendi ü/erinde denemek cesaretıni de göstermiş. Başarısı/ oldukça yılmıyor, yeni yollar arıyormuş. Amcliyat dışmda başka çö/iinı olmadığmı görünce bütün horlayanlara kütüplıanelerıni genişlelmelerini, diğer insanları rahatsı/ etmemek için sabahlara kadar okumulunm öncrmekten başka yol bulamamış. Horlamamn bir hastalık oldıığunu söyledik; öyle ya da böyle horlayan ınsan yok gibi bir şey. Her insan doğumdan nic/ara dek çeşitli nedenlerle mutlaka belirli sürelcr horluyor. Çocuklar geniz etlerinden, büyükler burundaki eğrilikten, nezleden ya da yumuşak damakların sarkmusındun ötürü horlamaktalar. Herkes horluyor, Napolyon NVaterloo Savaşı'nda, Churchill de savaş sırasında, sayıtlan var. Horlama insani bir olay, utanılacak yani yok. Gcceler boyu süre gelen bu istemdışı hareketinizden uyandığınızda söz edilmesi si/i fa/la sıkmasın. Cesaretle bir uzmanla kurulacak diyalog belki de sessiz gecelere ilk adım olacak. ^ boyunca sekiz saat uyuduğumuz düşünülürse aşağı yukan 3.800 kez soluyoruz. Bu da 5800 kez horlama olasıhğı demck. Amerikalı araştırmacı Boulware insanlann yüzde 10 ile 2()'sinin horladığını saptamış. Coloradolu Svvillich daha da ileri gidip erişkin insanlann yü/.de 45'inin arada sırada, yii/dc 25'inin dc sürekli horladığını söylemiş. Yine Amerikalı Norton kalkmış, evli erkeklerin yüzdc 86'sının horladığını iddia ctmiş. Pekiyi horlamamn şiddetini hiç düşündünü/ mü? Heıncn söyleyelim, ortalama 70 dB civarmda, yani çöp kaınyonlurının çıkardığı sese eşit. Ancak Guinness Rekorlar Kitabı'nda bu işin ııstası 70 dB'li çok aşmış durumda. Kocası sağır olan Melvyn Switzer adlı bir kadın 28 Ha/iran 1984 geeesi 87,5 dB şiddelinde horlamış. Bu «es öğlen saatlerinde Karaköy meydanmda duyıılan gürültü şiddetinden dalıa fa/.la. Kimbilir Bay Svvit/er belki de bu gürültüden sağır oldu. Aslında böyle gürültüye de sağır birisinden başka kimsenin tahammül etmesi mümkün değil. Bilım, lıorlayan kişiyi hasla olarak görmckle, çarelerini araştırmakta. Tarih boyu horlamayı kesmck için nclcr yapılmış, neler! Bu konudaki ilk çalışma havunın ağızdan geçişini önleyecck çeşitli tiptcki aletler üretmekmiş. Daha sonra hastanın sırtına yerleştirilen ve uyuınasını engelleyen ciha/lar yapılmış; çeşitli toplar, batıcı aletler, tahta parçaları gibi. İşin içine eleklronik aletler de girmiş. Hastanın horlamasını alan bir mikrolbn, bu sesi yükselterek bir hoparlörden hastanın kulağma veriyormıış'. En ufak horlamada hasta havaya sıçrayıp uyanıyormuş; bu sistem Hılmamış. Bir yanda da kocakan ilaçları var tabii. Bunlar arasında bal, sıcak süt, sirke, C U M H U R İ Y E T D E R G İ 3 O C A K iyot, reçine gibi maddeler bir çırpıda sayılabilir. Yaşam mahallcri de çok önemli horlayan için. Bir kere horlayan insan tozlu ortamda çalışmamalı, marahgoz olmamalı, kömürcülükle uğraşmamalı. Yatak odasındaki ısıyı 1820 dereceye getirip havunın nemini de yüzde 70 seviyesinde tutmalı. 'Hcr şeyln ilacı var, horlamamn yok mu?' diye soruyorlar sürekli. Horlanuıyı kesmek için birçok ilaç denenmiş. Bunların başında Polysorbat 80 adlı ilaç geliyor. Amaç yumuşayan dunıağı sertleştinnek. Ancak ilaç damağı yeterinee sertleştiremediğmden horlamayı kescmenıiş. İ'rolriptlin klornidraf diye bir madde bulunmuş, ancak idrar birikmcsi gibi bir yan etkisine rastlanmış. Çeşitli aşılar da hiçbir işe yaramaınış. Sonunda insanoğlu horlama karşısın da bu kadar çaresiz kalınca suçlu avına çıkmış ve bulmuş. Suç, ağzımızı açıp aynaya baktığınızda boğazın derinliklerinde beliren ve aşağı doğru sarkan, büyük horlamalara neden olan küçiik dile yüklenmiş. Tabii suçlu bulununca geriye cezasını vcrnıek kalmış. Ceza çok ağır İdam. Ancak yöntem iple asmak değil. Cerrahın bistürisiyle normal bir müduhalc. Suçlu küçük dil bistüri altına yatırılırken ön hazırlıklar sürüyor. öncc cerrah, kuvvetli bir ışıkla ve dil basacağı yardımıyla bütün ağı/ boşluğunu dikkatle inceliyor. Bııradan giden ışıklı bir alet de vücudun en gi/.li bölgelerinden genizi yani suçlunun sırtını iyice aydınlatıyor. Diğer taraftan gece uykııda yapılan kayıtlar ve çeşitli röntgcn tetkikleri durumıı daha iyi aydınlatıyor: ve bistüri harekete geçiyor. Fırtına gibi horlama Meydan Larousse horlamamn Farsça'daki 'hor'dan türediğini yazıyor. Bilindiği gibi Farsça'da 'hor1, aşağılık, adi gibi anlamlara gelmekte ve horlamak da aşağılamak anlamında. Konuyla ilgili araştırmaları genişlettiğımizde, Türkçe kökenli kelimeler kulla'nan Finliler ve Macarlar'ın da horlamayı benzer bir şekilde telaffuz ettiklerinı gordük Finliler horlamaya 'korsa' Macarlar da 'horkoli' diyorlar Diğer dillere goz attığımızda da ortak noktalar bulduk. Horlama kelimesini ifade eden kelimelerın ıçinde 'or' ya da 'ro' sesi bulunuyor örneğin Ingilizce'de snoring, Fransızca'da ronflement kelimeleri. Belli ki insanlar horlarken bol miktarda 'n' sesi çıkarmaktalar. Böylelikle Türkçe'deki horlama kelimesinin Farsça'dan gelmediği savı kuvvetlenıyor Diller üzerinde küçük bir araştırma yaparak horlayanların çeşitli ülkelerde nasıl tanımlandığına baktık Çoğu ülkede 'domuz gibi horlama' deyımı yaygın uzellikle Italyanlar, Yunanlılar ve Portekizliler horlayan kişiyi 'domuz gibi horlamaaana' diye uyarıyorlar. Hollanda ve Tayland'da 'sığır gibi horlama' deyimı var. Ingilizler 'at gibi horlamaktan' söz ediyorlar. Isveç sınırını geçince 'ayı gibi' horluyorsunuz, Ispanya'da ise 'geylk' gibi Horlama bazen insanlara ve eşyalara da benzetilmiş. Italyanlar 'Rus gibi horlamaktan' söz ediyorlar Yunanlılar ıslıktan, Almanlar testereden, Çinliler lokomotitten esinlenmişler. Sanırız en güzel deyimi Japonlar bulmuşlar 'Fırtına gibi horlamak'. 1 9 9 3 S A Y I 3 5 4