Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ikisi de içmeyi seviyordu. Bu yanları, hem çabuk kaynaşmalarına hcm dc hayatlannı bu yüzden yitirmelerine neden NELER DEDILER? NERİMAN KÖKSAL (Oyuncu) Turan Seyfioğlu, çekingen yapılı bir insandı. Bu yapısı, oyunculuğuna da yansıyordu. Çekingendi, ama oyunculuk hayatımın rol gereği en esaslı tokatını ondan yedim. Osman Seden'in bir lîlminde karşılıklı oynuyorduk. Senaryoya göre, rakip iki çetenin başı rolündeydik. Turan'ın bir sahnede bana kuvvetli bir tokat atması, benim de tokadı yedikten sonra bırkaç metre arkaya yuvarlanmam gerekiyordu. Ben, bu tür filmlerden edindiğim alışkanlığı m gereği iyi tokat alınm. Ama Turan'ı bildiğim için, provalar sırasında bir kenara çekip uyardım. Ona "Bana bak Turan, sen sakarsındır, dikkat et, eüni iyi ayarla"dedim. O da "Tamam Neriman" dedi. O salıneye sıra gelince karşılıklı geçlik. Ben Turan'ı önceden uyardığım için rahatım, kendimi rolüme vermişım. Tokat sırası gelince Turan bana bir tane aşketti, rol gereği değil, gerçekten birkaç metre arkaya savrulup, düştüm! O arada kulağınıdaki küpe dahi yamulmuş, ben de ken Seyfioğlu 50'lor gonçllğintn rüyalanna glren Narlman Köksal'la Devlerin öfkesi filminde. dimden geçmişim, yan baygın, yan şaşkm öyle yatıyorum. Settekiler ilk filmi KATİL'dir. Bu illmde Ayhan 1Akad çekecekti, o "gelir" diyor güveni. başıma toplanmış, beni kolonyayla faşık, Gülistan Güzey, Neriman Köksal ile yor... lan kendime getimıeye çalışıyorlar. TuÇekime. bir hafta kala dayanamayıp. birlikte oynamıştı. ran da başucumda, "Aaah, Neribabasını aradım. Çünkü İcendisinden İş bağlantısını yaptığımız günü çok man'cığım, afedersin" benzeri birşeyler çıt yok, hiçbir haber yok. Babası "Beiyi hatırlıyorum. Konuştuk, anlaştık, geveliyor. Biraz kendime gelince, "Eh nim bir haberim yok" dedi. her zaman olduğu gibi efendı ve müteTuran, elime bir fırsat geçerse, bir giin vazı idi. Ama birşey söylemek istiyorÜç giin kaldı, iki gün kaldı, biz öyle hıncımı alınm senden" dcdim. Öpüşüp, muş da söyleyemiyonnuş gibi bir hali bekliyoruz. Ayın 15'inde çarnaçar işi çalışmaya devam ettik... vardı. Ne olduğunu sordum: "Film için koyduk. İlk sahne Kasımpaşa'da, KuBaşka neler hatırlıyorum?.. Çok içeralacağım paranın tümiinü şimdi istiyolaksız semtinde çekilecek, sabah yazıdi. İçki, sanıyorum ,onun gerginliklerini rum"! Şaşırdım. Gerçi avans uygulahanede buluşup gideceğiz. 8'de yazıhaa/altıyor, rahatlatıyordu. Aynlıkla somamız vardı ve avansını alacaktı. Ama nede idim. Turan da, yanında bavulu nuçlanan evliliğinden sonra, o Aimanııı daha çekime bile başlamadan alacağı ile orada idi! îşte böyle birisi idi. ünlü bayan spikerlerinden birisi ile beparanın tümünü istemesi benı dcdiğim raber yaşadı bir müddet. Son döncmlegibi şaşırtmıştı. Nedeninı sordum. "EvONAT KUTLAR (Sinenuı vazan) rinde hem çok içiyordu, hem de içkidcn lenmek için İngiltere'ye gideeeğim, evleO döncm çok sayıda Amerikan filmikayııaklanan hastalığı çok ilerlemişti. neeeğim ve eşimi alıp geleccğim. Çekinı nin birbirinin peşi sıra hı/la göslerime Çocuğunu gönnek için İngiltere'ye gitbaşlarken burada olurum" dedi. Daha girdiği, o filmlerdeki yalnı/ kahraman tiğinde orada öldü. Cenazesini Türkiçok şaşırdım ve tedirgin oldum. Bunlatiplcmelerinin seyırciyi etkilediği döye'ye getirmek için aramızda para toprı o yılın haziran aymın başına yakın nem. O yıllara kadar bizim filmlerimiz, ladığımızı hatırlıyorum. bir tarihte konuşuyorduk ve 15 hazideki kahramanlar, mahallenin ağabeyı, randa çekime başlayacaktık. "O tarihte dürüst delikanlı tiplen idi. Bu tipler öburada hazır olurum" dedi, kaygımı nemli idi. Ama 50'lcrde artık bunlar seLÜTFİ ÖMER AKAD (Yönetmen) söylediğimde. yircinin aradığı serüvenci tipler değildi. O çok iyi bir plastik malzeme idi. OSeyirci Amerikan filmlerinden ctkileyunculuğu yoktu, kendini oynardı. Ben, "ne yapsam" diye düşünürken nip aradığı tipleri bu fılmlerde bulamıAma Turan'ın varlığı, plastiği yetiyoro hiç istifini bozmadan sakin sakin ceyordu. du. Bu yanı ile sinemaya uygundu. vabımı bekliyordu. Aniden karar verip, İşte bu boşluğu önce Turan SeyfioğSeyfioğlu ile Meyhanecinin Kızı, 6 içeriden parasınm tamamını getirdim, lu, daha sonraki yıllarda da Yılmaz GüÖlü Var, Kardeş Kurşunu, Görünmeyen aldı ve sadecc "Sağol, erkek adammışAdam filmlerini çektim. sın" deyip gitti. Etrafımdan kimileri ney, böyle lipleri canlandırdıklan filmbunlan duyduklannda "delilik, ya gelleriyle doldurdular. Yani seyirciye semezse" vb. dediler. Ben tedirgin duOSMAN SEDEN (Yönetmen) rüven duygusunu veren bir tür yalnız rumda günleri sayıyorum. Filmi Lütfı Seyfıoğlu'nun bizimle (Kemal Film) kovboy, bir tür Red Kit tiplemesi... M S A Y I 3 1 4 I oldu." Seyfıoğlu bu filmden sonra, ellili yilI lann sonlanna kadar, aralannda o dönemin birçok önemli filmi de olmak üzerc, 20'yc yakın illmde oynadı. Bunlar arasında, "Kızıl Tuğ", "Ipsala Cinayeti", "Öldüren Şchir", "Katil", "Bulgar Sadık", "Kaçak", "Bcyaz Cchennem", 'Bcrduş", "Çölde Bir İstanbul Km", "Yaşamak Hakkımdır", "Devlerin Öfkesi" ve "İçimizden Biri"ni sayabiliriz. Seyfioğlu yalnız seyircisi için değil, ! set işçileri için de "onlardan biri" gibidir. Sert görünüşünün aksine, onan çok yumuşak huyhı, sevecen ve yardımsever olduğunu söyleycn Arakon, Scyfioğlu'nu sette, rolünü beklediği boş zamanlarda hcp birşeyler yaparken hatırlıyor. "Bir bakardım/., kamcrayı itip yerine yerleştirilmcsine yardım ediyor. Bir bakardınız, direğc tırmanmış, ışıkçüarın ağır lambaları bağlayıp indirıncsinc yardım ediyor. Sette sanki başrol oyuncusu değil de, hcrkestcn biri gibiydi. Bu yüzden dc çok sevilirdi. Setin tiiın çalışanlarıyla arkadaştı." Bu arada Seyfıoğlu, bir İngiliz kadına âşık olur. Çekimleri Uludağ'da yapılan "Kızıl Tuğ" filminin çalışmalan sırasında tanışırlar. Seyfioğlu, tngilizcc bilmcz, sevgilisi de Türkçe! Anıa sevginin diliyle anlaşırlar, bir sürc sonra da evlenirler. Bir ara İngiltere'ye yerleşirler, ama Seyfioğlu oralarda yaşayamaz. Aynlıp Türkiye'ye döner. O 'NDAN GERİYE KALAN 1950lerin ikinci yanlan gelmiştir artık. Seyfıoğlu bir süre daha sinemaya devam eder. Fakal içki alışkanlıği onu yıpratmaya başlamıştır. Sağlıklı ve güçlü görünümünü giderek kaybeder. Zayif ve bitkindir artık. Onunla çalışmak, yapımcı ve rejisörler için riskli hale gelmiştir. Böylccc sinenıa da, bir serüvenci hızıyla başladığı giti biter. Tıpkı hayatı gibi... Yakalandığı tüberküloz hastahğından kurtulamaz. Yıl 1961'dir ve hcnüz 40 yaşındadır. Ama o bu kırk kısa yıla, bir kıışağı etiTıleycn filmleriyle, dolu geçen bir sinema hayatı sığdırdı. Bu fılmlerin birçoğu rejisörleri için de, kcndilerinin ve dönemlerinin önemli yapıtlarıydı. O bizim kuşağımız için, sincmanın ilk "çirkın kralfydı. Bizden biriydi, bizim gibiydi... İstanbul, Sahrai Cedit'teki mezan da, imajı gibi sıradan! Adı, yalnız antoloji sayfalannda kalmamalı... ^ C U M H U R İ Y E T D E R G İ 15 M A R T 1 9 9 2 21