Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R A S GE L E R A I F T E Yeniköy'de eski Boğaz Sefası ski, çok eski değil 3040 yıl önceki İstanbul fotoğraflarını bulursanı/ sakın! Boğaz kıyılarında, tahta kazıklar üzerine oturtultnuş, iskele biçiminde lokantalar ve meyhaneler göreceksiniz. Altını/da ş> pır şıpır dcni/, kcndini/i neredeyse sandaldasanacağınızbirsefa. E Yakın zamanlara kadar, bunların örneklerini görebilirdiniz. Arnavutköy'de, iskelenin iki yanında, Kaptan Antik Rcstaurant; Büyükdere'de sıra sıra dizilmiş meyhaneler, Bebek'te Güneş hep bıı türün giizel örneklerini oluşturıırlardı. Yaz aylannda, rakının değişmez mezeleri, kavun, beyaz peynir, patlıean kızartma, domates salalası, yanında isterseniz balıkla, istanbul'un güze lim doğasınadalargiderdinız. İstanbul'un güzelim, Boğaz'ın eşsiz doğasını hoyratca bo/duk. Ka/ıklı yollarla da, deniz kıyısı meyhanelerini karaya vurdurduk. Geçenlerde Arnavutköy Kıyı' da otururken birden tabağımın üslünden bir kamyon geçiverdi. Gülmeyin; oturun oralarda göreceksiniz, kamyonlar tabağınızın üstünden geçergibioluyor. Yine de, güzelim kentin orasında burasında, kıyısında köşesinde, eskiden kalan el değmemiş yerlere rastlıyorsunu/. Yeniköy İskelcsi'niTarabyaıstıka metındcgeçtiktcnbira/sonra bıraralıklan girdini/, Deniz Park Gazinosu iste bunlardanbiri. Bir zamanlar, İstanbul'un en eski o tellerinden biri olan tsplandid Otcl Tea Room, adlı eski yalıda kurulmuş olan Deni/ Park'ı, (Duvarlarında "Tea Room' yazısı hâlâ duruyor). 1967 yılında Aleksandros Nikolaidis isjetmeye başlaıııi'j. Aleksandros'un babası yine Yenikoylübir balıkçı imis. Deni/ Park Ga/inosu'nun en büyiik özelliği deniz üzerinde olması; yazları tadına doyulmuyor. Me/eler bildiğimiz meyhane mezeleri. Anıa lemı/. Scrvisiyı.balıklartaze. Deni/ Park'ta bir kişi 5060 bin lira arası hesapödeyerek iyi birgecegecirebiliyorsunuz. Ya/ günleri kentin gürültüsünden, trallğinden, kalabalığmdan bunalırsanız eğer, akşamüstü "vakti kerahatte Deniz Park'a uzanmanı/ı salık veririm. Yeniköy İskclesi'nden Beykoz'a kalkan motorları, açık denizlere yol alan şilepleri, karşı kıyıları. hatta Rumeli Misan'na kadar derinliğine Boğa/'ı seyredip, eski balıkların kalmamış olınasına hayıflanan şaşkın martıları izleyerek oturabilir, eskimüşterilerin kalmamışolmasma hayıtlanan Aleksandros Nikolaidis'in sade mezelerini tadabilirsiniz. 4 DENİZ PARK GAZİNOSU Daire Sokak, No: 9 Yeniköy Tel: 1620415 Yanlköy D«nlz Park Oazinosu'nun «n büyük özalliğl denlzla Içlça yemak yame olanağı sa§laması... CUMHURİYETDERBİ30HAZİRAN1991SAYI277 evsim kapalı. Balığa da başlayamadık. Kentlerdeyiz artık. Bir çağn aldım Imre Dalıbar'dan. Resım sergisi açıyormuş. Gittim. Sergiyi yazmak istedim. Prof. Afşar Timuçin, "İmre'nin resimleri, doganın buyüklüğü ile insanın derinliğini karşılaştırmış resimlerdir," diyor. Doğanın buyüklüğü! İnsanın derinliği! llgimi çekti. Ayrıca eski dostum, arkadaşımdır Imre Dalıbar. llginç resimler. Nesneler birbirine karışmış. Renkler yanıyor. lnsanla doğa barışmış. Kucaklaşmış. Çizgiler net değil. Savruluyor. Duygularında, düşüncelerinde bulmak zorundasın netiiği. Sana bırakmış. Bir tabloya takıldım. Gözlerimi ayıramadım. Bir kadınla bir kaplan! Yan yana oturmuşlar. Bakıyorlar. Bir hoş oldum. Göreceksiniz! Bakışları aynı. Benzer bakıyorlar. Bir kadın, bir kaplan. Dost olmuşlar. Kader birliği etmişlcr. Baktım: Yumuşak, sevecen bakıyorlar. Tekrar baktım: Gözlcr çakmak cakmak... Kaplanlar mı hanımlaşıyor? Yoksa hanımlar mı kaplanlaşıyor? Tknrı korusun... Gözlerim bir aslanla bir erkeği aradı... Erkekler pek yok İmre'nin resimlerinde. Daha çok kadınlar. Ama kaplanla kadın! Tüttum tablodan çıkardım. Bir ormana oturttum. Yine yan yana. Bakışlar yine aynı. Evlerden çıkarmamın farkı olmadı. Çekinerek tedirgin. Gittim yanlarına oturdum. Aldırmadılar. Ne olur ne olmaz dedim. Bir aslan çağırdım. Oralardaymış, geldi. Yanımıza oturdu. Bir kadın bir kaplan! Bir erkek bir aslan. Kavga dövüş olmadı. "Diişmanlıgı acaba biz mi yaralıyoruz?" dedim. Tüttum diğer hayvanlan da çağırdım. Kurtları, çakalları. Tavşanları, karacaları, geyikleri. önce gelmek istemediler. Aslanı, kaplanı insanoğluyla birlikte görünce geldiler. "Av bitti," diye mi düşUndüler... Duyan, gören diğer canlılar! Havada uçanlardan, sürüngenlere kadar! Çevremize toplandılar. Birlikte yaşıyoruz. Ufak tefek eksilenlerimiz oluyor. Karnı acıkan birisini haklıyor. Doğal karşılanıyor. Yaşam koşulu. Birin yerine binler geliyor. Dostuz artık. Haydin arkadaşlar dedim. Kentlere gidelim. önümUz kış. Isınırız, korunuruz. Uydular, geldiler. Evlere yerleştik. Tilki; "Benim uydu anlenim yok," dedi. Aslan; "Ben kraldım. Daha büyiik ev isterim," dedi. Arkasından diğerleri. Arabalar, yatlar. lstekler çoğaJdı. Kavgalar başladı. Eyvah! "Bunlar da insanlaşıyor!" dedim. Av bitti! Savaş başladı! Kutlarım Imre Dalıbar'ı. Rasgele... 4 Bir kadın, bir kaplan 27