29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTANIN KONUGU Bu sokakta karnı aç çok oyuncu öldii... En tyi Yabancı Fllm Oscar'ım alan Umuda Yolculuk filmlnin oyuncularından Necmettin Çobanoğlu,oyuncu değil set işçlsi,prodüksiyon görevlisi olarak kalmak istediğini.Yesilçam sokağında karnı aç çok oyuncu bulunduğunu söylüyor... dünyanın, Türk sinemacılarının da var olduğunu görmesi beni çok mutlu etti. Bunda filmin yönetmeni Köller'in büyuk payı var. Zaten filmi çekerken bizlerle son derece sıcak ilişkiler içindeydi. Sanki olaya bizim gözümuz, bizim gönlümüz gibi bakıyordu. Sanırım başarıda bu ilişkinin payı çok büyük. Çekimler sırasında çok ilginç şeyler yaşadık. En azından biz Türkleri yanlış tanıdıklarını itiraf ettiler. Böylesine önemli uluslararası bir başarıda payın ilk kez olmuyor. Daha önce Cannes Film Festivali'nde en iyi izim dramımız, bizim senaryomuz, bizim oyuncularımız ve bizde başlayıp Alpler'de son bulan bir lsviçre filmi "Umuda Yolculuk!.." En İyi Yabancı Oscar'ı kazandığı ilan edildiğinde, en az yönetmeni Xavier Köller kadar bizleri de heyecanlandıran, duygulandıran, mutlandıran "Umuda Yolculuk"... Ama, Türk sinemasına gönül verenler için buruk bir coşkuyla ve pek çok nedenle!.. Sinemamızın gerçek emekçilerinden, Altın Palmiye'den Oscar'a uzanan bir başarı zincirinin ortak halkası Necmettin Çobanoğlu bu buruk mutluluğu yaşayanların ilk isimlerinden belki de... 25 martı 26'ya bağlayan gece sırtında smokiniyle tören salonunda değil. Çiçek Bar'da rakısını yudjmlayarak sonuçları bekliyor Çobanoğlu... Necmettin, Oscar ödüllerinin dağıtılacağı gecenin büyük bölümünde birlikteydik. Beklenti, heyecan ve isyanlarını yaşadık. 26 mart sabahmdan başlayalım ya da kaldığınız yerden... • O akşam size söyleyemediğim bir şey: Benim iki kızım var. Her ikisinin de bir raslantı sonucu doğum günleri 25 mart. Evden çıkarken onlara, doğum gilnlerini unutmadığımı, ama bir gün daha sabrederlerse Oscar'la birlikte kutlayacağımıiı söylemistim. Böylcsine inanmıştım o odulu alacağımıza. Sabah dokuz haberlerinde, ekranda önce filmden bir kare ve sonra Köller'in bize teşekkür sözlerini işittiğimde bir çığlık attım sonra da kendimi sokağa vurdum. Uzun süre Samatya sahillerinde yuruyerek kendi kendime kavga ettim. Olay tumüyle bizim. öykü, kişiler, oyuncular; ama sahibi yabancı. Bir Türk filmi olarak kazanamamanın burukluŞunu, acısını yaşadım. Ama tüm Necmettin Çobanoğlu ile Yeşilçam ve Avrupa... B fllm seçilerek Altın Palmiye'yikazanan Yol'un da önemli rollerinden birini üstlenmiştin. • Yol'un bendeki anısı ve anlamı çok başka. O filmde prodüksiyon görevlisi olarak işe başlamıştım. Şerif Gören, yanımda Yılmaz Güney'le yaptığı bir telefon konu^masından sonra, elime senaryoyu tutu^turarak, "senaryoyu oku, Ömer'i sen oynayacaksın" dedi. Çok şaşırdım. Çok sevindim. Daha önce görevim gereği senaryoyu bilmeme rağmen, belki elli kere okuyarak rolümü hazmetmeye çalıştım. ödül aldığımızı Istanbul'da bulunan Fransız turistlerden öğrendim. O sırada bir televizyon dizisinin çekiminde görevliydim. 12 Eylül döneminin koşulları gereği sevincimizi ve mutluluğumuzu bugünkü gibi dışa vurarak yaşayamamıştık. Yol'un başarısı Avrupa'da çok buyük yankı yaplı. Danimarkalılardan film teklifi aldırr. Fakat pasaport alamadığım, için gidemedim. Gidebilseydim belki de yaşam çizgim değişirdi. Sinema üzerine ya da Necmettin Çobanoğlu 'nun sinemadaki yeri konusu konuşulduğanda, oyuncu değil, set isçisi, prodüksiyon görevlisi olarak sinemada olduğunun özellikle altını çiziyorsun... Neden? • Sinemaya başlamamın ve hâlâ orada olmamın gereği bu. Ben sinemayı meslek olarak seçmiştim. Ama oyuncu olanların maddi koşullannı da iyi biliyorum. Evimi geçindirmek, çocuklanmı doyurmak zorundayım. Türkiye'de açlıktan kimse ölmez derler ama, bu sokakta karnı aç çok sinema oyuncusu öldü! Daha geriye gidip, sinemaya meslek olarak başlamandan söz edelim biraz... • Refahiye'de okulu terk ettikten sonra çok genç yaşta Istanbul'a geldim. Bir tanıdık vasıtasıyla, bir film yazıhanesinde büro elemanı olarak çalışmaya başladım. Köyden gelen biri için çok şaşırtıcı idi burası. Hoşuma gitti. Daha sonra yazıhaneden set işçiliğine geçtim. Uğur Film'in kadrosuna katıldım. Orası benim için bir okul olmuştur. Memduh Ün, Liitfi Akad, Metin Krksan, Halit Refig, Atıf Yılmaz, Duygu Sağıroğlu, Gani Turanlı gibi isimlerle birlikte olmak, onların yanında çalışmak şanslılığını yaşadım. Hatta Yılmaz Giiney... Set işçiliğinin yanı sıra dublörlük de yapıyordum. Az da olsa ek gelir. Askerlik dönüşü Lütfi Akad'ın televizyon için çektiği "Ömer Seyfettin Hikâyeleri"nde görev aldım. Bu çalışmada ilk kez bir set işçisinin sigorta primlerinin ödendiğini gördüm. Bu olay, bazı şeylerin daha iyi farkına varmama neden oldu. Ne denli değersiz ve önemsiz görüldüğümüzü fark ettim. Bu beni örgütlenmeye çeken önemli bir neden oldu. 1976'da kırk kadar arkadaşla ilk kez Set İşçileri Dernegi'ni kurduk. Uğur Film yalnızca sinemacı olarak değil, organizasyon, karşılıklı ilişki ve iş disiplini ile örgütlenme adına da okul oldu bana. Sen her ne kadar yok saysan da, sinemada aktör Necmettin Çobanoğlu 'nun olduğu da bir gerçek. Az fakat önemli sayılabilecek fîlmlerde oynaman Necmettin Çobanoğlu.1093 Erzincan.Refahiye doğumlu. Ortaokuhı terk ettikten sonra 08'de geldiği istanbul'da bir film şirketinde büro elemanı olarak çalışmaya basladı.Necmettin Çobanoğlu'nun Yeşilçam serUvenl,set işçlliği, prodüksiyon görevlisi olarak sürdü.Çobanoğlu ilk aktörlük sınavını 1981 'de, Yol f ilminde verdi. C U M H U R İ Y E T DEfttl 7 NİSAN 1991 SAYI 2 S 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle