Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÖRT B E D R İ TEKERLEKTE Z E N G İ N K U Z U C U kin bir kalabalık önünde ilk "rönesans" Bugatti modelinin üzerindeki örtüler açıldı.Olayıçılgıncaalkışlayanizleyicilerin gördükleri, gerçekten Bugatti geleneğine layık bir spor otomobildi. Günün anlamına uygun olarak da Tip 110 diye sınıflandırılan bu mavi prototipin kıvrak, aerodinamik hatları altında, ileri teknolojiyle yapılmış karbon fiberli bir şase ve 60 supaplı 4 turbolu 12 silindirli bir ** V motor var. Bu ilk modelden sadece 150 adet üretileceğini duyuran Artioli bugüne kadar gelen 700 küsur siparişi ve beraberinde gönderilen bazıları "açık" çekleri, sahiplerine iade edeceğini bildirmek zorunda kaldı. Birkaç yıl önce," Çılgınlık" diye nitelenen bir projegerçekleştirilmişti. Acaba Türkiye'dc Bugatti var mı? Bu soruya kesin bir yanıt vermek mümkün değil; ancak 1930'larda Beyoğlu'nda yaşayanlar, akşamları, "Mösyö Aşot" diye tanınan zengin bir saat tüccannın, alçak duruşlu, üstü açık, mermi gibi giden mavi bir spor otomobille Taksim'e doğru ilerlediğini hatırlıyorlar. Yapılan kaba tarife göre bu otomobilin bir Bugatti olabileceğini tahmin ediyoruz. Bugün acaba nerede! Bu gibi spor otomobillerin kullanışlı olmadığını görenler, bunları elden çıkardıklarında bunlar, pek de iyi bir kader izleyemiyorlardı! Bakımı ve yedek parçasıyla uğraşılması güç olduğu için sonunda, Kasımpaşa'daki hurdacılar bunlara talip olurlardı. Kurtarılıp Avrupa'ya kaçırılmadıkları takdirde, o güzelim motorları sabit bir kızağa oturtularak tarlalarda sulama hizmetine sokulurdu. Daha şanslı bir kadcr ise Motor Teknik'e ya da benzer bir okula eğitim aracıdiyealınmaktı. <4 Otomobilde haute couture: BUGATTİ Otomobilde haute couture rönesansı,Bugatti'nin110. doğum yıldönümünde, Paris'te, seçkin bir kalabalık önünde ilk startını aldı: Artık Bugatti H O d a v a r ! ay Ettore Bugatti pek öyle sanıldığı kadar egzantrik biri değildi. I üm başanlarını,sporotomobillerc olan engın scvgisine borçluydıı. Fıansa'nm Almanya sının yaktnında Molshcim kcntindeki büyük malikâncsindc soylu atlar yetiştirir, şarabını özel bağımn ü/ümünden ürctir, resim ve hcykel kolcksiyonu yapar, kuş beslerdi. Biitiin giin, boynunda kravatı, sırtında kostümü vebeyazeldivenleriyledolaşır, cilalanmış meşe kapılarla donattığı atölyclerinc de kendi geliştirdiği bir kilit sistemiylc tek bir anahtarla girerdi. Bu biııalarm birinde son sistem torna ve lesfiye lc/gâhlarıyla donatılmış bir makine atölyesi, bir diğerinde ise ünlü Bugatti markasını üreten fabrika vardı. Melon sapkalı bir Ortaçağ baronu görünümüylc çalıştığı bu ortamda, işçileri ve hayranları arasında "Le Patron" diye adlandırılan bu dahinin, her biri bir sanat cseri güzelliğinde spor otomobiller yaratmaktaolduğunainanmak.güçgelebilir. Söz konusu Bugatti'ler, l920ve 3O'lu yıllarda 'gerçek anlamda otomobiller' arasında, adeta birer sanat eseri gibiydiler. Dizaynından montajına kadar. otomobillerin tüm parçaları yoğun bircmck verilerekmükemmeleulaşmak için lükenmez bir istekle yapılmaktaydı. At nalı biçimindeki radyatörleri ö/clliklemeşhurdu. Otomobil siparişlerini bizzat "Le Patron" kabuleder, teslim gününc kadar yazışmaları yürütür ve her bir ünitenin künyesini tulardı. Otomobillerini teslim almaya gelen müşteriler malikânenin misafir köşkünde ağırlanır, isteycnler soylu atlarla çevreyi ge/ebilirdi. Genellikle Avrupa aristokrasisinin ilgi gösterdiği Bııgatti'ler bu bakımdanbirekolsayılırdı. B "Patron"un ve müşterilerin kurduğu ekiplerde yarışan Bugatti'ler bugüne kadar iki binden fazla birincilik elde ettiler ve halen de klasik yarış otomobilleri arasında, saygın yerlerini koruyorlar. Bugatti'lerin Royalc modeli hariç, hiçbiri bugünün standartlarıyla konforlu otomobiller değildi. Gürültülü, süperşarjlı motorları saat gibi teferruatlıydı. Alçak duran daracık karoserisinde otururken bazen dirseğiniz arka çamurluğa değerdi. Ünlü yıldız, modern dansın yaratıcısı Isadora Duncan spor bir Bugatti'nin arka lastiğine eşarbını kaptırdığı için feci bir şekilde ölmüştü. Efsaneye göre, soğuk havalarda Bugatti'sini çalıştıramayan bir müşteriye "Patron" kaloriferli bir garaj yaptırmasını tavsiye etmiş. Frcnlerden şikâyeti olan bir diğerini ise, "Durmak mı? Asla , Bugatti'ler hız yapmak içindir, durmak için yapılmamıştır!" diyerek terslemişti... Bay Bugatti 1947'de öldü ve bu ölümle birlikte, zaten savaş nedeniyle durmuş olan otomobil imalatı da son buldu. Babası gibi otomobil sevdastyla yetişen oğlu Jean Bugatti ise bir trafik kazasında ölmüş ve ailede, tekerlek üstünde yaratılan efsanevi geleneği sürdürecek yeteneğe sahip kimse de kalmamıştı. Ancak, fanatik bir grup Bugatti sever bu nadide otomobilleri yaşatıp korumak için birçok ülkede Bugatti kulüpleri kurdu. Zamanla klasik otomobil müzayedelerinde Bugatti'ler en gözde eserler arasına girmişlerdi. İki yıl önce 20 martta Lond ra'daki bir müzayedede Tip 35C GP Bugatti'ye 791.200, Tip 57C Coupe Bugatti'ye de 516.000 Amerikan Doları verildi. Müzayedeye, satış için değil de, sırf fiyatını bulsun diyc sokulan Tip 41 Royale modelininsahibilsveçli Hans Thulin, 14 ınilyon Amerikan Dolarfna ulaşan tekliflererağmenotomobilini satmadı. Tüm Bugatti severlerin kalbinde yatan bir umut ise yıllarca sönmeden yeşerdi. Bu umut, ünlü markayı eski namı ve şanıyla geri getirmekti. Şimdi, dünyaca ünlü Ferrari spor otomobilleri satıcısı ve Bugatti hayranı Romano Artioli bunu başarmak üzere... Yaşamını bu markayı yeniden yaratmaya adayan Artioli işe 1987 yılında, markanın tüm haklarını varislerden satın alarak başladı. Sonra, Italyanotomotivdünyasınınkalbininattığı Modcna bölgesine yakın Campogalliano'da modern bir fabrika inşa ettirdi. Finansman kaynakları bulmak ve ilk prototipleri geliştirmekle geçen beş yıllık hazırlık döneminden sonra, Le Patron'un doğumunun 110. yıldönümüne rastlayan 15 Eylül 199l'de Paris'te seç Bugatti 1 1 0 ' u n prototlp modall (ustta) v * bu saçkln markanın a n hızlısı" 1 8 3 7 m o d * l Tip 5 7 S (»n üstto). CUMHURİYET D E R O İ 13 EK I M 1 9 9 1 S A Y I 2 9 2 24