Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
arşısı yal, sarhoşluk ve keyif ci kokuların, baharatın etkisi, yanına sinmişliğini sürdürür. ı hayal dünyası Ahmet Sablh alata Köprüsü'nden Eminönu tarafına doğru yurudüğünüzdc, karaya yaklaşırken, karşınızda bütun haşmeti ile beliren Turhan Valide Sultan'ın "Yeni Cami"sinı solunuza alırsanız, sağda arkada görülen "buyuk kapı" unlü "Mısırçarşısı" nın kapısıdır. Mısır'dan gelen malların satıldığı yer olduğundan adına Mısırçarşısı denmiş... Yoksa Mısırlıların oturduğu veya Mısır paşasının yaptırdığı çarşı falan değil... Mltı kapısı ve seksen altı dukkânı ile bu çarşı, gerçek bir "tarih"tir. Avcı Mehmet'in anası Hatice Turhan Sultan'ın Yeni Cami ile birlikte Mimar Kasım Ağa'nın 1660 yılında ortaya çıkardığı bu çarşıyı 1874 yılında, Italyan yazar Edmondo de Amicis şöyle anlatıyor: "Yola devam edince, kemerli ve asma dalları ile süslenmiş eskı bir kapının altından geçilir ve ortasından uzun, düz, üstu örtülü, tıklım tıklım insan, sandık, sepet, çuval, eşya dolu loş dukkânlarla çevrilmiş bir yol geçen, biiyuk kârgir bir binanın karşısına gelinir. lçeriye girer girmez, insanın burnuna öyle keskin bir bitki kokusu çarpar ki nerede ıse gerisin geriye dönmek geçer ıçinizden. Burası Hindistan, Suriye, Mısır ve Arabistan'dan gelen her türlu baharatın toplanarak odalıkların ellerini yuzlerini boyamaları içın evlere, hamamlara dağıtılan, ağızlara, sakallara ve yemeklere guzel kokular veren, kızgın paşalara kuvvet kazandıran, bedbaht zevceleri yatıştıran, tiryakileri uyuşturan, muhteşem şehre hayal, sarhoşluk ve keyif dağıtan esans, hap, toz, merhem haline dönduğü Mısırçarşısı'dır. Çarşıda biraz yuruyunce insan sersemlemeye başlar ve hemen uzaklaşır oradan. Fakat bu sıcak ve ağır hava ile sarhoş edici kokuların tesiri, açık havaya çıkınca bile, bir müddet devam eder ve zihninızde Şark'ın en gizli, en anlamlı izlerinden biri olarak dipdiri kahr..:' Istanbul'a gelip de Mısırçarşısı'nı görmeyen yok gibidir. Amicis'ten yaklaşık ıki asır önce 1694'te aynı çarşıyı gezen Italyan F.Gemelli ise "A Voyage Round the Word" isimli eserinde, "Tecrube ile sabittir ki veba hastalığı en çok bu taraflarda görülür, zira çarşı rutubetlidir ve ilaçlardan çıkan kokular havayı bozar..!' demektedır. IVIısırçarşısı, ilk büyük yangını, yapıldıktan otuz yıl sonra, 1989'da geçirmiştir. Hemen tamamıyla mahvolan çarşıda, "on Mısır hazinesi değerinde" eşyanın yanıp kül olduğunu Ermeni tarihçi tnoiciyan yazar. Mısırçarşısı ikinci buyük yangını 1940'ta geçirmiştir. 1943'te restore edilerek kullanıma açılan çarşı, 1955 yılında baştanbaşa yenilenmiştir. IVIısırçarşısı'nın yerinde Bizans döneminde de aynı malları satan bir çarşının bulunduğunu Ernest Mamboury yazıyor... Mamboury'ye göre o zaman satıcıların ve dukkân sahiplerinın çoğu Venedikli... Bedrettin Dalan döneminde yıkılan Yemiş Çarsısı'nda birkaç Venedik yapısının bulunduğu hatırlanırsa, Istanbul rehberlerinin en iyisini hazırlamış olan unlü Ernest Mamboury'ye hak vermek gerekecek... Mamboury, 1940 yangınından önceki Mısırçarşısı'nı şöyle tarif ediyor: "Droglar ve hazır ilaçlar, gayet değerli cam eşya toprak kaplarda saklanıyor... Doğu'nun tum halk eczanesi orada... Yılan derilerı, kaplumbağa kabukları, çeşıtlı kabuklu hayvanlar, kurutulmuş deniz mahsulleri, yapraklar, çiçekler, saplar, tohumlar, her çeşit kuru bitMısırçarşısı'nın bir başka ilginç dükkânı da hasır sepetçı kiler, çeşitli ağaçların tutkalları, Arabistan, Hindistan ve Afrika'nın baharatı!..." weksen altı dükkânlı Mısırçarşısı'nda bugün on iki "aktar" dükkânı faaliyet gösteriyor. özellikle 1955 restorasyonundan sonra dükkânlann çoğu mefruşatçı, kasap, börekçi, kolonyacı, şekerci olmuş... Şimdi de "elektronikçiler ve beyaz eşya satıcıları" çoğunlukta... 1958 yılından beri otuz iki yıl çarşıda bulunmuş aktar tsmail Karadere şunları söylüyor: "Dükkânımızda sattığımız halk ilaçlarının çeşidi üç yuzu bulur. Müşteri mevsime göre geliyor. Bizden şıfa bekliyor. Biz ilaç tavsiye etmeyiz, sorulursa fikir veririz. llacın kati olarak tesir edeceğini söylememiz zararlıdır. İlaçlar bunyeye göre değişik tesirler gösterirler. Birine iyi gelen diğerine iyi gelmeyebilir. Bu yüzden bizde 'kesin konuşmak' yoktur. Sadece verdiğimiz ilacın 'zararlı' olmamasına dikkat ederiz... Bizım ılaçlarımızın yan tesiri yoktur. Genellikle, 'koruyucu' ilaçlardır. Bununla birlıkte özellikle basur tedavisinde yüzde 80 sonuç aldığımızı söyleyebilirim. TÜBtTAK bizden ilaç aldı... Neticeyi bekliyoruz..!' tsmail Bey'in dukkânının duvarında, Sağlık Bakanlığı ilaç ve Eczaneler Genel Mudurlüğu'nden imzalı "Bitkisel Droglara Mahsus tzin Belgesi" asılı duruyor. D G Istanbullu kımı meraklılar, dolmabahannın, kımyonun lyısı için kalkıp Mısırçarşısı na geıır.