Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cazın pek çok ısmini plaklarıyla yüceltıp dünyaya yayan Nesuhi Ertegün, ünlu Sarah Vaughan'ı da ortaya çıkarmıştı... Çünkü o zaman bizim paramız yoktu reklam için" Ucla'de ilk kez sizin başlattıgınız müzik derslerinin özelllgi ne idi? "Ucla'de Amerikan folkloru müziği Uzerine ders verdim; yani Afrika kökeni, Karayip kökeni, New Orleans şarkıları. Kölelerin söylediği şarkılar, kölelerin müziği. 19. asırdan başlayarak, yani yalnızca caz değil, Amerika'da Avrupalı olmayan müzik nasıl başladı, bunları içeriyordıı ders... Klasik müzik, Amerika'ya Avrupa'dan gelen müzik olarak biliniyor. Ama bir de Avrupa'dan değil, başka yerlerden gelen müzik var; benim konum buydu. Ders önceleri sekiz hafta için açıldı. 20 talebe bekliyorlardı, 140 talcbc gelmiş. Eİöylecc sckiz haft^lık hesap, dört sene sürdü. Sürckli, aman kalır mısın diye dc' vaın elti ve duzenli, krcdili bir kurs oldu. Böylece Amerika'da ilk kez iki krcdilik bu tür müzik kursunu ben verdim. Bir metin filan yoktu elimde. Bu dersi kimse daha önce vermemişti; şhndi artık her yerde var. Her sınıf iki buçuk saatti; o nedenle ben plak çalardım ya da çok iyi tanıdığim müzisyenlere canlı müzik yaptırırdım. Hepsi ahbaptı, gelip sınıfta çalarlardı. Tabii bu, talebcler için muthiş bir şeydi ve sınıf dolardı" Kaliforniya'da, önce New Orleans müzigi üzerinde uzmanlaştıgınız dogru mu? "Vallahi, benim en büyük mcrakım, caz ve 'blues'tu. Bütün yaptığım plaklar, yani yüzde 90'ı, müzisyenini sevdiğim için yaptığım çalışmalardı. Tabii insan yaJnız sevdiğini yaparsa muhakkak çok önemli bir şeyi kaçırır; yani ticarı bir şeyi. Onun için 'Allanlic'te 'hit' olan, rekoı kıran plaklar benim plaklarım değildir... Şinıdi bakın, iki nokta var: İki plak çıkar, üç ayda bir milyon satar, sonra sıfıra iner kaybolur. Bir milyon sattığında, zaten istediğin olmuş demektir. Benim yaptığım plaklar, 3032 sene satıyor, ama hiçbir zaman rekor olmadı. Ancak devam ediyor. Yani o sanatçılar ve o sanatçıların hakları devam eder, yaşar. Mesela Sarah Vaughan kendini ispatlamış sanatçı; her üç ayda bir hâlâ Allantic'ten çek ahr. Yani biraz soyluluk gibi bir şey, anlıyor musunuz... Ben o tür plaklar yapardım. Ahmet (ErtcgUn; Atlantic Revords'un kurucusu), daha çok satış rekoru kıracak plak yapardı; ben ise blues... Ray Charles'ın başka türlu plakları mesela... Ray Charles, Ahmet'le rekor kıracak plak yapardı; ben Ray Charles'ı alıp ciddi plaklar yapardım. Anlıyor musunuz, daha çok uzun suren bir ilginin müziğini yapardım. Tabii her zaman başarılı olamazsınız, bazen olur bazen olmaz; ama benim eğilimim bu yöndeydC O zamanlar, kardeşiniz Ahmet F.rtegiin New York'la Atlantic Records'u kurmuştu... "Evet, ben Kaliforniya'da kaldım bir süre. 'Atlantic'e Ahmet başladı, ama o çok sonra, 1948'dc. Başında ben yoktum o sırada. Atlanlic'e katıldıktan sonra, Warner Com munications ile blrlestlnlz. Ve siz uluslararası ilişkileri ustlendiniz; o zaman plak yapmayı bıraktınız degil mi? "Ben 'Atlantic'ten çıkalı 17 sene oldu; uluslararası bir işe başladık. 196970'e doğru, aynı şirket altında üç ayrı plak kuruluşu yer alıyordu. Üçü de bağımsız; hâlâ bugün de politikaları başka başkadır; birbiriyle rekabet halindedirler. Aynı çatı altında muazzam bir rekabet vardı; o zaman bunların bir uluslararası kolu yoktu. Üçü birleşincc çok büyük bir şirket oldu. Yani ABD'nin ya en büyüğü ya da ikinci en büyüğü oldu Uçü bir araya gelince. Hepsi ayrı ayrı dış lisansla çalışırdı; halbuki CBS, RCA ve Polygram'la rekabet olunca, işi bana verdiler. Uçü bir araya gelince, nasılsa sen bunu 'Atlantic' için yapıyorsun, bu uluslararası ilişkileri çok biliyorsun, bunu bizim için yapar mısın, dediler. Hoşuma gitti ve 17 sene uğraştım. tlk önce tabii Japonya, Almanya, Fransa, tngiltere, Avustralya, Kanada gibi büyük ülkelerde birer birer adam scç, büro bul, hepsini ben yaptım... Yani şirket başladı; 17 sene sonra şinıdi her şey, keııdi kendine gidiyor. Artık benim için kâfidir bunu yapmak. Ourmadan seyahat, kişisel hayat için iyi bir şey değil tabii. Aile filan çok sorun olur. Tabii bu süre içinde, prodüksiyonu bıraktım; yani geçen seneye kadar belki üç tane plak yaptım, çünkü vakit yok. Ancak ondan evvel, 'Atlantic'teyken, belki dört yüz beş yüz tane sayısını bilmiyorum ama yüzlerce plak yaptım, durmadan stüdyodaydım, durmadan!' Bugün caz tarihçileri, cazın eski ve yeni devrimci doncmlcri oldugunu önc sürüyorlar, sizin bu konudaki görüşleriniz nelerdir? "Biz pek düşünmezdik, gidip dinlerdik, yani entelektüelleştirmek gerckmiyor, müzik seviyorsan gidersin bakarsın, iyi mi, fena mı... Tabii herkesin de bir fikri var. Biz o zamanlar, Ahmet de öyleydi, belki günde sekiz on saat müzik dinlerdik. Durmadan plak çalardık, sonra kulübe giderdim. New York'ta o zaman kulüplerde müzik dokuz buçuğa doğru başlardı, sabahın dördüne kadar... Bir gecede üç dört tane kulübe gidebilirdin, orada bir saat, burada iki saat; hele 52. Sokak çok kolaydı, çünkü hepsi oradaydı, birinden çıkar birine gidcrdik!' Sürckli yeni içki ısmarlayacak paranız olmadığı icin bardaklarınızı cebinize saklar, her kuliıpte ycniden ortaya çıkarırdınız degil mi? "Tamam, hatırlıyorsunuz; o zaman her şey aynı yerdeydi, taksi bulmak gibi bir olay yoktu. Üç tane sanat yeri vardı: Harlem'e çok giderdik. Harlem, bir dönem, beyazlar için gidilmesi çok zor bir yer oldu maalesef, çok değişti. Şimdi gcnc açılıyor. 194050 arasında Harlem'e biz giderdik durmadan. Sonra 52. Sokak vardı; kulüpler en çok oradaydı. Ondan sonra Village vardı; orada Uç tane kulüp çalışırdı. Bir tanesi hâlâ duruyor, 'Village Vanguard'. Sonra Cafe Sociely, bir de Nick's vardı. Onlar yürünebilir uzaklıktaydılar, ya birinde ya öbüründeydik" 52. Sokak kadar o zamanlarda Collun Club'ten de çok söz ediliyor. 52. Sokak'la birdenbire bir yıgın kuliibün acılmasında Harlemin beya/lara kapanması rol oynamış mıdır? "Cotton Club beyazlar içindi zaten, yani Harlem'in durumu yüzünden değil; ama beyazlar içindi, çok fazla pahalıydı; yalnızca çok zengin siyahlar gidebilirdi oraya. Onun için mühim bir kulüp değildi Cotton Club. Bir kere orada çoğunluk oturanlar beyazdı. Harlem'deydi, ama Harlem kapalı değildi. Harlem'e 1950 senelerinin sonuna kadar biz durmadan giderdik. Fakat 52. Sokak, Harlem kapandı diye olmadı. Daha çok aktiviteolabilsin diye. Sonra tabii müzisyenlere daha çok para verirlerdi o. kulüplerde. Sonra kulüplerin yan yana olması birbirine yardım eder; diyelim turist merkezi gibi olur; oradan oraya gidiyorsun, her yerde dünyanın en büyük isimlcri. Senclcrce ben orada kim varsa herkesi dinledim; orada olmayan yalnızca büyük orkestralardı. Çünkü mesela Duke Elling Nesuhi Ertegün: Çok yönlü bir insan /\.İSLJ de, "Cazı dünyaya yayan adam" olarak tamnan Nesuhi Ertegün, 1918 îstanbul doğumlu idi. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye'nin ABD Büyükelçisi Mehmet Münir Ertegün 'ün üç çocuğundan biri olan Nesuhi Ertegün, 1939 yılında ABD'ye gitti. Bir süre, California'da kendiplak şirketi "Jazz Man" ve "Ucla"da Amerikan müziği eğitmenliği yaptı. Daha sonra New York'ta kardeşi Ahmet Ertegün'ün kurduğu Atlantic Plak Şirketi"ne katıldı. Birtikte ABD'nin en büyük iki plak şirketinden birini olusturdular. 'Atlantic' bir süre sonra "tWarner Brohters Communications" adı altında, iki başka plak şirketi ile birleşti. Nesuhi Ertegün şirketin uluslararası ilişkilerini yürüttü. Ara sıra kendi kurduğu bağımsız plak şirketlerinden plaklar çıkardı. Bunların sonuncusu, "EastWest Plakları" idi. tnegun, John Coltrane, Ornette Coleman, Modern Jazz Quartet, Roberta Flack, Sarah Vaughan, Charles Mingus, Ray Charles cazın daha pek çok dev ismini ortaya çıkardı, dünyaya tanıttı. Nesuhi Ertegün, Grammy ödülleri'ni dağıtan National Academy of Recording Arts and Sciences 'in ilk başkanı idi. Ayrıca International Federation of Phonographic Industries kuruluşunun da sekiz yıldır başkanlığını sürdürmekteydi. Birçok ülkede lisans yasalarmın yürürlüğe girmesinde kişisel rol oynayan Ertegün, sanata ve futbola düşkündü. Max Ernst, Magritte, Dali, Bacon ve Arp koleksiyonlarının yani sıra, geniş bir Abidin Dino koleksiyonu sahibiydi. Ayrıca, "New York Cosmos" Kulübü'nü kurarak dünyanın en büyük futbolcularını bir takımda toparlamıştı. Uzunca bir süredir, New York Mount Sınai Tıp Merkezi'nde tedavi gören Nesuhi Ertegün geçen hafta sonu yaşama gözlerini yumdu...