03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şiirin de kokusu vardır Reflk Durbaş nce anlamına bakalım: Nedir koku? Sözlüklere göre koku, cisimlerden yayılan küçücük zerrelerin burun zan uzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duyu. Bir ikinci anlamı: Güzel kokmak için sürülen esans. O bir şiire başlayan Attilfl İlhan. "Burnunda gökyüzünün ince kokusu"yla Mehmet Başaran. "Ve Almanya ki lahana, tütün / Sokakları kan kokarken bir gün / Gençliğimi orada' bırakıp geldim" diyen Cahit Kiilebi. Şimdi Orhan M. Arıburnu'dan bir şiiri koklamanın sırasıdır: "Lalelim Lalelide oturur Lalelim lale kokar lalelimden Laleliden geçilir Lalelimden geçilmez." Metin Eloglu, kokuyu değil, markasını yazmıştır: "Sana ChatNoir'ler alam mı; / Kokluyanın burnu düşsün." En "erotik" giysisine bürünmüştür Can Yücel'de: "Dünyaya başlar gibi aybaşlarının kokusu / Kalkan al tıramvaydın ergenlik durağımda." Turgut Uyar: "Bir kalır yanık yağlar kokusu şehirlerde." Edip Cansever: Onun da şiiri gül kokar. Bu şiirde olduğu gibi. "Gül kokuyorsun bir de Amansız, actmasız kokuyorsun GiMikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun Dayanılmaz bir şey oluyorsun, biliyorsun Hırçın hırçın, pembe pembe öfkeli öfkeli gül Gül kokuyorsun nefes netese." tlhan Demiraslan: "Biri terlemiş ter kokuyor." Cemal Süreya: "Birdenbire keskin karanfil kokusu kanırtılmış merakın." Ve kar kokusu Gülten Akın'ın şiirlerinde. Kemal özer'in şiirlerinde "ekmek" kokusu. "Taze kan kokusu, özdemir tnce'nin yalnız bir şiirinde. Ve buhur kokusu Ismet özel'de. Buhur Sezai Karakoç'un şiirinde tüter. Metin Demirtaş'ta karanfil kokuları ve gülhatmiler. Kuru ot kokusu Ataol Behramoglu'da. Yayla kokusu Siireyya Berfe'de. Bir koku hayranı da Nihat Behram'dır; kuşlann ve çiçeklerin hayranı olduğu kadar. Ahmet Ada toprak kokar. Ozan Telli de öyle. Behçet Aysan lavanta. Erdal Alova tuz ve yosun. Kızoğlankız bir kokusu vardır Ali Cengizkan'ın bir şiirinde kullandığı. Nevzat ÇeUk'tc uykusuz mahpushane gecelerinin kokusu. Koku üzerine geniş oylumlu bir inceleme yapılsa daha neler çıkacaktır. Biz yalruzca şiirler üzerine kısa bir gezinti yapalım dedik. Şairlerin kokulannı toplamak aslında koku uzmanlarının işi olsa gerek. Bu, onlar için de yararlı olur. Yeni kokular eklerler buluşlarına. Sözü Mehmet Taner'in "Böğürtlen" şiiriyle bağlayahm da bu yazının da fazla kokusu çıkmasın: "Kokumla yaşıyorum, dağ, orman kokuyorum ben / Çalı kokuyorum, ıssız bozkırlar kokuyorum, tren kokuyorum / Patikalarda böğürtlenler korku içinde çekilirler derin yarlardan / Yılgın seviler kokuyorum, böğürtlen kokuyorum. Yaşadım bir su gibi, eriyerek / Köpek havlamaları gibi. / Çınlıyorum dr, kimsesiz çocukların uykuya geçmeleri nasıl çınlarsa / Sonsuz ve mutsuz olanı duyuyorum yalnız." Bir üçüncüsü: En ufak parça. Bunlara kokusu çıkmak, kokusunu almak, kokulu, kokusuz, kokuşmak, kokuşuk, kokutmak'ı da ekleyebiliriz. Arapçası: Itır: Güzel koku. Rayiha: Koku. Şiirlerin de neden bir kokusu olmasın? fşte Ece Ayhan'ın şiiri; o şiir zakkum kokmaz mı? Okurlarını da zehirlemek için. İşte Ülkü Tamer'in şiiri, parfüm kokar ve belki de parfümü yalnız o kullanmıştır şiirinde: "Ve küpelerinin arkasına sürerler kan parfümünü." tşte A. Kadir'in şiiri; sevgilinin özlemiyle bütünleşmiş bir ten kokusu: "Senin etinden, tırnağından ayn, / senin kokundan uzak." Neden bir kokusu da olmasın şiirlerin? Ve sanıyorum ki şairlerin bulduğu koku kadar hiçbir koku uzmanı koku bulamamıştır.. Türk şiirinde koku üzerine kapsamlı bir araştırma yapmak için burnunun ne kadar hassas olduğunu kimse ileri süremez. Ayrıca bir şairin değişik dönemlerde değişik kokuları sevebileceği de ayn bir konu. Ama yine de kısıtlı da olsa koku Uzerine cumhuriyetten bu yana şürimizde bir geziye çıkalım ve bakalım hangi şairler neleri, nasıl koklamışlar. Ahmet Haşlm'le başlayalım ve önct onun "Karanfil" şiirini aktaralım: "Yârin dudağından getirilmiş Bir katre âlevdir bu karanfil, Ruhum acısından bunu bildi! DUştUkçe vurulmuş gibi, yer yer Kızgın kokusundan kelebekler, Gönlüm ona pervâne kesildi." Karanfil, şürimizde yer yer karşımıza çıkacaktır. Kızıl karanfil olarak devrimci bir militanın yakasında, hapishane penceresinde teneke bir saksıda ya da. Nâzım Hikmet'te memlekettir, hasrettir, gelecek güzel gUnlerdir. "Al yanaklan mis kokan Amasya elması"dır. Ahmet Kutsi Tecer'de "Her yanda duyulan bir gül kokusu"dur. Mustafa Seyit Sutüven'de "Bir kayadan duman dunıan / On yedi metre atlayan / Dağ kokusuyla yüklü su"dur. Şiirlerin de bir kokusu var dedik, sözü daha fazla uzatmaya ne gerek var. Bırakalım sözü şiirlere, kendi kokularını kendileri versinler. Okudukça o kokuyu daha derinden duymak için... Sait Falk: "Meyhane acı zeytinyağı kok sun." Ahmet Muhip Dranas: "Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan, / Lavanta çiçeği kokan kederlcri. Ziya Osman Saba: "Ey bulutları uçuşan gök, / Kokusunu duyduğum bahar." Rıfat Ilgaz: "Her vazoya baktıkça karşım Şiirde eslne inananlardan değilim. Ama şiir, bir kuş sesiyle gelmiş ya da elinde bir demet kır çiçeğiyle, bir Chrlstian Dior kokusuyla... (Bu yüzden mi kendi şiirlerimdeki kokuları buraya yazmadım?) Örneğin bir kadın: Ayak başparmağmdan saçının tellerine kadar çiçeklerle donatılmış. İşte şaire bir soru: Çiçeklerinln kokusu mu, kadının kokusu mu? Hangisini yazarsın? Hangisi olursa olsun, yeter ki şiir olsun. da ne tuhaf / Her kokladıkça dönüp dönüp geliyorsun." Bedri Rahmi: "Erimek belirsizce her şeyde / Karışmak sulara, yıldızlara / Sinmek kokusuna mor menevşenin / Yanmak damar damar nefes nefes / Yaşamak tükene tükene." Ey koku uzmanları, hadi mor menevşenin kokusunu anladık, lavanta çiçeğini, baharın kokusunu da. Sait Faik için olsun bir acı zeytinyağı kokusu üretemez miydiniz,? Sözü yine şiirlere bırakalım. Orhan Veli: "Doldursa içimi orada / Baygın kokusu iğdelerin." Oktay Rifat: "Tuzlu bir deniz kokusu havada." Celal Sılay: "Getirdiğin rüzgârla ev kokuyordun." Melih Cevdet Anday: "Bir çift güvercin havalansa / Yanık yanık koksa karanfil." Her kokuda biraz da anı gizli değil midir? Anların, anıların kokusu. Kokuların anıları. Yanık yanık koksa da. Ve İlhan Berk, belki de koku Uzerine en çok yazan şairimiz. Onun "Sarmısak" şiirini anmak bile bize hak verdirecektir. Baştan başa bir kokudur o şiiri. "Ben ancak kokumla varım!" diyecek kadar. Ve Ceyhun Atuf Kansu, dünyanın bütün çiçeklerinin şairi: "Köy okullarında açan, gizli ve sessiz / O bakımsız, ama kokusu eşsiz" çiçeklerin. "Akşam üstü / Balık kokan mahallelerin" şairi Cahit Irgat. "Büğday kokan avuçlanyla" Niyazi Akıncıoglu. Ve siz ki Salâh Birsel, nedemiştiniz: "Siz ki keskin kokuydunuz dünyadan." "Burnunda çürümüş yemiş kokulan", sokaklara çıkan Sabahattin Kudret Aksal. "Kaldırımlarda yağmur kokusu"yla yeni
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle