Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sinemaya ve sinemacıya olan borcunu düşündüğünde, televizyon tekliflerini kabul etmenin,kendi adına "Yeşilçam'a ihanet" olacağını belirten Kemal Sunal, 'Ben sinemadan kazandım, bu kriz döneminde de sinemacılar benden kazanacak" diyor. 'Sinemanın tek stanyıırf ö Inemaya oldukça küçük bir rolle başladı Kemal Sunal. Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda oynarken, başrollerini Tarık Akan ile Filiz Akın'ın paylaştıkları "Tatlı Dillim" filmindeki bu küçük role seçilmesinin tek nedenl, uzun boylu oluşu Idi... Tarık Akan'ın basketbolcu arkadaşını canlandırıyordu ve kamera önünde yalnızca altı yedl kez "göründü". Fakat film slnemalarda oynadığı sürece, Kemal Sunal'ın her göründüğü sahnede, "öyleslne muthiş bir kahkaha ve alkış patlıyordu ki" bundan sonrası, 'kendiliğlnden geldi" demek mümkün... Bugüne kadar 70'e yakın film çeviren Kemal Sunat'ın, birlikte çalıştığı yönetmenlerin sayısı 78'I geçmiyor. Bunlar, Atıf Yılmaz, Orhan Aksoy, Kartal Tibet, Zeki Öktem, Ertem Eğilmez glbi isimler. Sinema Oyuncuları Derneğl (SODER) üyesi olan Kemal Sunal, rol aldığı filmlerde, "senaryo çalışmalarından kadro seçimine kadar" her konuyla yakından ilgilendiğini, titizlik gösterdiğini belirtiyor. Kemal Sunal ile 'güldürü dışı' bir sohbet Nuri Dikeç emal Sunal ile uzun bir "Kemal Sunal ve Sinema" sohbetine başlamadan, beş yıl kadar önce, bir dergide rastladığım röportajındaki, "Gazetelerde sık sık gorunmemem, suralımın eskimemesi için," sözlenne değinmek istiyorum... Kendisine bu kaygının nedenini ve hâlâ geçerlı olup olmadığını soruyorum... • "Basında, sık sık haberlerimin ve fotoğraflarımın çıkmaması ve o zaman söyledıgım, "Suratımın eskimemesi için" deyişım, sınemadakı yenmın belli ilkeleri adına, doğru bir yaklaşımdır. Ama aslında, daha başka bir gerçeğın de ıfadesı. Amaç; gereksiz, yanlıs ve boş yazılarla, haberlerle yıpranmamak. Yoksa doğru ve yararlı bulduğum haber ve röportajlar için, her zaman lyi diyaloğlarım olmuşlur basınla..." • Tatnam Şımdı sohbetımize Kemal Sunal'ın sinemadakı yerıyle başlayalım ıslersen... Son yıllarda senin hakkında yoğunlaşan, "Kemal Sunal artık K bitmiştir, " ya da "Bundan böyle kend'mi yenilemek zorunda," türünden elestırılere genellıkle suskun kaldın. Aramızdakı özel konuşmatarın dışında.. • "lsterscn, bu ke? de bir halk deyimiyle başlayalım: 'Meyveli ağaç taşlanır'... Bugün, kım ne söylerse söylesın, 'Turk sınemasının tek starı', Kemal SunaFdır. Bunu görmemezlikten gelenler, ya sinemayı bilmeyenler, ya da bilmez görünenlerdır. Son yıllarda herkesın dılınden düşürmediği 'sinemanın krızı' döneminde, benden daha yoğun çalışan kımse yok. hğer yapılan tekliflerin tumune evet desem, şu aııda elli altmış fıîme bırden imza atmam gerekecek. Herhalde bunca yapımcının akılsız olduğunu da ıddia edecek kimse yoktur. 'Kemal Sunal bitti' diyenler, yalnız şimdi değil, daha önceleri de zaman zaman bu tur söylentılerı çıkardılar. Bunları ben çok ıyi tanırım. Belli bir kişi çevresındc toplanırlar ve yalnızca tum yaşamlarında yaptıkları gibi, laf üretirler. Ne sinema adına, ne de başka bir konuda uretıci değildir onlar. O nedenle de bu tür söylentilere ve bunları çıkartanlara gulüp geçıyorum. Onlar laf uretırken, bız ış üretmekteyiz... Sinemada star olduğum 1974 yılından bu yana, filmlerimin çoğunda seyirciye bir mesaj vermeye çalışmışımdır. Guldürürken bir parça da ol.sa, düşündurmekti asıl amacımız. Ama Türkiye'de öyle bir seyirci kitlesi de var ki onlar yalnızca gulmeyi, günün streslerinden uzaklaşıp bir iki saat gülerek dinlenmeyı tercih ediyorlar. Yani, 'günün stresleriııden uzaklaşmayı düşunebilen bir kesim.' Bu insanlar, yalnızca güldürü filmi istiyorlar benden. Bu da benım bir görevim. Bir oyuncu, bir sanatçı olarak tek bir kesime değıl, geniş bir seyırcı yelpazesine seslenerek dengeyı kurmaya çalışıyorum. Zaten kaliteyi korumak ıçın, son yıllarda 45 filmden fazla yapmamaya çalışıyorum. önümüzdeki yıllarda aynı duşünceyle bu sayı, ikı ya da Uçü geçm'yecek." • 'Sinemanın tek stanyım,' derken Ozellıkle komedide, sana rakip olarak gösterilen ya da senın yerıni aldığı savunulan oyuncular konusu, sık sık gundeme gelıyor. Bu tur ginşımlerin senın uzerındekı etkısı nedır? • " ö n c e şunu kesinlikle belirteyim. Hiçbir sanatçı, bir diğerinin yerini doldurama?. Benimle çalışamayanlar ya da benı yıpratmak isteyenler, bugune kadar çok rakip çıkardılar. Bu doğru. Ama hiçbiri sürekli olamadı. Piyasadan yok olup gittiler. Bir şeyin aslı varken taklitlerinin tutunabilmesi düşünülebihr mi? Şu çok iyi bilınmeli ki Türk sınemasının tek komedyeni tabiı ki Kemal Sunal değildir ve olmamalı. Kendi tavrıyla gelen arkadaşlarımız güldürü sinemasındaki çalışmalarını başarıyla sürdürüyorlar. Beni en çok üzen, sırf Kemal Sunal'ı 'bitirmek' adına, onun yerine geçecek komik oyuncu yaratma telaşı ile alt yapıdan doğru durüst sanatçının yetişmemesı..." • Bu günlerde ttalya'da yapılan uluslararası bir festivale, Brescia'daki "Funny Film Festivale" katılıyorsun. Yamlmıyorsam daha önce Antalya Fiim Festivali'nde aldığın bir "Altın Portakal" ödülıi vardı... • "Geçen yıl Antalya Film Festivali seçmelerinde beğenilmeyerek elenen 'Davacı', 1824 eylıll tarihlerinde ltalya'nın Brescia 10