Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
alıyorlar. Ülkelerınc döndüklerinde ısc, bu nıalları komşu ulkelere "büyük paralarla" sattıkları sık sık konuşulan konular arasında. Esnafa bu konunun ne kadar doğru olduğunu soruyoruz! "Bavul licareli oldugu dognı. tkili pazarlık gumdemde" dıye cevap alıyoruz Aynı soruyu Yugoslav tunstler de, "Ülkenizde giyşilcr guzel. Ustelik ucuz. Kendimizc alışveriş yaptığımız gibi, aldıgımız fazla malları da ikiuç kalına salıp yol masraflarımızı karşılıyoruz ' dıye yanıtlıyorlar "Ticaret teknik isidir," dıyen Yugoslavlar, satın aldıkları çeşıtlı mallara yabancı etıket takıp sattıklarını da sözlerıne eklemeyı ıhmal etmıyorlar Her şeyın ötesınde, Lalelı'de satış yapan esnafın yabancı dıl bılgısı haylı dıkkat çekıcı Aıtık Lalelı'de ticaret ıçın çok sayıda yabancı dılı bılnıek, esnafın kazancını arttıran etkenlerden bırı genellikle deri giyim eşyası alıyorlarmış. Bır mağazaya gırdığımızde, alışverış yapan bır Polonyah genç kızın "ablye" gıysıler ıle ıç camaşırı seçmekte olduğunu gözlüyoruz. Po lonyalılar da İranlılar gıbı dar gelırlı Ve Türkıye'ye havayolu ıle gelen bu ınsanlar masraflarını karşılamak amacıyla, yanlarında getırdıklerı krıstal ve elektronık eşyayı "Lalelı pıyasasına sunuyorlar " Kazandık ları paranın hepsını de alışverış yaparak Türkıye'de bırakıp ülkelerıne dönüyorlar. Laleh'yı zıyaret eden yabancılar arasında, Mısırlı, Lıbyalı vc Tunuslu turıstlerın alışveriş merakı pek yok. Dar gelırlı turıstlerın konaklama bölgesi halıne gelen Lalelı'de sıralanan çeşıtlı oteller, bır ara büyük paralar kazandıkları İranlılar başta olmak Uzere, değışık mılhyetlı tunstler arasındd, secım bıle yapınaya başlamışlar. öyle kı, turıst <>ayısındakı artış paralclınde, otel sayısı eskıye oranla ıkı kat artmasına karşın talebe yetmıyor Görüştuğumüz otel yönetıcılerı de bu düşunceyı dogrulayıp, "Uzuıı sure kalan bazı yabancı aileler son gunlerinde ellerındekı varı yogu bitirip, bi/e karşı borçlu duruma dıısııyor. Biz de hem paralı hem de borıunu odeyebilecek durumdaki turistlere oncelik tanıyoru/. Hatla çogu zaman olelimize yerli tıırist bile almadıgımız oluyor" denıekteler. L •; Polonyalıların kristalleri Her ülkcden belırlı bır azınlığın sık sık zıyaret ettığı hatta dcvamlı kalınak ısteyenlerın mckân olarak benımsedığı Lalelı'de, Iranlıların yaııı sııa, Polonyalılara da sıkça rastlanıyor. Kendı dıllcrının konuşulması ve ülkelerındekı önemlı adların dükkânlarda yer alması Polonyalı tunstlerın pek hoşlarına gıdıyor. Polonyalılar, ıkı yıl öncesıne kadar. t 3 Yugoslav turistler. "Lalelı piyasası" ıçinde, 'müteşebbis1 tavırlanyla tanınıyorlar Çınar ağaçları arasında bir Laleli Yirminci yüzyılın başlarında Laleli, bütün İstanbul'un az nüfuslu, sessiz ve sakin ortamı içinde, temiz ve epeyce seçkin bir semt idi. Çellk Gülersoy alelı'nın, Istanbul yerleşımının en cskı semtlcrınden bırı olduğu, rahatlıkla söylenebılır Konstantınopolıs ılk kurulduğunda, bu bolge, surların bıraz dışında boş alanlar halınde kalmtştı Mılat'tan sonra 4 vuzyılda şehır duvarları bugunkü vcrlerınde venıden örülünce, Beyazıt tneydanının hetnen eşığındekı bır semt olarak, bugun adına Lalelı dedığımı? verler, uzun bır sure ıcın son şeklını almış olan tarıhı varımddamn hemen hemen ortasında yer alan, yenı \e gözdc bır mahdlle halıne Bizans'ın, taht şehrının bu bolgesını en 1yı biçimde ve önem vererek kullandığı bellıdır. Çunku semt, anıtsal bır rneydan olan Forum Taun'nın (bııgunku Ueyazıt dlanı) hemen yaııı başında, her yere yakın, kışlık bır mahallenın, butıın ozellıklerıne sahıptı Beyazıı'ta bugun parçaları kaldırım kenarında duran büyük ve anıtsal Theodosius Takı'ndan gcçer geçmez, sağda v» solda uzanan semtın sol yanı, hafıfçe ınen yamaçlar halınde, denızı seyredıyordu 10 yü?yılda buraya yaptırılmış olan Myrelaion Kilisesi ve Sarnıcı, bu semtın yoğun bır oturma bölgesı olduğunun en açık kanıtıdır Şehrın Osmanlılaı tarafından fethınden sonra, 300 yıla yakın bır zaman öneınlı bır ımar vüzü görmeyen, daha doğrusu anıtsal cmsten yapılara sahnelık etmeyen bölge, genelde, Babıalı, Topkapı Sarayı ve Kapalıçarşı gıbı o zamanın cn önemlı odaklarına çok ya kın durumdaki konumu ıle başkentın orta sınıf halkuıın oturduğu kışlık bır nıahalle halınde yaşadı "Sara>a yakın bir yerde oturma" kuraiına uygun olarak yapılan vezır konaklau, Dıvanyolu çevresınde yer ahyor vc en cok, Beya/ıt'ın denıze bakan yamatlarında sonaeuyordu Suleymani>e, dını yönctım kodrolarının ınjhallesı ıdı Lale lı'ye, bu yu/den, uzaktakı \e kenardakı yok sul KocamusCâpaşa t;'rafına gelmeden, orta sınıf halkın yerleştıği kışlık semti denebılırdı Bölgetun tarıhı, 18. yuzyılda açıldı önce. epeyce ayrılan bu yenı üslubu sevmış ve hem camıye hem semte yenı adını vermıştı: Lalelı 195659 ımarında, camının ana caddeye bakan duvarında değışıklık yapılarak, bır dızı dükkânlar yerleştırıldı Ord Prot Ür. Sıddık Sami Onar'ın Vakıflar ıçın, bunların kul lanımihi kurallara bağlayan, bellı mesleklerle sınırlayan ve reklam tabelalarını da tumüyie yasaklayan tıp sözleşmeler hazırlandığını ha zırhyorum. Ama ekonotnık, sosyal ve kültu rel temeller, hukuktan baskın çıkar Bu çar şı ve cephe de kısa zamanda, kaotık bır gö rünüm almakta gecıkmedı Köşede yer alan III. Mustafa ve III. Selim'ın barok ve rokoko etkılı türbesının son yılldrın tunı tozuna ve kırıne batması yetmedı, bır de 1970'lerdc, yüzüne pleksıglastan kocaman bır levha kutusu asıldı Uzennde vıne plastık hartlerle, bu hünkârların adı va/ıyor Bu gece geçıp bakmadmı, ortalık kararınca ıçinde neon ve ya florcsandan ışığı da yanıyor mu> Oyle ıse, hastalan kabul saatleı ı fıldiı gıbı ıbareler nok san kalmış demektır. 20 yüzyıl başlarında bu semt, butun tstanbul'un az nüfuslu, sessu ve sakın ortamı ıçinde, temız ve epeyce seçkin bır mahallesı hahndeydı. Ünluromancı Halide Edip Adıvar da, Lalelı'de Âkile Hanım Sokagı'nda otu rurdu Onun aynı adlı romanının konuiu, burada geçer. Yüzyılın başında yangında evlerını yıtıren ler ıçın yapılan "Harik/edegân" apartmanları, klasık Osmanlı mımarısını yenı ıhtıyaç lara göre canlandırınak amacındakı ulusal mımarlık akımının başarılı bır örnegı olarak cadde kenarında yükseldı Zamanın ölçııle rıne göre epeyce heybetlı bır görünümu ve bo yutlan olan vapılar grubu, Laleh've bır say gınlık ve kışılık katmıştı Bılındığı gıbı bu genış kompleks, günumüzde başlavan venı bır dönemın açtıgı çığır ıçerısınde, ulublararası ısımlı luks bır otele dönüştürülmuştür 20. yüzyılın son çeyreğınde, Laleh'nın al dığı bıçım ve ıçerığı, Cumhurıyet DERGİ yeterınce yansıttığı ıçın. benım yazıyı gunumuze uzatmam gerekmıyor L 1950'lerin başında Lalelı Yanı çınar aflaçlan henuz kesilmemlş bir Lalelı 1762 yıhnda, okumuş bır yönetıcı olan Sadrazarn Koea Ragıp Paşa, en değerlı varlığı olan kıtaplannı barmdıran, uyumlu görunümlü taş bır yapılar topluluğunu, burada cadde kenarına yaptırdı 1956'da bulvar yenıden ınşa edılır ve ortasındakı canım çınar ağaçları kesılırken, yol ve kaldırım dü/e\ı yükseltıldığınden, bu kesme taştan, kasnak kubbelı nefıs ve karakterh yapılaı komplek sı, bıraz çukurda kaldılar Son r a beş on yılın ıçındc ıkı yanına çimento bınalar dıkılınce, bunların arasında ezıldıler Bugun, önuıı dekı dtıkkânlarına asılan arabcsk reklam pa noları arkasında maskelenmış haldedır Bu yazıvı vazatken bır defa göz atmak ı»,ın semte gıttığımde, ön iara f takı sandv.cçının arkasında kalan Sadrazam Türbesf nın, sandvıç kâğıtlan ve artıklarının çöpluğu halıne geldığını gördüm Bazı durumlarda söz, etkısını ve rolünü kaybeder Ben de durumu kaydetmekle yetınıyorum Lalelı'nın, 18. yüzyılda kazandığı ıktncı ve önemlı bayındırlık eserı, kendısıne bu adın verılmesıne yol açan, buyük ve ünlü camısı oldu Kıtaplıktan bırk^ç yıl sonra bıtırılen mabed, Osmanlı mımarhğında yenı bır açılışı temsıl edıyordu Mınarcler kurşun külahlarını çıkarmışlar ve kubbelerle kemerler, barok ızlennın etkısı alunda çızgıler kazanmışlardı Alenıler de, aynı yüzyılın başında Istanbul ıı/erınde olanca sevdası ıle esmış olan cıcek tutkusunun, bır ıhtılalle sönen ateşınden sonra yenı padışah dönemınde tekrar alevlenen rıi7gânnı, esıntısını gcn getırıyor ve lale bıçımınde taşları, bırer sorguç gıbı takınıyordu. Istanbul halkı, klasık mımarıden V