Katalog

Stockholm'daki Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü uzmanlanna göre, aşılar ve biyolojik silahlar, aynı teknikle üretiliyor. Biyolojik silahları elde etmek için, kimyasal maddeler üretebilen 'sıradan' bir laboratuvar yeterli. General Virüs iyolog Donald Robertson, "Brigham Youııg Univen>ity"de onkolojik araştırmalar yapan bir bilim adarmydı. 1985 yılında araştırmalan için verilen fonlar kesılince Robertson, 'patronsuz' kaldı. Araştırmalarına dcvam edebilmek amacıyla çeşitli kamu kuruluşlarına ve özel vakıflara başvurarak yafdım istedi. Yanıtlar oluınsuzdu... Ama Robertson yardımdan Umidini kestiği anda, birden bol paraya kavuşuverdi. Robertsoıı'a gönderilen para ilginç bir adresten çıkmıştı: "PentaRon". Yenı patron, ondan, çağımızın hastalıgı kanser veya yeni tehlike AIDS konusunda araştırmalar isterniyordu. Robertson, toprakta yıllarca yaşayabilen, bula^tığı kişiyi birkaç saat içinde ölume götüren, soluyanı boğan bir biyolojik tehlike üzerinde çalışacaktı. Biyolog Robertson'ın yürüttüğü çahşmalar, olası bir bakteriyolojik savaşta korkunç bir silah olarak kullanılacak biyolojik araştırmaların küçük bir örneği. Son verilere göre, ABD üniversite laboratuvarlarıyla birlikte, sayılan 129'u bulan resmi ve ticari laboratuvar virüs ve bakıeriler üzerine askeri amaçlı araştırmalar >apıyor. "Kobra >ılanı zehiri", "kemik kıran ateşi" bunlardan yalnızca ikisi. Araştırmacıgazeteci Seth Shulman, biyolojik silahlar için ayrılan t'onlann, Reagan yönetimince dörde katlanarak 73 milyon dolara yükseldiğini belirtiyor. Eski başkanlardan Richard Nixon'ın 1969 yılında kabul ettigi biyolojik silahların saldırı amacıyla kullanılmaması karan, Reagan hükümeti Savunma BakanlıgYnın izlediği yeni politika ile aşıldı. Pentagon, genetik mühendisliğinde yapılan olağanustü ilerlemeleri değerlendirerek biyolojik araştırmalara ağırlık verdi.Doğal olarak Pentagon'un tutumu, Amerikan askerlerinin anlaşmalan bozup saldırı amaçlı araştırmalara yöneldikleri anlamına gelmiyor. Askerler, biyolojik araştırma sonuçlarının saldırı veya savunma amaçlı kullanılacakları konusunda yeterli açıklığın olmaması nedeniyle, yeni bir savunma planı geliştirdiklcrini söylüyorlar. Bu iddialarıyla ilgili olarak da su örneği veriyorlar. "Bir biyolojik tehlikeye karşı aşının bulunması, diişmana karşı hem savunma hem de saldırı olanağı yaratıyor. A^ıyı bulan taraf, kendi askcrlerinc bagışıklık ka/andırdıktan sonra virusü düşman u/erindc bir tehdit unsuru olarak kullanabiliyor." Pentagon, bu çeşit araştırmalara ka'şı du B Virusler. bakterıler, toksınler ve mıkotoksınier uzerınae, asKen amaçıı çaıışmaiar da yapılıyor yarlı olan kamuoyunun tepkisini çekmeden çalısmalarını sürdürmek isteğinde. örneğin Senato Askeri Harcamalar Komisyonu'nrla patojenik tehlikenin dağıtılabilmesi ve deneyleri sürdürebilmek için, yeni bir "aeresol jeneratörü" ödeneği çıkartmayı denedi. Bu isıemi büyük bir ustalıkla hazırlanan listenin arasında eriterek verdi: Avrupa'daki birliklerin gün'ük sıradan gereksinimleri, New York eyaletinde bir garaj, Pennsylvania'da yeni bir atletizm merkezi ve son olarak Utah'ta "aeresollü test merkezi". Liste, Demokrat Parti senatörtl James Sasser'in bir yardımcısının "aeresol" kelimesi üzerinde duyarlık göstermesi sonucu, kabul görmedi. "Aeresol jeneralörU" istegi incelemeye alındı. Sonunda, Savunma Bakanlığı'nın kamuoyundan ve uzmanlardan gizlediği bir proje açıga çıkartıldr. Altmışlı yıllarda, kimyasal ve biyolojik silah araştırmalarının yürütülduğü en önemli merkez olan Dugway Test Site'in yeniden işletmeye açılması planlanıyordu. Dugway Test Site'de çok gizli ar£iştırmalar yapılmış, sonuçları hiçbir zaman kamuoyuna açıkUnmamı^tı. 1968 yılında bir sinirgazı kaçağı sonucu, f> bin hayvan telef olmuş, Dugway uzun süre gazete başlıklarından ipmemişti. Dug\vay'in modernizasyonuna Senato'dan destek gelmesine rağmen bu girişim, Foundalion on (^conomic Trends adlıfckolojikörguı tarafından engellendi. Geçmiştt yaşanan acı deneyimden sonra, olası çevre kirliliğine karşı güvence istenmişti. Şu anda Dugvvay'ı kullanamayan Pentagon'un elinde Washington'dan seksen kilometre uzaklıkta 1943 yılında kurulmuş ve halen "tıkır tıkır" çalışan bir başka araştırmalar merkezi var: Fori Detrick. Son yıllarda bu merkez, DNA ile toksit materyalin yeni bir formül içinde bir araya getirilnıesi üzerinde arcitırma izni aldı. Virüsler, bakteriler, [oksıılcr ve mikotoksitlerle yalnuca askeri amav!ı çalısmalaı sürdürüluyor. Stockholm'deki llııvlararası Barış Araştırmaları r.n'.titiısü lunıanlanna göre, aşılar ve biyolojik sılahlar. avnı teknikle üretiliyorlar. Biyoloıık Mİahlaı ı ckle etmek için iki unsura sahip olmak yet'.Tİr Canlı organızmaların saklandığı birkaç yüz tupü depolayacak buzdolabı ve ticari aıuaçla kimya<al maddeler üreten normal bir iaboratuvar. Fort Detrick'te ise bu canlı organızmalardan bol bol var. G Derleyen: Cumhur Canbazoğlu Fort Detrick: Biyolojik Savaş Araştırmaları Merkezi merikan Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı Fort Detrick biyolojik savaş araştırmaları merkezinde, çalışmalar yer altında yapılıyor. Uzun bir korıdorun ıki ucundakı "Hot Suites" denılen sterilıze edilmış odalarda, patojenik ajanlar üzerinde deneyler sürdürüluyor Odalara girmeden önce astronot elbıselerıne benzeyen tulumlar giyiliyor. Dışarı çıkarken de ultravıyole ışınlarından oluşan özel bir duşun altından geçılıyor. Burada uretılen aşı prepa ratları, gönülluler üzerinde dsnenıyor. Virüs lerin ve aşılann buzdolaplannda sakl&nması biyolojik araştırmaların saldırı amacıyla yapıldığına ınananların tepkilerinı çekıyor 1969 yılından başlayarak tam 17 yıl Fort Detrick'te bt A Amenkan Silahlı Kuvvetlerı'ne bağlı Fort Detrick te bak >erıyoloıık silahlar uzarınde denerylar ynpılıyor yolog olarak görev yapan Nell Levitt'in açıklarnaları kuşkuları doğruluyor. Levitt, 1986'da "Şikungunya vırusu ne karşı hazırlanan aşının 2353 lıtresı kaybolunca ordudan ayrılmaya karar vermiş. Butün ınsanlara bulaşacak mıktarda aşının kayboldugu konusunda yaptığı İKaz ciddıye alınmamış. Ordudan ayrıldıktan sonra ordu genel mufettişıne başvurup tahkikat açılmasını ıstemiş. Araştırmalar sonucu virüsün kayboldugu saptanmış . Neil Levitt, Pentagon'un savunduöu gıbı Fort Detrıck'in "sıradan bir laboratuvar' olduğuna ınanmıyor. Laboratuvarda yapılan araştırmaların, gerçek amaçlar bılınmeden yapıldığını ıtiraf ediyor. Ayrıca uretılen malzemenın de gerektiğinden fazla dozda olduğunu belirtiyor 1t