Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5iz kıtapsız iş yaptığımı hissecfcnm ve heı kendimi toparlamaya <;alıyrım." evgi Hanım'ın hayatını dinlcrken, ister is,ez ekonomi dunyamızın ıııılu isimleri dc yor işin içine.. >te bundan birı dc, eşi Erdogmı Gömri. KC>V İding Otosan Grubu Başkan Yardımcısı n Krdoğan Gonül'le nasıl evlenmişler, btıı nasıl yasıyorlar? Burıları yine Sevgi Gö'un ağzından dinleyelim: 'Kocamla bir nevi görucu usulü tanıştım. ah rahmet eylesin, grubumıı/a bağlı şirketJcn Motor Ticaret'in o zamanki Genel Muu Kenaıt İnal Bey vasıtasıyla tanıdım :amı. Erdoğan, o zaman Koı; Grubu'nda u>maya baslamış, ama ben bilmiyordum. nıştırırlarken öğrendim. Beniın kocam eve iş getirmez. Bunu ilk zamanlar çok yadır•nıştım, çunkü babamdan devamlı guniin lylarını dinlemeye ahsmıştım, boyle bir ai!en geliyordum. Sonra alışıyor insan. İyi mi tü mU bilemiyorum; ama Erdoğan'a hak veorum. Çunku aynı olayları tekrar tekrar şamak istemiyor. Tabii detavlardan bahse/orum. Çok muhim olaylar olduğu zaman ında konuşuyoruz." FOTOROMAN OKURDAN Çocuklan sevmiyor musunuz? Cumhuriyet Dergi'de yayımladığınız okur mektuplarından anladığım kadarıyla ciddi^ samimi, yapıcı eleştirilerini açıkça yazıp söyleyebilen bir okur kitlesine sahtpsinız. Yapılan önerilerin okur sayısını arttıran birer etken olduğuna inanıyorum. Dergi'nin 13. sayısında sayın M.Sabih Şendil'in belirttiği gibi Cumhuriyet'ten başka her gazetenin çocuk dergisi var. Ve düşünüyorum, sız çocuklan sevmiyor musunuz? Biz büyükler gazetemizi okurken çocuklarımızın ilgisini çeken, el becerileri, zekâ oyünlan, öyküler, hayvanları ve çiçekleri tanıtan, oyuncak seçiminde yardımcı olacak, Cumhuriyet'in ciddiiiğıni taşıyan sevimli bir dergisi olsun isteriz. Bu aylık ve ücretli olabilir. Gene Dergi'nin 48. sayısında sayın Recep Yılmaz'ın düşünceleri de çok yerinde. Mizah ve kompozısyon yazılarına, karikatür çizerlerine yer vermemeniz dergide büyük eksıklik yaratıyor. Çok şeyler istıyoruz galiba ama bir okur olarak merak ettiğimiz konuiarı gerçekçi bir kurumdan öğrenmek hakkımızdır. Merak ettiğim bir başka konu da şu. Anketler düzenleyip, okur mektuplan yayınlamakla eleştırılere açık olduğunuzu gösteriyorsunuz. Bu çok güzel bir olay, fakat okurlann yapıcı önerılerıne karşın sizler bıldiğinizi okuyorsunuz. Buna ne demeli bilmem. Oysa bu mektuplan yayımlayacağınıza uygulasanız ortaya daha etkir bir dergı çıkar sanıyorum. YUCBL FIRINCI JŞ Sevgi Gonül, hiç çocuğu olmudığını ve buı ne eşinin ne de kendisinin hıvbir zaman soBedri Bey biraz n haline getirmediklerini soyledikten sonra, ileri gidiyorsunuz jç yegenim var; onlar benim en bıiyük aşama... m. Şimdi Suna'nın bebeği İpt'k son askım," yor. Sevgi Gönul, bu çocuk konusunun hemen dından, "Hayatta en korktu^ıım şey yalnız ılmak," diyerek bir süre u/aklara dalıyor, mra sözlerini ^öyle sürduruyor: "Yalnız kaian ınsanları gönıyorum. Tabii ınsanlann kendi kabahatleri nıi, çevrenin kaıhati mı, onu takdir edecek durumda değim. Babaannem derdi ki, 'Tcnceren lynarken, maymunıın oynar!'... Onun için, :ıı tenceremin kaynaması biuiği zaman ne lacak diye korkuyorum." Bu, "Tenceren kaynarkeıı, maymunun ynar" vecizesi, Vehbi Koç'un annesi Falma İanım'a ait. Sevgi Gönul, buradan Fatma lanım'a sıçrıyor ve babaannesinin sürekli onırla birlikte ya^adığını, hatta kolej yıllarına Suna Kıraç ile birlikte yatılı okurken, abaannesinin ikisine de 50'>cr lira haftahk erdiğini anımsıyor. Hoop hoop! Sevgi Gönul bunu anımsıyor, ama geçmişBiraz ağır olun bakalım. : ilgili olarak ozellikle, "Hanjji yıl?" ya da Fotoğrafmızı 0 dönemden sonra mı?" gıbi sorulanmızı çekiyorlar. anıtlamakta epey zorlanıyor. "Bana geçmi1 sormayın" diyor en sonunda, "Beni geçmis gilendirmiyor. Her ne kadar ıneslegim ge<;lişle ilgiliyse dc, ben lam tersiııe sadece geleekle ilgikniyurum. Mesela ha/ı mektep rkadaşlarıma rastladıgımda bfiıi durduruyorŞimdi söyte bakalım ır, hatırtıyor musun seninle kolcjde şunu yapBedri etfendi... ııışlık, veya şuraya gitmiştik, tliyorlar. En Halit'ten ne istiyorsun? ıt'ak bir şey kaydetmemişim h:ılı/.ama... Ayıp ılmasın diye, evet anlamına, buşımı sallıyouın... Ama geleceğe ait bir şey sorsanız, 2 yıl onra ne yapacagımı veya neler yapınayı planadıgjmı gayel net olarak so>Uyebilirim." Sevgi Gönul gerçekten de gelocek bir, iki yıl çinde yapacaklarını net bir bıçimde planlamış. Jrneğin Sadberk Hanım Müzesi'ni, bitişiğinleki binanın restorasyonundan sonra genişletnck ve teşhir salonlarını arttırmak var ırogramında. Bir de, "Eğer vine yesil ışık anarsa" Suriye'ye ve Çin'e gitmek... "Nelen Suriye ve Çin?" diye sordugunıuzda, "Esi\ medeniyctleri içeren iilkder olduğu için. Ne le olsa insanları, toprağı başkj oluyor," di/e yanıt verıyor. Sevgi Gonul, Sadberk Hanım Müzesi'ni yöıctmekteıı çok mutlu, "Karakltrime en uygıın Hadi bakalım, •,'m bu olduguna hiç şiiphe yok İsiıni çok seabime de çatsana kiyorum, geceleri dahi burada > (ahilirim. /.aten çoğuıılukla gun yetnıiyor, ıına bekçilcr akşaınustu saal 17.00'de beni ! ıpının «inune koyuyorlar" dıyor... Ama anla^ılan, bu işe bira/ ĞA ra.stlantısal olarak başlamış: " Annem 1973le oldiı. O öldiikten sonra vasiyeli üzerine S.iiitıerk Hanım Miuesi'ni yapmuya karar vertlıiv. \ t ailede yegâne eli boşgünlü hoş ben uMıı^ıım için kendimi bu bu işin içinde buldum" diyor Sevgi îşadamı Halit Narin, Devlet Bakanı Kâzıtn Oksay ve Istanbul Anakent Belediye Hanım.f J Başkam Bedrettin Dalan. (Fotoğraflar: YA VUZ ŞİMŞEK) Yitip ğîden güzellikler Son sayılannızda mezeciler ve artık kaybolmakta olduğuna ınandığım Türk mutfağıyla ılgıli araştırmalarınızı hasret ve üzüntüyle okudum. Düşünüyorum da ben bile henüz 26 yaşında olmama rağmen, fazla değil 67 yıl öncesine kadar evlerde uzun süre özenilerek hazırlanan tadı ve görüntüsü nefis yemekler yapıldığını hatııiıyorum. Maalesef üzülerek şahit otuyoruz ki damak zevkimiz gibi daha bir çok konuda estetik olmaktan zıyade faydacı bir tavır takınmaktayız. Yitip giden guzelliklere karşı bir umursamazlık ıçındeyız. Bu durum müzıkte, sanatta hele mımaride de bir felaket halinı almakta. Artık yılların tanınmış çorbacısına sabah erkenden zevkle giden insanlar çok azaldı. Gerçek işlevlerinın dışında, daha ziyade bir yaşam biçimi olagelmiş ayakkabı tamırcilen, piyazcılar, pastacılar hatta ayakkabı boyacıları bile günümüzun gri yaşam biçimine uydular çoktan. Benzer çalışmalannızı bekler başarılar dilerim. MEHMET SAOİ TEKELİOÖLU Antaly