24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bir tek parça bile satamayacağını bilse de tsmet Aksoy dükkânı açıyor. Sobayı yakıyor. Üç Batı dilini iyi bilen, turistlere halı satarken çevirmen ihtiyacı duymayan Aksoy, söyleşisinden zevk aldığını bir insan.. Çağdaş düşünceli insanlar Aksoylar. Çocuklarını okutuyorlar. "Turizm çok çekici geliyor gençlere. Onlar gibi yaşamak, gezmek, eglenmek, sorumsuz bir hayat yaşamak istiyorlar," diyor. Ismel Aksoy bir doğasever. Dükkânın bir köşesinde bir puhu kuşu.. Yaralıymış. önünde yemler var. lyileştikten sonra götürüp doğaya bırakacakmış. SultansazlığıYay Gölü hakkında yazıları var. Çok güzel slaytlar çekmiş. Burasının ManyasKuş Gölü Ulusal Parkı'ndan daha güzel, daha zengin olduğunu söylüyor. Halı bakmaya gelen turistleri doldurup arabasına Yeşilhisar, Yahyalı Develi, tncesu ilçeleri arasında dolaştırıyormuş. Hiçbir turistik broşürde yer almadığı için bu olağanüstü güzelliktekı kuş zenginliğı turistleri çarparmış. Sevinçten, şaşkınlıktan yerlerinde duramazlarmış. "Flamingolar uçtular mı, gokyuzu kıpkırtnızı kesiliyor. Çunku bunların kanatlarının altı kırmızı," diyor. İLKBAHAR NİSAN: Yüksek bahçe duvarlı bir evin işlemeli kapı tokmağını çalıyoruz. Aydınhk yüzbir yaşlı açıyor. "Ürgup Hukmeti"nden emekli. "Bu yaştan sonra gogerip de bostan mı olacagım bire evladım" diyerek adını söylemıyor. Nisan güneşinde bahçede oturuyoruz. Minderlerin rengi solmuş, ama soylu, tatlı bir görünüm kazanmış halı kısımlan. Tek başına yaşıyor.. "Kuşiar yuvadan uçtu," diyor.. Seferberlikte 10 yaşındaymış. O zamanlar bilmezlermiş TürkRum aynlığını. "Hep bir arada oynardık. Rumlar lstanbul ayaklıydı. Giderler, kı> boyunca çalışıp para kazanırlar, armaganlarla dönerlerdi. Rahmetü babamla semerci Dimitri Usta pek iyi anlaşırlardı. Biz onlann dini bayramlarını tebrik ederdik, onlar da Ramazan, Kurban bayramlarımıza katüırlardı. Birlikte kurban eti yerdik." Tatlı tatlı ısıtan nisan güneşinde eski dostluklardan konuşmak insana nasıl da lezzetli geliyor. "Sen Müslumansın, sen Hıristiyansın diye kimse kimseyi hor gormezdi, buna imkân yoktu," diyor.. Bugün eski Ürgüp bir harabe görünümünde. Son yıllarda konaklar, sağlam kalmış bazı evler otele dönüştürülüyor. Böyle bir çalışmayı yürüten ve başarılı olan Halıl Elalan, mutlulugu yaşayan bir girisimcı. "Turist kendi ulkesinde olmayanı arıyor. En modern otelleri var. Bir degişik yerde kalmak istiyor. Degişik derken ilkel olacak diye bir kural yok. Biz bu evi otele dönustüriırken aslına sadık kaldık. Oda 19. yüzyılda en parlak dönemini yafamif Ürgüp. Giderek gelişen NevşeMr'ln yanında sönükleşmiş, yapılan birçok eser eski parlak günlerini geri getirmemiş. Alman Feldmareşal Moltke'nin deyişiyle "Evler taştan ve çok zarif bir şekiide yapılmıştır Ürgüp'te. Dört mevsim Urgüp Anadolu'da yaşayan tüm uygarlıklar için önemli bir yerleşlm merkezi Urgüp. Günümüzde ise arazinin doğal oluşumları peribaçaları ile tanınıyor. Yaz kış, turistin eksik olmadıgı Urgüp, 12 ay süresince de değişik görünümler gösteren ilginç bir bölge. kaybolmuştu. Biraz sonra elinde kalaylı bakır sini, doldurup getirdi... Sahanlarda üzümler... Salkım taneleri biraz buruşmuş. Tadına bakıyorum.. tatlı. "Kusura kalman gayri" diyor teyze... kuru kayısılar... Abdullah Ağa önüme sürüyor. "Bitirgen bunlar, yiyin begeneceksiniz," diyor. Çekirdeklerı aynca bir sahanda. Köftür, pekmez tarhanası... "Yiyin yavnlanm, bunlar evimizin tatlüarı işte," diyor teyze.. ceviz içi de unutulmanıış.. "Alaman gurbeti her şeyi batırdı. Baglarda bakım yok. Gidin şimdi Avanos yoluna dogru. Baglann çogu harap," diyor Abdullah Ağa. "Para bol olunca satın alıveririz diyorlar." "Gördüğunuz gibi eski Ürgup evleri giderek boşalıyor. Mahallede yalnız biz kaldık. Komşusuz da olmuyor." Gençler umutla, yaşlılar anılarla yaşarlarmış. Yediklerimizin tadı damağımızda, bu iki konuksever yaşlıyla vedalaşıp ayrılıyoruz. Televizyonda şimdi artık kovboy filmi var. ŞUBATi Osiana, Pirekopion, Brugüp, Başhisar, ÜrkUp, Ürgüp.Tarih çağları boyunca kasabanın adlan.. Hıristiyanlığın Anadolu'da yayılma yılannda burası, Oöreme'yi Soğanlı vadisine bağlayan önemli yol üzerinde bir duraktı. Hem Göreme'de, hem Soandos'ta manastırlarda misyonerler yetiştirilmekteydi. Fransız Arkeoloji Profesörü Teder, ÜrgUp'Un "Eski mesafe cetvel ve haritalannda Osiana adında kadimen pek de meşhur olmayan bir şehre tetabuk ettigini" yazmıştır. lsviçreli Profesör Pittard ise "Kayseri, Ürgup ve diger yerlerde volkanik kayalar içine oyulan inzivagflhlar, moralist ve akaid alimi Aios Vasileos sayesinde çogalmışür" demektedir. EMRULLAH GÜNEY • Y. Doç. Dr. Dicle Üniversitesi OCAK: Karlar altında Ürgüp.. Kasabanın asıl siti turistler için "pitoresk bir peyzaj"... Fakat, onlar Ürgüp'ü bu görünümüyle pek tanımazlar. Ocak ayında pek az turist vardır kasabada. Daha çok da Avustralyah, Yeni Zelandılıdır bunlar. Urgüp'ün asıl "sit"inde, evlerin arkası volkanik tüfler içine oyularak yapılmıştır. NevşehirÜrgüp volkanik platosu, Damsa Vadisi'nin batısında dimdik kaya duvarlar şeklinde sona erer. Bu kaya diklikler ağıl, ahır, ambar, kiler oymak için elverişlidir. Karları dizleye dizleye yürüyüp, bacasından duman çıkan bir evin kapısını çalıyoruz. Evin dış duvarı doğrudan kaya, Yani aynca bir duvar örülmemiş. tki küçük pencere de aynı şekiide kaya oyularak açılmış. Kapıya yaşlıca bir bey çıkıyor. Adı Abdullah Aga. Gülüyor hoşgeldiniz derken. "Agalıgımız varsıllıktan falan degil, yaşlılıktan," diyor. Ürgüp halkı saygılı. Erişkin kişilerin adının sonuna bir "aga" ekleyiveriyor. Eve buyur ediliyoruz. Dışarısı soğuk, içerisi sıcak. Teyze toparlanıp kalkıyor. O da "hoşgeldiniz yavrüar" diyor. Bir köşede televizyon: Klasik Türk Müziği konseri... Sobanın yanında odunlar yığılı. 1319 tcvellütlü Abdullah Ağa soruyor "Hızmat neye?" Ne amaçla geldiniz? anlamında... Anlatıyoruz... Tanışmak, göruşmek... Teyze bir ara ortadan SafeviBizans ve ArapBizans çatışmalan sırasında Aksaray ile Yeşilhisar arasmdaki volkanik tüf platolar bir savaş platformuna dönüşmüştür. Bizans imparatorlarının, Balkanlar'dan kaldırdığı bazı Türk boylarını, lranlılara ve Araplara karşı yöreyi korumaları için bu platolara yerleştirdikleri bilinmektedir. Bunlar Hıristiyan Türklerdi. Birçok kez el değiştirmiştir Ürgüp çevresi de. Alparslan'ın komutanı Emir Afşin Bcy, yöreyi Türk egemenliğine sokmuş ve bu yeni dönemde kasabaya cami, medrese, türbe yaptırılarak, Hıristiyan şöhreti unutturulmak ve Türklslam mührü vurulmak istenmiştir. Kasaba bu dönemde Başhisar adıyla anılmıştır. Prusyalı subay Moltke mektuplarında kasabayı şöyle anlatır: "Karşı tarafta güzel Ürgup kasabası yayılıyordu. Dimdik ve magaralarla garip bir şekiide oyuk oyuk olmuş bir kayanın uzerindeki eski bir kale, kasabanın tepesinden bakıyordu. Ürgüp'un evleri taştan, son derece zarif bir şekiide yapümışür. Fakat burada ev yapmaktan daha kolay bir şey yoktur. Kumtaşı (volkanik tüf demek daha dogru) tebeşir gibi yumuşakür, fakat havada sertleşir. Taşın kavadan koparıldıgı delik de yine bir ev meydana getirir. Yazın serin, kışın sıcak ve her zaman kuru olur." MART: Baharın ilk ayı.. Fakat Ürgüp hâlâ çok soğuk.. Erciyes çevresi çukur ovalarını Damsa Vadisi'nden ayıran Topuz Dağı karla kaplı.. Vadi boylarındaki akçakavaklarda daha bir uyanma yok. Kasaba kasvetli, hüzünlü.. Turistik anı eşyası satan mağazalar, antikacılar, halıcılar kapaiı.. Eski bir alışkanlık, Ürgüp deyince herkesin aklma doğal olarak pen 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle