15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ö Y K Ü Nazlı Eray Dilip ve ben ır süredır sabah, bın Hinılı ile bash\o rum gUnume TUm gUn kenıı basıan aşa gıva bu Hinılı ıle dolaşı\orum, arkadaş toplantılarına gıderken onu da götürüvn rum Ona da ça> luıuvorlar eğılerek alıp bardagı hemcn va\ını \udumlama\a başlı\or, turtalardan vörekler den M>or Onunla bırlıkte süpermarketlere, Ordu Pazarı'na gırıyoruz Kuğulu pasajında \olıalıyoruz par(umerılerın utrınlerıne göz atıığımız oluyor kuyum culaıa \e gümüşçü dükkânlarına bakmadan geı,mıvoruz Vakko'ya gırıp çıkıyoruz, yandakı Sümerbank kumaşlarına bıle beğenı ıle bakıyor o, Uzungıl'ın sütlü ve fıstıklı lokumlarına, Camuzoglu'nun su böreğıne, tepsı tepsı şöbıyetlenne, baklavalarına kara gözlerı arada kayıp gıdıyor Sanırım Hmdısıan'ın yoksul bır günc> bölgesı ola.ı Orıssa yöresınden bu Hıntlı Laf arasında öyle anlam bana'Esılerın Hınt fakırı dedıklerı cıncten kalma>ı yeğlemış, beş parasız, yalınayak, sırlın da boz renklı sarısı, başında kırmızı sarığı ıle hıt. ya nımdan ayrılmıyor Yaşı başı bellı değıl, kara sa kalında henüz ak yok Esmer derısı kenı ışıkları al tında ışıl ışıl parlıyor, hepımızden zayıf, bır den bır kemık Soğuk havatarda gıymesı ıçın ona babamın eskı bır kara paltosunu verdım, onu gıyıyor Hoş soh bel bır adam, kımı gün anlatacak öyle çok şeyı var kı, kımı gün de hıç ağzını açmaz, öylece derınlere dalar gıder Ne düşündüğünü, nereleıe gıllığını bır türlü anlavamaz ınsan Kım bılır Kalküta'yı mı du şünür, yoksa yansısı suya düşen Tac Mahal'ı mı, ya da belkı cılsımlı Agra kentını Hinılı, Ankara'ya hayran Hinılı, Türkıye'dekı refah düzeyıne hayran Onu yanımda taşımak bana güç verıyor, ıçınde yaşadığıın dünyanın onun tarafından yorumlanması mutlu kılıyor benı Utanmasam, neredeyse kadın berberıne, saçlarımı yaptırmaya gıJerken bıle Hınt lıyı yanımda götüreceğım Adı Dılıp Türkçeyı öğrendı Her sabah aldıgım günlük gazetelerın başlıkları nı okuyor, yorumlar yapıyor Türban konusu (,ok ılgılendırdı onu Aklı karıştı Kendı başındakı mıllı gıysısı olan türbana aynada şöyle bır baktı Hıç yorum vapmamayı yeğledı bu konuda Ama manşetlerı dıkkaıle okudu Getelerı televızyonun başından kalkmaz, dedığım gıbı vocukların okul sorunları ıle yakından ılgılenı yor, aclık grevlerını sorup duruyor bana, YÖK'U fı lan öğrendı, evde valışan kadınla 1yı dost oldu, ba zı sabahlar bankaya gelır benımle, kapının kenarında ayakta durur Güvenlık görevlısı dıkkatle süzer Hıntlıyı Para, faı/ hıç ılgılendırmez onu Ama nezake ten ılgılenırmış gıbı görunür, laf olsun dıye "Mark 9 nasıl, dolar nastl " dıye sorar Aklı başka yerde dır Değışık düşüncelerı var onun, bılıyorum Bazı akşamüstlerı Ravı Şanghar'ın müzığını dın lerken ya da Hıntlı kemancı Subramanyal'ın tuhaf, ıç gıcıklayıu, gıurtılı kemanının czgılerıne kulak ver dığınde, duygulanıp anlatır Ankara'dakı caddelerın genışlığıne ve temızlığı ne, dukkânlardakı bolluğa hayran "Yahu, 1yı güzel, ama herkcs bunları alamıyor" dedıkçe ben, gülüp duruyor Inadına vıtrın camlarırıa kara burnunu yapıştırıyor Oysa kasap dukkânlarının önunden geçerken, camdakı etlere hıç bakmaz, fena olur Ne kadar ıs rar ettıysek de hıç et yemez, yalnızca makarna, nıer cımek, fasulye ve Bınnaz hanımın yaptığı peynırlı böreğı yer Erkek arkadaşımın çalıştığı hastaneye götürdüm onu Acıl kapısından gırdık Hıntlı büyülenmış gı bıydı Hastane korıdorlarını şöyle bır voltalay.p çevrede beklcşen yoğun kalabalığa bır göz altıktan sonra, "Bu düzen, bu temızlık gerçekten şaşırüı benı" dedı B Hmdısıan'ın her yanını bılıvordu Ulkesını baştan başa gezmıştı Ankara bızım ev, çevremız sokaklar, gece Tunalı Hılmı Caddesı nın ışıklı halı, Ulus'takı heykelın oradakı kalabahk, Çankaya'ya çıkan Cınnah Cad desı, Gazıosmanpaşa sırtlarındakı görkemlı vıllatar büyülüyordu onu "Bunlar raja sarayı mıdır k P " dıye mırıldandı{ı oluyordu "Dılıp" dıyordum, "Bunlar Ankara'dakı dıplomatların evlerı O senın çok beğendıklerın, sefaret bınası fılan " Her sabah yan odada, yere serdığı yatağından mutlulukla fırlıyor, bakkaldan süt alma>a koşuyor, tngılız usulU sütlü ı,ayını ıçerken, Cumhurıyet gazetesıne bır göz atıyordu "Işler hıv de o kadar fena degıl Ulkede Sen abartıyorsun Böyle karamsar olma" filan dıyordu "Hıç görmedım, ama tsvıçre böyle olmalı" dı yor Ankara ıçın Düzenlı, tertemız, ufak " "An, bırazuk da sıcak olsaydı'" dıyor, babam.n eskı paltosuna sarılıp tıtrıyordu Aparımanların önüne kamyonla gelen kömürü, bır polısıye fılm ızler gıbı, kesıntısız bır ılgıyle sey redıyordu Mahalledekı kapıcılarla arkadaş olmuştu •AyaküstU konuşurken, gözlerı kömür yığınına ta kılıyor, kapıcı Zülfükâr efendı ıle felsefı konuşma lara dalıyordu "Mım Zülfükâr" dıyordu bır sabah zamanı, apartmanın çöpünün oraya dıkümış, Zülfükâr efen dının yenı boşaltıtan kömürü kürekleyışını ızlerken "Bu kara elmas tılsımlı bır şey1 llk kez görüyo rum bunu Ne yazık kı yaktığı ateş gözükmüyor Sı cak su olup borularla evlerı ısıtıyor Akıl almaz bır şey bu 1 " "Fvet kardeşım, öyle olmasına tabıı öyle de, ha vayı da berbal edıyor bu kömürün ısı Akşamları 9 fark etmıyor musun havadakı pıslığı ' dıyor Zülfükâr Dılıp "Bılıyorum canım Bılıyorum " dıyordu "As lında havadakı kokuya, Hındıstan dan benım ul kemden alışkınım ben Orada da yoğun, başka turlu bır koku vardır havada Bıldığımız, soluk aldığımız hava yaz kış hep kokar Dışkı, ınsan, her şey ko kar Sıcaktan Ama ne zararı var, öyle değıl mı 9 ' "öyle ' dıyordu Zülfükâr Bu garıp sarıklı, kara derılı, sıska adamı bır lür lü anlayamıyordu "Yahu" dıyordum arada ona, "Ankara memur kentı Doğa yok, bır şey yok lşte, akan trafık Dükkânlar, bır de yenı yapılar fılan Başka bır şey yok Sen lstanbul'u görsen, kım bılır ne seversın9" "Kımbılır kımbılır " dıyordu "Bu ne bıYım öykü be 1 " dedı vocuklardan bırı Ben yazarken, anlaşılan arkamda durmuş, bana farkettırmeden okumuş Tedırgın oldum, fırladım yenmdcn, kalem elımden düştu "Ne oldu, beğenmedın mı Hıntlı Dılıp'ı 9 " dıye sordum "Yoo, çok sevdım Hıntlı'yı " Başımı salladım "Sevmelısın onu" dedım O sırada Dılıp, elınde kuru ekmek fılesı, sessızce kapıdan ıçerıye gırmıştı Beyaz dışlerını göslererek gUİüyordu Çocuk şaşırmıştı "Bay Dılıp gerçekten var demek " dıye kekeledı "Tabıı var" dedım, "lşte elten kemıklen oluşmuş, burada kendısı'" Hıntlı eğılerek selam verdı Bır şeyler söylemek ıstıyordu Anladım Bıraz bekledım Bır çubuk yaktı Derın bır soluk çektı Köşeye oturdu Elı ıle leybın düğmesıne dokun du Kemancı Subramanyal'ın gıcırtılı muzığı odayı hafiften doldurdu "Bugün bır tngılız gördüm" dedı "Olabılır Dılıp" dedım, "Ankara'da Ingıhz pek çok olmasa da vardır Nasıl blriydı bu?" "Sıradan bır tngılızdı sanırım" dedı Dilıp, "Kızıl saçlı, göelüklü. genç Belkı bır kâtıp "E\et, sefaretten bırısıdır Sen bugün nerelerde dolaştın'*" dıye sordum "Tepede, Çankaya sırtlarında" dıye yanıtladı Çocuk da konuya gırmıştı Usulca sordu "Sız tngılızlerı sevmez mısınız Bay Dılıp 1 " "Yooo, öyle bır şey yok Ne severım, ne de sevmem Aslında ılgısızim onlara karşı " dedı Subramanyal'ın gızemlı mUzığının sesını bıraz daha yükselttı Lafı değıştırdı "Tepedekı Balkanerler süpermarket nedenlı zen gın Bır süre orada dolaştım Çeşıt çeşıl peynır ler, kahveler Hayran oldum" dedı Telefon çaldı Açtım Gazetecı arkadaşım Davıd ıdı ahızenın ötekı tarafındakı Başımla ışaret ettım "Bak, şu ışe'" dıye fısıldadım Dılıp'e, "Bır tngılız ışte, gazetecı Konuşmaya devam ettım "Hello 1 Yes, yes Davıd How nıce1 We vvıll have a cup of tea Allrıght, see you 1 " Telefonu kapattım "Daıly Nevvs gazetesınde Bay Davıd Bırazdan çaya gelecek Sı/ı tanıştıracağım" dedım Akşamustü çabucak oldu Hava bırden karardı Bdkı kar bulutları toplanıyordu Gece kar yağacak tı Zülfikar efendının kömür yığınına dalıp çıkan kü reğı boş sokakta yankılar yapıyordu Hava ıslaktı Tüm gUn ınce bır sulu kar yağıp durmuştu Dılıp köşesıne oturmuş, Ustüne babamın kalın pal tosunu gıymıştı Kapı çalındı Açtım Baktım, gazetecı dostum Da vıd1 "Merhaba 1 " dedım O her zamankı aceleu hatıyle, daha paltosunu çıkarmadan bır sıgara yakmıs, konuşmaya başlamış tı "Nasılsın 9 Ne haber9 Bu yakınlarda yurtdışına çıkacak mısın'' Yazılar nasıl gıdıyor9 Yenı kıtap var 9 9 mı Ne boğuntulu değıl mı ülkenın durumu Ge çen akşamkı kokteylde yoktun tnsan hakları lılan konuşuldu Hapıshanelerdekı ışkence konusu üslünde bır şeyler jazıyorum şu günlerde ' Bırden köşede büzUlmüş oturan Dılıp'ı gördü Hemen tanıştırdım onları "Bay Davıd Bay Dılıp Bay Davıd bır sure dır Ankara'da gazetecılık yapıyor Bay Dılıp ıse bır süredır Ulkede konuk Yaşamı algılıyor Orissa'dan geldı kendısı " Davıd hemen ılgılenmıştı "Sayın Dılıp, nasıl buluyorsunuz ülkeyı9 Koşul9 ları Sızı dınlemek ısterım" dedı Dılıp kendısıne uzatılan sıgarayı alıp yaktı Ince dudakları ıle anlamlı anlamlı gülümsedı "Ülkeye hayramm Ankara'yı ı,ok sevdım Böyle bır yerde ömrümun sonuna kadar yaşayabılırım gıbı gelıyor bana Bolluk şaşırttı benı Marketler Sonra dukkânlardakı şıklık Hıçbır şey satın alama sam bıle, bu görüntüler benı mutlu edıyor " "Nedenlı ılgınç'" dıye hayretlesözunü kestı Da vıd onun "Ne taze, ne değışık bır yorum1 Baskıyı hıssedebılıyor musunuz9" Çok belırgın bır baskı var çünkü " "Farkındayım" dedı Dılıp, "Tabıı farkındayım Üstünde durmadım fazla Değışık şeylerı ızlıyorum şımdılık Benım ülkemde de var baskı Onun ıçın alışkınım ne de olsa Ama burada, durmadan ayaklanma, açlık ve toplu ölum yok " "Hımm Evet, onlar yok" dedı Davıd "Hıç Hındıstan'da bulundunuz mu Bay Davıd 9 " dıye sordu Dılıp "Henüz gıtmedım" dedı Davıd "Türkıye çok renklı benım ıçın Polıtık açıdan Her bakımdan " 9 "Bırer çay daha " dıye sordum "Radyasyonlu mu 9 " dıye şakacıklan bağırdı Da vıd "Ben ıçerım açık bır çay" dedı Dılıp Çocuk gelmış, yıne omzumun Ustünden yazdıklarımı okuyordu Sordu "Ne olacak şımdı? Nasıl bağlayacaksın öyküyü 9 Hıntlı ne yapacak?" Kalemı bıraktım "Onları öylece çay ıcerken bırakacağım" dedım Çocuk UzUlmUştü "Olur mu hıç annecığım Bır Hıntlı ıle bır Ingılız'ı çay ıçerken nasıl yalnız bırakabılırsınız kı'" dıyordu "Bıraz konuşsunlar Ikisı ıçın de aydınlatıcı olabıhr" dedım "Ya okurlar 9 " dıye sordu çocuk "Onlara şımdı bambaşka bır şey anlatmaya nıyotlıyım" dıyerek savfayı çevırdım Hıntlı koşmuş, sayfanın arasından sıyrılmış, ya nıma glmeyı başarmıştı Elımdı kalem, "Yıne bırlıkteyız demek" dedım "Evet" ledı o Sarığını düzelttı Sarısıne bır çekı düzen veıdı Masanın basında bır şeyler yapıyordum, çarçabuk bır şeyler yuıyordum Hıntlı odada dolaşıyordu Subramanyal'ın müzığını bulmuş, hal'ı ten acmışıı ' lşte" dedım, "Ya'dım Emeklı memur Hamdı Bey 1 " OykU kışım dıpdırı ayaı taydı, camı kalın gözlüklerının ardından süzüyordt bızlerı Ayağında bağ cıklı Sümerbank pabuçları, ırlında fare grısı, es kıce bır takım elbıse, başında soğuk havaya karşı bır fötr şapka vardı Şapkasını (,'karııp bı/ı selam ladı "Adım Hamdı Taşpınar" dedı 'Türkıye Elek trık Kurumu'ndan emeklıyım Şu sırolar bır yöne tıcılık filan arıyorum Yaşam koşulları .'orluyor be nı Fıyatlar el yakıyor" dedı kısaca Hıntlı saygı ıle eğılerek selamladı onu "Ben Dılıp" dedı "Hındısıan'dan, Orıs:>a kentınden geldım Ankara'yı kentı, yaşamı algııama ya çalışıyorum " "Ne kadar ılgınç1" dedı Hamdı Taşpınar Göz lüklerını du/eltıp Dılıp'e daha bır dıkkaıle baktı 9 "Pekı nasıl buluyorsunuz " "Harıka bır yer" dedı Dılıp, "lçtenlıkle söylü yorum, harıka1' Hamdı Bey bır an düşUndü ' Tabıı, bakış acını/ değışık Bakınız şu ışe kı, ba na da neredeyse dayanılmaz gelıyor ülkenın koşul ları Geçınebılecek parayı zor denkleştırıyoruz Emeklı maaşı fılan Tabıı şu son zamlar KDV " "Tahmın edebılıyorum efendım" dedı Dılıp, "Ben Hındıstan'da hıç para kullanmıyordum Bır r çıle mağarasına çekılmıştım Bır sü e çıle çektım ora da Olgunlaşmak ıçın Bılıyorsunuz, uım dünyevı düşüncelerden uzak Sahıp olmak, mal mülk dü şüncesı yok Felsefe ıle uğraşıyordum Bıraz su, bır ıkı mango Belırlı bır yere erışebılırım lşte ondan sonra bu Ankara gezısı çıktı Çok değışık algılıyo rum herşeyı o yüzden " Hamdı bey düşüncelere dalmıştı "Bır çıle mağarasına çekılmek DUnya ışlerınden uzak Bıraz su Bır ıkı yemış " "Bır ıkı yemış mı 9 Pekıyı ya eşınız, vocuklarınız9" "Bekârım efendım" dedı Hıntlı "Kendı başıma yım " "Hem lyı, hem kötü" dedı Hamdı Bey "Az önce bır Ingıhzle konuşuyorduk O da baş ka şeylerden söz edıyordu" dedı Hıntlı "Onlar öyledır" dedı Hamdı Bey Saatıne bır göz attı "Iznınızlebenkaçayım Şöyle bır çıkmışnm Hanım merak eder Belkı meyve ve sebze ıçın pazara uğrayacaktık Çok memnun oldum sızı tanıdığıma" dedı Hıntlı'ye, "Anlattığınız çıle mağarasını hıç unutmayacağım " Geçırdık onu Ardından kapıyı kapattım Gıttı Hıntlı yavaş yavaş akşam karanlığma karışıyor du Çok mutluydu Gözlerı ışıl ışıldı Bır süre sonra oda tyıce kararmıştı Gıttım ışığı açtım Köşeden babamın sıyah paltosunu alıp askıya astım Subramanyal'ın mUzığının sesını lyıce açtım Sonra yenıden yazılarımın başına döndüm D 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle