Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 Beklenen sonuçları vermeyen performans ve proje ödevi uygulamasında değişiklik yapılması isteniyor Ödevi öğrenciler değil, annebabalar hazırlıyor Zeynep ŞAHİN baba anneye “Sen yap” diyor, anne de babaya… Özellikle çalışan ebeveynler, yorgun argın eve gelip bir de ödevle uğraşınca haliyle kızıyorlar. Performans ve proje ödevleri kırtasiye ve fotokopi giderlerini de ciddi biçimde artırıyor. Ödevler için derslerde sunum yapılması isteniyor ancak sunum yapılınca ders işlemeye zaman kalmıyor bu nedenle sunumlar da yapılamıyor. Bu ödevlerin verilmesinde okulun, öğrencilerin altyapısı, koşulları mutlaka dikkate alınmalı. Bunun için öğretmenlere yetki tanınmalı çünkü ne tür ödevlerin hazırlanabileceğini, en iyi onlar tahlil edecektir. Şimdi öğretmenin gözü önünde yapılmadığı için ödevler yararlı olmuyor, öğretmenler de üstün körü bakıp, not verip geçiyor. NKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) “performans ve proje ödevleri” özellikle ilköğretim öğrencilerini zorlarken, eğitimciler uygulanan modelden verim alınamadığına dikkat çekiyor. Eğitimciler, ödevlerin öğretmen gözetiminde yapılması, öğrencilerin istediği konular arasında seçim yapabileceği şekilde bol seçenek sunulması, okulların bilgisayar laboratuvarlarının internet kafe gibi kullanılması önerilerini dile getiriyor. MEB’in proje ve performans ödevleri modelini uygulamaya koymasının ardından alışıldık “ev ödevleri” neredeyse tamamen geride kaldı. Öğrencilerin not aldığı performans ve proje ödevleri maket hazırlamaktan fotoğraflı araştırma yapmaya, röportajdan fabrika gezerek bir ürünün üretiminin anlatılmasına kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Ancak çoğu kez bu ödevlerin öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyinin üzerine çıktığı ve hazırlanmasında zorlanıldığına dikkat çekiliyor. Çalışmayı genelde öğrenci değil, annebabalar yapıyor. Sorunu, MEB de kabul ederken, öğrenciler ise bir yandan sınavlara hazırlanmak bir yandan rutin ev ödevlerini ve bir sonraki derse hazırlığı yapmak bir de proje ve performans ödevlerine zaman ayırmakta zorlanıyor. Bu eğitim öğretim yılının artık sonuna gelinirken, öğrenciler de öğretmenler de veliler de 2008 2009 Ders Yılı’ndan itibaren, proje ve performans ödevlerinin daha verim alınacak hale getirilmesini istiyor. Konuya ilişkin sınıf öğretmeni ya da okul yöneticisi olan eğitimcilerin tespitleri ve önerileri şöyle: A araştırmaya, öğrenmeye iter. Ödevin bütün aşamalarında ise öğretmen öğrenciye yardımcı olmalı, refakat etmeli. Aslında öğrenciler önce nasıl araştırma yapacağını, nasıl öğreneceğini öğrenmeli; öğreneceği konunun ne olduğu ikinci sırada gelmeli. Ancak bu kuralı ne yazık ki öğretmenler bile uygulamıyor… ‘Öğrencinin internet kafesi okul olsun’ Türk EğitimSen Ankara 4 No’lu Şube Başkanı Ahmet Akkoca: Bu haliyle uygulanmamalı. Teknik okullarda iş bitirimi vardır; tıpkı onlar gibi bir model olmalı. Öğrenci konuyu iyice öğrenir, araştırır, projesini hazırlar ve onunla ilgili iş bitirim ödevi verir, notunu alır. Yani yaparak, yaşayarak öğrenir; yoksa herhangi bir yararı, etkisi olmaz. Kabul etmek gerekir ki öğrencileri araştırmaya teşvik etmesi, internetten de olsa bir şeyleri öğrenmeye çalışması için itici bir etkisi var ama yeterli olmuyor. Öğretmenlerin de çocuğun yetkinliğini dikkate alarak ödev vermesi gerekiyor. Sistem öğrenci merkezli sunuluyor ama aslında öğretmen merkezli; öğretmenin niteliği, performans ve proje ödevlerine de yansıyor, ödevin verimli olup olmayacağını doğrudan etkiliyor. Öte yandan her ailede ödevleri hazırlayacak olanaklar, kaynaklar yok. Bence okulların bilgisayar laboratuvarları güvenli bir internet kafe haline getirilebilir. Böylece çocuklar dışarı yerine okul dışı zamanlarını yine okulda geçirir hem de ödevlerini hazırlayacak kaynaklara güvenli ortamlarda erişir. Velilere düşen görev ise gerek performans ve proje ödevleri hazırlanırken gerekse diğer bütün konularda, çocuklarına soru sormaları, onları dinlemeleri, ilgilenmeleri… Sadece ihtiyaçlarını almakla olmuyor. Yine ödevler konusunda aileler mutlaka öğretmenlerle görüşmeli; üstesinden gelemedikleri konularda yardım almalı. Bir diğer öneri ise söz konusu ödevlerin daha fazla çeşitlilik içinde verilmesi. Örneği; matematik dersi performans ödevi için öğretmen 20 – 30 konu sunmalı, öğrenci ilgi duyduğu ya da eksik kaldığı konuyu seçip araştırmalı, öğrenmeli. En önemlisi; ödevin özü okulu pekiştirici ya da ön hazırlık yapılmasını sağlayıcı olmalı. ‘Öğrencinin koşulları önemli’ Eğitimİş Manisa Şubesi Başkanı Ömer Arslan: Performans ve proje ödevleri 2 yıldır uygulanıyor, öğrencilere katkısı yok ancak zorunlu olduğu için yapılıyor. Bu ödevlerde, öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyinin üzerinde şeyler isteniyor. Böyle olunca da ödevleri aileler yapıyor hatta dışarıdan işin uzmanı kişilere ödev siparişi veriliyor. Örneğin öğrencilerden ev maketi istenen bir proje ödevi vardı ve mimarlara sipariş verilip yaptırıldığına tanık olduk! Bu durum şöyle bir sorunu da beraberinde getiriyor; ödevini kendisi yapan öğrenci dışarıdan getirilen profesyonel düzeydeki ödevleri gördükten sonra kendi hazırladığını beğenmiyor ve okula getirmek istemiyor. Yani uygulamadaki sistem bir yandan öğrencileri yalana ve iki yüzlülüğe alıştırıyor, kendi yapmadıkları ödevleri kendilerininmiş gibi getiriyorlar diğer yandan ödevini kendisi yapan öğrencileri eziyor. Ödevler öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyini aştığı için aileler devreye giriyor ki çoğu veliden bu nedenle evlerinde tartışmalar olduğu yönünde yakınmalar alıyoruz. Çünkü ‘Önce öğrenmek, araştırmak öğretilmeli’ EğitimSen Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Turan Yıldırım: Aslında ödevler öğrencileri belli bir konuda araştırma yapmaya yönelten nitelikte olmalı. Ama bugünkü haliyle performans ve proje ödevleri, öğretmen tarafından sırf mevzuat yerine getirilsin diye veriliyor, öğrenci tarafından da sırf not alabilmek için yapılıyor. Öğrenciler fazla başarı sağlayamadıkları derslerden geçme yolu olarak da görüyor bu ödevleri. Eğitim sistemi zaten sınav odaklı. Dolayısıyla, öğrenci ÖSS’de ne işine yarayacaksa onunla ilgileniyor diğer dersler teferruat olarak görülüyor. Öğrenciler eskiden birkaç ansiklopedi karıştırıp ödev hazırlarlardı şimdi internet var ve buna da ihtiyaç duymuyorlar. Kopyala yapıştır yapılıyor; hazır ödevlerin yer aldığı siteler kullanılıyor. En başta yapılması gereken ise öncelikle bu kadar ders yüküyle öğrencilerin baş başa bırakılmaması. Öğrencinin kafasında soru işareti oluşturabilmek öncelikli olmalı. Çünkü bu öğrencileri