24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 ısınmayla mücadeleyi artık görev saydıklarını söylüyor. Kardelen, projenin kısıtlı imkanlarına karşın başarılı olmasını şöyle açıklıyor: “Bu proje, birçok medeniyete beşiklik yapan Anadolu insanının fırsat verildiğinde, yapabileceklerini gösteriyor.” Her iki öğrenci de mühendis olmak istiyor. insanları tespit ediyor. Bir yandan bu insanlarla söyleşiler yapan ekip, diğer yandan da pilot uygulama için seçtikleri sitede 40 daireye geri dönüşüm kutusu dağıtıyor ve katı atıkların nasıl ayrılacağı konusunda bilgi veriyor, haftada bir de evleri dolaşarak çöpleri topluyor. İlk başlarda ekibe bir hayli zor gelen dev çöp yığınlarını el kantarıyla tartma işi ise bir süre sonra eğlenceye dönüşüyor. Burak, projelerinin yarışma ile bitmediğini belirterek “Belediye ile görüştük ve katı atık toplama birimiyle anlaşarak projenin eğitim ayağını üstlendik” diyor. Mert de birinciliğin sırrını veriyor: “Metropollerdeki koşuşturma içinde sanırım insanların fark etmediği şeyleri fark ettik. Ayrıca onlar akademik çalışma yapmışlardı biz ise projemizde sosyal parametreleri kullandık...” Sakarya’nın çevre timi Katı atıkların toplanması, halkın bilinçlendirilmesi ve belediyeyle işbirliği yaparak bu konuda bir birim kurulmasını amaçlayan “Sakarya Katı Atık Timi” projesiyle “Kentleşme Dalı”nda birincilik alan Sakarya Fen Lisesi öğrencileri de 4 ay içinde hazırladıkları Birinci olan öğrencilere, 3 bin YTL para ödülü verildi. Öğrenciler, bundan sonra yapacakları projelerde de Çevre Okulları’nın desteğini alacak. projeleriyle çevreye önemli katkılar sunuyor. Okulun 11. sınıf örencileri Mert Eyüboğlu, Şeyma Eren, Hilal Arı, Burak Erdem Kösalı, danışman öğretmenleri Sevilay Kocabaş ile birlikte ilk olarak dışarıda serbest bir şekilde çöp toplayan Son OKS’de Sorular Nereden Çıkacak? Zafer Dershaneleri Rehberlik Servisi M illi Eğitim Bakanlığı (MEB), ilköğretim müfredatının değiştirilmesi kapsamında hazırladığı yeni 8. sınıf müfredatını, seçtiği illerdeki bazı okullarda “pilot” olarak uygulamaya koymuştu. Halen bu pilot okullar yeni müfredata, diğer okullar ise eski müfredata göre ders işliyor. Ancak bu farkılığın OKS’de sorulacak sorulara yansıyıp yansımayacağı merak ediliyordu. MEB de yayınladığı genelge ile OKS’deki soruların hem eski sistemde hem de yeni sistemde öğrenim gören öğrencilerin “ortak konular”ını kapsayacağını duyurdu. Yani OKS’de, pilot okullardaki öğrenciler ile eski müfredata göre ders gören öğrencilerin, öğrendikleri ortak konulardan soru çıkacak. Bu açıklamanın ardından, Zafer Dershaneleri Bölüm Başkanları da bir değerlendirme yaparak, her iki müfredat kapsamını karşılaştırdı ve aşağıdaki sonuçlara ulaştı: TÜRKÇE: Yapılan müfredat karşılaştırmasında; “Adıl, Ön ad, Belirteçler, Tamlamalar, Eylem, Ek Eylem” konularından soru sorulmayacağı değil; bu konulardan kolay sorular sorulabileceği görüşü ağırlık kazanmıştır. MATEMATİK: Yapılan müfredat karşılaştırmasında; “Öklit Bağıntıları, İşlem, Modüler Aritmetik” konularından, 2008OKS’de soru çıkmayacağı tahmin edilmektedir. FEN BİLGİSİ: Fizik için yapılan karşılaştırmada, hiçbir konunun müfredat kapsamı dışında bırakılamayacağı düşünülmektedir. Kimya konularında yapılan müfredat karlaştırması doğrultusunda, “Çözünürlük Hesaplamaları”ndan soru çıkmayacağı düşünülmektedir. Biyoloji için yapılan müfredat karlaştırmasına göre ise “Bitkisel ve Hayvansal Dokular” konusundan soru çıkmayacağı düşünülmektedir. Ancak “Sistemler” konusu işlenirken, az da olsa dokulardan bahsetmek gerektiği için, basit düzeyde soru sınavda yer alabilir. SOSYAL BİLGİLER: Tarih dersine ait müfredat karlılaştırmasında; “Tarih Bilimi” konusundan doğrudan soru çıkmayacağı, “Tarih Öncesi Çağlar” konusundan sorular çıkabileceği, “17., 18. ve 19. Yüzyıl Osmanlı Tarihi” ve “17. ve 18. Yüzyıl Avrupa Tarihi Siyasal Olayları”nın doğrudan sorgulanmayacağı; “Islahatlar” bazında sorgulanacağı tespit edilmiştir. Coğrafya dersine ait yapılan müfredat karşılaştırmasında ise hiçbir konunun müfredat dışında bırakılamayacağı görüşü üzerinde uzlaşılmıştır. Y aşamı iniş çıkışlarla, özellikle kumar tutkusu yüzünden oradan oraya savrulmayla geçen, kurşuna dizilmekten son anda kurtulan, sağlık sorunları yaşayan ancak tüm bunlara karşın 20. yüzyılın en büyük kalemlerinden biri olmayı başaran Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Rus Edebiyatı’nın en önde gelen isimleri arasında yer alır. Çocukluğu katı kuralları olan ve sert davranan bir babayla geçen, en büyük sığınağı olan annesini ise 15 yaşında yitiren Dostoyevski’nin, başarılı edebiyat eserlerinin temelinde yeteneğinin yanı sıra gençlik yıllarında gerek Rus gerekse Avrupa edebiyatının başyapıtlarını okuması da bulunur. Edebiyat tutkusu giderek derinleşen Rus yazar, bu nedenle askeri okulda eğitim alsa da kısa bir süre askerlik yaptıktan sonra mesleğinden ayrılarak zamanını yazmaya ayırdı. Annesinin ölümünden bir süre sonra, babasını da kendi işçileri tarafından öldürülmesiyle kaybeden Dostoyevski, ilk kitabı olan “İnsancıklar”ı, 1846 yılında yazdı. Ama oldukça ses getiren ve tanınmasını sağlayan bu kitabın ardından, başarılı çizgisini koruyamadı. Birbiri ardına yazdığı; “Öteki”, “Ev Sahibesi”, “Beyaz Geceler”, “Yufka Yürekli” ve “Netoçka Nezvanova” isimli kitaplarının hiçbiri, İnsancıklar’ın sağladığı etkiye ulaşamadı. Edebiyattan politikaya doğru kayan Dostoyevski, bir süre siyasetle ilgilendi. Ancak “devleti yıkmak istediği” gerekçesiyle, arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı ve idamı istendi. Kurşuna dizilmesi için yapılan hazırlıkları izleyen, hatta arkadaşlarının ölümüne tanık olan edebiyatçı, son anda Çalkantılarla dolu yaşamdan çıkan dünyaca ünlü kalem: kendi gibi şanslı birkaç arkadaşıyla birlikte idamdan kurtuldu. Ne var ki yaşadıkları ruhunda derin izler bıraktı ve etkisinden uzun süre çıkamadı. İdamdan kurtulduktan sonra ise Sibirya’ya 4 yılı ağır hapis, 4 yılı da askerlik olmak üzere 8 yıllığına sürgüne gönderildi. Burada çok zor koşullarda yaşadı, sara nöbetleri geçirdi ancak bir yazar olarak insanları gözlemleme, tahlil etme olanağı buldu ve kendi halkını daha yakından tanıdı. Hem bu gözlemleri hem yaşadığı zor koşullar hem de sara nöbetleri daha sonra verdiği eserlere yer yer yansıdı. Dostoyevski edebiyat için bıraktığı askerliğe, mecburi olarak döndükten sonra subaylığa kadar yükseldi. Askerlik cezasını çekerken evlendi, maddi sıkıntılar yaşadı ve para kazanmak için tekrar yazmaya başladı. Cezasını tamamladıktan sonra ise Petersburg’a gitti. Burada kardeşiyle birlikte dergi çıkarmaya başladı; buradaki yazıları sayesinde yeniden edebiyatçı kimliğiyle ün yaptı. Ancak bu kez kumar tutkusu nedeniyle çalkantılı yıllar yaşadı. Önce çıkardıkları dergi kapandı, bir dergi daha çıkar Dostoyevski maya başladı ancak o da çok uzun ömürlü olmadı. Kardeşini kaybetti, tekrar evlendi, tekrar kumar yüzünden borçlandı, giderek fakirleşti, borçlarından kaçmak için ülke ülke dolaşmak zorunda kaldı... Dostoyevski tüm bu sarsıntıları yaşarken ise yazmayı hiç ihmal etmedi. Yeniden ününe kavuştuğu dönemlerde kaleme aldığı “Ecinniler” eseri, edebiyat tarihinin en iyilerinden biri olarak kabul edilir. Bir diğer önemli eseri olan “Karamazov Kardeşler”i yazmasıyla, başarısını daha da pekiştiren Rus edebiyatçı, çalkantılı yaşamının son dönemini ise küçük bir kasaba geçirdi; 1881’de de yaşamını yitirdi. Dostoyevski, özellikle insanların iç dünyasını tahlildeki başarılı anlatımı, etkileyeci üslubu, yaşadığı dönemdeki Rusya’yı hem siyasi hem de sosyal olarak başarıyla anlatması ve romanlarındaki kurgu açısından Rus Edebiyatı’nın yanı sıra dünya edebiyatının de en büyük isimlerinden biri olarak kabul edilir. Dostoyevski’nin 18’i roman, biri öykü, biri de günlük olmak üzere 20 eseri bulunuyor ve bugün de en çok okunan isimler arasında yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle