16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

31 Ağustos 2014 Pazar 3 Hayvan Hakları... Hayvan haklarına sahip çıkmak bireyin görevi midir yoksa toplumun sorumluluk alanı içinde midir? Bir siyasi gündem içinde ele alınması gereken sosyal bir hareket midir? Dünyada her yıl milyonlarca hayvan, hiçbir somut fayda beklentisi olmadan deneylerde ısıtılıyor, donduruluyor, zehirleniyor aç bırakılıyor, parçalanıyor. Her yıl yaklaşık 50 milyar hayvan, eti için öldürülüyor. Bunların büyük bir kısmı “sınai hayvancılık” teknikleriyle yetiştiriliyor, hayatlarının her saniyesinde acı çekip bazen hiç güneş ışığı görmeden ya da toprağa ayak basmadan öldürülüyorlar. Dünyanın her yerinde milyonlarca vejetaryen bunun bir zorunluluk olduğu iddiasını giderek daha az ikna edici hale getiriyor. “Spor” amaçlı avcılıkta, kürk sanayinde, eğlence sektöründe ise hayvanlara acı çektirmek için herhangi bir gerekçe göstermeye bile gerek duyulmuyor. Sürekli ahlâk, adalet ve eşitlik gibi kavramlardan söz ediyor, ama sıra hayvanlara gelince birdenbire apayrı bir ahlâk anlayışına geçiyoruz. Bu anlayışın özeti şu: Güçlü olan haklıdır ve kendisini savunacak gücü olmayan bir varlığa canımızın istediği gibi davranabiliriz. Peter Singer’in 1975 yılında yazdığı HayÖZLEM van Özgürleşmesi kitabının modern çağın hakları hareketinin ilk adımı olduğu YÜZAK hayvan iddia edilir. Biliyorsunuz toplumların gelişmişlik düzeyi hayvanlara yapılan muameleyle de ölçülüyor. AB ülkeleri 1996 yılında yayınladıkları bir direktifle hayvanları mal statüsünden çıkartıp hissedebilir varlıklar olarak kabul ettiler. Aralarında ne yazık ki Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkede hayvanlar ilkel varlık ya da mal muamelesi görüyor. Eskişehir’de bir kediyi vahşice katlettikten sonra sosyal paylaşım sitesinde yayınlayan kişiye mahkeme tarafından 300 TL ceza verilmesini anımsıyor musunuz? Birçok ilde hayvanseverler ve hayvan hakları savunucuları ayağa kalkmış ülke çapında eylemler yapılmıştı. Bu yüzden bu sayımızda bu ülkenin en sahipsiz canlılarını, sokak hayvanlarını ele aldık. Türkiye’de toplumun bir kesimi hayvanları yaşamın bir parçası olarak değerlendirirken başka bir kesimi onları yok edilmesi gereken varlıklar olarak görüyor. Toplumuzdaki bu farklı bakış açısının acısını en fazla sokak hayvanları çekiyor.. Sürdürülebilir bir yaşamın, sürdürülebilir bir toplum inşa etmenin içinde değerlendiriyoruz biz hayvan haklarına sahip çıkmayı. Hayvanlara karşı acımasız davrananlar kişilerin toplum içinde şiddete daha eğilimli oldukları bilinen bir gerçek. Bu yüzden bu konuyu sürekli gündemde tutmak son derece önemli. *** Dağıtım kanallarında yaşadığımız sorunlardan ötürü Sürdürülebilir Yaşam Dergimiz’i her ayın son pazar günü yayınlamaya karar verdik. alıyoruz Türkiye’ye. Böyle olunca hangi sayıyı nasıl Tasarıdaki bir diğer madde de petshoplarla söyleyeceğiz?” Bunun için de çözüm var aslında birlikte, yunus parklarının kapatılması, kara ve su tasarıda. Mikro çipleme ile kimliklendirme. Böylece sirklerine son verilmesi üzerine. Hayvan satışının yaşı, adı, soyadı, cinsi her türlü bilgi yer alacak. yasaklanması önemli bir madde. Çünkü bu işten Sayıları bilinecek, yurtdışından kaçak yollarla oldukça fazla kişi para kazanıyor. Üretiminden, getirilen hayvanlar tespit edilebilecek. Hatta yurda sokulmasına ve satılmasına dek, buradan sahibinin bilgisi dahi olacak ve sokağa bırakılan nemalanan güçlü bir kesim var. Şenpolat’a hayvanların sahipleri cezalandırılabilecek. Sokağa, konunun temelini anlamak adına soruyoruz: ormana hayvan bırakılamayacak. Kadıköy “Türkiye’de kaç sahipsiz hayvan var?” Yanıt Belediyesi, terk edeni bularak ceza kesiyor. ise, “Bilemiyoruz çünkü bir envanter Ama artık bu yasayla hem yaygınlaşacak tutulamıyor.” Gelin mevcut döngüyü hem de cezalar artacak. Şenpolat’tan dinleyelim: “Yurtdışından Türkiye’de Barınaklar için bakım evi sürekli Türkiye’ye kaçak hayvan girişi kaç sahipsiz hayvan denmesinin daha doğru olduğunu var. Romanya, Moldovya ve Rusya belirtiyor son olarak Şenpolat, ile Azerbaycan’dan geliyor bu olduğu bilinmiyor. “Bakım evlerinde yaşlı, hasta ya da hayvanlar. Çünkü orada üretmek Çünkü kaçak cins hayvan sakat hayvanlar bakıma alınacak. daha ucuz. Oradan buraya gelen, girişi devam ediyor. Altı Sağlıklı hayvanlarsa rehabilite ekonomik düzeyi düşük bazı çift hayvan getirdiğinizde, edildikten ve aşılandıktan sonra kesimler, ellerinde torbalarla tekrar olması gereken yere, sokağa hayvanları buraya getiriyor. çiftleşmeye devam ederse bırakılacak. Kısırlat, Aşılat, Yaşat Yakalanabilenler yakalanıyor, bu rakam 6 yılda 60 anlayışı bu yüzden önemli.” Yasa sınırı geçen geçiyor. Torba içinde bin hayvana denk tasarısının yanı sıra çok önemli hayvanların büyük çoğunluğu telef farkındalık çalışmaları da yürütülüyor. oluyor ancak kalanlar kâr etmelerine düşüyor. “Onlar için bir kap su, bir kap mama”, yetiyor. Biz Türkiye’ye cins hayvan ithal “Sokağa terk etmeyin”, “Bakımevlerinden ediyoruz” diyor Şenpolat. sahiplenin”, “Onlar için frene basın”, “Hayatımı Yurda kaçak yollarla sokak kaç paraya satın alıyorsun?”, “Kürk cinayettir” hayvanı ithal ediyoruz! gibi kampanyalar sürüyor. Bu konuda STK’ler Bu kadar mı? Elbette değil. Acı tablonun ve hayvan hakları dernekleri ile HAYTAP’ın ve bütününe bakmak gerek. Bu cins hayvanlar, gönüllü hayvanseverlerin mücadelesi çok önemli. petshoplarda satılıyor. Birileri satın alıyor. Okullara gidiliyor, medyaya konunun önemi Bakamadılar mı? Bırakıyorlar sokağa. Sokakta yansıtılıyor, afişler basılıyor, belediyelerle çalışmalar yaşam savaşı başlıyor, başka cins hayvanlarla sürüyor. Yaşam hakkına saygı duyanlar, bu konuda çiftleşiyorlar. Daha da artıyorlar, çoğalıyorlar, mücadelesini sürdürüyor. Siz de bu mücadelenin yaşam savaşı zorlukla sürüyor. Türkiye’deki bir parçası olup, elinizden geleni paylaşmayı hayvan popülasyonu da artıyor. Şenpolat, bir düşünün. Bir can bir candır. Ufak da görünse araştırmaya dikkat çekiyor: “Türkiye’ye altı çift yardım yardımdır. Yasa değişikliği ve elbirliğiyle hayvan getirdiğinizde, 6 yılda 60 bin hayvana sokaklarda yaşanan bu dramı sonlandırmak ulaşıyor. Biz aslında yurtdışından sokak hayvanı mümkün... u [email protected] İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Müdür: Ayşe Yıldırım Başlangıç Yayın Yönetmeni: Özlem Yüzak Görsel Yönetmen: Tutku Talınlı Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Tel: 0 212 251 98 7475 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle