27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 30 Temmuz 2013 Salı Kentlerdeki yaşam alanları, parklar, ormanlık araziler alelacele gece yarısı çıkartılan yasalarla teker teker betonlaşarak yeni rant kapıları açılıyor Geleceğimiz ‘talan yasaları’ ile yok ediliyor Ç ED uygulamalarının kadük bırakıldığı, çevre ve imar hukuksuzluklarına karşı mücadele veren TMMOB ve bağlı Odalarının hukuk dışı bir şekilde devreden çıkarıldığı bir dönemin içindeyiz. Hem peşpeşe çıkarılan talan yasaları ile yapılaşmanın önü açılıyor hem de doğru planlama için çalışanların, hukuksuzluğa karşı mücadele edenlerin önü kesiliyor. Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı Gezi Parkı ile başlayan süreçte tepkiler nedeniyle geçici olarak uykuya yatırıldı ama bu arada haziran ayı içinde bir gece sessizce Mecliste onaylanıverdi ormanları ve denizleri sermayenin talanına açan Yeni Petrol Kanunu... Keza ocak ayında Yenilenebilir Enerji Kanunu ile koruma altındaki alanlar “enerji” bahanesiyle şirketlere açıldı. Orman Kanununda Değişiklik Taslağı, İmar Kanunu, Kıyı Kanunu taslaklarıyla tüm doğal çevreyi kontrolsüz bir biçimde yapılaşmaya açarak yok olmasına neden olacak düzenlemeler kaygı verici boyutlarda. Bizler Gezi’nin 200 ağacını kestirmemek için uğraşırken 3. Köprü projesi kapsamında bir gecede yok edildi 250 bin ağaç. İstanbul’un orman ve su havzalarının ağırlıkta olduğu Kuzeyine yüklenen 3. Havalimanı, 3. Köprü, Kanalİstanbul ve Yenişehir Projeleri sadece ekonomik değil ekolojik geleceği de tehdit ediyor. Sorun ne üç beş ağaç, ne bir avuç yeşil alan... Sorun ekonomik ve ekolojik geleceğimiz... Sorun hukuksuzluk, sorun rant...Sorun AKP iktidarının ekonomiyi canlı tutabilmek için icat ettiği çılgın projelerle, açtığı ihalelerle ülkeyi talan etmesi... o ÖZLEM YÜZAK çiftlikte meydana gelen kayıp 22 bin 240 hektara ulaştı. Sayıştay, parsel parsel dağıtılan arazilerin bir bölümünün geri alınmasını istedi. Rumeli Hisarüstü: ‘riskli alandan’ yağmaya Cendere Vadisi: Önce yeşil alan sonra kentsel dönüşüm Cendere Vadisi, İstanbul’un adeta soluk borusu gibi. Kentin hava dolaşımını sağlaylan önemli bir koridor sayılıyor. Vadi aynı zamanda bir dere yatağı ve taşkın riski olan bir bölge. 2006’da hazırlanan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’yla bölgedeki sanayi tesislerin kent dışına taşınması kararlaştırıldı ve vadi “yeşil alan” olarak ilan edildi. Planda 2009’da itirazlar üzerine yapılan değişiklik ile bölge bu kez “yeşil alan” ve“eğitim teknoloji” alanı olarak belirlendi. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, 14 Ocak 2011’de bütün itirazlara karşın, çevre düzen planına aykırı olarak, usulsüz bir biçimde, 1/1000’lik planla bölgeyi “kentsel dönüşüm alanı” ilan etti. Usulsüz değişiklik İBB Meclisi’nde AKP’lilerin oylarıyla kabul edilirken, bölgede 70 kata kadar gökdelenler, lüks konutlar, alışveriş merkezlerinin kurulmasının önü açıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nin de bulunduğu Rumeli Hisarı Mahallesi, Bakanlar Kurulu’nun 8 Temmuz 2013 tarihli kararıyla “riskli alan” olarak kabul edildi. Kararın 25 Temmuz da Resmi Gazete’de ilan edilmesiyle birlikte mahalle resmen yağmaya açılmış oldu. Rumeli Hisarı Mahallesi’ndeki tüm yapıların eğer varsa tapularına şerh konacak ve mal sahiplerinin herhangi bir işlem yapması engellenecek ve bu yapılar için yıkım kararı çıkartılacak. Yıkım işlemi, hak sahipleri ile yapılan anlaşmalar sonrasında başlayacak. Eğer hak sahibi, anlaşmaya yanaşmazsa evlerini yıkmaları için 60 gün ve ek süre verilecek. Süre bitiminde hâlâ yıkım işlemi gerçekleşmediyse, ilgili yapılar devlet tarafından yıkılacak. Mahallenin “riskli alan” edilmesinden dolayı, yapı risksiz bir bina olsa bile uygulama bütünlüğü gerekçesiyle yıkımına karar verilebilecek. Ayrıca halihazırdaki imar ve yapılaşma işlemleri de durdurulabilecek ve eğer gerekli görülürse mahalle tamamen başka bir alana taşınacak. Hisarüstü’ndeki kentsel dönüşüm yağması uzun bir süredir bekleniyordu. 3. Köprü projesi Atatürk Orman Çiftliği Ankara’da cumhuriyetin ilk yıllarında bir kent çiftliği olarak kurulmuş olan ve 52 bin dekarlık dekarlık bir alan kaplayan Atatürk Orman Çiftliği’nin yıllar içerisinde nasıl “yağmalandığı” Sayıştay raporunda kalem kalem sıralanmıştı. Rapora göre Tekel’den Milli Savunma Bakanlığı’na; Tarım Bakanlığı’ndan Ankara Belediyesi’ne; kooperatiflerden üniversitelere ve yöredeki çiftçilere kadar onlarca kurum araziden yararlandı. 2011 sonu itibarıyla Hakkında açılmış onlarca itiraz ve yürütmeyi durdurma davası varken ihalesi yapılan ve temeli atılan 3. Köprü projesi, hukuk dışı biçimde yürütülüyor ve tüm İstanbul’un yaşam kaynaklarından biri olan kuzey ormanlarına ve su havzalarına yönelik bir katliam gerçekleştiriliyor. Köprü ayaklarında ve güzergâhında daha şimdiden yüzbinlerce ağaç kesildi ve kesilmeye devam ediyor. TMMO’nun tüm itirazlarına, önerilerine rağmen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’ndan muaf tutulan projede köprünün, belirlenen yerin dışında yanlış bir noktada yapıldığı ortaya çıktı. Ve 245 bin ağaç boşyere kesilmiş oldu. Şimdi merakla beklenen soru kesilen ağaçların bulunduğu arazinin 2B kapsamına sokulup imara açılıp açılmayacağı..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle