24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 26 Kasım 2013 Salı Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Konseyi’nin Türkiye’den sadece iki üyesi var. Eczacıbaşı Topluluğu ve Borusan Holding. Bu kez onlar anlattı “Mış gibi yapmakla’’ olmuyor o ÖZLEM YÜZAK “S ürdürülebilir bir dünya, gelecek nesillere yaşanabilir bir gezegen bırakmak gibi söylemler kulağa hoş gelse de işin gerçeği günümüzde bu konudaki en büyük tehdit olan küresel ısınma sorunu konusunda pek de fazla yol alınamadığı...” Bu sözleri sahibi Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WCBSD) Başkanı Peter Bakker’i içim acıyarak dinliyorum. Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WCBSD) İstanbul’daki toplantısı nedeniyle bir aradayız. Konseyin yeni başkanı Peter Bakker, Eczacıbaşı Topluluğu’nun CEO’su Erdal Karamercan ve Borusan Holding’in CEO’su Agah Uğur ile sohbet ediyoruz. Dünyada 200 küresel şirketin üye olduğu konseyin bu kez İstanbul’da düzenlenen yıllık toplantısına 70 CEO katıldı. 20 yıl önce kurulan konseyin ana hedefi sürdürülebilir kalkınmayı özel sektörün gündemine sokmak. Üye olmanın koşulu bu konuda taahhütlerde bulunmak ve onları yerine getirmekten geçiyor. Ne yazık ki Türkiye’den sadece 2 üyesi var: Eczacıbaşı Topluluğu ve Borusan Holding. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin yayınladığı son rapor çarpıcı: 110 ülke hükümeti, ”20‘inci yüzyılın ortasından beri artan ısınmanın insanoğlunun faaliyetlerinden kaynaklanması olasılığı, son derece yüksektir” sonucuna varmış. Rapor’a göre atmosferde biriken sera gazlarının etkisi, sandığımızdan çok daha hızlı ve yoğun bir şekilde hissediliyor. Bu bulgular, iklim değişikliği sorununa karşı bir an önce harekete geçmemiz gerektiğini hatırlatan bir alarm niteliğinde. Bakker’in “Himalaya’da belki 15 yıl sonra içilecek su olmayacak. Dünyamızın sorunlarına çözüm bulmak için hepimizin değişmesi lazım” sözleri de bu anlamda son derece önemli. İş dünyasının bu gerçeği kavraması ve iş yapış biçimini kökten bu doğrultuda yeniden şekillendirmesi gerek. Ve bu aslında o şirketin orta ve uzun vadede hem verimliliğini hem karlılığını arttıran önemli bir unsur. Burada en kritik nokta ise “orta ve uzun vade” hususu. Zira günü kurtarma kaygısı ve sınırlı bir vizyon sahipliği özel sektörü sürdürülebilirlik konusunda adım atmasının önündeki en güçlü engeller. Bunu aşmayı başaranların ise istemenin dışında son derece kararlı olmaları ve önlerine hedefler koymaları gerekiyor. Erdal Karamercan’ın “evet ben bir yöneticiyim ama öncelikle bir babayım. Çocuklarımızı çok güzel okutuyoruz, evleri, paraları, iyi bir hayatları olsun istiyoruz ama biz onlara nasıl bir dünya bıraktığımızı niye düşünmüyoruz? Evi alacak da o evde yaşayacak ömrü olacak mı? Veriler büyük bir felaketin hızla yaklaştığını gösteriyor. Bir baba olarak bir şey yapmak zorundaydım. CEO olarak ise bütün hissedarlara da bu işten karlı çıkacağımızı göstermem gerekiyordu” sözlerini Agah Uğur’un “mış gibi yapmak” yetmiyor cümlesi izliyor. Hem Eczacıbaşı Topluluğu hem de Borusan Holding gerçekten de sürdürülebilirlik konusunda örnek çalışmalar yapan kuruluşlar. Eczacıbaşı grubu öyle içselleştirmiş ki konuyu Sürdürülebilir Kalkınma Çalışma Grubu oluşturmuş. Başında Okşan Atilla Sanör. Verimlilik ve çevre konusunda çalışıyorlar. Sürdürülebirlilik Raporları her yıl hazırlanıyor ve bağımsız bir kuruluşa denetlettiriliyor. Karamercan hedefler saptıyoruz diye anlatıyor. “3 yılda Karbon dioksit salınımını yüzde 8.8 azalttık. keşke yüzde 1012 ‘lere çıkabilseydik ama bu bir süreç, adım adım ilerliyoruz” diyor. Kolay değil aslında iş. Bir yandan sanayi olarak büyüyeceksin öte yandan CO2 düşürme için çalışacaksın. Borusan Grubu’nda da karbon emisyonu yüzde 6, su tüketimi yüzde 2, elektrik tüketimi de yüzde 4 azalmış. CEO Agah Uğur, “Hedefimiz kirletmemek. Daha az su, elektrik, enerji harcamak için şirketimizi zorluyoruz” diyor ve ekliyor “eğer ölçmezseniz ilerleyemezsiniz” Kadın istihdamı konusunda ise her iki kuruluş özel bir hassasiyete sahip. Önlerine yine hedef koyarak ilerliyorlar. Agah Uğur Borusan’da kadın çalışanların oranı yüzde 29 ve bu oran artsın diye grupda 4 ay önce esnek çalışmaya geçmiş. 2011’de fırsat eşitliği programına başlayan Eczacıbaşı Holding, kadınların iş hayatında yer alması için pozitif ayrımcılık uyguluyor. Bu sayede beyaz yakalı kadınların sayısı son bir yılda yüzde 35 artmış. 2013’te Erdal Karamercan gruptaki kadın oranı da yüzde 42’ye ulaşmış. Karamercan “Amacımız yüzde 50’ye ulaşmak. Özellikle kadınların işlerini kolaylaştırmak için esnek çalışma sistemine geçtik. Türkiye’nin tek sorunu ne cari açık ne başkası, Türkiye’nin sorunu kadın sorunu. Kadın istihdamı yüzde 5 artsın, yoksulluk yüzde 15 azalır. Goldman Sachs’ın araştırmasına göre kadınların işgücüne katılım oranı erkeklerle eşit olsaydı ABD’nin gayri safi milli hasılası yüzde 9 artacaktı” diyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle