Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 Temmuz 2012 Salı 11 8000 yıllık tarım 50 yılda bitecek mi Araştırmalar toprağın ve suyun hor kullanılması sonucunda Konya Kapalı Havzası'nda 50 yıl sonra tarım yapılamayacağını ortaya koyuyor. Ancak TEMA Vakfı’nın, bölge halkı ve yerel yönetimlerin ortak yürüttükleri CROPMAL projesi Konya Kapalı Havzası'nda yaşamın sürdürülebilir şekilde devamlılığının sağlanmasını amaçlıyor. ? ÖZGE KESKİN ürkiye’nin üçte ikiye yakın bölümü kurak ve yarı kurak alanlardan oluşuyor. TEMA Vakfı verilerine göre topraklarımızın dörtte üçü şiddetli ve çok şiddetli erozyon tehdidi altında. Tarım alanlarımızın yüzde 59’unda, meralarımızın yüzde 64’ünde ve orman varlığımızın yüzde 54’ünde erozyon yaşanıyor. Türkiye’de son 50 yılda 4 milyon hektar alan erozyon ve çölleşmeden kurtarıldı ancak bu hızla devam edilirse, erozyon ve çölleşme tehdidi altındaki toplam 57.6 milyon hektar arazi varlığımızı kurtarmak için yaklaşık 700 yıla ihtiyaç var. Durum ne kadar iç açıcı artık siz karar verin! BM Çölleşme ile Savaşım Sözleşmesi’nde, çölleşme, “iklimsel değişimleri ve insan etkinliklerini de içeren, fiziksel, biyolojik, siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik etmenler arasındaki karmaşık etkileşimlerin, kurak, yarıkurak ve kuruyarınemli alanlarda oluşturduğu arazi degradasyonu” olarak tanımlanıyor. Modeli’nin uygulanması halinde, Konya Havzası’nda yaşamın sürdürülebilir şekilde devamlılığın sağlanması mümkün. Nasıl mı? L ? T Arazi Kullanım Modeli Konya Karapınar ve Ereğli ile Karaman’da ekonomi %80 oranında doğrudan tarıma dayalı. Peki bu ne demek? Bu, bölgede toprak, su gibi doğal varlıkların tahrip olması, bölge halkını doğrudan etkileyecek bir durum demek. Büyük bir tarımsal potansiyele sahip havzada tarım yapılamaz hale gelince bölgenin ve ülkenin gıda güvenliği de zarar görecek. Bu da hem bölge halkı hem de Türkiye için ciddi bir sıkıntı demek. Konya Havzası’nda kuru tarımdan sulu tarıma geçilmesiyle birlikte tarımsal faaliyetler için kendini yenilemesine fırsat vermeyecek ölçüde su tüketilir hale gelmiş. Bölgenin bitki desenine uygun olmayan ve su tüketimi yüksek mısır, ayçiçeği, şeker pancarı ve yoncanın üretimi desteklenmiş. Yani kuraklık ve yanlış arazi yönetiminin, arazi ve su kullanımı ile toprak ve egemen iklim arasındaki uyumsuzluğun birleşiminin bir sonucu olduğu düşünülürse bu durum bölgenin intihar etmesi anlamına geliyor da diyebiliriz. Bu ve birçok diğer etkenin sonucunda da ne yazık ki bugün ki noktaya gelinmiş. İşte burada CROPMAL Projesi'nin ortaya koyduğu Arazi Kullanım Modeli devreye giriyor. 3 yıl boyunca yapılan araştırmalar sonucunda elde edilerek Konya Karapınar Mikro Havzası’na odaklanan Arazi Kullanım Modeli’ne göre önlemler alınırsa bölgede ki çölleşmenin önüne geçilebileceği belirtiliyor. Arazi Kullanım Modeli’ne göre yapılması gerekenler ise şöyle: ? Sulu tarım yerine kuru tarıma yoğunlaşılmalı, ? Su tüketimi yüksek ürünler yerine kuraklığa dayanıklı ürünler seçilmeli, ? Aşırı su tüketiminden vazgeçilmeli, etkin ve sürdürülebilir sulama teknikleri benimsenmeli ve yaygınlaştırılmalı, ? Tarımda gübre ve kimyasal kullanımı azaltılmalı, biyoçeşitliliği korumak için mikro havzada biyorezerv alanları oluşturulmalı, ? Mera alanlarının sürdürülebilir yönetimi sağlanmalı ve alandaki mevcut geven türleri korunmalı. Çözüm var! TEMA Vakfı durumun ciddiyetinin farkında olan ve bu konuda aktif şekilde çalışan kuruluşların başında geliyor. Bu bilinçle de TEMA Mitsui Çevre Fonu desteği ve Çukurova Üniversitesi işbirliği ile 20092012 yılları arasında, Karapınar, Karaman ve Ereğli’de; geleneksel arazi kullanımı yöntemlerinin geliştirilmesiyle çölleşmeyi önlemeye ve azaltmaya yönelik bir çalışma olan; Marjinal Kurak Alanların Korunması için Rasyonel Fırsatların ProjesiCROPMAL projesini gerçekleştirdi. TEMA Vakfı tarafından Karapınar’da 20062008 yıllarında yürütülen IDESIRE Projesi'nin devamı niteliğindeki, Marjinal Kurak Alanların Korunması için Rasyonel Fırsatların ProjesiCROPMAL projesinin sonuçlarına göre ; toprağın ve suyun hor kullanılması sonucunda Konya Kapalı Havzası’nda 50 yıl sonra tarım yapılamayacak. Evet yanlış okumadınız! Araştırmalar, Konya Ovası’nda yer alan, geçmişi 8000 yıl öncesine uzanan Çatalhöyük Neolitik kentinde tarım ve hayvancılık yapıldığını ortaya koyarken, CROPMAL projesi de 50 yıl sonra binlerce yıldır tarım yapılabilen alanların yok olacağını gösteriyor. Ancak TEMA Marjinal Kurak Alanların Korunması için Rasyonel Fırsatların ProjesiCROPMAL projesi ile bu soruna çözüm yaratarak; toprağa, suya özetle bölge insanının yaşamına sahip çıkıyor. Proje sonucunda ortaya çıkan Arazi Kullanım Bölge insanı için alternatifler Öte yandan TEMA’nın CROPMAL Projesi bölge insanına alternatif geçim kaynakları yaratmaya çalışarak doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı azaltmayı da amaçlıyor. Bölgedeki hayvancılık potansiyelinin yün üretimi için de büyük bir potansiyel oluşturduğu tespiti yapılarak unutulmaya yüz tutmuş geleneksel halı dokuma gibi el sanatlarını canlandırarak bölgedeki kadınlara alternatif geçim kaynakları oluşturulması hedefleniyor. Karapınar Kaymakamlığı ve Halk Eğitim Merkezi’nin desteğiyle bir halı dokuma ve çini atölyesi açılmış bile. Karapınar’da 50 yıldır erozyon ile mücadele ediliyor ç Anadolu'nun en kurak bölgesi KonyaKarapınar'da 1960'lı İ yıllarda aşırı otlatma, yoğun tarımsal faaliyetler ve rüzgar erozyonu yüzünden sosyal ve ekonomik yaşam durma noktasına gelmiş, Tarım Bakanlığı'nın ve yöre halkının destekleri ile başarılı çalışmalar yürütülmüş ve bölge mutlak koruma alanı olarak erozyon ile mücadelede dünyadaki çölleşme mücadelelerine veri sağlıyor. Konya kapalı havzasının özellikle Karapınar ilçesini içine alan bölge, Türkiye'nin rüzgar erozyon alanlarının %21'ini kapsıyor ve tarım alanlarının koruyucu kuşak ağaçlandırmalarla rüzgâr erozyonu tehdidine karşı korunmasında önemli bir tecrübeye sahip.