02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 29 Mayıs 2012 Salı Yeşil bina inşa etmek o kadar da zor değil ? BURCU AKKAYA ünya hızla kirlenirken Türkiye de yavaş yavaş yeşil binalara önem vermeye başladı. Doğayla uyumlu yapılar; yapının arazi seçiminden inşaatta kullanılan malzemelere ve sonrasında binanın enerji tüketimine kadar titiz bir planlamayı gerektiriyor. Dünyada bu tür binalara uluslararası sertifika veren başlıca iki sistem var. Biri; 1990’da İngiltere’de ortaya çıkan BREEAM (Uluslararası Çevre Dostu Bina Değerlendirme Sistemi) diğeri de ABD menşeili LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sertifikası. Adana'da Toyota Onatça Plaza, Türkiye’deki otomotiv firmaları içinde BREEAM sertifikasına sahip ilk yeşil bina.Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça yıllar önce katıldığı konferansta hızla önlem alınmazsa yakın gelecekte insanların bir şişe su için kapkaça maruz kalacağını söyleyen bir profesörün sözlerinden çok etkilenmiş. Önce evinde ailesiyle birlikte, daha sonra da iş yaşamında, harekete geçmiş. Ve zamanla Süleyman Onatça yaşam tarzı olmuş. Peki neler yapmış Onatça? Aslında yaptıkları o kadar da zor değil: Öncelikle plazanın inşaatı sırasında kullanılan malzeme atıklarının yüzde 75’i geri dönüştürülmüş. İnşaatta kullanılan malzemenin yüzde 25’i geri dönüşümlü malzemelerden kullanılmış. CO2 salımının azaltılması için, malzemenin yüzde 75’i yerel ve en yakın firmalardan tedarik edilmiş. Bu,yakında boya fabrikası varken malzemeyi daha pahalı bile olsa oradan almak demek. Ama bu harcamalar toplamda D büyük bir mali kayba neden olmuyor aksine uzun vadede daha çok tasarruf sağlıyor yeşil bina sahibine. Kullanılan; inceltici, macun gibi kimyasal içerikli malzemeler, en düşük VOC (Uçucu Organik Bileşikler) değerleri olanlardan seçilmiş. Sertifika verecek kurumdan gelen denetçiler, her Adana'daki BREEAM sertifikalı Toyota Onatça Plaza'nın inşa edilişi aslında insanların “ben çevre konusunda duyarlıyım” demesinden öte harekete geçmelerinin önemini gözler önüne seriyor... demeyin binada pisuarlar bile susuz, musluklar sensörlü, sifonlar 2 kademeli... bisikletle geliyor Çalışanların yüzde 10'u işe aşamanın başında bulunmuş, gözlemlemiş süreci. Kendi elektriğini kendisi üretiyor Binanın önemli özelliklerinden biri çatıdaki güneş panelleri sayesinde kendi elektriğini üretmesi. Binanın yıllık toplam elektrik tüketiminin yüzde 23'ü bu yolla sağlanıyor. Ayrıca çatıdaki solar su ısıtma sistemi 5 bin kWh’lık enerji üreterek yazın binanın sıcak su ihtiyacını karşılıyor. Yağmur kollektörü yağmur suyunu kanallarla toplayıp 200 tonluk bir tankta depoluyor. Daha sonra bu su; damlama metodu ile ağaç sulamada kullanılıyor. Binanın etrafında 1900 adet ağaç ve bitki dikili. Binanın deposunda bile güneş ışığından maksimum faydayı sağlatan pencereler var. T5 tipi floresan lambalar ve LED aydınlatma sayesinde elektrik sarfiyatı da azaltılmış. Nasıl oluyor Bu sertifikaları almak kolay değil. "Çalışanların %10'u işe bisikletle gelir." diyor sertifika. Onatça da çalışanlarına bisiklet hediye etmiş ve binanın bahçesinde Bisiklet Parkı yapılmış. Binanın içinde 560 m2 sanat galerisi var. 40 bin m2 alan üzerine kurulu olan plaza, çevreye en az zarar verecek şekilde yapılandırılmış. Enerji verimliliği esasıyla tasarlanan binanın izolasyonu standartların üzerinde tutulmuş dış kaplama ve çatıda açık renk malzeme kullanılarak ısı adası etkisi azaltılmış.Gün ışığından daha fazla yararlanarak aydınlatmaya harcanan enerjiyi azaltmayı hedefleyen tasarım, aynı zamanda iç mekanda çalışanların motivasyonlarını da olumlu yönde etkiliyor. Umarız 2000’de inşa edilen bina tüm yeni binalara örnek olur. Unutmayalım ki, Türkiye’de yeşil binaları yaygınlaştırmak ve inşaat sektörünün sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda dönüşümüne öncülük etmek için çalışan Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği sadece 2007 yılından beri hizmet veriyor. Bosch Ev Aletleri'nden miniklere Yeşil Kutu osch Ev Aletleri doğa dostu teknolojilerle, enerji kaynaklarının akıllı kullanımı ve doğal kaynakların korunmasına özen gösteriren bir marka. Bunun yanı sıra toplumda sürdürülebilir bir gelişim ve bilinç düzeyi artışı yaratılmasına katkıda bulunmak amacıyla çeşitli kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri de yürütüyor. Markanın bu bağlamda desteklediği en önemli sosyal sorumluluk projelerinden biri “Yeşil Kutu”. “Yeşil Kutu”, öğrencilerin çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınma konularında bilgilerini ve farkındalıklarını artırmalarına yardımcı olacak çok yönlü bir eğitim seti. Proje kapsamında Yeşil Kutu’yu B nasıl kullanacakları konusunda eğitilen öğretmenler daha sonra 1014 yaş grubundaki ilköğretim öğrencilerine ulaşarak eğitim veriyor. Marka, bu proje dahilinde, 2011 yıl sonu itibari ile Türkiye çapında toplam 11 bin öğretmen ve 1 milyonu aşkın öğrenciye ulaşmış durumda. Çevre Çocuk Tiyatrosu Bosch’un desteği ile hayata geçirilen bir diğer proje ise Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu. 2008 yılından beri, çocuklara çevre bilinci, doğa sevgisi aşılamak amacıyla İstanbul’da ücretsiz olarak çocuk oyunu temsilleri gerçekleştiren tiyatro, geçtiğimiz Eylül ayı itibari ile Anadolu turnesine çıktı. Haziran sonuna kadar devam edecek turne çerçevesinde, bir çok il ziyaret ediliyor. Yalvaç Ural’ın kaleme aldığı “La Fonten Orman Mahkemesi’nde” adlı oyun ile minik tiyatroseverlere hem sanat hem de doğa sevgisi aşılanıyor. Bunun yanında yine Bosch’un sürdürülebilirlik yaklaşımı ile yürüttüğü diğer proje Bosch Çevre Kulübü isimli web sitesi. Bu sitede, 47 yaş arasına hitap eden Minikler ve 813 yaş arasına hitap eden Yıldızlar adlı iki kategori altında, çevre, sürdürülebilirlik konuları altında eğitici bilgiler sunuluyor. İçerikler pedagoglardan oluşan bir danışma kurulu tarafından düzenli olarak denetleniyor. www.boschcevrekulubu.com/
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle