Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 30 Nisan 2011 Cumartesi Çözüm nükleerde değil temiz enerjide! Yıl 1983... Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Direktör Vekili B. Semenov: “RBMK reaktörleri. 1000’den fazla ana devre kullanılarak tasarlanmış olması reaktör güvenliğini arttırıyorciddi bir soğutucu kaybı neredeyse imkansız. Yıl 1986... Çernobil faciası... 24 Aralık 2010... Japonya Enerji Bakanı Ohata: “Yerinde görün. Santralımızın deprem dahil ne kadar güvenilir olduğunu hassas Türk kamuoyuna iletin” 24 Mart 2011... Fukushima faciası.. Bölgede 40 kilometrelik alan içinde yaşayan insanlar bir saat içinde bir yıl içinde alacakları radyasyonu alıyor ve her bir saat içinde kanser olasılıkları yüzde 5 artıyor. Bir yılda kanser olma riski yüzde 20 artıyor. 130 milyar dolarlık bir maliyetten bahsediliyor. 200 bin kişinin kanserden etkileneceğini hesaplayan modeller var.Önümüzdeki dönemde bölgedeki felaketten en fazla etkilenecek kesim ise çiftçiler ve Dr. Uygar Özesmi balıkçılar. Şimdiden çiftçilerin ihtihar vakaları artmaya başladı. Yukarıdaki tarihler ve yaşananlar ile ilgili yorumu sizlere bırakıp devam edelim 4 Nisan 2011... Akkuyu’da nükleer santralı kuracak Rus şirketin direktörü Sergey Boyarkin:“Dünyanın en güvenilir 3. nesil santralini kuracağız” Enerji Bakanı Taner Yıldız: ‘2023 yılında üç temel blok ve 12 reaktörün devreye alındığı bir Türkiye göreceğiz’ Fukuşima’da yaşanan nükleer krizin ardından, tüm dünya nükleer enerjiyi sorgularken, Türkiye hala ısrar ediyor. Oysa nükleersiz bir Türkiye mümkün! Peki ama nasıl? Türkiye’nin enerji ihtiyacını çözecek alternatifler neler? Akkuyu’da bir nükleer santral yapılırsa Türkiye’yi ne tür riskler bekliyor? Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Nükleer Fizikçi Dr. Cem Özen ve Greenpeace Akdeniz Kampanyalar Yöneticisi Hilal Atıcı ile sohbet ediyoruz. n Uygar Özesmi yaşananları “nükleer rönesans aldatmacısı” olarak tanımlıyor. “Türkiye’de nükleer santral yapma süreci enerji güvenliği ile birlikte yürüyor. Nükleer reaktör elektrik ihtiyacını tek unsuru olarak lanse ediliyor” diyen Özesmi’ye göre hükümet nükleer enerji konusunda pervasızca, akılsız ve hayli kibirli davranıyor. Özesmi “Akkuyu santral ihalesi iptal edilmeli ve yapılacak olan nükleer santral planı hemen durdurularak yeni bir enerji modeli oluşturulmalı. Hem hızlı hem de güvenli olan ve daha çok istihdam yaratan rüzgâr ve güneş enerjisine neden yönelmiyoruz?”diyor. Greenpeace ve Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği (EREC) Türkiye’de önümüzdeki 40 yıl içinde sürdürülebilir enerji sisteminin geleceği üzerine ‘Enerji (D)evrimi’ adlı bir yol haritası hazırlamış. Rapor Türkiye’de enerji verimliliğinden yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyet unsurunu da gözeterek nasıl yıl ve yıl arttırılabileceğine ilişkin kapsamlı bir çalışma. Dünyanın en önemli nükleer araştırma merkezlerinde çalışan nükleer fizikçi Dr. Cem Özen ise nükleer’in bir başka boyutun adikkat çekiyor. Özen “Akkuyu Santralı yapılsa bile bu, Türkiye’nin nükleer santralı olmayacak, Rusya’nın nükleer santralı ülkemizde çalışacak. O zaman insanın aklına ister istemez ‘Bu iş neden Rusya’da yapılmıyor? Biz elektriği onlardan satın alalım’ sorusu geliyor. Çünkü santralı kontrol ve takip edecek teknolojik ve bilimsel altyapıya sahip değiliz. Sadece bekçiliğini yapacağız” diyor. Ve ekliyor: “Türkiye’de nükleer fizik ne yazık ki bireysel düzeyde. Hâlâ araştırma merkezlerimiz yok. Yunanistan, Bulgaristan gibi komşu ülkeler dahil dünyanın birçok ülkesinde nükleer santralı olsun olmasın araştırma merkezleri var”. WWW Enerji Raporu: 2050 yılına kadar %100 temiz enerjiye geçiş mümkün WWF tarafından yayınlanan Enerji Raporu’nda da nükleer enerji “etik olmayan ve pahalı” bir seçenek olarak ele alınıyor. 2050 yılına kadar %100 temiz enerjiye geçişin mümkün olduğunun belirtildiği raporda, nükleer atıkların 10 bin yıl boyunca tehlikeli olduğunun altı çizilerek şu vurgu yapılıyor: “Düşük karbon emisyonları nedeniyle enerji krizinin çözümünde bir seçenek olarak gösterilen nükleer enerjinin, yalnızca atık sorunu düşünüldüğünde bile girilmemesi gereken bir yol olduğu açıktır. Japonya felaketi, diğer ülkeler gibi Türkiye’nin de nükleer enerji politikasını yeniden masaya yatırmasını gerektirmektedir. Milyarlarca doları nükleer tesislere yatırmadan önce, bu paraların sürdürülebilir enerji teknolojilerine tahsis edilmesi gibi bir seçeneği de dikkate almamız gerekmektedir.WWFTürkiye Genel Müdürü Tolga Baştak da “Enerji talebinin karşılanması ve iklim değişikliğiyle mücadelede belirli çevrelerce bir seçenek gibi sunulan nükleer enerji, 21. yüzyılın temiz enerji paketinin bir parçası olmamalıdır. Çözüm nükleerde değil, güneş, rüzgâr ve jeotermal gibi temiz enerji kaynakları ve enerji verimliliğin hayata geçirilmesindedir” diyor.