17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26 Mart 2011 Cumartesi 3 hizmeti olarak düşünülüyor, çünkü aksi düşünülemez. Hep öyledir, ama eğer bu kamusal hizmet olursa o zaman kadının başka işleri yapma ve hayatını daha farklı kılma şansı olacaktır. Toplu taşıma araçlarını en fazla kullananlar kadınlar. Bir kentte ne kadar otomobil merkezli bir şehir içi taşıma planlaması varsa o kadar kadın düşmanı bir planlamadır bu. Peki kadın dostu kentler yaratmanın yolu nereden geçiyor sizce? Buna kendi mesleklerinizin penceresinden bakarak yanıt verebilir misiniz? Melis Oğuz: Ben bir şehir planlamacısı olarak hem kent planmasında hem de yapıların mimarisinde, kadın bakış açısı yer almadığını vurgulamak istiyorum. Şehir ve bölge planlama farklı toplum katmanlarını etkileyen bir meslek alanı. Tamam teknik bir meslek alanı ama bir o kadar da sosyal.. Ne yazık ki işin toplumsal yönü ve nüfusun yarısın oluşturan kadınların ihtiyacı göz ardı ediliyor. Günümüzde üniversitelerin mimarlık fakülteleri ve şehir planlama bölümlerinde ağırlıklı olarak kız öğrenciler eğitim görüyor. Ancak daima ataerkil planlama zihniyeti ile yola çıkılıyor her zaman... Bunu kadın mimarlar ve şehir planlamacıları da aynen sürdürüyor. Ayten Alkan: Ben de yerel yönetimlerde kadınların varlık göstermesinin öneminden bahsetmek istiyorum. Kadınların birçok kentsel hizmetten yararlanabilmeleri (ekonomik, toplumsal, kültürel) genelde o hizmetin mahalle ölçeğinde, ya da semt ölçeğinde bulunmasına bağlı. Bu bağlamda mahalle muhtarlıklarının revize edilmeleri, Kadın Danışma Merkezleri gibi toplum merkezleri uygulamasının yaygınlaştırılması çok önemli. Yerel yönetimlerin verdiği hizmet ayrım gözetmeksizin verilen bir hizmet olarak yasalarımızda yer almaktadır, ama bu ayrım gözetmeksizin verilen hizmet kadın düşünülmediği zaman kadını görmüyor. Plan yapıyorsunuz, yeşil alan ayırıyorsunuz. O yeşil alanı, belediye yetkilileri onların yetkisinde diyelim ki bu futbol alanı yaptığı zaman hangi kadın futbol oynuyor. İşte o hiçbir şekilde kadınları görmüyor, ama orayı voleybol yapsanız bile değişebiliyor. Bu yüzden yerel yönetimlerin bu konuda bilinçlerini arttırmak gerekiyor, yerel yönetimler derken belediye, valilik, il özel idareleri gibi birimler tarafından kadın dostu yerel yönetim politikaları geliştirilmeli. Ancak bir yandan da kadınların toplumsal yaşamdaki yerini sürekli olarak geriletmeye çalışan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Başbakanın ısrarla yenilediği ‘3 çocuk yapın’ söylemi, yine kamuoyunda sıklıkla dile getirilen “dekolte giyen kadının tacizle karşılaşması sürpriz değil” şeklindeki sözler…Tüm bunlar dururken söylediklerinizin gerçekleştirilme şansı nedir? Ayten Alkan: Bazı şeylerin bu kadar kolay söylenebilir hale gelmiş olması gerçekten endişe verici... ‘3 çocuk doğurun demek bile’ başlı başına bir müdahale. Doğrudan kadın bedeni üzerinden bir söylem geliştiriliyor. Babam bile demedi bunu. Başbakanın benim bedenime dair konuşması ne demek.. Biz kadınlar olarak kendi bedenimiz hakkında kendimizin karar vermesi hakkını 100 yıl önce kazanmıştık diye biliyorduk! Melis Oğuz: Biliyorsunuz geçtiğimiz haftalarda Bursa’da bir kadın üniversite öğrencisi öldürüldü. Kadın öğrencilerin gösteri yapması Melis Oğuz karşısında devreye giren söylem, ‘yurtlarınıza vakitlice girin, yanınızda bir erkek olmadan akşam karanlıklarda kalmayın’ oldu. Bu kadar..Devlet yurtlarında kadın öğrencilerin binaya giriş saatleri ile erkek öğrencilerin saatleri farklı. Bu benim öğrenciliğim döneminde de böyleydi hala bir şey değişmemiş. Çarpıcı bir örnek vereyim: Ataşehir’de gümrük yolunun karşısında bir kız öğrenci yurdu bulunuyor. TIR ve kamyon şöförlerinin parkettiği bir yoldan geçerek yurda girmek zorundasınız. Psikolojik olarak kimsenin size ‘erken yurda gir’ demesine gerek yok. Zaten kendiniz ürktüğünüz için giriyorsunuz. Orasının kız yurdu olarak seçilmesi başlı başına problem. Bunu bilinçli olarak seçiyorsan da sorun, bilinçsiz olarak seçmişsen o da ayrı sorun. Neden düşünmüyorsunuz? Çünkü temel zihniyet kızlar hava kararmadan önce yurda dönmeli zihniyeti. Bu kız, öğrenci iken saat 5’ten sonra sokağa çıkmıyorsa öğrenciliği bittikten sonra da çıkmayacaktır. Kendisi çocuk sahibi olduktan sonra da kendi kızına aynı şeyi öğütleyecektir... stanbul'dan çok daha az nüfusa sahip olan sveç'te 200 kadın sığınağı varken bu sayı Türkiye’de 50 bile değil. AB standartı ise 7500 nüfusa bir kadın sığınağını bulunmasını öngörüyor. 2005'deki Yeni Belediye Kanunu büyükşehir belediyeleri ve nüfusu 50 bini üzerinde olan belde belediyelerinin kadın ve çocukları için koruma evi açmalarını zorunlu kılıyor. Bu hesap üzerinden gidersek 16 büyükşehir belediyesi ve 200 belediye kadın ve çocuk koruma evi açmak zorundaydı..Bunlardan ancak 19'u açıldı. Açtıklarını da ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. En temel kural sığınma evinin adresinin gizli olması iken birini davullu zurnalı açtılar.. Körlük ve Toplum Önce 9 şiddetinde deprem, ardından Tsunami ve şimdi de nükleer sızıntı...İçlerinde belki de en kötüsü... Çünkü radyoaktif sızıntı gelecek nesilleri bile şimdiden etkiliyor. Toprakta yetişen tarım ürünlerinden, içtiğimiz kullandığımız suya kadar..Üstelik ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor. Tüm dünya ülkelerini dereceleri farklı şekilde etkileyecek bir döngü bu. Japonya'nın başına gelenler tarihin sayfalarında 21. yüzyılın en büyük felaketleri arasında yer alacak. Peki bunlar hangi dersler çıkacak acaba? Dünya ekonomisinin, büyüme için seçtiği yöntemin doğa dostu olmadığı artık hemen hemen bütün çevrelerce anlaşılmış durumda. Küresel ısınmanın bugün geldiği nokta, buzulların erimesi, çölleşme, seller, bitki ve hayvan türlerinin hızla yok olması hepsi aşırı üretimin ve kontrolsüz tüketimin sonucu. Ve tabii bütün ülkelerin bu kadar fazla enerjiye gereksinim duymalarının nedeni de aynı. Ancak tehlikenin farkına varmak farklı, kararlı adımları atmak farklı. Ne yazık ki bütün ülkelerin küresel bir enerji politikası zemininde birleşerek doğa dostu bir ekonomiye yönelmeleri bugün için neredeyse imkânsız. Velev ki tabiat ana bir oyun daha oynayıp, çevre felaketlerini eş zamanlı dünyanın farklı yerlerinde başlatmasın... Ne yazık ki küllerin arasından yeniden doğmak her zaman mümkün olamıyor. Tesadüf bu ya, Jose Saramago'nun Körlük adlı kitabının okumaya başlamam Japonya peşpeşe yaşanan felaketlerlerle aynı döneme geldi. Arabasının içinde geçmesine izin verecek yeşil ışığı beklerken kör olan bir ÖZLEM adamın duyduğu korku ve çaYÜZAK resizlikle başlar, Saramago’ nun modern insan ve onun üretiği liberal demokrasiye eleştirilerini anlattığı bu kitap… Körlük o denli hızlı yayılır ki, yayılma hızı Etna’ nın püskürmesiyle civarında ne kadar yerleşim varsa lavların altında kalmasına benzetilir. Saramago’ nun da yarattığı, yada zaten olan ama görmek için kafaların kumdan çıkması gerektiği bir çürüyüşün öyküsüdür körlük. Romanda çeteler, ölümler, ve açlık sıradanlaşır;insanlar gitgide şaşkınlıklarını ve onurlarını kaybetmeye başlarlar. Tıpkı günümüz iletişim araçlarının baş döndürücü ilerlemesinin, insanların tepkilerinde nasıl bir uyuşmaya neden olduğu, gerçek denilen kavramın modern insanın zihninde çelişkiler yumağına dönerek özünün akıp gitmesi gibi.. Tıpkı televizyon ekranlarında izlediğimiz savaşların, deprem enkazları arasında ağlayan insanların görüntülerinin kanıksanır hale gelmesi gibi. Öyle ki aynı anda yerkürenin farklı bir yerinde yaşanan dramları canlı olarak izlerken sofrada yanındakine “tuzluğu uzatır mısın lütfen' diyebiliyor insan.. [email protected] mtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Editör: Özlem Yüzak Görsel Yönetmen: Tutku Talınlı Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Neşe Yazıcı Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Serap Koçer Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Yerel Süreli Yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle