Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 26 Şubat 2011 Cumartesi Kelebekler mi, büyüme mi? J ÖZLEM GÜVEMLİ slında her ikisine de sahip olabiliriz. Çözüm yolu, kaynak verimli bir çevre dostu ekonomiye geçiş yapmak. Ama nasıl? Avrupa Çevre Ajansı’nın her 5 yılda bir yayımladığı rapora göre 27 AB üyesi ülkenin 2009 yılındaki toplam sera gazı emisyonu 1990’da kaydedilen düzeyin yüzde 17 altında gerçekleşti. Ancak taşımacılık sektörünün toplam emisyonu 19902008 arasında yüzde 24 artış gösterdi. Bu da hâlâ zihniyet değişikliğinde daha alınacak hayli yol olduğunu gösteriyor... A İklim değişikliğinin sonuçları Avrupa içinde büyük farklılıklar gösterecek. En olumsuz etkilerin Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası'nda, kıtanın kuzeybatısında. Kuzey Kutup Dairesi'nde ve dağlık bölgelerde olması bekleniyor. Avrupa Çevre Ajansı (AÇA) tarafından çevrenin neden ve nasıl değiştiğini kapsamlı bir şekilde ortaya koymak için hazırlanan “Avrupa’da Çevre: Durum ve Genel Görünüm” çalışmasının 2010 yılı raporu yayımlandı. Dördüncü kez hazırlanan raporun diğerlerinden bir farkı var. Öyle umut verici bir fark değil ama raporu hazırlayanlar belli ki gezegene bir teselli vermek istemişler ve “şimdiye dek görülmemiş küresel değişimlerle birlikte çevre sorunları arasındaki bağlantılar daha iyi anlaşılmış durumda” diye yazmışlar. Raporda doğa ve biyolojik çeşitlilikten atıklara, kaynak verimliliğinden yaşam kalitesine kadar bir çok konuda mesajlar var ama küresel iklim değişikliği en merak edilen en çarpıcı başlık. Rapora göre AB ülkeleri sera gazı emisyonlarını düşürmüş ama bu düşüş tabiki dünyadaki ortalama sıcaklık artışında kritik nokta olarak hesaplanan 2 derecelik artışın altında tutmaktan çok uzakta. Avrupa'da iklim değişikliğinin beklenen başlıca sonuçları deniz AB raporunda tüm sonuçlara yol açan küresel iklim değişikliğinin başlıca kaynağı sera gazı emisyonlarını düşürdüğünü savunuyor. “Bu sorun için maalesef hızlı bir çözüm AB'de 2008'deki yıllık sera gazı bulunmamaktadır, ancak kanun yapıcılar, emisyonları kişi başına yaklaşık 10 ton karbondioksit eşdeğerine karşılık şirketler ve vatandaşların birlikte hareket geliyordu. Toplam emisyonlar söz etmesi ve kaynakların daha verimli şekilde konusu olduğunda ise AB, Çin ve kullanılması için yenilikçi yöntemler ABD'nin ardından üçüncü sırada geliyor. Şu anda geliştirmesi gerekmektedir. Geleceğin eylem AB'nin Gayri planı için tohumlar atılmıştır, bundan sonra Safi Milli tek yapmamız gereken bu tohumların kök Hasıla (GSMH) salmasına ve yeşermesine yardımcı olmaktır.” olarak ölçülen Prof. Jacqueline McGlade, AÇA Genel Müdürü ekonomik kalkınmaya göre AB sera gazı emisyonlarındaki eğilim zaman içinde emisyonlarla ekonomik kalkınma arasındaki bağların koptuğuna işaret ediyor. 19902007 arasında AB'de birim GSMH başına düşen emisyonlar üçte bir oranından fazla düştü. Ancak bu emisyon rakamlarının yalnızca AB bölgesi içinde üretilen miktarı temsil ettiğini unutmamak gerek. İçerdikleri karbon nedeniyle Avrupa'nın mal ve hizmet ithalatı da hesaplandığında Avrupa'nın küresel emisyonlara olan katkısı daha da büyüyor. ve nehir taşkınları riskinin artması, kuraklıklar, biyolojik çeşitliliğin kaybı, salgın hastalıklar, enerjiormancılıktarımturizm sektörlerinin uğrayacağı zararlar olarak sıralanıyor. İklim değişikliğinin sonuçları Avrupa içinde büyük farklılıklar gösterecek. En olumsuz etkilerin Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası'nda, kıtanın kuzeybatısında. Kuzey Kutup Dairesi'nde ve dağlık bölgelerde olması bekleniyor. Raporda da yer verilen projeksiyonlara göre özellikle Akdeniz Havzası'nda artan ortalama sıcaklıklar ve su miktarlarındaki azalmalar kuraklıklara, orman yangınlarına ve sıcaklık dalgalarına karşı mevcut hassasiyeti şiddetlendirecek. Küresel iklim değişikliğinin Avrupa'nın kuzeybatısındaki alçak kıyı bölgeleri deniz seviyesinde yükselme, fırtınalarda ve deniz kabarması riskinde artma şeklinde kendini göstereceği hesaplanıyor. Kuzey Kutup Dairesi'ndeki sıcaklık artışları ortalamanın üzerinde gerçekleşecek ve bu bölgenin son derece kırılgan eko sistemlerine baskı oluşturacak. Buzulların erimesi ile beklenen başka değişimler de var. Petrol ve gaz rezervlerine daha kolay ulaşılmasından ve buz tabakası azaldıkça yeni denizcilik rotalarının ortaya çıkmasının etkileri bir çok ülkeyi ve sektörü etkileyecek. Küresel iklim değişikliğinin Büyük Sahra'nın yeşillenmesine yol açması da beklenen nadir olumlu etkenlerden biri. AB emisyonlarını düşürdü