Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 29 Ocak 2011 Cumartesi Yenilenebilir enerji için J ÖZLEM GÜVEMLİ AKP Hükümeti, her kesimin tepkisine neden olan Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasası ile yapamadığını 6094 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu’nu değiştirerek gerçekleştirdi. 29 Aralık 2010’da yürürlüğe giren yasanın 5. maddesine “Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı koruma alanlarında, muhafaza ormanlarında, yaban hayatı geliştirme sahalarında, özel çevre koruma bölgelerinde ilgili Bakanlığın, doğal sit alanlarında ise ilgili koruma bölge kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilir” fıkrası eklendi. Gerçekten fıkra gibi olan bu fıkra çevrecileri ayağa kaldırdığı gibi yatırımcıları da düşük fiyatlar nedeniyle hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye’nin, küresel iklim değişikliğine karşı uluslararası platformlarda yasal bağlayıcılığı olan hükümlerin altına imza atabilmesi için sera gazı emisyonlarında indirime gitme taahhüdünde bulunması gerekiyor. Bu indirim de ancak fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak mümkün. Bu yüzden çevreciler de yatırımcılar da uzun süredir Yenilenebilir Enerji Yasası’nı bekliyorlardı. Ama hiç kimse yasa içine gizlenmiş bir fıkra ile koruma altındaki milli park, yaban hayatı geliştirme sahaları ve SİT alanlarının yenilenebilir enerji avukatlığını yapan Yakup Okumuşoğlu “Hukuk kanun yapmaktan ibaret değildir” diyor. Çevreciler de yatırımcılar da uzun süredir Yenilenebilir Enerji Yasası’nı bekliyordu. Ama hiç kimse yasa içine gizlenmiş bir fıkra ile koruma altındaki milli park, yaban hayatı geliştirme sahaları ve SİT alanlarının yenilenebilir enerji yatırımlarına açılmasını beklemiyordu. Herkesin uzun süredir beklediği Yenilenebilir Enerji Yasası sonunda çıktı ama çevrecilere de kötü bir sürpriz yaptı. Yasa, doğaya saygılı enerji üretimi için doğal zenginlikleri yatırıma açan bir düzenleme getirdi. Özellikle Anadolu’nun eşsiz el değmemiş vadilerinde yapılan HES’lerin önündeki bütün engelleri kaldıracak gibi görünen yasa yeni doğal tahribatların da habercisi gibi... yatırımlarına açılmasını beklemiyordu. En büyük tepki de Hidroelektrik Santraller (HES) nedeniyle evlerini, topraklarının doğalarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olanlardan geldi çünkü yasanın ilgili fırkası sanki ve çoğu yargı tarafından durdurulan HES’lerin önünde hiçbir engel kalmasın diye yapılmış gibi. Yasanın halkın tabiatı ve yaşam haklarını koruma iradesini yok saydığını düşünen Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi olan HES projelerine karşı açılan çoğu davanın da AOkumuşoğlu nadolu sessiz kalmayacak bu yeni düzenleme ile koruma statüsü sayesinde bugüne dek HES’lerden korunmuş tüm alanların koruma kalkanının ortadan kaldırıldığını vurgulayarak tepkisini şöyle dile getiriyor: “Vadilerimizin başına bir HES belası sardılar! Hatta bir değil, yüz değil, iki bin tane. Bir tarafta ‘suyu yutmuyoruz’ derken diğer tarafta dereleri kaynağından denize kadar borulara hapsedip vadileri kurutmaya çalışıyorlar. Milyonlarca ağacın kesilmesine göz yumdular. Yetmedi 2 bin yıllık Allianoi’yi çimentoyla kaplayıp kuma gömdüler. Vadiler yetmedi dağlara göz diktiler. Maden Yasası’nı değiştirip binlerce maden ruhsatı verdiler. Devasa taş ocaklari ile doğal alanları parçaladılar. Yetmedi güzelim bakir koyları, yaylaları imara açmaya çalışıyorlar. Ormanlarımızı yok edeceğini bile bile 2B kanunu çıkarmak için var güçleriyle uğraşıyorlar. Vadilere, eşine az rastlanır güzelliğe ve canlı zenginliğine sahip olduğu için SİT alanı statüsü veren Koruma Kurulu kararlarını mahkemeye vermekle tehdit ettiler. Hiçbiri yetmedi tüm korunan alanların statülerini ortadan kaldıracak tabiatı bozuk bir tabiat kanunu hazırlayıp meclise sevk ettiler... Baktılar kanuna tepkiler büyüyor 28 Aralık akşamı mecliste bir avuç insan toplanıp SİT Koruma Statüsü’ne sahip alanları, milli park alanlarini HES inşaatlarına açan bir kanun değişikliği yapıverdiler. Hem de o vadilere özel koruma statüsü kazandıran nitelikler kaç milyon yılda oluştu hiç düşünmeden, birkaç dakika içinde… Sonra da kanun değişikliğini HES’ler için değil doğayı korumak için yaptıklarını söylüyorlar. Anadolu’nun bu yıkım planlarına se ssiz kalacağını zannediyorlar. Çok yanılıyorlar. Bu topraklardaki yaşamı tırnaklarıyla kazıyarak var eden halk elbet bu haksızlığa uygun bir cevap verecektir.