Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türkiye sera gazı artış şampiyonu Birleşmiş Milletler İklim Görüşmeleri’nin ilk hazırlık toplantısı Kopenhag’da 619 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek. Türkiye’nin bu görüşmeler sırasında izleyeceği politika büyük önem taşıyor. Özlem Güvemli 9902006 yılları arasında yüzde 95 sera gazı salımı artışı ile dünya birincisi olan Türkiye, 2007 yılında 119’luk artış ile Kyoto Sözleşmesi’nde OECD ve doğu ülkelerinin yer aldığı Ek1 grubunun “şampiyonu” oldu. 40 milyon ton sera gazına denk gelen bu artışın yüzde 75’i enerji, yüzde 25’i de tarım sektöründe gerçekleşti. Salınımlarda yüzde 77 ile karbondioksit başı çekerken, azotoksit yüzde 13, metan yüzde 10’luk paya sahip. 2. sırada yer alan İspanya’nın artış oranı yüzde 50 olarak gerçekleşirken İngiltere yüzde 15, Almanya yüzde 18 oranında sera gazı emisyonlarını azalttı. Ek1’deki 40 ülke içinde açık ara birinci olan Türkiye, anlaşmaya taraf olan tüm ülkeler arasında ise Çin’in ardından 2. sıraya yerleşti. Emisyonlardaki artış göz önü alınarak yapılan hesaplamalara göre Türkiye 2012’den önce kişi başına düşen emisyonda 6 tonu geçecek. Dr. Uygar Özesmi 20122015 arasında ise 9 tona ulaşarak 8 tonluk Avrupa ortalamasının üstüne çıkması bekleniyor. NASA Uzay Araştırmaları Goddard Enstitüsü’nün yaptığı hesaplar da 15 yılda aşılmaması gereken ortalamanın Türkiye’de sadece 7 yılda aşıldığını gözler önüne seriyor. 1 Global Humanitarian Forum’un raporuna göre iklim değişikliği her yıl 325 milyon kişiyi olumsuz yönde etkiliyor. Bu sayının 20 yılda ikiye katlanarak dünya nüfusunun yüzde 10’unu etkisi altına alacağı tahmin ediliyor. KOPENHAG’DA İNDİRİMİ KABUL ETMELİYİZ Türkiye, 1997 yılında imzalanan ve 2005’te yürürlüğe girebilen, sera gazı emisyonlarını düzenlemeye yönelik tek uluslararası araç olan Kyoto Protokolü’nü de 5 Şubat Şubat 2009’da 19902006 yılları onayladı. Ancak protokolün arasında yüzde 95 süresi 2012’de doluyor ve usera gazı salımı luslararası platformda yeni yasal süreç için hazırlıklar artışı ile dünya başladı bile. Birleşmiş Milletler birincisi olan İklim Görüşmeleri’nin ilk hazırTürkiye, 2007 lık toplantısı Kopenhag’da 6harcamalarının 10’da 1’ine denk geliyor.” yılında 119’luk artış 19 Aralık tarihlerinde gerçekİklim Yeşiller Partisi Eşsözcüsü Dr. Ümit Şahin leştirilecek. Türkiye’nin değişikliği yüzünden ölenlerin ile Kyoto de Türkiye’nin Kopenhag’daki amacının bu görüşmeler sayısının 2030 yılına kadar yılda 500 bine Sözleşmesi’nde yükümlülük almamak olduğuna dikkat sırasında izleyeçıkmasının öngörüldüğü raporda küresel ısınmadan OECD ve doğu çekerek “Kendisini gelişmekte olan ceği politika kaynaklanan ekonomik kayıpların yılda 125 ülkeler kategorisine sokmaya çalışaülkelerinin yer büyük önem milyar dolar olarak hesaplanıyor. En zayıf 20 cak. Bunu başaramazsa da yükümtaşıyor. Diğer ülkeden 15’i iklim değişikliği nedeniyle en fazla risk aldığı Ek1 lülük almadan devam etmeye gelişmiş altındaki bölge olan Afrika’da bulunuyor. En yüksek grubunun çalışacak. ‘Biz o kadar kirletmiyülkelere göre seviyede tehdit altındaki diğer bölgeler Güney Asya “şampiyonu” oldu. sera oruz’ diyecek. Bu doğru ama eğer gazı ve gelişmekte olan küçük ada ülkeleri. Raporda emisyonlar bu hızla artarsa Türkiye salınım oranının gelişmekte olan ülkelerin, iklim değişikliğinin ekonomik ve insani Kopenhag’daki anlaşmadan sonra en düşük olması, geç sanayileştiği için yükünün 10’da 9’undan fazlasını taşıdığı, dünyadaki en yoksul çok indirim yapması gereken ülke otarihsel sorumluluğu bulunmaması ne50 ülkenin, yeryüzünü ısıtan sera gazı salınımlarına lacak” diyor. Türkiye’nin diğer gelişmiş deniyle bazı ayrıcalıklara sahip olan yüzde 1’den daha az katkı yaptığına dikkat ülkelere göre salım oranının az olduğunu, geç Türkiye, masadan sera gazı salınımı düşürme çekiliyor. sanayileştiği için de tarihsel sorumluluğunun bukonusunda yükümlülük almadan kalkarsa tüm bu lunmadığını anlatan Şahin, Kopenhag’da masadan ayrıcalıklarını kaybedecek. Sera gazı emisyonyükümlülük almadan kalkılması halinde tüm bu ayrılarındaki artış göz önüne alındığında Türkiye, bugün yükümlülük almaktan kaçarsa Kopen Gelişmekte olan ülkelerin de sera gazı salım calıkların kaybedileceğini söylüyor. Dr. Şahin, “Kyhag’daki anlaşmanın yürürlüğe girmesinden son larında 2020 yılına kadar yüzde 1530 arasında oto’nun tek faydası küresel ısınmaya karşı ulusra sera gazı salınımlarında en çok indirim yapması azaltım yapmaları gerekiyor. Bunun mümkün ol lararası bir anlaşmanın yapılmış olması. Kopenhag gereken ülke olacak. Türkiye’nin artık kömürlü ter ması için gelişmiş ülkelerin desteği şart. Bu yüz sürecinin Kyoto ile aynı kaderi paylaşmaması için mik santrallere ve çimento fabrikalarına teşvik den uluslararası bir fon oluşturulmalı. İklimin anlamlı hedeflerin konulması gerek. Mesela 2020’ye vermekten vazgeçmesi gerekiyor. Çünkü hızı dur kurtulması için yıllık 140 milyon Avro’luk bir fo kadar yüzde 40 indirim hedefi konulmalı. Çünkü durulamayan küresel iklim değişikliğinin etkileri can nun gelişmekte olan ülkelere aktarılması 2050’ye kadar yüzde 8090 indirim hedefini bullı yaşamını ciddi şekilde tehdit etmeye başladı. gerekiyor. Bu miktar, dünyanın yıllık savunma mamız gerekiyor” dedi. 2 Global Humanitarian Forum’un raporuna göre iklim değişikliğinin her yıl 325 milyon kişiyi olumsuz yönde etkiliyor. Bu sayının 20 yılda ikiye katlanarak dünya nüfusunun yüzde 10’unu etkisi altına alacağı tahmin ediliyor. Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi, küresel ısınmayı durdurmanın mümkün olduğunu düşünüyor. Buna karşın yiine de çok fazla zamanımızın kalmadığını vurgulayan Özesmi, iklimin kurtarılması için dünyanın bağlayıcılığı olan tüm ülkeleri harekete geçirecek bir iklim anlaşmasına ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Aralık ayında gerçekleştirilecek Kopenhag Zirvesi’ni de iklimin kurtarılması için çok büyük bir fırsat olarak niteleyen Özesmi şu önerileri sıralıyor: “Greenpeace’in senaryolarına göre, sera gazı salımlarını gelişmiş ülkeler 2020 yılına kadar (1990 seviyelerine göre) yüzde 40 azaltmalılar ve 2050 yılına kadar da sera gazı salımını sıfır noktasına indirmeliler. İklimin kurtarılması için gelişmiş ülkelerin sera gazı salımını 2050 yılına kadar en az yüzde 85 azaltmaları şart. İklim değişikliği beklenilenden daha hızlı gerçekleştiği için sadece gelişmiş ülkelerin bu konuda harekete geçmeleri yeterli olmayacak. 500 bin ölüm