24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Üniversite gençliği “Biz de varız” diyor Türkiye’nin en başarılı sivil toplum kuruluşlarından biri Toplum Gönüllüleri Vakfı. Toplumsal barış, dayanışma ve değişimin gençlerin öncülüğünde gerçekleşeceğine inananların bir araya geldiği bir oluşum. Evet, başı İbrahim Betil çekti. Ancak TOG’lu gençlerin bugün geldikleri nokta insana “Doğru yol işte bu” dedirtiyor. Başak Koramaz ‘Acaba hiç deterjan olmasa, hiç çikolata, ketçap, cips, kola, bin bir çeşit elektronik eşyamız olmasa ne yapardık? Hayat acaba ne kadar zor olurdu?’ Bu kadar yalın fakat yaratıcı bir soruyu sorabilmek “Toplum Gönüllüsü” (TOG) gençlerin fikri. Üstelik sadece düşünce olarak da kalıyor, harekete geçiliyor. TOG’lu gençlerin bu soruya cevabı; “arbesinden sonra siyasal hayata katılımın gittikçe düşmesi ve aşırı bireyci bir yaşamın gençlere tek seçenek olarak sunulmasıydı. TOG’un halen 16.678 genç gönüllüsü var. Sadece 2009 yılında 340 proje yürütüldü ve yürütülen projelerle 143.284 kişiye ulaşıldı. Faaliyetlerini 2002 yılından bu yana sürdüren TOG’un, yerleşim bölgelerindeki okulları yenileme , engellilere destek, sağlık eğitimi programları, üreme sağlığı eğitimi, gençler ve kadınlar için girişimcilik eğitimleri, mikrokredilerle girişimciliği destekleme, belirli dönemlerde öğrencilere abiablalık yapma – dersleriyle ilgilenme, demokrasi ve insan hakları eğitimleri, çevre projeleri ve toplumsal ayrımcılığı engelleme kampanyalarına kadar uzanan geniş bir faaliyet alanı var. Gençlerin iş yaşamına hazırlanmasına yönelik staj, akademik eğitimi desteklemek için burs ve rehberlik hizmeti de veriliyor. Ayrıca en az 1 en fazla 3 gün süren Atak eylemleri ile Türkiye’nin yaklaşık hemen her ilinde harekete geçiyor, farklı konulardaki sosyal sorunlara eğiliyorlar. Engelli hakları ya çevresel sorunlardan tutun da o bölgenin kendine özgü bir açmazına sihirli parmakları ile değebiliyor , ‘atak’lar... “Üniversite Gençliği Şehri Sahipleniyor” sloganıyla KozbeyliFoça’da gerçekleştirilen Foça TOG Atak´da, Kozbeyli Köyünün meydanının düzenlenmesi, boyanması ve Pınarderesi Mesire Yeri’nin düzenlenmesi faaliyetleri gerçekleştirilirken , Hatay ve Urfa da farklılıklara saygı ve birarada yaşamın önemini vurgulayan atölye çalışmaları düzenleniyor. TOG hem topluma hem de öğrenciye kazandıran bir sistemi başarı ile uyguluyor. Üye gençlere yönelik eğitim çalışmaları, yurtdışı projelere katılma imkanı da mevcut. Böylece gençler çalışma yaşamlarıyla ilgili deneyim ve bilgi birikimini üniversite yıllarında sağlıyorlar. “Zamanı Bükme” eğitimi bunlardan biri. Eğitimin temel içeriğini iletişim, sosyal dahil etme, özgüven, kendini keşfetme, kendini ifade etme ve yaratıcılık gibi konular oluşturuyor. TOG’un kurum içi, yani kendi gönüllülerine yönelik önemli projelerinden birisi de ; MorDüşün. İstanbul Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi ile ortak yürütülen ve Dünya Bankası tarafından düzenlenen ‘Yaratıcı Kalkınma Fikirleri Yarışması’nda fon almaya hak kazanan proje ile TOG örgütlenmesi kapsamında cinsiyet eşitsizliğini tespit etme ve bunun önlenmesine yönelik program oluşturulması planlanıyor. 2009 2011 dönemi için Uluslararası alanda söz söyleme şansına erişen kurum, bu yıl Avrupa Konseyi Gençlik Danışma Komitesine seçildi. 30 farklı gençlik sivil toplum kuruluşuyla birlikte gençlikle ilgili her türlü alanda görüş ve öneriler geliştiriyor. Ömer KAYALIOĞLU HSBC Türkiye İletişim Başkanı Genç Nesilleri Gelecek İçin Hazırlamak Toplumsal yatırım stratejilerimiz asla bir çek uzatıp arkamızı dönmekten oluşmuyor. Bu kaynağın en verimli şekilde insanların hayatlarını etkileyebilmesi için, bu süreci kendi iş modelimizi yönetir gibi yönetiyoruz. Kendi işimizi geliştirmek için güçlü ekonomik büyüme olması gerektiğine inanıyoruz. Bu büyümeyi sağlamak için de sağlıklı, sürdürülülebilir bir çevrede yaşam eğitimli bir topluma ve bilgili işgücüne ihtiyaç var. Bu ilişki nedeniyle eğitim ve çevrenin toplumun gelişmesinde en önemli iki kaynak olduğuna inanıyor ve bu iki ana dalda uzun soluklu sürdürülebilir ve hesap verilebilir projelerle toplumsal yatırımlarımızı güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Bu amaçla “sürdürebilirlik” kaynağımızın yarısını eğitim projelerine, %25’i çevre projelerine ve kalan %25’lik kısımını da çalışanlarımızın da eşit oranda finansal katkıda bulunduğu doğal afetler gibi öncelik taşıyan programlara ayırıyoruz. Kaynağımızın yarısı eğitim projelerine ayrıldı; çünkü eğitime erişim her çocuğun hakkıdır ve gelecekleri için fırsat eşitliği sağlar. Eğer genç nesilleri yeterli düzeyde gelecek için hazırlayamazsak, bir kurum olarak bizler de ilerideki potansiyelimizi kısıtlamış oluruz. Çocuklarımızın eğitimleri ekonomik büyümenin ve toplumların sağlıklı gelişimlerinin de bir önkoşuludur. Bu yolda toplumsal yatırım projelerimizde beraber çalıştığımız sivil toplum kuruluşların çalışmalarına sonuna kadar yürekten inanıyor ve ortaya çıkan projelerle gurur duyuyoruz. Kazananılanın bir bölümünü topluma geri vermek, kurum kültürümüzün bir parçasıdır. HSBC olarak var olduğumuz tüm ülkelerde de çalışma arkadaşlarımız bu prensibin farkındalar. Toplumla ilgili projelerde iş arkadaşlarımız birebir yer aldıkça özgüvenleri artıyor, yarattıkları faydaya şahit olabiliyorlar. Bu da tetikleyici etki yaratarak, daha çok çalışanımızın çeşitli projelerde yer almasını teşvik ediyor. HSBC tarafından maddimanevi desteklenen gönüllülük çalışmalarının bir çoğunda çalışanlarımızın zamanı, eforu ve desteği gerekiyor. Tüm bu emeklerin karşılığında da iş arkadaşlarımız; başkalarının hayatlarında küçük de olsa bir değişime imza atmanın mutluluğunu dile getiriyorlar. Böylece çalışanlarımızla Sivil Toplum Örgütleri arasında çok daha sağlam bir güven zinciri oluşuyor. Toplumsal yatırımlarımız bu sayede bizlerin dışında da birçok bireye ve toplumun farklı katmanlarına ulaşarak, değişimin kapısını açıyor. Çanakkale’nin Küçükkuyu beldesinde zeytinyağını, sabunu, yiyecekleri ve hatta enerjilerinin bir kısmını kendileri üretiyorlar. 4 tık sadece ‘tüketen’ bireyler olmak istemiyoruz” oluyor ve çağımızın hem ‘nimetleri’ hem de başbelası olan bu nesneleri hayatlarından çıkardıkları bir hafta düzenliyorlar, Çanakkale’nin Küçükkuyu beldesinde…Zeytinyağını,sabunu, yiyecekleri ve hatta enerjilerinin bir kısmını kendileri üretiyorlar… Bunun yanında küresel iklim değişikliği ve tüketici davranışlarının iklim değişikliği üzerine etkisi hakkında çeşitli ‘beyin fırtınaları’ ve atölyeler yapıyorlar. Sözü ve eylemi birarada örgütleyebilmek en önemli hedefleri arasında…Belki de bu nedenlerle, sivil topluma katılımın çok düşük olduğu Türkiye coğrafyasında, kısa sürede üniversiteli gençliğin katılımının en yoğun olduğu kuruluş haline geldiler. Bir sebebi de 1980 askeri dar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle