Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Eğitim! Türkiye'nin sorunu mu, G enç nüfusu ile öğünen bir ülkeyiz. 72 milyonluk Türkiye nüfusunun neredeyse yarısını çocuklar ve gençler oluşturuyor. Biraz daha detay vermek gerekirse nüfusun yüzde 26.3'ü 014; yüzde 17.4'ü ise 1524 yaş grubunda. Ancak ne yazık ki Türkiye’nin genç nüfusu bugün hala “tehdit olma ile fırsat olma” arasındaki ince çizgide...Zira eğitimde de sorunlar dizboyu, istihdamda da.... Türkiye gibi nüfusunun önemli bir kısmı genç olan bir toplumun geleceği yakalaması için nitelikli eğitim çok önemli. İlköğretim içler açısı. Eğitim 8 yıla çıkarılmış olmasına rağmen halen istenilen düzeyde nitelik kazandırılabilmiş değil. . SBS sınav sonuçları ülkemizin bölgeler arası gelir dağılımı ve eğitim farklılığını açık biçimde ortaya koyuyor. Meslek okulları hayata pratik iş yapacak ara eleman yetiştirmesi gerekirken tamamen üniversite sınavına girmeye yönelmiş durumda. 2009 yılı ÖSS sınav sonuçlarında 30 bin kişinin puanının hesaplanmayacak kadar düşük olduğu ve 700 bin kişinin hiç bir fen sorusuna cevap vermediği açıklandı. Bir tarafta on binlerce öğretmen adayı üniversiteli işsiz gezerken, yalnızca İstanbul'un öğretmen ihtiyacının 30 bin kişi olduğu, 100 bin ana okulu öğretmenine ihtiyaç duyulduğu bir tezat yaşanıyor. Kısacası, okuduğunu anlamayan, yabancı dil becerisi kazanmamış, kültürel yapısı zenginleşemeyen, matematik bilmediği için soyut düşüncenin gelişmediği, analiz sentez yapma düzeyi düşük olan, bütünsel düşünme yeteneği gelişmeyen öğrenci kitlesi ile karşı karşıyayız. PISA 2003 ve 2006 yılı sonuçlarına göre Türkiye matematik, fen ve okuma becerileri yönünden OECD ülkeleri arasında en son sırada 57 ülke içinde sırasıyla 45, 47 ve 39 sıralarda bulunuyor. PISA sonuçları ile ÖSS sınav sonuçları arasındaki ilişkinin gerçek eğitim düzeyimizi ortaya koyması bakımından çok dikkat çekici. BM Kalkınma Programı 2008 raporunda Türkiye’de 1524 yaş arasında 15 milyon gencin %30’u öğrenci, %30’u çalışıyor, geriye kalan %40 ise ne çalışıyor ne de okuyor. İşi olmayan her 100 kişiden 35’i genç.1519 yaş grubuna dahil 2 milyon genç, 600 bin oğlan ve 1,4 milyon kız ne okula gidiyor, ne çalışıyor, ne de iş arıyor. Her zaman olduğu gibi kızlar yine en fazla kaybedenler ve zarar görenler İşin belki de en acısı eğitim sisteminin içinde yer almayan bu muazzam kitle için hiçbir çözüm, öneri yok. Zira ne hala doğru dürüst bir eğitim politikasına ne de bir gençlik politikasına sahip Türkiye. İçinde bulundukları açmazlar sonucunda gençlerin güç, para ve şöhreti temel değerleri haline getirmiş olması ve en kısa yoldan bunlara ulaşmak için herşeyi yapmaya hazır olmaları ise kimseyi şaşırtmamalı... Oysa Türkiye'nin geleceği doğru yakalaması açısından çözümün asıl anahtarı eğitim. Ama soru şu: Nasıl bir eğitim? Sorunun yanıtı arayanların hazırladıkları bir sürü ciddi çalışma ve rapor ne yazık ki raflarda bekliyor. Ortak nokta ise ezbere dayalı olmayan, nitelikli eğitimin taşlarının bir an önce döşenmesi; eğitimin ülkenin birinci gündemi olması; GSYMH'den ayrılan payın AB standartlarına getirilmesi... Bu konuda en büyük rol devlete düşerken, hem bireyler hem de özel sektör olarak sosyal sorumluluk kapsamında herkesin eğitim alanında yapacağı sınırsız sayıda çalışma olduğu unutmamak gerekiyor... Eğitim 8 yıla çıkarılmış olmasına rağmen halen istenilen düzeyde nitelik kazanabilmiş değil. SBS sınav sonuçları ülkemizin bölgeler arası gelir dağılımı ve eğitim farklılığını açık biçimde ortaya koyuyor. Bilgi Üniversitesi’nin Toplum Gönüllüleri Vakfı’yla ortaklaşa kurduğu Gençlik Çalışmaları Birimi’nin koordinatörü Yörük Kurtaran: Gençler dışlanmışlık kıskacında Özlem Yüzak irleşmiş Milletler’in eğitim, işsizlik gibi rakamlara dayanarak hazırladığı gençlik raporuna göre Türkiye’de gençlerin durumu vahim. Türkiye’de 19 milyon genç var. Ülke nüfusunun yüzde 30’a yakını 1529 yaş arasında. Toplumun bu en büyük kesiminin sorunları niye tartışılmıyor? Devletin gençlik politikası var mı? Varsa ne? Gençler nasıl bir sistem istiyor? Bilgi Üniversitesi öğretim görevlileri Gülesin Nemutlu ve Yörük Kurtaran’ın Prof. Nurhan Yentürk’le birlikte derledikleri Türkiye’de Gençlik Çalışması ve Politikaları adlı kitapta Türkiye’de gençliğin bugünkü durumunu, önlem alınmadığı takdirde gençlerle ilgili sorunun yarın nerelere varacağını ve bugün neler yapılması gerektiğini ele aldılar. Bilgi Üniversitesi’nin Toplum Gönüllüleri Vakfı’yla Yörük Kurtaran ortaklaşa kurduğu Gençlik Çalışmaları Birimi’nin koordinatörü Yörük Kurtaran ile Türkiye'deki gençliği ve sorunlarını konuştuk..."Yakın gelecekte yoksunlaştırılmış, yoksullaştırılmış gençlerin oranı artacak. İhtiyaç ve hak temelli bir gençlik politikası için gençlerdevlet ilişkisini gençlerin lehine düzenleyecek araçlara ihtiyaç var" diyen Kurtaran aileden devlete kadar toplumdaki her iktidar odağının gençlerin özgürleşmesinin önüne çeşitli engeller koyduğunu ve gençlerin kendilerini ifade edecekleri alan bulamadıklarını belirtiyor. B Türkiye’de genç olmak gerçekten çok zor . İnternette daha çok gençlerin kullandığı Ekşi Sözlük’te, gençlik maddesinin karşısında, ‘Bu ülkede hızlıca geçirilmesi gereken dönem’ diye bir tanım var ki, çok doğru. Gençlere özel hiçbir şey yok bu ülkede. Genç deyince akla ilk öğrenci geliyor. Ama her genç öğrenci değil ki...Eğitim görenin sorunu ayrı diğerlerinin ayrı. Örtüşenler var, birbirinden ayrılanlar var. Temel sorun ise fırsatsızlık bence. Biz gençleri bir şeyleri denemeleri, yanılmaları, yeniden denemeleri için fırsat vermiyoruz toplum olarak. "oku, askere git, iş bul, evlen.." formatına göre sürekli yönlendiriyoruz onları... Özerklikle ilgili sorunları gerçekten büyük. Gençlerimizi nasıl yetiştiriyoruz? Onları neden yaratıcı, sorgulayıcı bireyler haline getirmeyi başaramıyoruz? Bütün eğitim istemi ezberci bir retorik üzerine kurulu. Türkiye'de eğitim; kendini keşfetmeye, öğrenmeyi öğrenmeye dayalı bir sistem yerine ehlileştiren bir sistem olarak işliyor. Örgün eğitim sistemi üzerine bir reform şart ama bunu yaparken örgün sistem dışında da gençlere olanaklar sağlamak önemli. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında Türkiye'nin de dahil olduğu, öğretim üyesi ve öğrencilerin değişimi olarak uygulanan Erasmus Projesi bu açıdan çok yararlı. YÖK'de bu sistemi Farabi Programı adı altında Türkiye'deki üniversitelerde de uygulamaya başladı. Kültürel değişim ve deneyim açısından son derece önemli. Gençler arasındaki işsizlik ciddi bir sorun. Bu konuda ne yapılabilir? Son rakamlara göre, Türkiye’de gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 22. Bu oran, Türkiye’nin yüzde 11’lik genel ortalamasının iki katı. Bunda tecrübesizliğin de rolü var. Yeni iş alanları geliştikçe gençlerin mesleki eğitimle Türkiye'de genç nüfusun temel sorunu nedir? 2