02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 ortadan kaldırılarak; dikey bütünleşme yoluyla tekelleşmeye yol açılmıştır. Bu tekelleşme süreci sonucu dağıtım şirketlerini ellerinde bulunduran, aynı zamanda toptan satış şirketlerini de kontrol eden tekellerin, serbest elektrik üreticilerine kendi alım şartlarını dayatmaları ve ürettikleri elektriği satacak pazar bulamayan küçük ve orta boy üretim şirketlerinin de tekellerin eline geçmesi söz konusu olabilecektir. 14 Diğer yandan bir dağıtım bölgesine ait lisansı elinde bulunduran tüzel kişinin ihaleler ya da daha sonra hisse devirleriyle başka dağıtım bölgelerinin lisansını alabilmesi olanağı üzerinden yatay bütünleşme yoluyla tekelleşmeye açıklık sağlanmaktadır. Bu düzenleme; devlete tekelleşme ve kartelleşmeyi önleme görevi veren Anayasa’nın 167. Maddesi’ne aykırıdır. Büyük uluslararası enerji şirketlerinin birden fazla ülkenin enerji üretim ve dağıtımı hizmetlerini bünyelerinde topladığı; bu şirketlerin ülkemiz dağıtım özelleştirmelerine ilgi duyduğu, sermaye çevrelerinin grift ilişki, yapı ve ortaklıklarla yabancı sermaye gruplarına açıldığı bilinen bir gerçektir. 15 Ayrıca serbestleşme sonucu “rekabet ortamının tesisi” amacıyla üretim, iletim, toptan satış, dağıtım ve perakende satış olarak beş parçaya bölünen elektrik hizmetlerinden perakende satış hizmetlerinin, lisans alınması koşuluyla dağıtım şirketlerince üstlenebileceğine yönelik düzenleme ile dikey entegrasyon bir diğer unsuru ile tamamlanmaktadır. Bu yapının Anayasa’nın 172. Maddesi ile de uygunluğu bulunmamaktadır. 16 Diğer yandan Çoruh, Vangölü, Fırat, Trakya dağıtım bölgelerini devralması söz konusu olan şirketin ortakları, başka bir grup şirketiyle, bu bölgelerdeki bazı illerde doğalgaz dağıtım lisansına da sahiptir. Bu grubun ana ortaklarından birinin; Boğaziçi ve Gediz elektrik dağıtım bölgelerine en yüksek teklifi veren grubun ortağı olmasının yanı sıra Başkent Doğal Gaz Dağıtım AŞ için de en yüksek teklifi veren grubun ortağı da olması, elektrik dağıtım alanında tekelleşmenin doğalgaz dağıtı Cumhuriyet ENERJİ 5 Ekim 2010 19 lif sahibinin hisse yapısında değişiklik yapılabileceğine dair bir hüküm yoktur. Ancak Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. özelleştirme ihalesinde birinci teklif sahibi ile üçüncü teklif sahibinin birleşmesi sonucu ihalenin hukuka ve kamu yararına aykırılığı oluşmuştur. 19 Devir ihalelerine ait bilgilerin kamuoyundan saklanması, ihale şartnameleri için yüksek bedeller tespit edilerek teklif verecek şirketler dışındaki ilgili kurum ve kuruluşların erişiminden kaçırılması, 4046 sayılı Kanun’un “özelleştirme işlemlerinin değer saptaması da dahil aleniyet içinde yürütülmesi” ilkesinin ihlalidir. Özelleştirmeler herkesi etkileyecek Sonuç olarak özelleştirmeler sonucu “fiyatların düşeceği” yalandır; toplumda boş hayal yaratmaya yönelik bir demagojiden öte bir anlam taşımamaktadır. Gerçekte ise dağıtım şirketlerini satın alan gruplar satın alma bedellerini ödeyebilmek, yeni yatırım ve işletme giderlerini karşılayabilmek için tarifelerde değişiklik talebinde bulunacaklar; elektrik kullanım fiyatları sürekli artacak, dağıtım bölgelerindeki kamu tekeli özel tekele devredilecek ve elektrik dağıtımı da yabancı sermaye egemenliğine geçebilecektir. Enerji sektöründeki stratejik yanlış politika ve uygulamalardaki sorumluluk, bugüne değin elektrik dağıtım şebekelerindeki kayıp ve kaçakları azaltacak yatırımları yapmayan, serbestleştirme görüntüsüyle kamu tekeli yerine özel tekelleri ikame etmeye çalışan siyasi iktidar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ÖYK, ÖİB ve EPDK’da ve bir grup özelleştirme yanlısı bürokrattadır. İktidar ve ÖİB yetkilileri dağıtım özelleştirmelerini, termik ve hidrolik santral özelleştirmelerinin takip edeceğini söylemektedir. Büyük termik ve hidrolik santrallar, bulundukları bölge için çok önemli ekonomik varlıklardır. Bir santral, yalnızca o santralda çalışanlar için değil, o bölgede yaşayan ve santralda çalışanlara yönelik hizmet ve ürün üreten esnaf, tüccar, sanayici, küçük üretici, nakliyeci, eğitim, sağlık, yerel yönetim emekçileri vb. tüm kesimler için yaşamlarının çok önemli bir bileşenidir. Özelleştirme sonucu bir termik santralın çalışanlarının büyük bir bölümünün işine son verilmesi, santralın kapatılması, yerli kömürden ithal kömüre dönülmesi, santralın yerinin değiştirilmesi türünden gelişmeler yalnızca o santralda çalışanların değil, bütün bir bölge halkının yaşamını çok olumsuz yönde etkileyecektir. Ne yazık ki ülkemizde yukarıda sıraladığımız eleştirilerin yapılması, iktidar ve yandaşı rant çevrelerince yürütülen “psikolojik harekat” kapsamında önlenmekte, bu haklı kaygıları dile getirmek dahi aykırı fikirler olarak yaftalanarak yok sayılmaktadır. Daha da ileri gidilerek odaların açtığı davalara yönelik olarak “oda terörü” gibi ifadelerle kişi ve kurumların enerji politikaları karşısında kendi fikirlerini açıklamaları dahi engellenmeye çalışılmaktadır. Bu anlayışın sonucunda uygulanan politikaların sorgulanması ve kamu yararına politikaların gündeme getirilmesi dahi mümkün olamamaktadır. Dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesine karşı yürütülen ancak yeterince etkin olmayan mücadeleden gerekli dersler çıkararak, elektrik üretim santrallarının özelleştirilmesine karşı, yaygın, geniş katılımlı ve etkin çalışmaların yapılması görevi, emekten yana tüm kişi ve kuruluşların sorumluğundadır. ? mıyla da tahkim edildiğini/edilebileceğini göstermektedir. 17 5496 sayılı Kanun’un 2. Maddesi ile 4628 sayılı Kanun’un 2. Maddesi’nin 3. Fıkrası’nda yapılan değişiklik sonu cu, borsada işlem gören şirketlere ait hisselerin kimin elinde olduğu bilinemeyecek; bu hisseler piyasada faaliyet gösteren şirket ve gruplarca toplanarak tekelleşmeye yol açılacak; yabancıların sektörü kontrol olanağı doğabilecektir. Nite kim bu düzenlemenin temel amacının yabancıların ihalelere katılabilmelerini sağlamak olduğu ifade edilmekte; böylece ülkemiz elektrik piyasasının tamamıyla yabancı özel tekellerin eline geçmesi ihtimali belirmektedir. Başkent ve Sakarya elektrik dağıtım şirketlerindeki yabancı ortaklar, bu eğilimin diğer dağıtım şirketleri için de pekala olabileceğini göstermektedir. 18 2 Nisan 2004 tarihli Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararı, TEDAŞ’ın özelleştirme kapsam ve programına alınmasını içermekte; elektrik dağıtım şirketlerinin her birinin özelleştirme kapsam ve programına alınmasına ilişkin herhangi bir ÖYK kararı bulunmamaktadır. Bu nedenle bölgesel dağıtım şirketlerinin özelleştirme işlemi, 4046 sayılı Yasa’ya açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Dağıtım şirketlerinin ihale şartnamelerinin devir ve teslimle ilgili 20. Maddesi’nde ihale kurallarına aykırı düzenleme yapılmıştır. Gerek 4046 sayılı Kanun’un ihale usulüyle ilgili düzenlemelerinde, gerekse “Özelleştirme Uygulamalarında Değer Tespiti ve İhale Yönetmeliği”nde, ihale komisyonunun ihale sonucuna ilişkin nihai kararından sonra, ihale üzerinde kalan tek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle