02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet ENERJİ G 5 Ekim 2010 19 10 ENERJİ BAKANLIĞI STRATEJİ PLANI’NDA ÇITA YUKARIDA AMA... Durmak yok, özelleştirmeye devam Mehmet KAYADELEN Maden Mühendisi Oğuz TÜRKYILMAZ MMO Enerji Çalışma Grubu Başkanı nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) Stratejik Planı (20102014) 15 Nisan 2010 günü Bakan tarafından kamuoyuna açıklandı. Stratejik Plan neden hazırlandı, ne anlam ifade etmekte, neleri içermekte, amaç ve hedefleri nelerdir? Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin stratejik planları, 2003 yılında yayımlanıp 2005 yılında yürürlüğe giren Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun (KMYKK) 9. Maddesi gereğince hazırlanmaktadır. Kamu idarelerinde stratejik planlamanın ilk kez gündeme gelmesi, Dünya Bankası ile işbirliği içinde hazırlanan ve 2001 yılında yayımlanan Kamu Harcamaları ve Kurumsal Gözden Geçirme Raporu ile Türkiye gündemine gelmiştir. İzleyen yıllarda, 8. 5 Yıllık Kalkınma Planı’nın maliye politikası hedeflerine, IMF’ye verilen niyet mektuplarına ve AB Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Ulusal Programlara yansımış ve Dünya Bankası ile imzalanan kredi anlaşmalarının koşulları arasında yer almıştır. Stratejik planlama sürecinde; kamu idaresinin hizmetinden yararlananların, kamu idaresi çalışanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile diğer tarafların katılımlarının sağlanması ve katkılarının alınması sistemin temel ilkelerinden biridir. E lamak amacıyla kullanılan KİT’lerin, rehabilite edilip rasyonel biçimde yönetilmesi için çaba harcanacağına, özelleştirilmesi amaçlanmaktadır. İşin acı olan yanı, elden çıkarılmak istenen kamuya ait bazı dağıtım şirketlerini Çek Cumhuriyeti ve Avusturya kamu kuruluşlarının da dahil olduğu ortaklıkların satın almasıdır. Unutulmamalıdır ki, bugün yok edilmeye çalışılan elektrik üretim, toptan satış ve dağıtımı ile doğalgaz dağıtımı alanlarındaki kamuya ait tekeller, yarın kolayca çok uluslu tekellerin eline geçebilecektir. Hedeşere ulaşılması zor Sayısal olarak ifade edilen hedeflerde çıta yüksek konumlandırılmıştır. Bu durum ilk bakışta sevindiricidir. Ancak mevcut veriler dikkate alındığında, bazı hedeflere ulaşmanın kolay olmadığı görülmektedir: Yapımına başlanan yerli kömür yakıtlı toplam 3 bin 500 MW’lık termik santrallar ile 5 bin MW’lık hidrolik santrallara yönelik yatırımların 2013 yılına kadar tamamlanma olasılığı çok düşüktür. EPDK’nın Mayıs 2010 itibariyle geçerli olan bilgilerine göre, yerli yakıtlı termik santralların fiili gerçekleşme oranları ikisi dışında yüzde 7’nin altındadır. Özellikle Amasra (1100 MW), Zonguldak (50 MW), Göynük/Bolu (270 MW) ve Orta/Çankırı’da (165 MW + 372 MW) kurulması öngörülenlerin akıbetleri meçhuldür. Hidrolik santrallarda ise yaklaşık 1400 MW’lık Amaçlarda yenilik yok Plan genel olarak değerlendirildiğinde öncelikle yer verilen amaçların hemen hepsinin yetkililerce bugüne değin çeşitli vesilelerle dile getirildiği görülmektedir. Özelleştirmeyi öngörenlerin dışındakiler de genel kabul gören amaçlardır. İktidar, elektrik sektöründeki tesisleri özelleştirme kararlılığını Plan’a da yansıtmıştır. Yıllarca iktidarların yandaşlarına çıkar sağ (yüzde 28) bölümünün fiili gerçekleşme oranları yüzde 30’un altındadır. Mevcut doğalgaz depolama kapasitesini 4 milyar m3’e çıkarabilmek için, TPAO’nun Silivri’deki kapasitesi artırılmakta olan (3 milyar m3) ile BOTAŞ’ın Tuz Gölü’ndeki (1 milyar m3) doğalgaz depolama tesislerinin tam kapasiteyle devreye alınmaları gerekir. Birincisinde somut ilerleme varken, ikincisi henüz ihale aşamasındadır. İhalesi 2011’de sonuçlansa bile, sözleşme görüşmelerinin ve imzalanmasının aylar alacağı, bu aşamayı kapsamlı detay mühendislik ve uygulama projelerinin hazırlanmasının izleyeceği ve inşaata ancak ondan sonra başlanabileceği dikkate alındığında, Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesisi’nin 2015’e yetişmesini, dolayısıyla da bu hedefe ulaşmayı bekle mek gerçekçi değildir. Halen 1100 MW’ın altında olan rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 2015 yılına kadar 10 bin MW’a çıkarılabilmesi için, lisans almış yaklaşık 3 bin MW gücündeki tesislere ek olarak 5 bin 900 MW gücünde yeni yatırım lisansı verilmesi ve yılda toplam 2 bin 250 MW gücündeki santralların devreye alınması gerekmektedir ki, bu hedefin de gerçekleşmesinin mümkün olmadığı açıktır. Özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerinin yeni mülkiyet yapısındaki tekelleşmenin toptan satış ve üretim alt sektörlerinde de olduğu göz önüne alındığında, elektrik enerjisi sektöründe rekabete dayalı olarak işleyen piyasa yapısının 2015 yılına kadar oluşturulması hedefinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı söylenebilir. 2015 yılına kadar, Ceyhan’a gelen petrol miktarının 2008 yılına göre iki katına çıkarılabilmesi için, bugün çok düşük düzeyde seyreden KerkükCeyhan Ham Petrol Boru Hattı kapasite kullanım oranının yükseltilmesi gerekir. Bu da ancak Irak’ta istikrarın sağlanmasıyla mümkün olabilir. Çalık Grubu’nun ÜnyeCeyhan Projesi ise henüz bu hatta basılacak petrol olmadığı için şimdilik bir fikir projesi düzeyindedir ve 2015 yılına kadar faaliyete geçmesini beklemek gerçekçi değildir. Maden satış gelirinin 2015 yılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın Stratejik Planı'nda özelleştirme yaklaşımı ön plana çıkıyor. Kamunun elinden çıkarılacak şirketleri Çek Cumhuriyeti ve Avusturya'nın kamu kurumlarının dahil olduğu ortaklar alıyor. na kadar 2 katına çıkabilmesi, başta yeterli rezerv, talep ve maden fiyatları olmak üzere pek çok etmene bağımlıdır. Tüm madenlerin birim satış fiyatları sabit kalacak olursa, bu hedefin gerçekleşebilmesi için üretim miktarlarının yılda ortalama yüzde 15 artması gerekir ki, bunun da iddialı bir hedef olduğu söylenebilir. Öte yandan, madenlerin işletilmesinde toplum yararının da gözetilmesinin ve mineral kaynakların korunmasının sağlanmasına yönelik hedeflerin olmaması önemli eksikliklerdendir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle