05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 ENERJİ yon’la ayıklanmış olurdu.” Oysa, imzalanmış sözleşmelerin hukuksal sorumluluk ve devlete tazminat davaları olarak döneceği de yeterince açık olmalıydı. Bu sözleşmelerin ülke ekonomisinde mali dengeleri zorlayacak etki yaratacağını “aniden ve nihayet farkeden” IMF’nin telkiniyle, bu kez sözleşmelerin iptali yolu arandı ve olabilecek en kötü senaryo böylece yazılmış oldu: Yasa çıkararak, aşırı sayıdaki imzalı sözleşme sorununun kökünü kurutmak, yani yasayla bunları iptal etmek. Devletin uluslararası tahkimde sorumluluğuna hükmedilmesini ve tazminat ödemesini bundan daha kolaylaştıracak bir çözüm olamazdı! Ne var ki, iptal edilmesi için yasa çıkarılan bu sözleşmelere, yasayla iptal girişiminin hemen öncesinde uluslararası tahkim olanağı ne hikmetse ihsan edilivermişti. Böylece, “kasabının bıçağını yalayan koyun” durumu ortaya çıkıyordu. Sonuç, şaşırtıcı olmayan biçimde, sözleşmelerdeki tahkim olanağından yararlanmak suretiyle, yabancı yatırımcıların yüzlerce milyon ABD Doları tutarlarına varan tazminat davalarını uluslararası tahkim heyetlerinin önlerine koyması oldu. Daha geçtiğimiz günlerde, bunların birisi ülkemiz aleyhine 100 milyon dolarlık tazminat kararıyla sonuçlandı. Sonuçta, bugüne kadar ülkemiz aleyhine birkaç yüz milyon dolarlık tazminat kararları verildi. Milyar dolarlık diğer kimi tahkim davaları ise halen devam etmekte. uyuşmasının ürünü, yahut yine bir ironik ifadeyle “mahşerin iki atlısı” Dünya Bankası ile IMF’nin “ve etkili ve masum” telkinleri giderek kredileri durdurma ve sair mekanizmalar yoluyla zorlamaları ise, bu ateşin kor haline gelmesini sağlıyordu. Gelinen noktada, uluslararası tahkime gidilmesine yardımcı olan dostlarımızın da artık bu sevdanın efsunkâr etkisini nihayet atmaya başladıklarını büyük bir memnuniyetle gözlemekteyiz. Ne var ki, “bâde harâbül Basra” deyimini burada anımsıyoruz. Yine, “belki bir gün bana geleceksin; lâkin, vakit geçmiş olacak” diyen şarkımızı da, işte tam bu anda seslendirmemiz gerekiyor. Ve belli belirsiz bir türkü belki dudaklarda: “Kendim ettim, kendim buldum” Kuşkusuz, uluslararası tahkime ilişkin müzikalimizin son perdesi henüz inmedi. Yürümekte olan davaların sonucuna göre izleyicilere sunulacak yeni bölümleri dinlemeye ve heyecan verici keza, yeterince didaktik bu müzikalin kalan kısımlarını izlemeye hazır olalım... ? Aslında, “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi” ve yaşanan gelişmeler için kehanette bulunmaya gerek de yoktu. Yabancı yatırımcıların tahkimi bir bahane olarak kul “Tanrım, ben nerde yanlış yaptım...” landıkları yönünde özel sektördeki ilgili çevrelerden gelen değerlendirmeler de bulunmaktaydı. Ancak, tahkim sevdasının ateşi bir kez yanmıştı ve karşı durulamaz biçimde “âşık, maşukuna kavuşacaktı”; kısacası, “vuslat” kaçınılmazdı. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki yeni küresel düzenin veya başka tabirle “Bretton Woods” ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ° = * ¶ 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle