Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 ENERJİ ma Bankası’ndan kullandırılan bu kredi, 20082011 Dünya BankasıTürkiye Ülke İşbirliği Stratejisi kapsamında verildi. Değişken marjlı bir taahhüt bağlantılı esnek kredi olarak verilen borç, 12 yılı geri ödemesiz dönem olmak üzere 23.5 yıl vadeli olarak geri ödenecek. Cumhur Gazioğlu Dünya Bankası Mayıs 2009 tarihli raporunda, “Türkiye’nin hırslı bir elektrik sektörü programı” uyguladığı belirtildi. Bu yoğun reform ve yeniden yapılanmanın ise “elektriğin verimli ve maliyet etkin sunumuna rehberlik eden rekabetçi bir piyasa hedefiyle” sürdürüldüğü kaydedildi. Bu programın Avrupa Birliği (AB) müktesebatına da paralel olarak yürütüldüğü ifade edilirken, “reformların uygulanmasında önemli bir süreç işletilmiş olmakla birlikte özellikle dağıtım ve üretim özelleştirmesi olmak üzere bazı reformların ertelenmiş” olmasından yakınıldı. Yüksek Planlama Kurulu’nun 18 Mayıs 2009 tarihinde kabul ettiği güncellenen elektrik stratejisinin, kısa vadede, elektrik arztalep dengesizliğine işleyen bir piyasa içerisinde hitap edebilecek önlemleri öne çekmeye odaklandığı, böylece imtiyazlı garantiler ve önemli bir şekilde geliştirilmiş kamu yatırım ihtiyacının en az düzeyde tutulmasına yöneldiği ifade ediliyor. ‘Hırslı reform programı uygulanıyor’ Maliyet artışlarının perakende elektrik tarifelerine yansıtılması, bu çerçevede 1 Ocak 2008, 1 Temmuz 2008 ve 1 Ekim 2008 tarihlerinde yapılan zamlar, maliyet bazlı fiyatlandırma mekanizmasının uygulamaya sokulması gerçekleştirilmiş anahtar politika adımları arasında sayılıyor. Maliyetleri kapsayan fiyatlandırma uygulamasının geciktiği, bunun sonucunda yeterli arzı sağlamak için özel sektör yatırımlarını çekecek cazibeli özel dağıtım şirketlerinin yaratılmasının mümkün olmadığı ileri sürülüyor. Elektrikte zamlara neden olan maliyet yansıtıcı fiyatlandırma; “yatırım teşviki ve güvenilir elektrik arzı için kritik öneme sahip” olarak nitelendiriliyor. Fiyatlar artacak, yatırımlar gelecek iddiası ‘Kriz arz güvenliği için fırsat penceresi yarattı’ Türkiye’nin elektrik sektöründe karşı karşıya olduğu güncel en kritik sorun, “güvenli ve yeterli elektrik arzının sağlanması” olarak ortaya konulan raporda, 2008 yılsonunda ve 2009’un ilk aylarındaki talep düşüşüne rağmen Türkiye’nin sıkışık rezerv marjlarının çok yavaş bir şekilde rahatladığı, ek üretim kapasitesine gerek olduğu anlatıldı. Raporda, şöyle denildi: “Elektrik talep gelişimindeki düşüş, 2008’in son aylarında ve 2009’un ilk aylarında talepteki reel ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ azalma Türkiye’ye ekstra zaman, üretim kapasitesinde daha büyük yatırımın çekilmesi ve elektrik verimliliği için bir fırsat penceresi yarattı. Türkiye, ekonomik gelişme ve elektrik talep gelişimin eski haline dönmesinden sonra yakın bir gelecekte elektrik arztalep dengesizliği riskiyle karşı karşıyadır.” Raporda, 5 yıllık bir aradan sonra tamamen maliyetleri kapsayıcı düzeye eriştirilen 3 kalıcı tarife artışıyla ortalama perakende satış tarifesinde yüzde 50 (Ekim 2009 zammı hariç) civarında artışa gidildiği anımsatılırken, bu yapılan artışlarla daha verimli tüketim desenlerinin özendirildiği belirtilerek, zamlarla tüketimin kısıtlanması savunuldu. Raporda, bu durum şöyle ifade ediliyor: “Bu (tarife artışları), sektörün mali yaşama kabiliyetini önemli bir şekilde geliştirecek, daha verimli tüketim desenlerini özendirecek ve sektördeki gelişmiş özel yatırımları cezbedecektir. Bütün maliyetleri kapsamaya devam eden otomatik bir mekanizma, 1 Ekim 2008’de gerçekleştirilen tarife düzenlemesiyle birlikte artık yürürlüktedir. Petrol ve gaz fiyatlarındaki azalma, elektrikte daha yukarı doğru yükselen uyarlama ihtiyacını gevşetmiş ve 2009 yılında iç petrol ve doğalgaz fiyatlarında kesintiyi olanaklı hale getirmiştir.” geçmiş borçları içine giydirilmiş olarak kendini gösterdiği kaydedildi. Üretim şirketinin de kamu mülkiyetindeki gaz ve kömür sağlayıcıları olarak BOTAŞ ve TKİ’ye bu vadesi geçmiş borçları yansıttığı anlatılan raporda, “2002’den beri, bu tür ödenmemiş kayıpları karşılamak için iki kuruluşun 3.2 milyar TL kredi kullandığı tahmin edilmektedir. Fiyatlandırma reformları bu tür dolaylı mali yükümlülüklerin gelecekte oluşmasını önemli bir şekilde azaltacaktır” denildi. önemli bir yan etkiyi hem doğrudan hem de dolaylı olarak yükleneceklerdir. Doğrudan etki açısından; sanayi, ticarethane ve yoksul olmayan iç tüketiciler, yoksulların gücünün yetmeyeceği daha pahalı seçenekler yoluyla etkiyi hafifletebilmeye yönelecekler (Örneğin dizel jeneratörler). Hatta arz yetersizliği eşit bir şekilde ya da yoksulların lehinde dağıtılsa da, yoksullar bu duruma uyum sağlamakta zorlanacaklardır. Bu nedenle arz yetersizliğinin olumsuz yan etkisi, yoksul hanehalkları, yoksullar tarafından kullanılan okullar ve sağlık olanakları üzerinde oransız bir şekilde daha büyük olacaktır. Bu yüzden elektrik arztalep dengesizliğini azaltmak, bu tür olumsuz etkileri azaltmaya, en azından sakınmaya yardımcı olacaktır ve hanehalkları için elektrik arzı makul düzeylerde sürdürülebilir. PEDPL tarafından desteklenmiş olan programın kaçınmak için araştırdığı diğer bir önemli olumsuz etki; önemli ölçüde arztalep dengesizliğinden kaynaklı uygun olmayan yatırımlardır. Böyle bir durumla karşı karşıya kalmış olan çoğu ülkedeki deneyim, acil çözümler araştırmak için sıklıkla plansız kararlar alındığını göstermiştir ve bunlar genellikle ağır ve nükseden maliyetlere yol açmıştır. Bunlar ya mali alanı daraltır ve böylece büyümeyi artıracak harcamaları sıkıştırır ya daha yüksek tarifelere yol açar ya da her ikisine birden neden olur. Nihai olarak, bu tür uygun olmayan yatırımlar fakirfukarayı olumsuz şekilde etkiler. Dünya Bankası yoksulları düşünüyormuş Raporun, “Yoksulluk ve sosyal etki” başlıklı bölümünde ise söz konusu özelleştirme, serbest piyasa ve maliyet bazlı fiyatlandırmalara dayalı reform programının “olumlu” olacağı iddia edilen sosyal etkileri de şöyle sıralanıyor: PEDPL programı altında desteklenen reformlar ve eylemlerin, sırasıyla istihdam üretimini artıracak ve yoksulluğu azaltacak olan ekonomik gelişime destek olacakları için, bütün olarak olumlu bir sosyal etkiye sahip olması beklenmektedir. Orta dönem boyunca elektrik arztalep dengesizliğini azaltmak ayrıca hanehalklarının makul düzeyde elektrik temin etmelerini, aynı zamanda eğitim ve sağlık olanaklarını sürdürmeyi amaçlayan çabalara destek olacaktır. Daha spesifik bağlamda, program tarafından desteklenmiş olan birkaç eylemin, aksi takdirde olabilecek ciddi olumsuz etkileri yumuşatması beklenir. Eğer önemli bir düzeyde arztalep dengesizliği oluşursa, o zaman yoksullar ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Elektrik zamları yoksul sayısını yüzde 1 artırdı Tarifedeki artışların yoksulluk üzerindeki etkisi, hanehalkı istihdam araştırma verilerinden değerlendirilebilir. En son 2006 yılı verileri mevcuttur; bu yüzden yürütülmüş olan simülasyonlar, bu tür artışların etkisini değerlendirmek için daha yüksek bir sınır sunmaya yönelebilecektir; örneğin önemli büyüme sağlanmıştır ve hedeflenmiş olan sosyal güvenlik programları için sosyal harcamalar geçtiğimiz yıllarda artmaya devam etmiştir. Bu verilerle yapılan simülasyonlar, artan tarifeler nedeniyle tüketim düzeyinde azalma olmadığı varsayımıyla, elektrik tarifelerindeki yüzde 30’luk bir artışın yoksullukta yüzde 0.4’lük artışa yol açtığını göstermiştir.” Dünya Bankası’nın hesaplaması üzerinden 2008 yılından bu yana yapılan elektrik zamlarına bakıldığında; konut kullanıcıları için Ekim 2009’da yapılan son zamla kümülatif olarak yüzde 70.4’e ulaşan elektrik zamları nedeniyle Türkiye’de yoksulluk yüzde 1 oranında arttığı ortaya çıkmaktadır. ? ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ BOTAŞ ve TKİ 3.2 milyar TL borç aldı Enerji sektöründe yer alan KİT’lere bütçeden transfer yapılmadığı, ancak bunun yerine maliyet altındaki fiyatların, dağıtım kuruluşlarının bilançosu ve üretim ile iletim şirketlerinin vadesi ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ