27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

04 6 Ocak 2012 Cuma 392 ir kültürü korumak ancak ona sahip çıkarak; yaşatarak ve sonraki nesillere aktararak mümkün olabilir. Minkaa Restoran, yüzyıllar içinde büyüyüp gelişen, farklı kültür ve coğrafyalardan beslenen mutfak kültürümüzün ve yerel lezzetlerimizin korunmasına özen gösterdiği mekânlardan biri. Minkaa Restoran’ın sahibi Orhan Karataş, baba mesleği aşçılığa, küçük yaşlarda Ankara’da başlamış. Daha sonra Bahreyn ve İrlanda konsolosluklarında 16 yıl görev yapmış ve yıllarca yerel lezzetlerimizi Avrupalı konuklara sevdirmeyi görev bilmiş. B TepePrime’da yerellezzetler LEZZETLi ANKARA ELİF EROL http://lezzetliankara.blogspot.com Osmanlı taş çömleği Tüm tariflerin ve yemeklerin Karataş’ın ellerinden çıktığı Minkaa, kalabalıktan uzak, malzemesi kadar ortamıyla da doğal, sahibi ve şefi kadar içten bir mekân. Eskişehir Yolu üzerinde Tepe Prime Avenue’da bulunan mekân adını, Osmanlı döneminde küçük taş çömleklerden almış. Mönüye geçmeden önce etrafınızı incelemekten kendinizi alamadığınız mekân, şıklığı ve ev sıcaklığını bir arada barındırıyor. Bir duvarın komple ayna ile kaplandığı, gösterişli avizelerin beyaz oturma gruplarıyla bir bütünlük oluşturduğu mekânda; açık mutfakta tencerede pişen yemeklerin sıcaklığı içinizi de ısıtacak cinsten. İspir fasülye bir numara Mercimek çorbası, mevsim salata, turşu tabağı, kaşarlı köfte, sebzeli paçanga böreği; tavuk “lolita”, kara lahana sarması… Her yemekte mucizevi lezzetlerin gizli olduğu mönüde mutlaka İspir fasulyesinin tadına bakmanızı öneririm. Türkiye’nin en ünlü kuru fasulyesi İspir’in, Minkaa Restoran ile vazgeçilmez lezzetler sıralamanızda bir numara olacağından hiç şüphem yok. Erzurum’un Karadeniz’e komşu olan İspir ilçesinde yetiştirilen kuru fasulyenin bizlere ulaşması Rize’nin Çayeli’nde bulunan ve daha sonra büyük kentlere de şubelerini açan Hüsrev Lokantaları sayesinde olmuştu. Karataş ise bu işi Hüsrev Lokantaları’nda çalışan Dursun Usta’dan öğrenmiş. Dursun Usta ile 2 yıl çalışan Orhan Karataş bugün İspir fasulyesini biz Ankaralılara büyük bir ustalıkla yapmaya devam ediyor. Ankara’da birbirinden lezzetli sağlıklı yemekler sununan Minkaa Restoran’da, yemeğin sonunda mutlaka ayva tatlısı ve fırın sütlacın tadına bakmayı atlamamanızı tavsiye ederim. Minkaa Tepe Prime Eskişehir Yolu 9.km C Blok 7/A Çankaya Mönüden Fasulye: 7TL ¦ İspir Kuru ¦ Kaşarlı köfte: 9.50TL ¦ Tavuk lolita: 8 TL ¦ Fırın Sütlaç: 6TL 287 07 05 287 07 92 Birlik Mah. 415.cadde (2.cadde) 15 B Çankaya 495 0 395 – 495 0 396 www.minkaa.com Tadım Notları Prof. Dr. Ertan ANLI arapsever gazeteci Ertuğrul Özkök, 27 Aralık 2011 tarihinde Hürriyet’teki köşesinde Türkiye’de Gusto dergisinde yapılan bir şarap değerlendirmesini konu alarak, derginin yaptığı değerlendirme dışında kendi beğendiği şarapları vurguladı ve bazı noktalarda derginin tercihlerine katılmadığını belirtti. Aynı yazıda, somelyelerin tüketiciye göre daha önyargılı olduğunu, son 30 yılda dünyanın yüksek alkollü şaraplara yöneldiği halde somelyelerin “Bourgogne” ve “Bordeaux”ya takılıp kaldığını, yüzde 12.513 alkol derecesinde şarapları tercih ettiklerini, “terroir” ve “sepaj” kavramına fazla bağlı kalıp, “Sideways” filmindeki gibi “Merlot” adını duyunca tüyleri diken diken olup, Pinot Noir’ı ise her zaman tercih ettiklerini vurguladı. Öncelikle, değerli gazeteci Özkök’ün derginin seçimleri üzerine yaptığı bazı eleştirilere katılmamak olası değil.. Kayra Imperial konusundaki yorumu çok doğru. Daha iyi olanı Vintage 2008 değil, 2007. Ertuğrul Özkök’ün Unuttuğu Şaraplar Ancak, 2011 yılında iz bırakan bazı önemli şarapların da atlandığını belirtmeliyim. Örneğin, “Kavaklıdere Pendore Syrah 2009”. Maalesef, bu değerli şarap son yıllarda Türkiye’de üretilen en önemli “Syrah” örneklerinden biri olmasına karşın, ne dergi, ne de Özkök tarafından ön plana çıkartıldı. Şimdiye dek, bu değerde şaraba yakın Türkiye’de iki Syrah örneği çıktı: Sevilen Centum 2005 (2009 yılına kadar çok üst düzeyde gelişti) ve de yüzde 75’i Syrah olan Büyülübağ Şah 2010. Bir diğer yeterince üzerinde durulmayıp atlanan şarap ise yine Kavaklıdere’nin ürettiği “2009 Cote d’Avanos NarinceChardonnay”.. Çok başarılı bir beyaz şarap, hatta diyebilirim ki kategorisinde Türkiye’nin en iyilerinden.. Nitekim, Parker tarafından da övgü alan bir şarap. 2010 ise daha pahalı olmasına karşın, aynı düzeyde değil.. Bu arada, “Arcadia 2009 Sauvignon BlancSauvignon Gris” de mutlaka değerlendirilmeli.. Diğer unutulan şaraplar ise “Vinkara Mahzen 2009Cabernet SauvignonMerlotSyrah”, “Sevilen Petit Verdot 2007”. Bu iki şarap da nedense kaçırılan şaraplar. Hatta, Pamukkale Nodus 2009 Öküzgözü de değerlendirilebilir. 2008’in kayıp yıl olduğu görüşü ise tamamen doğru.. Hatta, bazı iyi örnekler hariç 2007 ve 2006’da. 2009 son dönemlerin en iyi yılı, 2005’te birçok şarabı bugün düşse de başarılı yıllardan. Somelyelerin tercihine gelince; şarapta doğal olarak denge arıyorlar.. Eğer alkol derecesini Kaliforniya ve bazı Yeni Dünya örneklerinde olduğu gibi yüzde14 ve üzerine çekerseniz, dengeyi yakalamanız çok güç olur. Bu düzeydeki alkolü kaldıracak düzeyde dengeli bir fenol yapısı ve asit gerekir.. Aksi halde şarap, gençken dik dursa da, yeterli iyi yapısı yoksa, kısa sürede tepetaklak aşağı iner, aroma düşer ve tükenişe doğru ilerler. Bu durumu en iyi açıklayan örnek “Pinot Noir”. Dünyada “Bourgogne”dan daha iyi P. Noir şarabı yok. Çünkü, “terroir” bu bölgede adeta “P. Noir” için yaratılmış.. Kaliforniya’da P. Noir çok yüksek alkole ulaşıyor, tabii yeterli fenol gelmeyince denge birkaç yıl sonra aşağı iniyor. Yine de Oregon ve Yeni Zelanda bazı iyi örnekler olduğunu da belirtmelim. Merlot ise başka bir dünya. Sonraki haftalarda üzerinde uzun ve detaylı değerlendirme yapmak daha doğru olacak. Ş http://tadimnotlari.blogspot.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle