Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Savunma sektöründe bir kadın; Zeynep Rüstemoğlu: 6 Ocak 2012 Cuma 392 işi olur? 1995’ten beri zırhlı araçlara ısıtma ve yangın söndürme sistemleri yapan Forum Mühendisliği’nin ortağı Zeynep Rüstemoğlu, ilk büyük çıkışını, ortağıyla birlikte, 2. Dünya Savaşı’nda Türkiye’ye hibe edilmiş 1.500 aracın ısıtma sistemlerini yaparak gerçekleştirdiklerini söylüyor. “Özellikle soğuktan donarak ölen veya ısınmak için araç içinde gazete kağıdı yakarak zehirlenen askerler olması, beni çok etkilemişti” diyen Rüstemoğlu, ekliyor: “Herkes bu işin saldırı amaçlı olduğunu düşünür ama ben hep savunma tarafında oldum. Herhalde kadın olmanın etkisi!” S avunma sanayi denince akla saldırı, savaş gelir. Peki bir kadının bu sektörde ne ‘Üretimin cinsiyeti yok’ 2011’de Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Ödülü’nü alan Rüstemoğlu, savunma sanayinde iş yapan bir kadın olarak genelde pozitif ayrımcılıkla karşılaştığını belirtiyor. 2 yıl önce ihracata da başlayan Rüstemoğlu başarısını, “Kadın erkek ayrımı gözetmiyorum. Önemli olan ne yaparsan en iyisini yapmak, hiçbir zaman doğruluktan taviz vermemek, kendine güvenmek ve güçlü olabilmek” olarak özetliyor. Rüstemoğlu, sorularımızı, imalatları yaptığı üretim makinalarının arasında yanıtladı: Sektöre ilk adımı nasıl attınız? Esasında İngiliz Dili mezunuyum ve mühendislikle pek alakam yok. Mezun olduktan sonra Ankara’da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) zırhlı araç üretmek için kurulmuş Türkiye’nin ilk özel teşebbüslerinden biri olan Türk ve Amerikan ortaklı bir firmada, teknoloji transfer departmanında çalışmaya başladım. Bu benim için bin şanstı. Görevimiz, bizde olmayan teknolojileri Türkiye’ye kazandırmaktı. Kendi işinize nasıl başladınız? Orada 7 yıl çalıştıktan sonra makine mühendisi bir arkadaşımla beraber 1995’te kendi firmamızı kurduk. Bu arada TSK 2. Dünya Savaşı zamanında Türkiye’ye hibe edilmiş araçların tüm parçalarını yenileme yoluna gitmişti. Bu bizim için büyük fırsattı. Toplam 1.500 aracın ısıtma sistemlerini yaptık. 5 yıl sonra ortağım ABD’ye gitme kararı aldı, ben de tek başıma devam ettim. Bu arada savunma sektörü çok gelişti. TSK’nin desteğiyle ürünlerimizi yerli imalata çevirdik. ‘Pozitif ayrımcılıkgördüm’ Savunma sektörde kadın olmak nasıl bir şey? Ben dezavantajını görmedim. Tam tersine, pozitif ayrımcılık sayılabilecek birçok olay yaşadım. Fabrikalara kimsenin aracı alınmazken, bir hanım olarak benim aracım alınır. Askerler her zaman çok nazik davranır. Sanırım kadın olmanın güvenilirliği oluyor. Etkileyici bir örnek hatırlıyor musunuz? Özellikle soğuktan donarak ölen veya ısınmak için araç içinde gazete kağıdı yakarak zehirlenen askerler olması, benim için çok etkileyici örneklerdi. Herkes bu işin saldırı amaçlı olduğunu düşünür ama ben hep savunma tarafında oldum. Faydaları olduğunu gördükçe mânen de tatmin yaşadım. Daha sonra da yangın söndürme sistemlerine yöneldik. Bu da insan hayatını korumaya yönelik bir sistem. Bunda kadın olmanın etkisi olduğunu düşünüyorum. Savunma sanayindeki bir kadın yurtdışında nasıl karşılanıyor? Çalıştığım firmaların ben gitmeden önce haberi olmuş ve çok hoşlarına gitmiş. İş yaparken kendinizi ayrıcalıklı hissediyorsunuz. ‘Paşakızı zannettiler’ Sektöre girmek isteyen kadınlara ne önerirsiniz? Ben kadın erkek ayrımı gözetmiyorum. Çünkü üretimin cinsiyetine inanmıyorum. Kuralın herkes için aynı olduğunu düşünüyorum. Önemli olan ne iş yaparsanız yapın, en iyisini yapmak. Hiçbir zaman doğruluktan taviz vermemek. En başta kendinize güvenmek ve her zaman güçlü olmak. Hiç mi önyargı ile karşılaşmadınız? Savunma sektöründe hiç kadın yok, nasıl var olduğumu merak etmişler ve benim paşa kızı olduğuma dair bir söylenti çıkarmışlar. Demek ki tek başına bir kadının tutunabileceğini düşünemediler. Kesin arkasında bir erkek vardır, o da olsa olsa bir paşadır demişler. Ağrıma gitmedi, hiç üstünde durmadım. Türkiye’de savunma sanayi yeni başladığında ne durumdaydı, şimdi ne durumda? Böyle bir sektör 1990’lı yıllarda yoktu. Benim ilk çalıştığım firmayla başladığını düşünüyorum. Değil ihracat yapmak, kendi aracınızı üretmek bile çok uzak bir hayaldi. Artık yerli sanayi çok gelişti, ihracat yapar bir duruma geldik. Çok büyük bir yol kat edildiğine şahidim.