14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 GÖRÜNÜM A. Celal BİNZET 6 Ocak 2012 Cuma 392 AFSAD, Güneydoğu’nun ‘gülen yüzlerini’, başkentlilerle buluşturuyor ‘Barbarları Beklerken’ tatürk’ün sanata ve sanatçıya verdiği önemi anlatan: “Sanatkâr, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır” vurgulamasından, günümüzde bir yetkilinin sanatçıyı teröristle özdeşleştiren sözlerine uzanan çizgiye bakınca nereden nereye düştüğümüz açıkça görülüyor. Ne demişti? “Neyiyle veriyor, belki resim yaparak tuvale yansıtıyor. Şiir yazarak şiirine yansıtıyor..” Bunları görünce Konstantin Kavafis’in başlıkta adı geçen şiirini anımsamamak olmaz. Cevat Çapan’ın çevirisinden okuduğumuz şiirde geçen “barbarlar” sözcüğü yerine dün “komünistler” konurdu, bugünse başka bir şeyler. Neyi bekliyoruz böyle toplanmış Pazar yerine? Bugün barbarlar geliyormuş buraya. Neden hiç kıpırtı yok senatoda? Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün. senatörler neden yasa yapsınlar? Barbarlar geldi mi bir kez, yasaları onlar yapacaklar. Neden öyle erken kalkmış imparatorumuz, şehrin en büyük kapısında neden kurulmuş tahtına, başında tacı, törene hazır? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, onların başbuğunu karşılamaya çıkmış imparatorumuz. Bir de koca ferman hazırlatmış ona rütbeler, unvanlar bağışlayan. İki konsülümüzle yargıçlarımız neden böyle işlemeli, kırmızı kaftanlar giyinip gelmişler? Neden böyle yakut bilezikler, parlak, görkemli zümrüt yüzükler takınmışlar? Ellerinde neden böyle altın, gümüş kakmalı asalar var? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, onların gözlerini kamaştırırmış böyle takılar. Ünlü konuşmacılarımız nerde peki, neden her zamanki gibi söylev çekmiyorlar? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, onlar pek aldırmazlarmış güzel sözlere. Neden bu beklenmedik şaşkınlık, bu kargaşa? (Nasıl da yüzü herkesin!) Neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar, neden herkes dalgın dönüyor evine? Çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi. ve sınır boyundan dönen habercilere göre, barbarlar diye kimseler yokmuş artık. Peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan? Bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza. A Güneydoğu’ya çocuk tebessümüyle yaklaşmak SELDA GÜNEYSU NKARA Fotoğraf sanatçısı Yıldız Çelik’in, Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Batman, Siirt, Gaziantep, Kilis, Adıyaman ve Şanlı Urfa’dan çektiği fotoğraflar Ankara’ya konuk oluyor. Çelik’in objektifinden yansıyan çocuk yüzleri “Güneydoğu Anadolu’dan Gülen Yüzler” başlığıyla Ankara Fotoğraf Sinema Amatörleri Derneği’nin (AFSAD) sergi salonunda sergileniyor. Çelik, yarın açılacak ve 21 Ocak’a kadar devam edecek serginin amacını şu sözlerle anlatıyor: “Çoğu zaman bu bölgeden gelen terör, intihar, cinayet haberleri, biz Batı’dakilerin Doğu’ya bakışını yıllarca kötü yönde etkiledi. Güneydoğu Anadolu’ya gitmek istediğimiz zamanlarda tedirgin olduk. Ya da hiç gitmeme kararları aldık. Oysa bu tür olaylar her A yerde rastlanabilecek o l a n olaylar. Her yerde olduğu gibi, Güneydoğu Anadolu’da da büyüklerin davaları, bunlarla hiç ilişkisi olmayan pek çok ailenin hayatını maddi ve manevi olarak zorlaştırıyor. Hele bu aile içinde yer alan çocuklarımız, onlar derinden etkilenmezler mi? Onların Batı’dakilerden farkı yok, çünkü onlar da bizim çocuklarımız. Onlar da tüm dünyadaki çocuklar gibiler, aralarında bir fark yok. Hepsi coşkulu ve sevgi dolu. Bu düşünceden yola çıkarak bu projeye imza attım. Güneydoğu’dan gülen yüzlerin kendilerini ifade edebilmelerine olanak tanımak istedim.” ‘23Nisansabahında Şırnak...’ Çelik, çalışması sırasında birtakım sıkıntılar da yaşadı. Kendi deyimiyle “unutamayacağı anlara tanıklık etti.” “23 Nisan Çocuk Bayramımızı Şırnak’ta, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 85.’sini Urfa Harran’da kutlamayı planlayarak gittiğimde, yaşadıklarım sevincimi artırdı” diyen Çelik, anılarını şöyle paylaşıyor: “23 Nisan günü sabah saat 07.00’de, çocukların oyun sesi ile uyandım. Hazırlanıp sese doğru gidince, kendimi bir avluda buldum. Hülya, genç bir anne, kocaman bir kazanda yoğurt yapmak için avluda yaktığı ateşte, süt kaynatıyor. Avluyu ise 3 aile kullanıyor. ‘Otuz kişiden fazlayız, bir ailede 10, diğerlerinde 7 ve 6 çocuk var’ dediler. Uyanan çocuk avluya geliyor. Onları anneleri karşılıyor. Her uyanıp avluya geleni, Hülya kucağına alıp, sıkı sıkı sarılıp, öpüp, sütü kaynatmaya devam ediyordu. 89 yaşlarında bir erkek çocuk, yanıma geldi. Önce bir sandalye ve sehpa, sonra da annesinin tepsiye koyduğu peyniri, zeytini, kendi yaptıkları ekmeği ve çayı önüme koydu. O Türkçeyi konuşamıyordu, ben de Kürtçeyi. Dolayısıyla anlaşmak pek kolay olmuyordu. Saat 9’a doğru törenler için Hükümet Konağı’na doğru yol aldım. Bu kocaman aile de bütün çocuklar uyanınca törene geleceklerini söylediler. Tören saygı duruşu, İstiklâl Marşı’nın okunması, valinin ve protokoldeki kişilerin çocukların bayramını kutlaması, çocuk korosunun coşku ile söylediği şarkılarla başladı, resmi geçitle son buldu. Törenin ardından neşeli, güler yüzlü çocukları evlerinde daha yakın tanımak istedik. Çocuklar, İdil’de neler yapıyorlar, neleri severler, aileleri ile ilişkileri nasıl? 23 Nisan’ı onların ağzından dinlemek istedik ve sokak aralarına doğru ilerlemeye başladık…” Siirt Kurtalan’da tarihdersi Çelik, Siirt’te tanık olduğu bir olayı da şu sözlerle anlatıyor: “Kader Taşkıran 34 yaşında. Aydın’ın Nazilli ilçesinde doğmuş, sonra Kurtalan’a yerleşmişler. Beşinci sınıfa kadar okuyabilmiş. ‘Sonrasını kendi kendime okudum’ diyor. 13 yaşındayken bir evlilik yapmış. Öğrenmeye de her zaman meraklı. ‘Çocuklarımız tarihimizi anlarlarsa ülkelerine faydalı bir kişi olurlar. Bunun için onlara tarihimizle ilgili çok kitap okurum. Geçmişe bakıp, bugün, ne kadar özgür ve rahat olduklarını anlarlar. Çocuklarımın en sevdikleri kişi ise Atatürk. Onlara hep onun sayesinde bu kadar özgür yaşadığımızı söylerim. Ve onlar da bunun farkındalar’ diyor.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle