Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 GÖRÜNÜM A. Celal BİNZET 24 Haziran 2011 Cuma 364 Ankara’nın Durumu aşadığımız kent Ankara, Cumhuriyeti kuranların bilinçli ve kararlı uygulayıcıları sayesinde bugünlere değişerek geldi. O günlerin, büyükçe bir köy görünümündeki yerleşim yerini başkent yaparak düzenli ve planlı bir kent kurma iradesi toplumun her kesimi tarafından beğeniyle karşılanmıştı. İzleyen yıllardaki toplumsal gelişmelerin sonunda olumsuz örneklerin ortaya çıkması ise kaçınılmaz bir durumdu. Gecekondular bu olumsuzlukların başında geliyor. Bu durumu o günlerin Cumhuriyet gazetesinde Yunus Nadi bir güzel özetlemiş: “Ankara derken hatırımıza geldi, orada eski şehrin karşısındaki dağın, bizim hiç haberimiz olmaksızın dibinden başına kadar derme çatma evlerden toplanmış bir şehir parçası oluvermiş olduğunu, hepimiz bir gün şaşarak görüverdik.” (Şehirlerimizin Bayındırlıkları Yolunda, 31 Ağustos 1935) Şaşkınlıkla ortaya çıkışı izlenen yerler bugünün Altındağ’ı. İstenmeyen görüntüler yanında kentin planlı bölümleri Ulus’tan Yenişehir’e doğru uygulanmaya konmuştu. İlk kamu binaları, parklar, caddeler ve anıtlar günümüz Ankarası’nın temelini oluşturdu. Başkente asıl kimliğini verenler de bunlar oldu. Ama, zaman içinde orantısız yapılaşmanın getirdiği beton yığınlar arasında kaldı bu güzel binalar. İlk günlerin coşkusu içinde planlı bir kent/başkent kurma düşü kısa sürede yerini gelişigüzel kurulmuş yapılara terk etti. Cumhuriyet ideolojisi devrimci anlayışını mimarlık sanatında da ortaya koymuştu. Çağdaş anlayıştaki kamu binaları için öncü planlar yapıldı. Ancak bunlardan bir bölümü uygulanma olanağı bulamadı. Bunlar arasında en dikkat çekici olan Ankara Kız Lisesi için düşünülen yapıdır. Margarete SchütteLihotzky’nin 1938 tarihli tasarımına göre ana binaya ek olarak yapımı düşünülen bina sütunların desteklediği daire planlı bir yapıydı. Sütun arasındaki duvar yerine camın kullanıldığı bina bir koridorla ana yapıya bağlanacaktı. Dairesel planlı bu bölüm, okuma ve müzik odaları ile toplantı salonu olarak tasarlanmıştı. Sanıyorum o günün koşullarında fazla öncü bulunduğu için yapımından vazgeçildi. Bugünün ana binasıyla yetinilecekti. Gençlik Parkı, önceki dönemlerin çorak toprakları üzerinde Atatürk’ün planlı yeşil alan yaratma düşüncesinden doğmuştur. 1934 yılında Hermann Jansen tarafından hazırlanan ancak bir yıl sonra Nafia Vekâleti ile peyzaj mimarı ve planlamacı Theo Leveau’nca değiştirilip uygulanan plan, yeşil alanları ve ortadaki yapay gölüyle kentin havasını değiştirmişti. Aynı dönemde girişe yakın yerdeki küçük gölün başına karşılıklı olarak yerleştirilen iki de heykel vardı. İtalya’dan getirtilen söz konusu heykeller uzun yıllar aynı yerdeydi. Ancak 1980 sonrası Türkiye’ye egemen olan dinsel ağırlıklı politikaların yaygın ideolojisine göre müstehcen bulunarak son yıllarda yerinden kaldırıldı. İzmirCaddesiilgibekliyor Fotoğraf çektirmeyerek korunan kamu malı Y A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentin en yoğun yaya bölgelerinden biri olan İzmir Caddesi’ndeki zemin döşemelerinin iyice yıprandığı dikkat çekiyor. Caddenin birçok noktasındaki kaldırım taşlarının yerinden söküldüğü, çukurların oluştuğu görülüyor. Gündüz vakti yaya bölgesinin orta yerinde çöp yığınları oluşuyor. İzmir Caddesi’nde bekleyen Anakent Belediyesi’ne bağlı ANFA Güvenlik şirketi elemanlarının “Biz büyükşehir belediyesinin izniyle burada kamu malını koruyoruz” diyerek fotoğraf çekilmesine engel olmak istemesi ise dikkat çekiyor. İzmir Caddesi, Kızılay ile Necatibey Caddesi’ni birbirine bağlıyor. Bu nedenle kentin en işlek yaya bölgeleri arasında geliyor. Cadde boyunca mağazalar ile dersaneler sıralanmış durumda, gündüz nüfusu oldukça kalabalık. Özellikle dersaneler caddenin yoğunluğunu arttırıyor. Ancak İzmir Caddesi’nin son zamanlarda bu yoğunluğu kaldıramadığı gözleniyor. Çünkü cadde boyunca döşenen kaldırım taşları birçok noktada yerinden sökülmüş durumda. Bazı taşların ise zeminle bağlantısı koptuğu için yerinden oynuyor ve yağmurlu günlerde yürümeyi zorlaştırıyor. Özellikle yağmurlu günlerde yayaların üzerine oynayan kaldırım taşlarının altındaki kirli su fışkırıyor. Caddenin orta yerinde mo zaik taşlardan oluşturulmuş yıldız şeklindeki şekil de tahrip edilmiş. Cadde trafiğe kapalı ancak yürüme bölgeleri tamamen park halindeki otomobillerin işgali altında. Mağazalara yük taşıyan araçlar ve duraklarda bekleyen taksilerin de eklenmesiyle İzmir Caddesi yurttaşların önünde aşılması gereken set gibi duruyor. Değnekçiler de durumu fırsata çevirerek park halindeki araç sahiplerinden para alıyor. Bu nedenle caddenin Necatibey’e çıkış yönündeki trafik ağır ve tek şeritten ilerlemeye çalışıyor. Caddede su havuzlarının etrafını saran mermerlerin bazılarının da yerinde olmaması kötü bir görüntü oluşturuyor. Diğer yandan cadde ortasında sıralanan büfeler kendilerine tanınan alanın dışına taşarak, buralara eşyalarını koyuyor. Gündüz vakti caddede çöplerin yığılması da bir yandan koku bir yandan da görüntü kirliliği oluşturuyor. Caddenin başındaki Ankara Kardeş Kentler Anıtı’nda yer alan şehir isimlerinin harfleri de dökülmüş. Kaldırım taşlarını ANFA koruyor İzmir Caddesi bu sorunlarını aşmak için Anakent Belediyesi’nin müdahalesini bekliyor. Caddenin başına kulübe kuran ve ikişer kişilik ekipler halinde “güvenliği sağlayan” belediye şirketi ANFA Güvenlik, bu haber için gerekli olan fotoğrafın çekilmesini engellemek istiyor. İzin alınması gerektiğini söylüyor, ancak iznin kimden alınması gerektiğini kendisi de bilmiyor, sadece “şubeye anons etmek”ten söz ediyor ve “Biz büyükşehir belediyesinin izniyle burada kamu malını koruyoruz” diyor. Sokaktaki banklarda dinlenen yurttaşlar ise “Bu yollar kamu malı değil mi” sorusunu yöneltiyor. A Personele‘bankadan’ikramiye Yaşar’ın makamında imzalanan protokole göre 1052 belediye personeli maaşlarını alacak bankadan yılda toplam 340 TL para alacak. Bu para personele ocak ve temmuz aylarında iki taksit olarak ödenecek. İmzalanan protokole göre ayrıca Yenimahalle Belediyesi personeline banka birçok kolaylık sağladı. Bu kapsamda banka personelden, hesap işletim ücreti, kredi kartı üyelik bedeli, havale, EFT ve komisyon ücreti almayacak. Banka kredilerinin faizlerinde Yenimahalle Belediyesi personeline fazladan indirim yapılacak. Bu kredi kolaylığının daha önce de uygulandığı ve çok sayıda çalışanın bu olanaktan yararlandığı öğre NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yenimahalle Belediyesi, personel maaşlarının yatırılacağı banka ile yaptığı anlaşma çerçevesinde her personeline yılda bir kere 340 lira ödeme yapılmasını ve bankacılık hizmetlerinde önemli kolaylıklar sağlanmasına öncülük etti. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, anlaşma ile çalışanların bütçelerine katkı yaptıklarını dile getirdi. Belediye yönetimi, personel maaşlarının yatırılacağı bankayı belirlemek için pazarlık yoluna gitti. Belediye Bakanı Yaşar, pazarlıklar sırasında personel lehine birçok avantajı banka yönetimine kabul ettirdi.